Mal bulanındır
BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Ekli dosyayı görüntüle 218079Ekli dosyayı görüntüle 218080Ekli dosyayı görüntüle 218081Ekli dosyayı görüntüle 218082Ekli dosyayı görüntüle 218083Ekli dosyayı görüntüle 218084Ekli dosyayı görüntüle 218084Bu şarkımız daa Keskingöz ustamıza gelsin... ______Nor Vank (Başpatrikhane)____
Kozanlılar şehrin kuzey-batısında, kalenin tepesinin yamacında bulunan başpatrikhane kompleksine Nor Vank (Yeni Manastır) derlerdi. Bu alanda eski zamanlarda, Kilikya Ermeni Krallığı döneminde, I. Hetum (1226-1269) Aziz Sofya adında özel bir katedrali olan krallık sarayını inşa etmişti. Sis-Kozan (1180-1190 arası) Kilikya Ermeni prenslerinin başkentiydi ve eski merkez olan Anavarza’nın yerini almıştı. Krallık merkezi Mısır Memlüklerine karşı yapılan savaşlar sırasında 1375’te harap olur. Sadece iki kenar kuleleri ayaktadır ve bunlar da ilerde yeni başpatrikhane kompleksinin bir parçası olacaktır [1].
Sis, Başpatrikhane külliyesi
Başpatrikhane külliyesi. Fotoğrafın solunda görünen büyük kargir yapı Aziz Sofya Katedrali’dir. Sağda kraliyet sarayının harabelerinden iki kenar kulesi görünmekte. Fotoğrafın sağında, başpatrikhane surlarının dışında, Aziz Sofya Katedrali’nin tam altında bulunan yapı ise Kozan Ermeni toplumunun ileri gelenlerinden Krikor Efendi Mıcırıkyan’a (Yaver Efendi) aitti. Konak, sahibinin adı ile Yaverin Konağı olarak tanınmakta (kaynak; Nubaryan Kütüphanesi, Paris).
Yeni Manastır’ın inşası Başpatrik I. Giragos Açabahyan’a (1797-1822) aittir. Çalışmalar 1810 tarihinde başlar. Yeni inşa edilen katedralin temelinde krallık yıllarından kalan Aziz Sofya katedralinin harabeleri vardır. Yeni mabede tekrar Aziz Sofya adı verilir. Mimarı açıdan etkileyici bir yapı olan katedralin muhteşem bir mihrabı ve aynı derecede muhteşem bir başpatriklik tahtı vardı. Taht, mermer bir yapı idi ve üzerinde kabartmalar vardı. Dört tarafından tak şeklinde bir gölgelik taşıyan sütünlar yükselirdi. Katedralin çan kulesi vardı, fakat çan mabede bitişik Aziz Pavlus-Aziz Petrus şapelinin pencere aralığında bulunurdu. Çanın sesinden dolayı yerli Türkler kiliseye Çanlı Kilise adı verirlerdi. Aziz Pavlus-Aziz Petrus şapeli haricinde, katedral kompleksinde Eçmiyadzin, Aziz Krikor Lusavoriç, Kutsal Ruh şapelleri ve hazine dairesi de vardı [2].
Aziz Sofya - kroki
Aziz Sofya Katedrali’nin krokisi (Kaynak; Lévon Nordiguian, “La cathédrale de Sis. Essai de reconstitution” in Raymond Kévorkian, Mihran Minassian, Lévon Nordiguian, Michel Paboujian, Vahé Tachjian (eds), Les Arméniens de Cilicie. Habitat, mémoire et identité, Presses de l’Université Saint-Joseph, Beyrouth, 2012, s. 59)
Başpatrik II. Sahag 1903 tarihinde Başpatrikhane kompleksinin ayrıntılı bir tasvirini yapmıştır: Kuzey kapısından girdiğinizde solda taştan yapılmış bir samanlık ve ahır görürdünüz. Bunların az ötesinde adak ziyareti için gelen misafirlere misafirhane olarak tahsis edilen ve iki katlı evlerden oluşan küçük bir mahalle bulunmaktaydı. Buraya Kamışlı adını verirlerdi, çünkü odalar birbirinden kamıştan yapılmış duvarlarla ayrılmıştı. Bu mahallenin batısında kileri ve fırını ile manastırın mutfağı bulunurdu. Daha güneye doğru gittiğinizde üç kemerden oluşan ve ahşapla örtülü uzun bir odadan ibaret büyük kapıya ulaşırdınız. Bitişiğinde küçük ve orta ölçekli evler yapılmıştı; bunlar rahiplerin yatak odaları idi. II. Sahag’ın selefi olan Başpatrik Mıgırdiç Kefsizyan’ın (1871-1894) başpatrikhanesi de burada bulunurdu [3].
