- Katılım
- 18 Eki 2015
- Mesajlar
- 5,814
- Tepkime puanı
- 5,446
- Puanları
- 24
Nusaybin cinleri,İslam alimleri ansiklopedisinde bir takım cinnilerden bahsedilir. Anlatılanlara göre peygamberimiz Taif şehrinden dönerken çölde Kur’an-ı Kerim okumaya başlar. Bunun üzerine bir grup cinde ona kulak verir. Onlar Nusaybin cinleri idi.
Allah’ım sen bizleri bağışla ve bizleri cinlerin bile müslüman olanlarıyla karşılaştır. AMİN
Bugün Nusaybin sınırlarına 5 kilometre mesafede cin tepesi olarak bilinen bir bölge vardır. Halk yılın belli zamanlarında özellikle çarşamba günleri bu tepeye gelerek orada yaşadığı bilinen cinlere yiyecekler ikram eder, Allah’a dua ederler.
Psikolojik rahatsızlıkları olduğu bilinen insanların burada cinlerle bir gece geçirdiklerinde iyi olduklarına inanılır. Çünkü Nusaybindeki cin tepesi bir çok hadiste ve tarihsel kaynakta anlatılmaktadır.
Ancak önemli olan husus ise buradaki cinlerin tamamının müslüman cinlerden oluşmasıdır. Nusaybin cinlerini görmüş ve onların müslüman olmalarına şahit olan sahabe onları şöyle anlatıyor.
Hz. Peygamberimiz (S.A.V) bir gün bana cinlere Kur’an-ı Kerim okumam emrolundu, benimle gelmek isteyen var mı ? diye sordu.
Kimse cevap vermedi, ikinci kez sordu. Yine cevap veren olmadı. 3. kez sorduğunda ben gelirim ya Rasulullah dedim.
Bunun üzerine çölde biraz yürüdük, ve bir vadiye ulaştık. Peygamberimiz burada bir çizgi çizdi. Bana sakın burayı geçme dedi. Peygamberimizin “Bismillah” demesiyle bir anda zencilere benzeyen erkekler üzerine üşüştüler.
Ardından etrafını sardılar. Yüzleri zebaniye benzeyen bu cinniler kadınların def çalmaları gibi def çalıyorlardı. Peygamberimizin etrafını iyice kuşattılar. Artık gözüme görünmez oldular. Ben bir ara ayağa kalktım. Bana eliyle oturmamı işaret etti.
Daha sonra Kur’an-ı Kerim okumaya başladı. Gittikçe sesi yükseliyordu. Cinnilerde Kur’an-ı Kerim’i dinledikçe yerlere yattılar. En sonunda Resullullah bana döndü. Sende gelmek istedin değil mi ? dedi.
Bende evet dedim.
Gelmen gerekmezdi onlar cinnilerdi. Eğer çizdiğim çizgiyi geçseydin, vallahi seni yakarlardı. Bu cinler müslüman Nusaybin cinleri idi. Peygamberimizi dinlemek için gelmişlerdi. Bu olay çarşamba günü gerçekleştiği için Nusaybin cin tepesinde her çarşamba yağlı ekmekler dağıtılır, ve psikolojik rahatsızlıkları olanlar geceyi orada geçirirler.
1970’li yıllarda geceleri iyileşmek için cinlerle kalan insanlar döndüklerinde yer altından kılıç ve insan sesleri duyduklarını söylediler. Bunun üzerine bir süre sonra bölgede devlet tarafından kazı çalışmaları başlatıldı.
10 yıl süren çalışmalar sonucunda geçmişi M.Ö 5.000 yıllarına kadar uzanan gırnavaz isimli gizemli bir yerleşim yeri ortaya çıktı. Şaşırtıcı olan ise geçmişti babillere kadar dayanan bu höyükten bazı tabletler çıkmıştır.
Bu tabletlerde babilli büyücülerin gırvanaz höyüğünün olduğu bugün cin tepesi olarak bilinen siyah yüzlü yarı insan yarı hayvana benzeyen bazı varlıkların yaşadığı anlatılmasıydı. Tabletlere göre babilli büyücüler geçmiş ruhlarla görüşmek ve büyü yapabilmek için bu tepeye gelerek günlerce bu varlıklarla yaşarlarmış.
Dahada ilginç olanı ise bu tabletlerde anlatılanların peygamberimizin hadislerinde geçen nusaybin cinleri ile benzerlikleriydi. Cin tepesindeki kazılarda çıkan şaşırtıcı ve anlamı çözülemeyen biride amacı olmayan derin bir kuyudur.
