Kulaktan,kulağa

 

Meltun

Bilgili Üye
Katılım
4 Şub 2019
Mesajlar
398
Tepkime puanı
333
Puanları
9
Kulaktan kulağa anlatılan bize kadar ulaşan bir olaydan alınmış ve aktarılmıştır.
Muhitin içerisinde çok büyük hazinenin varlığından yıllardır söz edilir.Çevrede meraklıların gelen gidenin arayanın hesabı yoktur.Bütün uğraşılara rağmen ana kaya üzerinde bir terazi den başka bir işaret bulunamamıştır.Terazinin anlatabileceği ne varsa sormuşlar araştırmışlar ve de denemişler sonuçsuz kalınca ümit kesmişler fakat bölge gayri ihtiyari olayı bilen insanların bir nevi denetimi altında kalmış.
Köyün çobanı dağda koyunlarını otlatırken çevreye hakim tepede’ ki esinti hoşuna gider ve olduğu yere oturur. Sürüyü içinde kuzuların oynaşmasını seyre dalar.
Bulunduğu yer hakim bir noktadır.Karşıki tepe ile vadi oluşturmuş aradan dere akıyor. Kenarında yeşil düzlük alanlar oluşmuş dereyi takip eden bir yol,patika mevcut Uzaktan bir yansıma ve bir hareket gözüne çarpar koyunlara bakar bir dağınıklık yoktur.Etrafındalar telaş etmez hareketi takibe başlar.Hareket eden nesne kah kaybolur,kah görünür.İstikamet bulunduğu vadi gibi göründüğünden çobanda merak ta başlar. Bir müddet sonra siyah bir mersedes derenin etrafında ki alanlığa gelir , durur içinden üç kişi iner,bagajı açarlar üçü de siyah papaz elbisesi giyer ikisi ellerinde çuvallar vadiye girerlerken,üçüncüsü elinde bir kitap okumaya başlar.
Derken Gökyüzünde bir hareketlenme oluşmaya başlar gittikçe yaklaşmaktadır. Tüm dikkatini verir ve sürüler halinde beyaz güvercinler görür. Güvercinler yavaş ,yavaş arabanın etrafına inmeğe başlarlar.O kadar çoğalırlar ki araba yanında ki insan dahil vadi tamamen tepeler hariç yerde ki beyaz güvercinlerden görünmez olur. Diğer iki papaz kıyafetli insanlar görünmez haldedirler.Çoban şaşkınlıkla olayı yarım saat kadar izler, meraklanır ne hikmetse yerinden kalkıp oraya gitmeyi düşünür,düşünürde bir türlü kalkmak için bir gayret gösteremez güvercinler birer birer havalanırken vadide ki iki kişi zor taşıdıkları çuvallar sırtlarında dolu olarak geri dönerler.Arabanın yanına geldiklerinde ise bir tek güvercin dahi kalmaz, hepsi uçup gitmiştir.Elbiseler çıkarılır çuvallarla beraber arabanın bagajına konur ve geldikleri yoldan geri döner giderler.
Çoban da koyunları toplar köye döner olayı anlatır. Konu şaibeli yer olduğundan köy halkı çobanın tarifi , izahatı kılavuzluğu doğrultusunda yarım saatlik mesafe içerisinde vadinin her yeri aranır. Ne bir yer kazılmıştır.Ne bir taş çevrilmiştir.Nede farklılık gösteren bir durum vardır.Hiçbir şey göze çarpmaz ahali köye döner gelirler gelirde olay hala anlatılır durur.Bu insanlar ne idi ne alıp gittiler.
Kaynak;Meltun
 

uçmuş

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
3,986
Tepkime puanı
2,327
Puanları
23
Konum
tam olduğum yer
Meltun kardesim eyvallah ...
Yalnız senden şöyle 1 istekte bulunsam.... 1 konu üzerinden devam edip konularını hikayelerini ..olaylarini anlatsan .. hepsi 1 sayfada olsa .. daha iyi olmaz mı... .. yeni konu açarak değilde aynı sayfadan devam edersin ustam .. saygılar..
 

