Mal bulanındır
BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Urartu medeniyeti bolgelerinde yasayan arkadaslara buyuk kolaylik saglayacak olan bu konuyu inceleyip idrak ettikten sonra.ermenilerin bir cogunun urartu mezarlarini huplettiklerini oyle kalkindiklarini ve bir statu kazanmak adina atalarinin urartular oldugunu empoze ettiklerini bilin..
Bu cozulmus neticelenmis yerlerin kesin bilgilerini okuyup mekanlarinizda uygulayarak mutlu son yasarsiniz Yer altına yapılmış oda mezarlar Urartu coğrafyasında en yaygın görülen mezar biçimidir. Genel olarak üç ana grup altında değerlendirilebilirler. Bunlar; yer altı taş örgü mezarlar, yer altı kaya mezarları ve her ikisinin birlikte uygulandığı örnekler.
Van Gölü Havzası’nda Karagündüz, Dilkaya, Ernis-Evditepe, Adilcevaz, Yoncatepe, Van/ Altıntepe gibi merkezlerde yapılan arkeolojik kazılarda birçok yer altı oda mezar ortaya çıkarılmıştır.
Yer altı taş örgü mezarlar genellikle toprağa açılan ve mezar ölçüleriyle orantılı çukurun içine yapılan taş örgü duvarlarla oluşturulmuşlardır. Yan duvarlar tavana doğru daralan, bindirme tekniğinde düzenlenmiştir. Böylece daralan tavan kısmı birbirine paralel yerleştirilmiş yassı taş levhalarla örtülebilmiştir. Mezar odaları çoğunlukla uzun-dikdörtgen planlıdır. Bazı örneklerde odaların uzunluğu 6 m’yi bulur. Genişlikleri 1,5–2 m, yükseklikleri ise 1,5- 2,5 m arasında değişmektedir.
Mezar odaları çoklu gömü için düzenlenmiştir. Bu nedenle sürekli giriş olanağı bulunan bir sistem geliştirilmiştir. Yüzey ile bağlantıyı genellikle taş örgü veya doğrudan toprağa açılmış kuyu biçimli bir dromos sağlar. Karagündüz örneklerinin tümünde mezar odasının kısa duvarına açılmış, yassı sal taşı bir blokla örtülmüş, bir kapı açıklığından giriş sağlanmıştır. Yoncatepe örneklerinde ise giriş, mezar odasının kısa duvarına yakın tavan kısmına açılmış ve kapak taşıyla örtülmüş kare veya dikdörtgen bir açıklıktan; tepeden sağlanmaktadır.
Bununla birlikte dromossuz örnekler de bulunur. Bu örneklerde, olasılıkla mezar odasına üst örtüyü oluşturan sal taşlarından birinin kaldırılmasıyla girilebiliyordu.
Yer altı taş örgü mezarların yanında yine yer altında, kayaya oyulmuş oda mezar yapımı da Urartu’da yaygındır. Bu tür mezarlar işlenmesi oldukça kolay olan kaya türlerinin bulunduğu alanlarda yapılmıştır.
Van Kalesi Nekropolü, Altıntepe Nekropolü olarak adlandırılan alanda 1990’lı yılların sonunda yapılan arkeolojik kazılarda birçok yer altı kaya mezarı ortaya çıkarılmıştır. Mezar odaları değişik mimari düzenlemeleriyle dikkati çekerler. Yüzeyden, kare veya dikdörtgen, kuyu biçimli bir dromosla mezar odasının kapısına ulaşılır. Kapı taş örgü mezarlarda olduğu gibi yassı sal taşı levhalarla kapatılmıştır. Bazı mezarlar tek odalı, duvar dipleri sekili ve yan duvarları nişli bir plana sahiptir. Bazı örneklerde ise kapı açıklığından sonra ulaşılan ana salon veya oda ile bağlantılı daha küçük boyutlu gömü odalarından veya büyük nişlerden oluşan bir mimari düzenlemeye gidilmiştir. Odaların bazılarının duvarlarında niş açıklıklarına rastlanır.
Mezar odalarının bazılarında alternatif gömü alanlarının oluşturulduğu görülmektedir. Karagündüz ve Yoncatepe mezarlarında, mezar odasıyla bağlantılı ikinci veya üçüncü bir gömü alanının varlığı saptanmıştır. Yoncatepe 6 mezarı çok odalı yer altı taş örgü mezarlara iyi bir örnektir. Üstte yer alan 5.80 x 170 m boyutlarındaki mezar odasının güneydoğu bölümüne ikinci bir mezar odası açılmıştır. Altta yer alan bu ikinci mezar odasının üstünün sal taşı levhalarla kapatıldığı anlaşılmaktadır. Bu mezar odasına ana mezar odasından 4 basmakla inilmektedir. Bu alanın doğusuna da killi toprağa açılmış üçüncü bir mezar odası açılmıştır.
