Ustam isin asli buda reel somut veri done yok
@vakko usta vatikan arsivlerini serdirecekler sonunda bana
konu sahibi sende oku mevzubitsin
Osmanlı Devleti’ni içerden çökertmek için Rum, Ermeni, Bulgar ve diğer azınlıklarla, bazı satılmış Türkler tarafından kurulan ve sayıları bazan 885 ve bazan da 883 kişi olarak verilen gizli bir teşkilat, devletin en üst kademelerine nüfuz ederek zaman zaman hazineyi soymuş ve miktarı 374 tonu bulan altınları Türkiyenin 12 bölgesinde 366 yere gömmüş ve her birine özel işaretler koymuştur. Bu işaretlerden bazılarının hakiki, bazılarının ise arayıcıları şaşırtmak için sahte olduğu söylenmektedir. İşaretlerin sahteleri toprak üzerinde bırakılmış ve hakikileri toprak altındaki kayalara veya mermerlere kazılmıştır. Bu gizli teşkilattaki önemli bazı çetebaşıların isimleri şöyledir: Pop Martin, Lefter, Volçan Voyvoda, Manol ve Emin Ağa. Mesela bunlardan yalnız Lefter’in Bilecik bölgesinde 128 yerde gizli parası olduğu söylenmektedir. Manol ise Bursa vilayetinde Uludağ’da ve Marmara Denizi’nin güney kıyısı boyunca uzanan Karadağ’da faaliyet göstermiş. Onun da buralarda işaretleri aranmaktadır. Rivayete göre çete mensuplarından yalnız bir kişi sağ kalmış ve o da define sırlarını ve gömülerin şifrelerini Vatikan papazlarına teslim etmiş. Şimdi Anadolu’nun define sırları Vatikan Kütüphanesi’ndeki bazı eski kitaplarda gizliymiş ve bunları ancak birkaç papaz biliyormuş. Ama onlar arada sırada Türkiye’ye gelip definelerin yerlerinde durup durmadığını kontrol ederlermiş, bir rivayete göre de azar azar çıkartıp yurt dışına kaçırırlarmış, esasen bu konuda Hristiyanlık alemi ile İslam alemi arasında yüzyıllarca sürüp giden bir mücadele halen devam etmekteymiş. Türkiye’de yabancı arkeologlarca yapılan kazıların, topraklarımızda kurulan radar istasyonlarının ve hatta uzay uçuşlarının, Ay’a atılan roketlerin ve oraya inen adamların hep maksadı Küçük Asya’da gömülü olan bu 374 ton altınla ilgili imiş. Bu iddiaların Bursa Defineciler Derneği’nde birkaç sene evvel dernek üyelerinden bazıları ile yaptığım bir sohbet sırasında büyük bir kesinlik, ciddiyet ve kızgınlık ile ifade edildiğini duymuştum. Ömrünü 366 define işaretinin sırlarının çözülmesine, bunların aranıp bulunmasına vakfetmiş yaşlı başlı kimselere rastladım. Varını yoğunu define uğruna harcamış bir ihtiyar, devlet adamlarımızın gaflet içinde olduğunu, hatta bunlardan bazılarının hıristiyanlık aleminin amaçlarına hizmet ettiğini, belki de onlarla ortak olduğunu büyük bir ciddiyet ile ifade etmekteydi.