Dampiel

Aktif Üye
Katılım
3 Eki 2018
Mesajlar
159
Tepkime puanı
3
Puanları
3
Meltun kardesim eyvallah ...
Yalnız senden şöyle 1 istekte bulunsam.... 1 konu üzerinden devam edip konularını hikayelerini ..olaylarini anlatsan .. hepsi 1 sayfada olsa .. daha iyi olmaz mı... .. yeni konu açarak değilde aynı sayfadan devam edersin ustam .. saygılar..
Aynen ustama katiliyorum boyle takip edemiyorum meltun ustam:)
 

Keskingöz

Tüm Yorumlarım, Resmi Kazılar İçin Geçerlidir.
Süper Moderatör
Katılım
11 Şub 2018
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
1,994
Puanları
23
Kulaktan kulağa anlatılan bize kadar ulaşan bir olaydan alınmış ve aktarılmıştır.
Muhitin içerisinde çok büyük hazinenin varlığından yıllardır söz edilir.Çevrede meraklıların gelen gidenin arayanın hesabı yoktur.Bütün uğraşılara rağmen ana kaya üzerinde bir terazi den başka bir işaret bulunamamıştır.Terazinin anlatabileceği ne varsa sormuşlar araştırmışlar ve de denemişler sonuçsuz kalınca ümit kesmişler fakat bölge gayri ihtiyari olayı bilen insanların bir nevi denetimi altında kalmış.
Köyün çobanı dağda koyunlarını otlatırken çevreye hakim tepede’ ki esinti hoşuna gider ve olduğu yere oturur. Sürüyü içinde kuzuların oynaşmasını seyre dalar.
Bulunduğu yer hakim bir noktadır.Karşıki tepe ile vadi oluşturmuş aradan dere akıyor. Kenarında yeşil düzlük alanlar oluşmuş dereyi takip eden bir yol,patika mevcut Uzaktan bir yansıma ve bir hareket gözüne çarpar koyunlara bakar bir dağınıklık yoktur.Etrafındalar telaş etmez hareketi takibe başlar.Hareket eden nesne kah kaybolur,kah görünür.İstikamet bulunduğu vadi gibi göründüğünden çobanda merak ta başlar. Bir müddet sonra siyah bir mersedes derenin etrafında ki alanlığa gelir , durur içinden üç kişi iner,bagajı açarlar üçü de siyah papaz elbisesi giyer ikisi ellerinde çuvallar vadiye girerlerken,üçüncüsü elinde bir kitap okumaya başlar.
Derken Gökyüzünde bir hareketlenme oluşmaya başlar gittikçe yaklaşmaktadır. Tüm dikkatini verir ve sürüler halinde beyaz güvercinler görür. Güvercinler yavaş ,yavaş arabanın etrafına inmeğe başlarlar.O kadar çoğalırlar ki araba yanında ki insan dahil vadi tamamen tepeler hariç yerde ki beyaz güvercinlerden görünmez olur. Diğer iki papaz kıyafetli insanlar görünmez haldedirler.Çoban şaşkınlıkla olayı yarım saat kadar izler, meraklanır ne hikmetse yerinden kalkıp oraya gitmeyi düşünür,düşünürde bir türlü kalkmak için bir gayret gösteremez güvercinler birer birer havalanırken vadide ki iki kişi zor taşıdıkları çuvallar sırtlarında dolu olarak geri dönerler.Arabanın yanına geldiklerinde ise bir tek güvercin dahi kalmaz, hepsi uçup gitmiştir.Elbiseler çıkarılır çuvallarla beraber arabanın bagajına konur ve geldikleri yoldan geri döner giderler.
Çoban da koyunları toplar köye döner olayı anlatır. Konu şaibeli yer olduğundan köy halkı çobanın tarifi , izahatı kılavuzluğu doğrultusunda yarım saatlik mesafe içerisinde vadinin her yeri aranır. Ne bir yer kazılmıştır.Ne bir taş çevrilmiştir.Nede farklılık gösteren bir durum vardır.Hiçbir şey göze çarpmaz ahali köye döner gelirler gelirde olay hala anlatılır durur.Bu insanlar ne idi ne alıp gittiler.
Kaynak;Meltun
Kamhi Leonard sana detayını anlatsın..
:))
 

