- Katılım
- 3 Nis 2016
- Mesajlar
- 2,932
- Tepkime puanı
- 3,753
- Puanları
- 23
Yahya Baba, 2. Beyazıt döneminde Edirne Beyazıt Külliyesinde aşçılık yapmaktadır. Sarayda tüm aşçıların bir görevi vardır ve Habib Baba’nın görevi pilav üzerinedir. Mübarek işini ibadet eder gibi yapmaktadır. Pirinçleri salavat getirerek ayıklar, yağını tekbirler ile eritir, tuzunu besmele ile suyunu Fatiha ile salar. Ara sıra gözlerini kapatır, enbiya ve evliyayı aracı yapar, Allah’u Teâla’dan bereket diler. Yaptığı pilavlar yeter de artar bile. Artan pilavda tek pirinç tanesine kıyamaz, meriç nehrine getirerek balıklara atar. Balıklar da onun geleceği saati bilir ve köprübaşında toplaşırlar.
Kilerci bu işe şaşırır ve pirinci her defasında az vermeye başlar.
Habib Baba asla kilerciye bu pirinç yetersiz demez.
Kilerci duruma iyice şaşırır ve pirinç miktarını iyice azaltır. Günden güne daha az pirinç verir. Kilerci bu işte bir keramet var der ve emin olduktan sonra Padişah’ın huzuruna çıkar ve;
-Sultanım! Bu Yahya Baba’da bir keramet var der ve durumu anlatır. Bunun üzerine Beyazıt aşçı ile tanışmak ister.
Kilerci o gün Yahya Baba’ya çok gülünç olacak kadar pirinç verir.
Yahya Baba her zamanki gibi pilavını yapar. Pilav her zaman ki gibi lezzetli ve bol olur kazanlara sığmaz. Yahya Baba artanları balıklara vermek üzere yine yüklenir sırtına. Meriç kıyısına vardığında tam kepçeyi daldırıp balıklara atacakken Beyazıt çıkar ortaya;
-“Ne oluyor burada yoksa devlet malını israf mı ediyorsun?” diye sorar.
Yahya Baba diyecek söz bulamaz ve öylece kalakalır.
Ancak balıklar birden kafalarını sudan çıkarıp;
-“Ayıp olmuyor mu Padişahım! Koca devletin artığını bize çok mu görüyorsun?
Kerameti ortaya çıkan Yahya Baba anlatılamaz derecede mahcup olur. Utancından secdeye kapaklanır.
Beyazıt onun kalkmasını beklese de nafile.
Mübarek oracıkta ruhunu teslim etmiştir Allah’a.
Kilerci bu işe şaşırır ve pirinci her defasında az vermeye başlar.
Habib Baba asla kilerciye bu pirinç yetersiz demez.
Kilerci duruma iyice şaşırır ve pirinç miktarını iyice azaltır. Günden güne daha az pirinç verir. Kilerci bu işte bir keramet var der ve emin olduktan sonra Padişah’ın huzuruna çıkar ve;
-Sultanım! Bu Yahya Baba’da bir keramet var der ve durumu anlatır. Bunun üzerine Beyazıt aşçı ile tanışmak ister.
Kilerci o gün Yahya Baba’ya çok gülünç olacak kadar pirinç verir.
Yahya Baba her zamanki gibi pilavını yapar. Pilav her zaman ki gibi lezzetli ve bol olur kazanlara sığmaz. Yahya Baba artanları balıklara vermek üzere yine yüklenir sırtına. Meriç kıyısına vardığında tam kepçeyi daldırıp balıklara atacakken Beyazıt çıkar ortaya;
-“Ne oluyor burada yoksa devlet malını israf mı ediyorsun?” diye sorar.
Yahya Baba diyecek söz bulamaz ve öylece kalakalır.
Ancak balıklar birden kafalarını sudan çıkarıp;
-“Ayıp olmuyor mu Padişahım! Koca devletin artığını bize çok mu görüyorsun?
Kerameti ortaya çıkan Yahya Baba anlatılamaz derecede mahcup olur. Utancından secdeye kapaklanır.
Beyazıt onun kalkmasını beklese de nafile.
Mübarek oracıkta ruhunu teslim etmiştir Allah’a.
Son düzenleme: