Zeytin ağacının etrafındaki ateş cemberi

Mevzuyu bir arkadaş konu açmıştı orda anlattim ama bir daha baştan anlatayım...
Sene 1988 arkadaşlar akşam arabayla dolaşmaya çıkarlar bir tarlanin kenarındaki zeytin ağaçlarının olduğu yerde ufak ateşler görurler bunlarda meraktan ne var orda alem mi yapıyorlar diye düşünerekten ateşlerin olduğu yere yürürler bakarlarki etrafta kimseler yok sadece ateş cemberi ellerindeki feneri yakarlar yakmaları ile beraber ateş cemberi bir anda ateş topuna döner

Ateş ile ilgili hikayelerin yanı sıra şu son zamanlarda da yerel halk tarafından cinli olarak düşünülen yerlerde aniden ortaya çıkan ve aniden kaybolan tavuk ve 7 civcivi hikayeleri duymaya başladım, genelde bu tavuk ve civcivler olan yerlerde kimileri ateş ve ışık gördüklerini de söylüyorlar.

Bu ateş topu bunlarin etrafında dönmeye bir tepelerinin üstünde bir etrafında dolanmış bunlar korkudan altlarına kaçırmışlar kahkaha ordan zor bela arabaya binip hızla uzaklaşıp eve kendilerini zor atmışlar. Evde korkudan hepsi bir odada toplanmış bunlarda 5 kişi üst kattaki ev boş yukardan ziplama duvara vurma sesleri gelince bunlar iyice korkmaya başlamışlar evin içinden seslergelmeye gölgeler dolaşmaya başlamış sahabaha kadar sürmüş bu olaylar. Sabah olunca sesler kesilip bunlarda uyumus hepsi bir odada. Öğlene dogru bunlar geldi yanıma başlarindan geçen olayı anlattılar bende gidin benle kafamı buluyorsunuz diye bunları azarladım yeminler havada ucuşuyor tamam ozaman akşam benide götürün görmeden inanmam dedim onlar bir daha oraya gitmeyiz diyentutturdular benden ne istiyorsunuz peki dedim sen inançlı birisin olum siz.müslümn değilmisiniz diyince sen dualarin çoğunu bilirsin kuran okursun sen bize yardimci olursun neyden şüpheleniyorsunuz peki cinlerden dediler

jeolog' Alıntı:

Ateş ile ilgili hikayelerin yanı sıra şu son zamanlarda da yerel halk tarafından cinli olarak düşünülen yerlerde aniden ortaya çıkan ve aniden kaybolan tavuk ve 7 civcivi hikayeleri duymaya başladım, genelde bu tavuk ve civcivler olan yerlerde kimileri ateş ve ışık gördüklerini de söylüyorlar.

Genişletmek için tıkla ...

Benimki yaşanmiş olaylar ustam devam ediyor bitmedi henüz

Sirvan ustam jeolog kardesimin dedigi konuyuda duydum ne kadar dogru bilinmez ama bu ates mevzusu sanirim 3 harflilerin meskeni olan yerlerde cok gozukuyo birde nevruzda altin isigi yansir derler topraktan senede 1 gun ne kadar dogru muallak herseyin dogrusunu yuce ALLAH CC bilir biz sadece yorum yapariz..

Ustam, öyle ki nisan sonu mayıs ortası aralığında sıkça karşılaşılan bir durum olarak benzer bir çok anlatım duydum. (düzeltme: hikaye diye nitelendirmiş olmama siz aldırmayın yanlış kelime kullanımı oldu).

Bende duyuyorum ustam ama ne kadar gercek basimiza gelmeden inanamiyoruz kanit ister insanoglu yinede inanmaz..

Oyle ise yeri bana gosterin dedim akşam olmasina baya vardı daha arabayla baya gittikten sonra ateş çemberini gördükleri yere götürduler ben acaba birileri bunlarla dalga geçti diye düşünüyorum. Ates varsa en azindan is kul olmalı diye düşünüyorum ağaçlarin olduğu yere doğru yürüduk ağaclarin görüntüsü dahi ürkütücü idi. Bu nasıl birbiryer diye sordum ağaçlar belli baya yaşıvardı 200 senelik diye düsünüyorum eğri acayip zeytin ağaçları sanki dondurulmuş ucube gibi birşey ettafa bakindim ne bir is kül hiçbirşey yoktu. Tamam dedim dönelim neyse biz eve geldik akşama kadar bu olayı konuşup durduk akşam ezani okundu ben abdest aldim namazimi kildım bunlara hadin kalkin gdiyoruz dedim. Bunlar yine gelmeyiz sen git diyorlar. Bu işten kurtulmak istiyorsanız benle geleceksiniz yoksa bunlar sizi rahatsız edecekler diyince mucbur gelmeye karar verdiler benim niyetim acaba hala bunlar benle dalgamı geçiyorlar diye düşünüyorum. Arabaya atlayip ağaclarin olduğu yere vardik gundüz gozu ile tarlaya inecegımiz yeri gidecegimiz yeri belirledim. Arabayla tarlaya indim bunlar ne yapıyorsun diye tuturdular bende bana birakin diyorum.sakin olun diye teselli veriyorum farları kapattım yavaşca ilerliyorum gerçekten kırmızi alevler var ben hala birileri bunlarla veya bunlar benle dalga geçiyorlar diye düşünüyorum. Yanlarina kadar yaklaştim aramız 4..5 mt anca var daire şeklinde ufak alevler farları yakinca birden....

jeolog' Alıntı:

Ustam, öyle ki nisan sonu mayıs ortası aralığında sıkça karşılaşılan bir durum olarak benzer bir çok anlatım duydum. (düzeltme: hikaye diye nitelendirmiş olmama siz aldırmayın yanlış kelime kullanımı oldu).