Kamhi Leonard

PiSaGoR
Katılım
15 Ağu 2018
Mesajlar
3,860
Tepkime puanı
3,698
Puanları
23
Konum
♨️TATVAN♨️
Kulaktan kulağa anlatılan bize kadar ulaşan bir olaydan alınmış ve aktarılmıştır.
Muhitin içerisinde çok büyük hazinenin varlığından yıllardır söz edilir.Çevrede meraklıların gelen gidenin arayanın hesabı yoktur.Bütün uğraşılara rağmen ana kaya üzerinde bir terazi den başka bir işaret bulunamamıştır.Terazinin anlatabileceği ne varsa sormuşlar araştırmışlar ve de denemişler sonuçsuz kalınca ümit kesmişler fakat bölge gayri ihtiyari olayı bilen insanların bir nevi denetimi altında kalmış.
Köyün çobanı dağda koyunlarını otlatırken çevreye hakim tepede’ ki esinti hoşuna gider ve olduğu yere oturur. Sürüyü içinde kuzuların oynaşmasını seyre dalar.
Bulunduğu yer hakim bir noktadır.Karşıki tepe ile vadi oluşturmuş aradan dere akıyor. Kenarında yeşil düzlük alanlar oluşmuş dereyi takip eden bir yol,patika mevcut Uzaktan bir yansıma ve bir hareket gözüne çarpar koyunlara bakar bir dağınıklık yoktur.Etrafındalar telaş etmez hareketi takibe başlar.Hareket eden nesne kah kaybolur,kah görünür.İstikamet bulunduğu vadi gibi göründüğünden çobanda merak ta başlar. Bir müddet sonra siyah bir mersedes derenin etrafında ki alanlığa gelir , durur içinden üç kişi iner,bagajı açarlar üçü de siyah papaz elbisesi giyer ikisi ellerinde çuvallar vadiye girerlerken,üçüncüsü elinde bir kitap okumaya başlar.
Derken Gökyüzünde bir hareketlenme oluşmaya başlar gittikçe yaklaşmaktadır. Tüm dikkatini verir ve sürüler halinde beyaz güvercinler görür. Güvercinler yavaş ,yavaş arabanın etrafına inmeğe başlarlar.O kadar çoğalırlar ki araba yanında ki insan dahil vadi tamamen tepeler hariç yerde ki beyaz güvercinlerden görünmez olur. Diğer iki papaz kıyafetli insanlar görünmez haldedirler.Çoban şaşkınlıkla olayı yarım saat kadar izler, meraklanır ne hikmetse yerinden kalkıp oraya gitmeyi düşünür,düşünürde bir türlü kalkmak için bir gayret gösteremez güvercinler birer birer havalanırken vadide ki iki kişi zor taşıdıkları çuvallar sırtlarında dolu olarak geri dönerler.Arabanın yanına geldiklerinde ise bir tek güvercin dahi kalmaz, hepsi uçup gitmiştir.Elbiseler çıkarılır çuvallarla beraber arabanın bagajına konur ve geldikleri yoldan geri döner giderler.
Çoban da koyunları toplar köye döner olayı anlatır. Konu şaibeli yer olduğundan köy halkı çobanın tarifi , izahatı kılavuzluğu doğrultusunda yarım saatlik mesafe içerisinde vadinin her yeri aranır. Ne bir yer kazılmıştır.Ne bir taş çevrilmiştir.Nede farklılık gösteren bir durum vardır.Hiçbir şey göze çarpmaz ahali köye döner gelirler gelirde olay hala anlatılır durur.Bu insanlar ne idi ne alıp gittiler.
Kaynak;Meltun
Öncelikle hayırlı kandiller herkese
Saat biraz gec te olsa bağışlayın :)

@meltum usta sen bu bölgede isen ogrenmeni isticegim birşey olacak
Çobana hemen ulaş tarih ve zaman çok önemli
Bu olay tarih olarak yılın kaçıncı ayı kaçıncı gününde yaşandı bire bir öğren E yer bunu ogrenirsen senin de onlar gibi toplam ani sağlayacak bir fikir var aklımda
Alabildikleri kadar almışlar
Daha sonra tekrar gelecekler
Ama aynı tarih te onceligimiz cobanin bu olayın yaşandığı tarihi animsamasi
 

