SARAT Projesi Sınır ötesinde definecilik ve etkileri

Mal bulanındır

BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Katılım
27 Nis 2018
Mesajlar
7,967
Tepkime puanı
9,648
Puanları
23
Konum
Yaşamın olduğu her yer
Proje raporundan aynen alintidir
ayligi 20 dolara calistirilan insanlarin dramidir..........
Katılımcı 4’ün aktardığına göre iki tür alıcı var: Daha önce de piyasada olan yerleşik alıcılar ve fakirleştikleri için kaçakçılığa kayan yeni tür alıcılar. Eser ticareti yapan alıcıların kazı yönettiği de oluyor. Kazıya katılanlara ya günlük yaklaşık 17 dolar ödeme yapılıyor ya da kazılardan çıkan eserler üzerinden komisyon veriliyor.

En önemli alıcılar Suriye dışında bağlantıları olanlar, Türkiye güzergahı o sırada en popüler olanıydı, Lübnan yolu da eğer alıcıların Suriye ordusunda bağlantıları varsa kullanılabiliyordu. Katılımcı 4, 2011’den önce de aktif olan alıcıların kendi aralarında bir ağı olduğuna, bu ağın içinde askeri yetkililerin de bulunduğuna inanıyor.

Katılımcı 4, kaçak kazılar ve eser ticaretini denetleyen bir IŞİD yetkilisiyle irtibatı olduğunu belirtiyor. Bu IŞİD’linin, kendi bölgelerindeki kazılarda ağır iş makineleri kullandıklarını, örgütün 35 farklı kazı çetesini istihdam ettiğini, her grubun içinde 45 kişinin bulunduğunu belirtiyor. Çoğu eser Türkiye üzerinden ülke dışına çıkarılıyor, bazen eserler yakıt tankerleriyle taşınıyor. Hem sınır güvenliği hem de Türkiye tarafındaki çetelere rüşvet verilmesi gerekiyor. Katılımcı 4, IŞİD’in bir Suriye ordusu askerine bazı eserleri sattığını, bu askerin ticaret ve nakliyeyi ayarladığını belirtiyor. IŞİD bölgesinden çıkarılan bazı eserler İdlib’e getirilerek satılmış, bunlardan ‘bahar tanrısı’ heykeli 13 bin dolara, bir Sümer heykeli ise 2 bin 500 dolara alıcı bulmuş. El Nusra Cephesi’nin de kazı yürüttüğünü ancak IŞİD kadar organize olmadığını söyleyen Katılımcı 4, Tell Hamamiat’da ise bizzat Suriye ordusundan askerlerin kaçak kazı yürüttüklerini ve Roma dönemi altın sikkeleri ve figürinleri bulduklarını iddia etti. Bu eserler Katılımcı 4’e göre El Madik’deki bir alıcıya 150 bin dolara satilmistir

Baba ve dedesinin yolunda ‘zoraki’ alıcı

Katılımcı 5, iç savaştan önce devlet memuruymuş ama o zamanlar da kaçak kazılara ve eski eser ticaretine katılırmış. Babası ve dedesini takip eden Katılımcı 5, 17 yaşından beri alıcılık yapıyormuş. 2011’den önce geceleri üç-dört saat çalıştığını, şimdiyse çok daha fazla zaman harcadığını belirtiyor. 2011’den önce İdlib’deki Apamea ve Telmin’de bazı kaçak kazıların olduğunu ancak bu tarihten sonra taşrada kaçak kazıların çok daha arttığını belirtiyor.

Üç adet metal dedektörü olduğunu ve bunları üç kişilik gruplara kiraladığını belirten Katılımcı 5, bulunan her eserden %30 komisyon aldığını kaydediyor, bunun yanında kaçak kazı ekibinde her işçiye günlük 3-4 dolar verdiğini söylüyor. Kendisini ‘büyük alıcı’ olarak görmüyor.

Katılımcı 5 de, sikkelerin rahatlıkla alıcı bulduğunu ancak mozaiklerin ‘para etmediği’ için bulunduğu gibi bırakıldığını vurguluyor.

Savaştan önce eserlerin Lübnan üzerinden kaçırıldığını anlatan Katılımcı 5, şimdi Türkiye’nin ana güzergah olduğunu belirtiyor. Bazen mülteciler eserlerin kaçırılmasında kullanılıyor. Ayrıca Türkiye’de İslam dönemi sikkelerini arayan Körfez ülkelerinden Arapların olduğunu düşünüyor.