Anlatılanlara göre babilli büyücüler cinnilere bu kuyudan seslenirmiş. Bu şehir neden terkedildi neden unutulup toprak altında kayboldu sebebi bilinmiyor. Ancak bilinen şu ki cin tepesindeki gizemli höyükte duvarlara işlenmiş resimlerde bilinmeyen bazı varlıkların köylülerin çocuklarını çalarken hırsızlık yapan insanları kaçırıp bir kuyuya bırakıldığı tasfir edilmiş olmasıdır.
Cin tepesi ziyaretine gelen ve bu kuyuyu görenlerden birisi olan nusaybinin bir köyünde ebelik yapan yaşlı bir kadın cinlerle ilgili başından geçen şu olayı aktarıyor.
Akşam olmuş evimde oturuyordum. Bahçenin avlusundan biri beni çağırdı. Bende köylülerden biridir diye dışarı çıktım. Orada beni bekleyen adam hastasının olduğunu ve yardım etmemi istedi. Bende gerekli eşyaları alarak adamı takip ettim.
Beni cin tepesi dediğimiz yere getirdi. İlk önce çok korktum. Ama yerde yatan ve doğum yapmak üzere olan kadını görünce yardım ettim. Etrafımda bir çok kadın vardı ve bir kuyunun etrafında dönüyor ve def çalıyorlardı. Doğum bittikten sonra bana bez içerisinde birşeyler verip köyün girişine kadar getirdiler.
Yolda yürürkende toplu halde “Bismillah, La ilahe illallah” diyorlardı. Eve gelip bezin içindekilere bakınca bana üzerine kan bulaşmış altın verdiklerini gördüm. İşte ozaman beni cinnilerin götürdüğünü anladım diyor.
Bu olaylar nusaybinde cin tepesi olarak bilinen bölgede gerçekleşiyor. Bu kadar tesadüfün sadece gerçeği yansıttığını söyleyen alimlerde burada yaşayan cinnilerin çok fazla rahatsız edilmemesi gerektiği konusunda uyarıyorlar. Çünkü Nusaybin cinleri her ne kadar müslümanda olsalar rahatsız edilmeleri sonucu bilmeden yapılan işlerle onlara bir zarar verilebilir.
Nusaybin cinleri, birbirlerinin intikamını almak konusunda Allah tarafından izin verilmiş varlıklardır. Peygamberimiz (S.A.V) hadisinde Nusaybin cinleri konusundan bahsedilirken onlara gidin ve cin kavimlerini imana davet edin dediği yazılıdır.
Bu nedenle nusaybin cinleri başta yemen ve suriye olmak üzere anadolu’nun bir çok köyünde görüldükleri vakalar mevcuttur.
Tokatta bir kazada yaşanan hikayede halk arasında nusaybin cinleri farklı şehirlerde görünebildiği bir örnek olarak anlatılıyor.
Olay kısaca şöyledir ;
Müslüman cinler
Ulu cami imamı bir sabah namazını kıldıktan sonra dua etmek için arkasını döndüğünde hiç tanımadığı tuhaf insanlar ile karşılaşır. Alnından soğuk terler akan imam cesaretini toplayarak onlara kim olduklarını nereden gelip nereye gittiklerini sorar.
Aralarından biri hocaya biz oğlan deresinde yaşayan müslüman cinleriz. Oğlan deresinden güvercinlik çalına götürürüz. Geçerken sabah ezanı okunduğunu duyunca namaz kılmak için camiye geldik der.
Oğlan deresi ve güvercinlik çalı cinlerin yaşadığına inanılan iki yerdir. Bilinmesi gereken önemli detay ise bu cinlerin müslüman olması ve ormanlarda yaşayan müslüman cinlerin çoğunluğunun nusaybin cinleri olduğu bilinmektedir.
Yine Mardinde yaşanan başka olayda danıştığımız hüddamlar daha önce anlatılan bir vakanında muhtemelen nusaybin cinleri olduğu konusunda hem fikirler. Köylülerden birinin bize anlattığı olay kısaca şöyledir;
Her zamanki gibi sabah namazı için erkenden uyanıp köyümüzün camiisine gittim. Genelde bu saatlerde 4-5 kişi olurduk. Ancak camiye gittiğimde kalabalık bir cemaatin namaza başladığını gördüm. Belki bir düğün için gelmişlerdi. Yada buraya namaz kılmak için gelen bir grup olduğunu düşündüm.