Meltun

Bilgili Üye
Katılım
4 Şub 2019
Mesajlar
398
Tepkime puanı
333
Puanları
9
Yaşamdan kesitler

Çoban bölgede arkadaşıyla birlikte köyün zengininin koyunlarını otlatırken güneş tepeye çıktığında o hava kadar sıcak olur ki yerden adeta buhar çıkmaktadır bunalırlar. Yanlarında ki kırbalardan sularını içerler içerlerde kesmez susuzluğu bir müddet sonra sıcak daha baskın gelir. Biraz ileride yaklaşık iki katlı binaya eşdeğer büyüklükteki ana kayanın gölgesine sığınarak serinlemeye çalışırlar bu arada kendi aralarında muhabbet devam eder o akşam köyde düğün vardır.
Arkadaşının aklı fikri akşam ki düğündedir
-Bir an önce akşam olsa da şu düğüne bir varsak
-He ya!
-Nasıl eğleniriz dimi?
-Kırarız kendimizi oynarken!
-Tabii kırararız.
-Nede olsa köyümüz cemiyeti, evlenen de köyümüzden
Bütün kızlar gençler de orada
-Kambersiz düğün olmaz değil mi ya!
-Bizde orada oluruz.
Bu arada çoban oturmaktan mı yoksa yaslandığı kayanın sırtına batarak rahatsız etmesinden mi ayağa kalkar, arkadaşının karşısına geçer, elindeki sopasına yaslanır. Bir müddet sonra farkına varmadan üzerine çıktığı kayanın oynadığını fark eder. Başlangıçta önemsemez sonra, sonra taş kıpırdadıkça merak zail olur.
-Ayağımın altındaki taş oynuyor, der
-Nasıl?
-Sağ tarafa ağırlığımı veriyorum sağa, sol tarafa ağırlığımı veriyorum sola yatıyor
-Altında başka bir taş vardır.
-Ondan olabilir mi?
-Tabii ki
-Yok, arkadaş içime bir kurt düştü, huylandım açıkçası!
-Kaldır taşı bak o zaman.
Taşın etrafını sopanın ucuyla açarlar,30 veya 40 cm büyüklüğünde üzeri düz bir taş altı toprak ne var diye biraz eşelerler toprak devam eder.
-Ne huylu insansın yok bir şey işte,
-Öyle diyorsun ya içimde garip bir his var. !
-Boş ver. O senin kuruntun,
-Ben buraya açıp bakmadan rahat edemem.
-Ben uğraşamam
-Akşama kazma kürek alıp buraya gelelim, biraz daha derine inip açalım bakalım ne var!
-Ben gelemem
-Neden?
-Düğün var ya!
-Ben kazmayı küreği ayarlarım seni de çağırırım.
-Ben gelmem diyorum.
-Gece, gece burada beni yalnız bırakma!
-Oğlum düğün var düğün ben gelmem, sen bak başının çaresine
-Sen bilirsin!
Akşam olur, koyunlar ağıla herkes evine bu sırada köyde bir hareketlilik, bir koşuşturma düğün evinden gelen davul sesleri sanki herkesi bir telaşa vermiştir.
Çoban çuvala kazma ve küreği koyar. Havanın iyice kararmasını bekler. Ortalık düğün nedeniyle sakinleşince yola revan olur. Taşın olduğu yer köyden epey mesafelidir eh birde yolda ki taşı, hendeği, arada ki dereyi ekledin mi sırtta da kazma kürek yorar insanı nitekim bir müddet sonra kazması gereken yere varır. Oturur biraz soluklanır etrafı dinler. Gece böceklerin ötüşünden arada bir baykuş sesinden başka ses yoktur. Ortalık sessiz ama içinde bir telaş kalbide buna uyumlu hızlı hızlı çalışmakta. Hani biraz kulak verse sanki sesini duyacak gibi, çuvaldan kazmayı küreği çıkarır ilk kazmayı vurduğunda çıkan ses heyecanını dahada arttırır. Kazdığı toprağı kürekle yana atar, tekrar kazar çıkan toprağı ayni şekilde kenara atarak kazılacak yeri temizler
Yarım metre kadar aşağı inmiştir ki kazmayı vurduğun da gelen ses dikkatini çeker, Elle toprağı dışarı atarken de toprağı yoklamayı ihmal etmez nitekim çok geçmeden eline gelen sertliği topraktan ayırır yoklar bu bir paraya benzer bir şeydir eliyle temizler karanlık olmasına rağmen yukarı kaldırarak bakar evet bu bir paradır cebine koyar, sonra ikinci, sonra üçüncü cebine girer. Heyecan doruk noktaya varmıştır. Kalbi olduğun dan fazla ve hızlı çalışmaktadır. Biraz daha derine iner bu defa ikili üçlü çıkmaya başlayınca çuvalı yanına alır bulduklarını çuvala koyar bir taraftan da sayar sayı