Karagündüz Nekropolü’nde bazıları sadece elle ulaşılan, ana mezar odalarından göreceli olarak daha küçük olan bu alanlar, çoğunlukla küçük bir açıklıkla mezar odalarına bağlanmışlardır. Yoncatepe’de de bu amaçla kullanılmış, fakat Karagündüz örneklerine göre oldukça büyük, neredeyse ikinci bir mezar odası niteliğindeki alanlar, killi sert toprağa açılmışlardır ve beşik tonozludurlar. Mezar odasına yeni gömüler yapıldıkça eski gömülere ait kafatası ve buluntuların da bu alanlara toplandığı saptanmıştır.
Yer altı oda mezarlarındaki bu çok odalı plan anlayışı, Urartu kaya mezarlarının küçük ölçekli yansımaları olarak kabul edilebilir. Bu, kaya mezarlarının mimari biçim ve köken anlayışına bazı açıklıklar getirebilir.
Karagündüz, Dilkaya, Yoncatepe gibi yer altı örme mezarları, içlerinden çıkan yivli çanak çömleklerden yola çıkılarak Erken Demir Çağı’na tarihlendirilmişlerdir. Ancak bu nekropollerdeki mezarlarda ortaya çıkarılan buluntu grupları bütün olarak değerlendirildiğinde, kronolojide bazı sorunlar dikkati çekmektedir. Yivli malzemeyle birlikte bazı mezarlarda kırmızı astarlı Urartu çanak çömleği, Urartu süs iğneleri ve bölgede kronolojisi MÖ 8. yy’dan daha erkene çekilemeyen fibulaların çıkması, tarihlendirme sorununu da beraberinde getirmiştir. Malzeme grubu ve buluntu durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; en azından Karagündüz, Dilkaya ve Yoncatepe gibi nekropol alanlarının Orta Demir Çağı’na tarihlendirilmesi gerektiği tarafımızdan öne sürülmüştür.
Bununla birlikte oda mezar geleneğinin erken örnekleri Ernis Nekropolü’nde aranabilir. Bu nekropolde kurgan mezar tipi ile oda mezar tiplerini aynı alanda izlemek mümkündür. Çevresi bir taş sırası ile kuşatılmış birden fazla taş sandık türü mezar biçiminin izlendiği örnekler yanında, büyük boyutlu, dromoslu mezar tipleri görülmektedir. Bölgede 1960’lı yıllarda yapılan kazılar hakkında yeterince bilgimizin olmaması, çıkan çanak çömlek buluntularını sağlıklı bir biçimde değerlendirmemizi de zorlaştırmaktadır.
.tum emekci kardeslerime basarilar bol nasipler dilerim.asla umudunuzu ve heyecaninizi kaybetmeyin.fisiltilara kulak vermeyin kendi kesif ve tesbitlerinizden baska mekanlara itibar etmeyin
Bu cozulmus neticelenmis yerlerin kesin bilgilerini okuyup mekanlarinizda uygulayarak mutlu son yasarsiniz Yer altına yapılmış oda mezarlar Urartu coğrafyasında en yaygın görülen mezar biçimidir. Genel olarak üç ana grup altında değerlendirilebilirler. Bunlar; yer altı taş örgü mezarlar, yer altı kaya mezarları ve her ikisinin birlikte uygulandığı örnekler.
Van Gölü Havzası’nda Karagündüz, Dilkaya, Ernis-Evditepe, Adilcevaz, Yoncatepe, Van/ Altıntepe gibi merkezlerde yapılan arkeolojik kazılarda birçok yer altı oda mezar ortaya çıkarılmıştır.
Yer altı taş örgü mezarlar genellikle toprağa açılan ve mezar ölçüleriyle orantılı çukurun içine yapılan taş örgü duvarlarla oluşturulmuşlardır. Yan duvarlar tavana doğru daralan, bindirme tekniğinde düzenlenmiştir. Böylece daralan tavan kısmı birbirine paralel yerleştirilmiş yassı taş levhalarla örtülebilmiştir. Mezar odaları çoğunlukla uzun-dikdörtgen planlıdır. Bazı örneklerde odaların uzunluğu 6 m’yi bulur. Genişlikleri 1,5–2 m, yükseklikleri ise 1,5- 2,5 m arasında değişmektedir.
Mezar odaları çoklu gömü için düzenlenmiştir. Bu nedenle sürekli giriş olanağı bulunan bir sistem geliştirilmiştir. Yüzey ile bağlantıyı genellikle taş örgü veya doğrudan toprağa açılmış kuyu biçimli bir dromos sağlar. Karagündüz örneklerinin tümünde mezar odasının kısa duvarına açılmış, yassı sal taşı bir blokla örtülmüş, bir kapı açıklığından giriş sağlanmıştır. Yoncatepe örneklerinde ise giriş, mezar odasının kısa duvarına yakın tavan kısmına açılmış ve kapak taşıyla örtülmüş kare veya dikdörtgen bir açıklıktan; tepeden sağlanmaktadır.
Bununla birlikte dromossuz örnekler de bulunur. Bu örneklerde, olasılıkla mezar odasına üst örtüyü oluşturan sal taşlarından birinin kaldırılmasıyla girilebiliyordu.
