Mal bulanındır
BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Bir büyüğümüzün anlattığı gerçek olaydır.. 1955 yılında yakınımız İhsan Ergün’ün Kartal’daki Ekim Sokak Numara 3’teki evine gitmiştik. Çayımızı içerken ev sahibesi Makbule teyze pencereden bahçe duvarını göstererek; ’Hasip bey bak, yoldan geçenler küçük abdestini bahçe duvarına yapıyor. Belediye’ye başvurduk, ’Buraya işemeyiniz’ levhası astırdık, hiç faydası olmadı’ dedi. Bu sırada İhsan amcanın yeğeni mühendis Namık bey, ’Ben hallederim’ diyerek kazma kürekle bahçeye indi. Duvarın üzerinden taşlar alarak mezar yaptı, başına 60x60x60 ebadında taştan bir küp koydu, arkasını samanlı çamurla kapattı, etrafını kireçledi. Makbule teyzeden mum istedi. Etrafındaki ağaçların dallarına bez bağladı. Yalova-Kartal arabalı vapuru iskeleye yolcu indirirken, Namık bey bizlerin de bahçeye inmesini, Makbule teyzenin başına yemeni bağlamasını istedi. Halk bahçenin önünden geçerken, Namık bey üç mumu yakıp küpün içine koydu. Bizler de mezarın yanına diz çöküp dua etmeye başladık. Yoldan geçenler bize uyarak ellerini açıp dua etmeye başladılar. Burada kimin yattığını soranlara da ’Muhterem bir zat yatıyor’ dendi. 15 gün sonra yatır için Makbule teyze, ’Bakınız bu iş çok iyi oldu. Pipi yerine dua edenleri görüyoruz’ demişti."
ADI, RÜYADAN
Yakın zamanda mezarın akıbetini merak edip, artık hayatta olmayan Makbule teyzenin torunu Suna Toplandı’yı arayan Uras, şu yanıtı almış: "15 sene bahçemiz çok temiz kaldı, fakat şimdi o yatır problem oldu. Komşumuz Zafer Hanım, ’Bu yatırı rüyamda gördüm. ’Ben İhsan beyin bahçesindeki mezarda yatan Ahmet Dede’yim, mezarın üzerine ismim yazılı bir taş dik’ dedi. ’Ahmet Dede ruhuna fatiha’ yazılı bir de mermer taşı başucuna diktiler. Makbule hanımın vefatından önce, evi yıkıp yerine bir ev yaptırmak istedik. Belediye’ye başvurduk, ’Orada yatır var, müsaade etmeyiz’ dediler. Belediye, mezar etrafındaki, sizin koyduğunuz taşları söküp mermerle çevirdi."
"Kartal’a gittim. Ev yıkılmış, taş yerine mezar mermerleşmişti. Taşta, ’Yatır Ahmet Dede ruhuna fatiha’ yazıyordu" diyen Hasip Uras, 1987’de evin bahçesinde üç kişinin define aradığını da aktarıyor.
Emeklilik sonrası hacca giden Uras, bu anıyı aktarmaktaki amacını "Bilim dışında, hurafeden medet umanların günlük yaşamlarındaki perişanlığı ve aldatmacaları sergilemek istedim" diyerek aktarıyor.
ADI, RÜYADAN
Yakın zamanda mezarın akıbetini merak edip, artık hayatta olmayan Makbule teyzenin torunu Suna Toplandı’yı arayan Uras, şu yanıtı almış: "15 sene bahçemiz çok temiz kaldı, fakat şimdi o yatır problem oldu. Komşumuz Zafer Hanım, ’Bu yatırı rüyamda gördüm. ’Ben İhsan beyin bahçesindeki mezarda yatan Ahmet Dede’yim, mezarın üzerine ismim yazılı bir taş dik’ dedi. ’Ahmet Dede ruhuna fatiha’ yazılı bir de mermer taşı başucuna diktiler. Makbule hanımın vefatından önce, evi yıkıp yerine bir ev yaptırmak istedik. Belediye’ye başvurduk, ’Orada yatır var, müsaade etmeyiz’ dediler. Belediye, mezar etrafındaki, sizin koyduğunuz taşları söküp mermerle çevirdi."
"Kartal’a gittim. Ev yıkılmış, taş yerine mezar mermerleşmişti. Taşta, ’Yatır Ahmet Dede ruhuna fatiha’ yazıyordu" diyen Hasip Uras, 1987’de evin bahçesinde üç kişinin define aradığını da aktarıyor.
Emeklilik sonrası hacca giden Uras, bu anıyı aktarmaktaki amacını "Bilim dışında, hurafeden medet umanların günlük yaşamlarındaki perişanlığı ve aldatmacaları sergilemek istedim" diyerek aktarıyor.