cebindekilerle 53 adet olmuştur olmuştur da içinden bir his ona izlenmekte olduğunu söyler etrafa bakınır kimse yok, bu hissiyat dahada çoğalınca kazmayı küreği bir kenara atar, çuvalı sırtlar köyün yolunu tutar tutmasına da arkasından gelen ayak seslerinin ve konuşmaların sahiplerini bakar, bakar bir türlü göremez. Koşmaya başlar peşindekilerde onunla birlikte koşmaktadırlar. Bir türlü kurtulamaz yüreğini bir korku kaplar, bu arada iki dere geçmiştir. Daha yolun yarısına gelememiştir. Dereyi üçüncü kez geçtiğinde karşısında beyaz bir taş görür. Duraksadığında ayak sesi ve konuşmalarında durduğunu fark eder. O an çuvaldan kurtulmak aklına gelir. Beyaz taşın altında ki boşluğa çuvalı tıkar iyice bastırır etrafındaki taşlar ve topraklarla da çuvalı adeta gömer. Ayağa kalkar yürüdüğünde ayak sesleri ve konuşmaların kesildiğini fark eder, yine de hızlı adımlarla zaman zaman koşarak köye vasıl olur. Düğün devam etmektedir. Uğramadan doğru eve gider. Gerek yorgunluk gerekse korku nedeniyle olduğu yerde uyur kalır.
Sabah horozların meraya götürülen hayvanların sesine uyanır. Akşam yaşadıklarına bir anlam veremez rüyamı acaba diye düşünürken elini cebine sokar 3 adet para vardır. Bakar inceler üzerinde ki yazı ve resimlerden bir şey anlamaz ne yapacağım ben bunlarla derken köyün bakkalı okumuş yazmış tahsilli ve görgülü bir insan samiyetimde var gider danışırım diye düşünür, öylede yapar. Paranın bir tanesini ortaya çıkarır ve derki sen merkeze mal almak için devamlı gidip geliyorsun birçok insanı da tanırsın yol yordam bilirsin şu parayı bir soruştursan ederi bulursan da paraya çevirsen der ve terazinin kefesine koyar. Bakkal parayı görür görmez değerli olduğunu anlar kefeden alır ve tabiiki sorarım ederini bulursam da satarım. Hakkımı da alırım. Nitekim aynen konuşulduğu üzere para satılır Bedelini hakkını aldıktan sonra çobana verir.Çoban hayatında bu kadar parayı bir arada görmemiş su gibi harcamaya başlar bu harcamalar anne ve babanın dikkatini çeker.Sorarlar
-Oğlum iş yok güç yok bu paranın kaynağı ne?
-Karışmayın bana!
-Oğlum
-?
-Evladım
-?
En nihayet bakarlar ki olacak gibi değil parayı fuzuli yerlere sarf etmesin diye evin halini tamirini ileri sürerler. Çoban evi yeni baştan yapar.
Evin içine eşya denir. En alası alınır
İki üç hayvan alınsa derler. Onlar üç derse çoban beş alır
Eh birazda tarla tabla olsa denir. Tarla tablada alınır.
Anne baba bakar ki her şey düzenli gidiyor o kadar masraf oğlanın umurunda bile değil alırlar tekrar karşılarına seni evlendirelim filanca kızı isteyelim derler.
Olur, cevabını alınca iyide oğlum düğün dernek bir sürü masraf demek. Siz masrafları düşünmeyin deyince giderler kızı isterler. Nasipmiş uygun görürler kızı verirler düğün hazırları çeyiz masrafları derken ikinci parada bakkala gider paraya çevrilir. Noksanlıklar ikmal edilir düğün kurulur dünya evine girerler oğlan hala çalışmamaktadır.
Evinde hiçbir sıkıntısıda yoktur.
Derken Şubeden askerlik için celp gelir. Artık asker dir ikinci paradan kalanları eşine verir. Askerden gelene kadar idare et der. Üçüncü parayı da aynı şekilde bozdurur onu da kendine asker harçlığı yapar. Ve şubeye teslim olur. Çok rahat bir askerlik yapar terhis olup köye geldikten bir müddet sonra mali sıkıntılar başlar. Hiç dert etmez daha elli tane var beyaz kayanın kuytusunda diye düşünür. Bir gün gideyim şunları da alayım diye düşünür. O akşam olanları tek tek hatırından geçirir, 3 dere geçmiştim 3.ncü geçtiğim yerde beyaz taş dibinde gömülü yeni aklına gelmiş gibi kendi kendine mırıldanır. İyi de bu muhitte bir tane dere binlerce beyaz taş var.
Kaynak;Meltun
 