2014’te kendisinin de Dura Europos’a gittiğini belirten Katılımcı 5, 400 kişinin kazı yaptığını gözlemlediğini, IŞİD’in her tür buluntudan % 20 satış vergisi aldığını, diğer % 80’inse IŞİD komutanı ve kazıcılar arasında pay edildiğini belirtiyor. Buradaki buluntuların bazıları da İdlib bölgesine satılmış.

Katılımcı 6, görüşme sırasında Türkiye sınırına yakın bir mülteci kampında yaşıyormuş. Çatışmadan önce polis olduğunu söyleyen Katılımcı 6, Suriye ordusu ve Muhaberat personellerinin kaçak kazı ve eser ticaretine karıştığını iddia ediyor. Çatışma başladığından bu yana tüm siyasi tarafların ya kaçak kazılara göz yumduğunu ya da bizzat kaçak kazı yürüttüğünü söylüyor. Kazılarda çalışan işçilerin ise savaş yüzünden fakirleşen kesim olduğunu belirtiyor.

Savaştan önce Lübnan’da inşaatlarda çalışan iki kuzeni, evleri bombardımanla yıkılınca kendisi gibi mülteci kampına gelmiş. Şimdi onlar da kazı yapıyor, bulduklarını çok ucuz fiyatlara satıyorlarmış. Mülteci kamplarındaki şartlar çok zorlu olduğundan, birçok kişi biraz para kazanabilmek için kaçak kazı yapmak zorunda kalıyormuş. Katılımcı 6, çocuklarının parasızlık ve kamp hayatı yüzünden çok sıkıntı çektiğini, küçük kızının kötü beslenme nedeniyle saçlarının döküldüğünü anlatıyor.

Katılımcı 6’ya göre bulunan eserler mozaikler, heykeller, sikkeler ve çeşitli kaplar. Mozaikleri Türkiye’ye sokmak zor olduğu için 100 dolar civarında satılabildiğini belirtirken sikkelerinse 2 dolardan 1000 dolara kadar alıcı bulduğunu, fiyatın sikkelerin tipine göre değiştiğini söylüyor.

Suriye’nin içindeki birçok alıcı bu işe çatışma başlayınca girmiş ve birçoğu da eserlerle kısa süreli ilgilenebiliyormuş. Hiçbirinin kalıcı bir işi olmadığını belirten eski polis, Suriye içindeki alıcıların çok para kazanmadığını, asıl kazançlı tarafın Suriye dışındaki alıcılar olduğunu belirtiyor.

Suriye dışına ticaretin sınırın her iki tarafından da mülteciler eliyle gerçekleştiğini belirten Katılımcı 6, mülteci kampındaki Suriyelilerin eserleri satın alacak yabancıları tanıyan Türklerle bağlantısı olduğunu belirtiyor. Katılımcı 6 bir mozaiğin Rus bir alıcıya satıldığını duyduğunu söylüyor.

İç savaştan önce arkeolog olarak çalışan Katılımcı 7, mülakat yapıldığı zaman bir insani yardım kuruluşunda ören yerlerinin kayıt altına alınmasında çalışıyordu. Kaçak kazılara dahil olmamıştı ama bizzat gözlemde bulunmuştu. Çatışmanın başlamasıyla kaçak kazıların önce bireysel olarak başladığını, zaman ilerledikçe daha organize hale geldiğini belirten Katılımcı 7, kazıları ise alıcıların yönettiğini söylüyor.

Kazıcılara günlük 500 Suriye lirası ödeniyor ve buluntulardan belli oranda komisyon alıyorlar. Bulunan eserler ise alıcıda kalıyor. El Bara yakınlarında bulunan Bizans döneminden kalma 27 bakır ve gümüş objenin ilk alıcıya 17 bin dolara satıldığını, ikinci satışın ise 150 bin dolara gerçekleştiğini belirtiyor.
 

Mal bulanındır

BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Katılım
27 Nis 2018
Mesajlar
7,967
Tepkime puanı
9,648
Puanları
23
Konum
Yaşamın olduğu her yer
Son düzenleme:
Üst