Bir Alman, bir Fransız, bir Türk ölmüş
Fıkra bu ya hepsi gide gide gitmiş cehenneme. Her millet için ateş kazanları ayrı ayrıymış ve her kazanın başında çıkmaya çalışanları kazana geri bastıran zebaniler varmış.
Almanya’nın kazanı ve zebanisi
Fransa’nın kazanı ve zebanisi
Türkiye’nin kazanı var kazanın başında zebanisi yokmuş.
Yeni işe başlayan görevli sormuş.
Türkiye’nin kazanından kimse kaçmaya çalışmıyor mu niye zebani yok diye?
Yooook demişler öyle değil. Türkiye’nin kazanında yukarı çıkmaya çalışanları kazanın içindekiler aşağı çekiyor. Zebaniye gerek kalmıyor, o yüzden zebani yok.
Durum tam olarak bu.
Bizi çok seven, çok değer veriyor sandığımız insanlar öyle bir bozuluyor ki bizim başarılarımıza.
Anlam veremediğim garip bir ego var insanlarda. Çoğunluk hep kendisi mutlu olsun istiyor, hep kendinde para olsun, hep kendinin işi olsun, hep kendisi gezsin, hep kendisi iyi giysin, hep kendisi hep kendisi.
Kazara bir şey başarın iyi bir üniversite kazanın, güzel bir kariyer yapın, mutlu bir evlilik yapın ya da işleriniz yolunda gitsin haset fesat insanlar çok bozuluyor bu işe. Bozulmakla da kalmıyor her türlü uğraşıyorlar bunu bozmak için.
Bunun tam terside yaşanıyor. Evlenen memlekette son bir adam kalmışta sonuncuyu kendisi almış havalarına giriyor.
Eğitim yok, kazancı yok eşinin kazancıyla kariyeriyle övünüyor.
Psikologa sormak lazım bu insanlar nasıl bir ruh hali yaşıyor diye.
Bunun altında yatan temel sebep ne diye.
Bir de üçü on diye anlatanlar var.
Herkes bir şey uzmanı, herkes bir yerde müdür.
Ben bugüne kadar memur olanını duymadım var mı duyanınız.
Ne güzel demiş Hz. Ali
Ölüm senin peşindeyken, sen neyin peşindesin ey insan.
Üç günlük dünyada hasetlik, fesatlık, kıskançlıkla stres içinde yaşamaya uğraşacağınıza, mutlu olmaya mutlu etmeye baksanız kendinizi. Zira boş egolar şahsen benim umurumda bile değil.
Hepinize mutlu günler dilerim.