Mal bulanındır

BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Katılım
27 Nis 2018
Mesajlar
7,967
Tepkime puanı
9,650
Puanları
23
Konum
Yaşamın olduğu her yer
Meltun babaa bitirdin bizi bee...Eyice okudum anladım birnushasini elden teslim aldım kahkaha butip efsane çoktur.coguda gerçektir yanlız olaylarda caydırıcılık korkutma olsun diye illaki bir doğaüstü durum araya sıkıştırılmış tır .İnank günümüzde biyerde sağlam gömü olduğunun kokusu bile alınsa ciğerini söker illaki alırlar.istedigi kadar doğaüstü durum olsun.
 

Kamhi Leonard

PiSaGoR
Katılım
15 Ağu 2018
Mesajlar
3,860
Tepkime puanı
3,698
Puanları
23
Konum
♨️TATVAN♨️
Yaşamdan kesitler

Çoban bölgede arkadaşıyla birlikte köyün zengininin koyunlarını otlatırken güneş tepeye çıktığında o hava kadar sıcak olur ki yerden adeta buhar çıkmaktadır bunalırlar. Yanlarında ki kırbalardan sularını içerler içerlerde kesmez susuzluğu bir müddet sonra sıcak daha baskın gelir. Biraz ileride yaklaşık iki katlı binaya eşdeğer büyüklükteki ana kayanın gölgesine sığınarak serinlemeye çalışırlar bu arada kendi aralarında muhabbet devam eder o akşam köyde düğün vardır.
Arkadaşının aklı fikri akşam ki düğündedir
-Bir an önce akşam olsa da şu düğüne bir varsak
-He ya!
-Nasıl eğleniriz dimi?
-Kırarız kendimizi oynarken!
-Tabii kırararız.
-Nede olsa köyümüz cemiyeti, evlenen de köyümüzden
Bütün kızlar gençler de orada
-Kambersiz düğün olmaz değil mi ya!
-Bizde orada oluruz.
Bu arada çoban oturmaktan mı yoksa yaslandığı kayanın sırtına batarak rahatsız etmesinden mi ayağa kalkar, arkadaşının karşısına geçer, elindeki sopasına yaslanır. Bir müddet sonra farkına varmadan üzerine çıktığı kayanın oynadığını fark eder. Başlangıçta önemsemez sonra, sonra taş kıpırdadıkça merak zail olur.
-Ayağımın altındaki taş oynuyor, der
-Nasıl?
-Sağ tarafa ağırlığımı veriyorum sağa, sol tarafa ağırlığımı veriyorum sola yatıyor
-Altında başka bir taş vardır.
-Ondan olabilir mi?
-Tabii ki
-Yok, arkadaş içime bir kurt düştü, huylandım açıkçası!
-Kaldır taşı bak o zaman.
Taşın etrafını sopanın ucuyla açarlar,30 veya 40 cm büyüklüğünde üzeri düz bir taş altı toprak ne var diye biraz eşelerler toprak devam eder.
-Ne huylu insansın yok bir şey işte,
-Öyle diyorsun ya içimde garip bir his var. !
-Boş ver. O senin kuruntun,
-Ben buraya açıp bakmadan rahat edemem.
-Ben uğraşamam
-Akşama kazma kürek alıp buraya gelelim, biraz daha derine inip açalım bakalım ne var!
-Ben gelemem
-Neden?
-Düğün var ya!
-Ben kazmayı küreği ayarlarım seni de çağırırım.
-Ben gelmem diyorum.
-Gece, gece burada beni yalnız bırakma!
-Oğlum düğün var düğün ben gelmem, sen bak başının çaresine
-Sen bilirsin!