Genişletmek için tıkla ...

Yok ustam ne derseniz alinmam doğrusunu yazıyorum arkadaşlarin yaşadikları nedir bilmem ama bu gerçek

O daire şeklindeki atesler 10 mt yükseldi bende tırsmaya basladim dedim noluyoruz arkadaşlar bağıriyor ağlıyorlar alev topu oldu arabanin etrafinda dönup duruyorlar altından geciyor üstunden dolaşıyor 1. Vitese attim araba yerinden kalkmıyor sanki birileri tutuyor başladim dua okumaka felek nas ayetelkürsiyi okuyunca araba hareket etmeye başladı hızlı birşekilde tarladan çikmaya calışıyorum aynadan baktim alevler girdap şeklinde olduğu yerde dolaniyor neyse asfalta çiktik ben ayetelkürsiyi okumaya devam ediyorum eve vardik arkadaşlar sana inandik başımiza gelene bak diyorlar siz zaten dun başınızı belaya sokmuşsunuz abdest alin 2 rekat namaz kılin dedim bunlara. Olayi konuşuyoruz baya bir vakit geçti ben gidiyorum dedim birakmayız burda kalacaksin dediler olum ben bayabir dua okudum size bulaşamazlar diyerek motoruma atlayip evime gittim evde tekbaşımayim kimse yok benden başka

bir hikaye de ben anlatayım bari
bir gün sanayiye gittim. bir sanayici arkadaş ziyareti
söz dolaştı dolaştı başından geçen minik bir konuşmadan bahsetti
şöyle;
bir kamyon şoförü bizim arkadaşa geliyor. bir gün bir yere yük götürmüş. sabah çok erken ulaşmış. sabahçı kahvesinde çay içerken
kahvede şoför haricinde yaşlı bir kişi varmış. ona da çay söylüyor. bu kez muhabbet başlıyor şoför ile yaşlı amca arasında.
yaşlı amca bir köy tarif ediyor, o köyün mezarlığında, üzerinde sunak olan mezar taşının altında para olduğu, kendisinin koyduğunu söylüyor
şoför sessiz, sadece dinlemiş, ama kafasına da takılmış.
olacak ya, bizim şoför, yaşlı amcanın bahsettiği köyden, hatta o bahsedilen mezarlığa en yakın evin de sahibi
köyden bir akrabasını yanına alan şoför mezarlığa girmiş. gece geç saatlerde olmasına rağmen, köyde hiç keçi olmamasına rağmen, bunların yanına bir beyaz keçi gelmiş. bizimkiler korkup mezarlıktan kaçmışlar.
bu hikayeyi bizim sanayici arkadaşa anlatmış, sanayicide arkadaşta bana anlattı
hadi dedim, hemen gidiyoruz, ben o şoförle tanışmak istiyorum dedim.
otomobile bindik, köye gittik. sanayici arkadaş anlat bakalım dedi. şoför bir kez daha anlattı
bende dalga geçtim
keçi erkek mi dişimi?
boynuzlu mu, boynuzsuz mu?
sakalı varmıydı
adamcık, şoför biraz bozuldu
izin ver, o mezarı bana göster ben o parayı alıcam dedim.
kabul etti.
yine ramazan ayındaydık, herkes teravi namazına girdiğinde hallederim diye köye gittim
şoför amca ile buluştuk, biz mezarlığa girdik. taşı gördük
dışarıya çıktık. ekip çalışıyordu.
ne keçi geldi, ne oğalak
ne de farklı bir olay.
ama şoför kıvırdı
ben sizin burayı açmanıza gölnüm razı değil dedi
bizde öylece bıraktık döndük geldik

selametle

Bende uyumaya hazırlaniyorum artik eskiden evlerde pencereler tahtadandı birde tahtadan kapilari olurdu pencerelerin onuda kapatip yataga girdim biraz zaman sonra sesler gelmeye başladı evin içinde baya bir ayetelkürsi okumuştum bunun bana verdiği güvenle yatağa girmiştim sesler dışardan geliyordu dedim bunlar beni korkutmaya geldi dur şunlara bir oyunda ben oynayayim dedim. Mevsimlerden kış ayı bitmek üzereydi bir sürahiye suyu doldurup bunlarin üstune dökimde korkutmak neymiş görsünler dedim. Pencereyi açtim tahta pervazida actım tam suyu dökecem baktim karşımda bir keçi beyaz bir keçi teke duruyor allahallah bu keçi nerden gelmis buraya diyorum birden gözlerine baktim kıpkirmızı bune dedim elimdeki suyu üzerine döktüm dökmemle bu nasil havalara ziplıyor hızlısanki 200.km hızla bir kaçtı saniyeler içinde kayboldu. Biraz daha ayetelkürsi okudum ve uyudum sabah olmuş arkadaşlarin yına gittim olayi anlattım siz birşey yaşadınizmı diye sordum yukardaki boş daireden gülmesesi geliyor dediler. Ayetelkürsiyi okuyunca yanaşamadiklarini bulunduğumuz yere dahi giremediklerini anladım. Gerçekten sırlı bir zırh gibi bizi koruyordu. Bukadar arkadaşlar