Kozanlılar şehrin kuzey-batısında, kalenin tepesinin yamacında bulunan başpatrikhane kompleksine Nor Vank (Yeni Manastır) derlerdi. Bu alanda eski zamanlarda, Kilikya Ermeni Krallığı döneminde, I. Hetum (1226-1269) Aziz Sofya adında özel bir katedrali olan krallık sarayını inşa etmişti. Sis-Kozan (1180-1190 arası) Kilikya Ermeni prenslerinin başkentiydi ve eski merkez olan Anavarza’nın yerini almıştı. Krallık merkezi Mısır Memlüklerine karşı yapılan savaşlar sırasında 1375’te harap olur. Sadece iki kenar kuleleri ayaktadır ve bunlar da ilerde yeni başpatrikhane kompleksinin bir parçası olacaktır [1].
Sis, Başpatrikhane külliyesi
Başpatrikhane külliyesi. Fotoğrafın solunda görünen büyük kargir yapı Aziz Sofya Katedrali’dir. Sağda kraliyet sarayının harabelerinden iki kenar kulesi görünmekte. Fotoğrafın sağında, başpatrikhane surlarının dışında, Aziz Sofya Katedrali’nin tam altında bulunan yapı ise Kozan Ermeni toplumunun ileri gelenlerinden Krikor Efendi Mıcırıkyan’a (Yaver Efendi) aitti. Konak, sahibinin adı ile Yaverin Konağı olarak tanınmakta (kaynak; Nubaryan Kütüphanesi, Paris).
Yeni Manastır’ın inşası Başpatrik I. Giragos Açabahyan’a (1797-1822) aittir. Çalışmalar 1810 tarihinde başlar. Yeni inşa edilen katedralin temelinde krallık yıllarından kalan Aziz Sofya katedralinin harabeleri vardır. Yeni mabede tekrar Aziz Sofya adı verilir. Mimarı açıdan etkileyici bir yapı olan katedralin muhteşem bir mihrabı ve aynı derecede muhteşem bir başpatriklik tahtı vardı. Taht, mermer bir yapı idi ve üzerinde kabartmalar vardı. Dört tarafından tak şeklinde bir gölgelik taşıyan sütünlar yükselirdi. Katedralin çan kulesi vardı, fakat çan mabede bitişik Aziz Pavlus-Aziz Petrus şapelinin pencere aralığında bulunurdu. Çanın sesinden dolayı yerli Türkler kiliseye Çanlı Kilise adı verirlerdi. Aziz Pavlus-Aziz Petrus şapeli haricinde, katedral kompleksinde Eçmiyadzin, Aziz Krikor Lusavoriç, Kutsal Ruh şapelleri ve hazine dairesi de vardı [2].
Aziz Sofya - kroki
Aziz Sofya Katedrali’nin krokisi (Kaynak; Lévon Nordiguian, “La cathédrale de Sis. Essai de reconstitution” in Raymond Kévorkian, Mihran Minassian, Lévon Nordiguian, Michel Paboujian, Vahé Tachjian (eds), Les Arméniens de Cilicie. Habitat, mémoire et identité, Presses de l’Université Saint-Joseph, Beyrouth, 2012, s. 59)
Başpatrik II. Sahag 1903 tarihinde Başpatrikhane kompleksinin ayrıntılı bir tasvirini yapmıştır: Kuzey kapısından girdiğinizde solda taştan yapılmış bir samanlık ve ahır görürdünüz. Bunların az ötesinde adak ziyareti için gelen misafirlere misafirhane olarak tahsis edilen ve iki katlı evlerden oluşan küçük bir mahalle bulunmaktaydı. Buraya Kamışlı adını verirlerdi, çünkü odalar birbirinden kamıştan yapılmış duvarlarla ayrılmıştı. Bu mahallenin batısında kileri ve fırını ile manastırın mutfağı bulunurdu. Daha güneye doğru gittiğinizde üç kemerden oluşan ve ahşapla örtülü uzun bir odadan ibaret büyük kapıya ulaşırdınız. Bitişiğinde küçük ve orta ölçekli evler yapılmıştı; bunlar rahiplerin yatak odaları idi. II. Sahag’ın selefi olan Başpatrik Mıgırdiç Kefsizyan’ın (1871-1894) başpatrikhanesi de burada bulunurdu [3].