Ancak imamın arkasındaki 15-20 kişilik cemaatte içimi ürperten bişeyler vardı. İlk defa bir namaz bu kadar hızlı kılınıyordu. Boylarıda normalden çok daha kısaydı. “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek bir köşeye çekildim.
Bu kısa adamlardan bazılarıda namaz esnasında bana bakarak gülümsüyordu. O sırada bir kaç küçük çocuk camiinin ortasında koşmaya başladılar. Çember yaparak bugün çarşambadır çarşamba diye dönüp oyun oynuyor, gülüyorlardı.
Onlara bugünün çarşamba değil perşembe olduğunu söyledim. Çocuklardan biri bana dönüp sen bizim dediklerimize karşı mı geliyorsun ? dedi.
O sırada namazını bitiren cemaatten biri çocuklara dönüp o müslüman adama ilişmeyin. Vallahi Allah sizi kahreder. dedi.
Allah’ım ne olduğunu bilmiyorum ama sen bana yardım et diyip içimden dua etmeye başladım. Namazını bitiren 15-20 kişilik grup namazını bitirerek hızlı adımlarla camiiden çıktı. İmama bu durumun ne olduğunu sormak için yaklaştım.
O ise yüzüme bakıp gülüyordu. “Bismillah” gördüğüm şeyle kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. İmamın ayakları tersti. O sırada kendimi camiinin dışına attım. Hızlı çekilde evime doğru giderken imamın camiye doğru yürüdüğünü gördüm.
Bana selam verdi ayaklarına baktığımda normal olduğunu fark ettim. Bu olanları ona sordum o ise camiiye henüz geldiğini burada kimseye namaz kıldırmadığını söyledi. İçeriye baktık kimseler yoktu. Sonra imam bana dönerek demek ki bir çocuk daha doğru dedi.
Nasıl yani diye sordum. Bu cemaat köyümüzün yanında bulunan ormanda yaşayan nusaybin cinleri olduğunu öğrendim. İçlerinde her yeni bir çocuk doğduğunda toplanıp bu camiiye gelip şükür namazı kılarlarmış.
Nusaybin cinleri en kalabalık cin topluluklarından olduğu peygamber efendimizin bir çok hadisinde bize aktarılmıştır. İnsanlarca en çok görünen cinlerdir.
Alıntıdır .....
Allah’ım sen bizleri bağışla ve bizleri cinlerin bile müslüman olanlarıyla karşılaştır. AMİN
Bugün Nusaybin sınırlarına 5 kilometre mesafede cin tepesi olarak bilinen bir bölge vardır. Halk yılın belli zamanlarında özellikle çarşamba günleri bu tepeye gelerek orada yaşadığı bilinen cinlere yiyecekler ikram eder, Allah’a dua ederler.
Psikolojik rahatsızlıkları olduğu bilinen insanların burada cinlerle bir gece geçirdiklerinde iyi olduklarına inanılır. Çünkü Nusaybindeki cin tepesi bir çok hadiste ve tarihsel kaynakta anlatılmaktadır.
Ancak önemli olan husus ise buradaki cinlerin tamamının müslüman cinlerden oluşmasıdır. Nusaybin cinlerini görmüş ve onların müslüman olmalarına şahit olan sahabe onları şöyle anlatıyor.
Hz. Peygamberimiz (S.A.V) bir gün bana cinlere Kur’an-ı Kerim okumam emrolundu, benimle gelmek isteyen var mı ? diye sordu.
Kimse cevap vermedi, ikinci kez sordu. Yine cevap veren olmadı. 3. kez sorduğunda ben gelirim ya Rasulullah dedim.
Bunun üzerine çölde biraz yürüdük, ve bir vadiye ulaştık. Peygamberimiz burada bir çizgi çizdi. Bana sakın burayı geçme dedi. Peygamberimizin “Bismillah” demesiyle bir anda zencilere benzeyen erkekler üzerine üşüştüler.
Ardından etrafını sardılar. Yüzleri zebaniye benzeyen bu cinniler kadınların def çalmaları gibi def çalıyorlardı. Peygamberimizin etrafını iyice kuşattılar. Artık gözüme görünmez oldular. Ben bir ara ayağa kalktım. Bana eliyle oturmamı işaret etti.