Akşam olur, koyunlar ağıla herkes evine bu sırada köyde bir hareketlilik, bir koşuşturma düğün evinden gelen davul sesleri sanki herkesi bir telaşa vermiştir.
Çoban çuvala kazma ve küreği koyar. Havanın iyice kararmasını bekler. Ortalık düğün nedeniyle sakinleşince yola revan olur. Taşın olduğu yer köyden epey mesafelidir eh birde yolda ki taşı, hendeği, arada ki dereyi ekledin mi sırtta da kazma kürek yorar insanı nitekim bir müddet sonra kazması gereken yere varır. Oturur biraz soluklanır etrafı dinler. Gece böceklerin ötüşünden arada bir baykuş sesinden başka ses yoktur. Ortalık sessiz ama içinde bir telaş kalbide buna uyumlu hızlı hızlı çalışmakta. Hani biraz kulak verse sanki sesini duyacak gibi, çuvaldan kazmayı küreği çıkarır ilk kazmayı vurduğunda çıkan ses heyecanını dahada arttırır. Kazdığı toprağı kürekle yana atar, tekrar kazar çıkan toprağı ayni şekilde kenara atarak kazılacak yeri temizler
Yarım metre kadar aşağı inmiştir ki kazmayı vurduğun da gelen ses dikkatini çeker, Elle toprağı dışarı atarken de toprağı yoklamayı ihmal etmez nitekim çok geçmeden eline gelen sertliği topraktan ayırır yoklar bu bir paraya benzer bir şeydir eliyle temizler karanlık olmasına rağmen yukarı kaldırarak bakar evet bu bir paradır cebine koyar, sonra ikinci, sonra üçüncü cebine girer. Heyecan doruk noktaya varmıştır. Kalbi olduğun dan fazla ve hızlı çalışmaktadır. Biraz daha derine iner bu defa ikili üçlü çıkmaya başlayınca çuvalı yanına alır bulduklarını çuvala koyar bir taraftan da sayar sayı cebindekilerle 53 adet olmuştur olmuştur da içinden bir his ona izlenmekte olduğunu söyler etrafa bakınır kimse yok, bu hissiyat dahada çoğalınca kazmayı küreği bir kenara atar, çuvalı sırtlar köyün yolunu tutar tutmasına da arkasından gelen ayak seslerinin ve konuşmaların sahiplerini bakar, bakar bir türlü göremez. Koşmaya başlar peşindekilerde onunla birlikte koşmaktadırlar. Bir türlü kurtulamaz yüreğini bir korku kaplar, bu arada iki dere geçmiştir. Daha yolun yarısına gelememiştir. Dereyi üçüncü kez geçtiğinde karşısında beyaz bir taş görür. Duraksadığında ayak sesi ve konuşmalarında durduğunu fark eder. O an çuvaldan kurtulmak aklına gelir. Beyaz taşın altında ki boşluğa çuvalı tıkar iyice bastırır etrafındaki taşlar ve topraklarla da çuvalı adeta gömer. Ayağa kalkar yürüdüğünde ayak sesleri ve konuşmaların kesildiğini fark eder, yine de hızlı adımlarla zaman zaman koşarak köye vasıl olur. Düğün devam etmektedir. Uğramadan doğru eve gider. Gerek yorgunluk gerekse korku nedeniyle olduğu yerde uyur kalır.