Yer altı taş örgü mezarların yanında yine yer altında, kayaya oyulmuş oda mezar yapımı da Urartu’da yaygındır. Bu tür mezarlar işlenmesi oldukça kolay olan kaya türlerinin bulunduğu alanlarda yapılmıştır.
Van Kalesi Nekropolü, Altıntepe Nekropolü olarak adlandırılan alanda 1990’lı yılların sonunda yapılan arkeolojik kazılarda birçok yer altı kaya mezarı ortaya çıkarılmıştır. Mezar odaları değişik mimari düzenlemeleriyle dikkati çekerler. Yüzeyden, kare veya dikdörtgen, kuyu biçimli bir dromosla mezar odasının kapısına ulaşılır. Kapı taş örgü mezarlarda olduğu gibi yassı sal taşı levhalarla kapatılmıştır. Bazı mezarlar tek odalı, duvar dipleri sekili ve yan duvarları nişli bir plana sahiptir. Bazı örneklerde ise kapı açıklığından sonra ulaşılan ana salon veya oda ile bağlantılı daha küçük boyutlu gömü odalarından veya büyük nişlerden oluşan bir mimari düzenlemeye gidilmiştir. Odaların bazılarının duvarlarında niş açıklıklarına rastlanır.
Mezar odalarının bazılarında alternatif gömü alanlarının oluşturulduğu görülmektedir. Karagündüz ve Yoncatepe mezarlarında, mezar odasıyla bağlantılı ikinci veya üçüncü bir gömü alanının varlığı saptanmıştır. Yoncatepe 6 mezarı çok odalı yer altı taş örgü mezarlara iyi bir örnektir. Üstte yer alan 5.80 x 170 m boyutlarındaki mezar odasının güneydoğu bölümüne ikinci bir mezar odası açılmıştır. Altta yer alan bu ikinci mezar odasının üstünün sal taşı levhalarla kapatıldığı anlaşılmaktadır. Bu mezar odasına ana mezar odasından 4 basmakla inilmektedir. Bu alanın doğusuna da killi toprağa açılmış üçüncü bir mezar odası açılmıştır.
Karagündüz Nekropolü’nde bazıları sadece elle ulaşılan, ana mezar odalarından göreceli olarak daha küçük olan bu alanlar, çoğunlukla küçük bir açıklıkla mezar odalarına bağlanmışlardır. Yoncatepe’de de bu amaçla kullanılmış, fakat Karagündüz örneklerine göre oldukça büyük, neredeyse ikinci bir mezar odası niteliğindeki alanlar, killi sert toprağa açılmışlardır ve beşik tonozludurlar. Mezar odasına yeni gömüler yapıldıkça eski gömülere ait kafatası ve buluntuların da bu alanlara toplandığı saptanmıştır.
Yer altı oda mezarlarındaki bu çok odalı plan anlayışı, Urartu kaya mezarlarının küçük ölçekli yansımaları olarak kabul edilebilir. Bu, kaya mezarlarının mimari biçim ve köken anlayışına bazı açıklıklar getirebilir.
Karagündüz, Dilkaya, Yoncatepe gibi yer altı örme mezarları, içlerinden çıkan yivli çanak çömleklerden yola çıkılarak Erken Demir Çağı’na tarihlendirilmişlerdir. Ancak bu nekropollerdeki mezarlarda ortaya çıkarılan buluntu grupları bütün olarak değerlendirildiğinde, kronolojide bazı sorunlar dikkati çekmektedir. Yivli malzemeyle birlikte bazı mezarlarda kırmızı astarlı Urartu çanak çömleği, Urartu süs iğneleri ve bölgede kronolojisi MÖ 8. yy’dan daha erkene çekilemeyen fibulaların çıkması, tarihlendirme sorununu da beraberinde getirmiştir. Malzeme grubu ve buluntu durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; en azından Karagündüz, Dilkaya ve Yoncatepe gibi nekropol alanlarının Orta Demir Çağı’na tarihlendirilmesi gerektiği tarafımızdan öne sürülmüştür.
Bununla birlikte oda mezar geleneğinin erken örnekleri Ernis Nekropolü’nde aranabilir. Bu nekropolde kurgan mezar tipi ile oda mezar tiplerini aynı alanda izlemek mümkündür. Çevresi bir taş sırası ile kuşatılmış birden fazla taş sandık türü mezar biçiminin izlendiği örnekler yanında, büyük boyutlu, dromoslu mezar tipleri görülmektedir. Bölgede 1960’lı yıllarda yapılan kazılar hakkında yeterince bilgimizin olmaması, çıkan çanak çömlek buluntularını sağlıklı bir biçimde değerlendirmemizi de zorlaştırmaktadır.
.tum emekci kardeslerime basarilar bol nasipler dilerim.asla umudunuzu ve heyecaninizi kaybetmeyin.fisiltilara kulak vermeyin kendi kesif ve tesbitlerinizden baska mekanlara itibar etmeyin