Daha sonra Kur’an-ı Kerim okumaya başladı. Gittikçe sesi yükseliyordu. Cinnilerde Kur’an-ı Kerim’i dinledikçe yerlere yattılar. En sonunda Resullullah bana döndü. Sende gelmek istedin değil mi ? dedi.
Bende evet dedim.
Gelmen gerekmezdi onlar cinnilerdi. Eğer çizdiğim çizgiyi geçseydin, vallahi seni yakarlardı. Bu cinler müslüman Nusaybin cinleri idi. Peygamberimizi dinlemek için gelmişlerdi. Bu olay çarşamba günü gerçekleştiği için Nusaybin cin tepesinde her çarşamba yağlı ekmekler dağıtılır, ve psikolojik rahatsızlıkları olanlar geceyi orada geçirirler.
1970’li yıllarda geceleri iyileşmek için cinlerle kalan insanlar döndüklerinde yer altından kılıç ve insan sesleri duyduklarını söylediler. Bunun üzerine bir süre sonra bölgede devlet tarafından kazı çalışmaları başlatıldı.
10 yıl süren çalışmalar sonucunda geçmişi M.Ö 5.000 yıllarına kadar uzanan gırnavaz isimli gizemli bir yerleşim yeri ortaya çıktı. Şaşırtıcı olan ise geçmişti babillere kadar dayanan bu höyükten bazı tabletler çıkmıştır.
Bu tabletlerde babilli büyücülerin gırvanaz höyüğünün olduğu bugün cin tepesi olarak bilinen siyah yüzlü yarı insan yarı hayvana benzeyen bazı varlıkların yaşadığı anlatılmasıydı. Tabletlere göre babilli büyücüler geçmiş ruhlarla görüşmek ve büyü yapabilmek için bu tepeye gelerek günlerce bu varlıklarla yaşarlarmış.
Dahada ilginç olanı ise bu tabletlerde anlatılanların peygamberimizin hadislerinde geçen nusaybin cinleri ile benzerlikleriydi. Cin tepesindeki kazılarda çıkan şaşırtıcı ve anlamı çözülemeyen biride amacı olmayan derin bir kuyudur.
Anlatılanlara göre babilli büyücüler cinnilere bu kuyudan seslenirmiş. Bu şehir neden terkedildi neden unutulup toprak altında kayboldu sebebi bilinmiyor. Ancak bilinen şu ki cin tepesindeki gizemli höyükte duvarlara işlenmiş resimlerde bilinmeyen bazı varlıkların köylülerin çocuklarını çalarken hırsızlık yapan insanları kaçırıp bir kuyuya bırakıldığı tasfir edilmiş olmasıdır.
Cin tepesi ziyaretine gelen ve bu kuyuyu görenlerden birisi olan nusaybinin bir köyünde ebelik yapan yaşlı bir kadın cinlerle ilgili başından geçen şu olayı aktarıyor.
Akşam olmuş evimde oturuyordum. Bahçenin avlusundan biri beni çağırdı. Bende köylülerden biridir diye dışarı çıktım. Orada beni bekleyen adam hastasının olduğunu ve yardım etmemi istedi. Bende gerekli eşyaları alarak adamı takip ettim.
Beni cin tepesi dediğimiz yere getirdi. İlk önce çok korktum. Ama yerde yatan ve doğum yapmak üzere olan kadını görünce yardım ettim. Etrafımda bir çok kadın vardı ve bir kuyunun etrafında dönüyor ve def çalıyorlardı. Doğum bittikten sonra bana bez içerisinde birşeyler verip köyün girişine kadar getirdiler.
Yolda yürürkende toplu halde “Bismillah, La ilahe illallah” diyorlardı. Eve gelip bezin içindekilere bakınca bana üzerine kan bulaşmış altın verdiklerini gördüm. İşte ozaman beni cinnilerin götürdüğünü anladım diyor.
Bu olaylar nusaybinde cin tepesi olarak bilinen bölgede gerçekleşiyor. Bu kadar tesadüfün sadece gerçeği yansıttığını söyleyen alimlerde burada yaşayan cinnilerin çok fazla rahatsız edilmemesi gerektiği konusunda uyarıyorlar. Çünkü Nusaybin cinleri her ne kadar müslümanda olsalar rahatsız edilmeleri sonucu bilmeden yapılan işlerle onlara bir zarar verilebilir.