Sabah horozların meraya götürülen hayvanların sesine uyanır. Akşam yaşadıklarına bir anlam veremez rüyamı acaba diye düşünürken elini cebine sokar 3 adet para vardır. Bakar inceler üzerinde ki yazı ve resimlerden bir şey anlamaz ne yapacağım ben bunlarla derken köyün bakkalı okumuş yazmış tahsilli ve görgülü bir insan samiyetimde var gider danışırım diye düşünür, öylede yapar. Paranın bir tanesini ortaya çıkarır ve derki sen merkeze mal almak için devamlı gidip geliyorsun birçok insanı da tanırsın yol yordam bilirsin şu parayı bir soruştursan ederi bulursan da paraya çevirsen der ve terazinin kefesine koyar. Bakkal parayı görür görmez değerli olduğunu anlar kefeden alır ve tabiiki sorarım ederini bulursam da satarım. Hakkımı da alırım. Nitekim aynen konuşulduğu üzere para satılır Bedelini hakkını aldıktan sonra çobana verir.Çoban hayatında bu kadar parayı bir arada görmemiş su gibi harcamaya başlar bu harcamalar anne ve babanın dikkatini çeker.Sorarlar
-Oğlum iş yok güç yok bu paranın kaynağı ne?
-Karışmayın bana!
-Oğlum
-?
-Evladım
-?
En nihayet bakarlar ki olacak gibi değil parayı fuzuli yerlere sarf etmesin diye evin halini tamirini ileri sürerler. Çoban evi yeni baştan yapar.
Evin içine eşya denir. En alası alınır
İki üç hayvan alınsa derler. Onlar üç derse çoban beş alır
Eh birazda tarla tabla olsa denir. Tarla tablada alınır.
Anne baba bakar ki her şey düzenli gidiyor o kadar masraf oğlanın umurunda bile değil alırlar tekrar karşılarına seni evlendirelim filanca kızı isteyelim derler.
Olur, cevabını alınca iyide oğlum düğün dernek bir sürü masraf demek. Siz masrafları düşünmeyin deyince giderler kızı isterler. Nasipmiş uygun görürler kızı verirler düğün hazırları çeyiz masrafları derken ikinci parada bakkala gider paraya çevrilir. Noksanlıklar ikmal edilir düğün kurulur dünya evine girerler oğlan hala çalışmamaktadır.
Evinde hiçbir sıkıntısıda yoktur.
Derken Şubeden askerlik için celp gelir. Artık asker dir ikinci paradan kalanları eşine verir. Askerden gelene kadar idare et der. Üçüncü parayı da aynı şekilde bozdurur onu da kendine asker harçlığı yapar. Ve şubeye teslim olur. Çok rahat bir askerlik yapar terhis olup köye geldikten bir müddet sonra mali sıkıntılar başlar. Hiç dert etmez daha elli tane var beyaz kayanın kuytusunda diye düşünür. Bir gün gideyim şunları da alayım diye düşünür. O akşam olanları tek tek hatırından geçirir, 3 dere geçmiştim 3.ncü geçtiğim yerde beyaz taş dibinde gömülü yeni aklına gelmiş gibi kendi kendine mırıldanır. İyi de bu muhitte bir tane dere binlerce beyaz taş var.
Kaynak;Meltun
bir öncekı konuyla baglantılımı yoksa bu baskamı ?
 

Meltun

Bilgili Üye
Katılım
4 Şub 2019
Mesajlar
398
Tepkime puanı
333
Puanları
9
bir öncekı konuyla baglantılımı yoksa bu baskamı ?
Bu farklı bir konu ancak sorduklarınızla bağlantılı "örneğin saat tarih ve gün" gibi Bize bu olay intikal ettikten sonraki gelişmeleri tekrar yazacağım
 
Son düzenleme:
Üst