Nusaybin cinleri, birbirlerinin intikamını almak konusunda Allah tarafından izin verilmiş varlıklardır. Peygamberimiz (S.A.V) hadisinde Nusaybin cinleri konusundan bahsedilirken onlara gidin ve cin kavimlerini imana davet edin dediği yazılıdır.
Bu nedenle nusaybin cinleri başta yemen ve suriye olmak üzere anadolu’nun bir çok köyünde görüldükleri vakalar mevcuttur.
Tokatta bir kazada yaşanan hikayede halk arasında nusaybin cinleri farklı şehirlerde görünebildiği bir örnek olarak anlatılıyor.
Olay kısaca şöyledir ;
Müslüman cinler
Ulu cami imamı bir sabah namazını kıldıktan sonra dua etmek için arkasını döndüğünde hiç tanımadığı tuhaf insanlar ile karşılaşır. Alnından soğuk terler akan imam cesaretini toplayarak onlara kim olduklarını nereden gelip nereye gittiklerini sorar.
Aralarından biri hocaya biz oğlan deresinde yaşayan müslüman cinleriz. Oğlan deresinden güvercinlik çalına götürürüz. Geçerken sabah ezanı okunduğunu duyunca namaz kılmak için camiye geldik der.
Oğlan deresi ve güvercinlik çalı cinlerin yaşadığına inanılan iki yerdir. Bilinmesi gereken önemli detay ise bu cinlerin müslüman olması ve ormanlarda yaşayan müslüman cinlerin çoğunluğunun nusaybin cinleri olduğu bilinmektedir.
Yine Mardinde yaşanan başka olayda danıştığımız hüddamlar daha önce anlatılan bir vakanında muhtemelen nusaybin cinleri olduğu konusunda hem fikirler. Köylülerden birinin bize anlattığı olay kısaca şöyledir;
Her zamanki gibi sabah namazı için erkenden uyanıp köyümüzün camiisine gittim. Genelde bu saatlerde 4-5 kişi olurduk. Ancak camiye gittiğimde kalabalık bir cemaatin namaza başladığını gördüm. Belki bir düğün için gelmişlerdi. Yada buraya namaz kılmak için gelen bir grup olduğunu düşündüm.
Ancak imamın arkasındaki 15-20 kişilik cemaatte içimi ürperten bişeyler vardı. İlk defa bir namaz bu kadar hızlı kılınıyordu. Boylarıda normalden çok daha kısaydı. “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek bir köşeye çekildim.
Bu kısa adamlardan bazılarıda namaz esnasında bana bakarak gülümsüyordu. O sırada bir kaç küçük çocuk camiinin ortasında koşmaya başladılar. Çember yaparak bugün çarşambadır çarşamba diye dönüp oyun oynuyor, gülüyorlardı.
Onlara bugünün çarşamba değil perşembe olduğunu söyledim. Çocuklardan biri bana dönüp sen bizim dediklerimize karşı mı geliyorsun ? dedi.
O sırada namazını bitiren cemaatten biri çocuklara dönüp o müslüman adama ilişmeyin. Vallahi Allah sizi kahreder. dedi.
Allah’ım ne olduğunu bilmiyorum ama sen bana yardım et diyip içimden dua etmeye başladım. Namazını bitiren 15-20 kişilik grup namazını bitirerek hızlı adımlarla camiiden çıktı. İmama bu durumun ne olduğunu sormak için yaklaştım.
O ise yüzüme bakıp gülüyordu. “Bismillah” gördüğüm şeyle kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. İmamın ayakları tersti. O sırada kendimi camiinin dışına attım. Hızlı çekilde evime doğru giderken imamın camiye doğru yürüdüğünü gördüm.
Bana selam verdi ayaklarına baktığımda normal olduğunu fark ettim. Bu olanları ona sordum o ise camiiye henüz geldiğini burada kimseye namaz kıldırmadığını söyledi. İçeriye baktık kimseler yoktu. Sonra imam bana dönerek demek ki bir çocuk daha doğru dedi.
Nasıl yani diye sordum. Bu cemaat köyümüzün yanında bulunan ormanda yaşayan nusaybin cinleri olduğunu öğrendim. İçlerinde her yeni bir çocuk doğduğunda toplanıp bu camiiye gelip şükür namazı kılarlarmış.
Nusaybin cinleri en kalabalık cin topluluklarından olduğu peygamber efendimizin bir çok hadisinde bize aktarılmıştır. İnsanlarca en çok görünen cinlerdir.
Alıntıdır .....