Ebu Computer
Bilgili Üye
- Katılım
- 10 Ocak 2017
- Mesajlar
- 223
- Tepkime puanı
- 308
- Puanları
- 9
Osmanlı döneminden kalma han, hamam, konak, cami, çeşme ve konaklarla açık hava müzesini andıran tarihi ilçeye bağlı Üçbölük köyünde yaşayan 64 yaşındaki Recai Demirsöz, yaşadığı ve çevre köylerden topladığı tarihi kalıntılarla 1999 yılında müze açmaya karar verdi.
Safranbolu Kaymakamlığına başvuran Demirsöz’e, kaymakamlığın da desteğiyle köyde atıl durumda bulunan tek katlı bina onarılarak müzeye dönüştürüldü.
2 BİN 500 YILLIK TARİH
2 bin 500 yıllık bir geçmişe sahip olan bölgede, Paflagonlar, Erken Bizans ve Rumlara ev sahipliği yapması dolayısıyla tarihi kalıntıların çok olduğu bir yer olma özelliği taşıyor.
Müze bahçesinde tarihi mezar taşları ile kalıntıların yanı sıra, eski tarım aletleri, ev eşyaları ve kitaplar gibi materyaller yer alıyor.

21 YIL ÖNCE BAŞLADI
Demirsöz, Üçbölük Köyü Kültür ve Sanat Merkezi binasının 21 yıl önce kendilerine atıl olarak verildiğini söyledi.
Binanın onarıldığını ve çevre düzenlemesinin yapılmasının ardından müze olarak hizmet vermeye başladığını ifade eden Demirsöz, "Ben isterim ki her köyde böyle bir etnografya müzesi olsun. Çevremizde böyle kalıntılar var. Genelde define avcıları bunları tahrip ediyor, onları kurtarıp getirdim. 21 yıldır kendi çabamla burada müzecilik yapıyorum" dedi.

PAFLANGONLAR VE ERKEN BİZANS'A AİT KALINTILAR
Genelde çevrede tarihi kalıntıların bulunduğunu aktaran Demirsöz, şunları kaydetti:
"Buraya 2 bin 500 yıl önce Paflagonlar gelmiş, ardından Erken Bizans, sonra Rumlar. Fakat Rumlardan herhangi bir kalıntısı yok burada. Genelde Paflagonya ve Erken Bizans dönemine ait kalıntılar var. Rumlar ev düzenine geçmişler, onların bıraktıkları herhangi bir şey kalmamış. Paflagonlar, Karabük tarafından girmişler, burada bağcılığı geliştirmişler."

YILDA 200-300 ZİYARETÇİSİ VAR
Tarihi kalıntıların define avcıları tarafından tamamen tahrip edildiğini vurgulayan Demirsöz, "Bende uçları falan kaldı. Diğerleri de tarım aletleri. Üniversitenin arkeoloji bölümü tarafından buralara araştırma yapılıyor. Burada ilk önceleri yadırgandı. Zamanla herkes alıştı. Senede 200-300 ziyaretçi alıyordum, bu virüs dolayısıyla fazla giden gelen olmuyor" diye konuştu.
Demirsöz, emekli maaşı ile geçindiğini, müzenin çatı problemi olduğunu, bunun onarımını yapmakta zorlandığını sözlerine ekledi.

Not: Neden el konmamış, neden işlem yapılmamış anlayamadım. Her isteyen bulduklarından müze açabilir mi ?
Safranbolu Kaymakamlığına başvuran Demirsöz’e, kaymakamlığın da desteğiyle köyde atıl durumda bulunan tek katlı bina onarılarak müzeye dönüştürüldü.
2 BİN 500 YILLIK TARİH
2 bin 500 yıllık bir geçmişe sahip olan bölgede, Paflagonlar, Erken Bizans ve Rumlara ev sahipliği yapması dolayısıyla tarihi kalıntıların çok olduğu bir yer olma özelliği taşıyor.
Müze bahçesinde tarihi mezar taşları ile kalıntıların yanı sıra, eski tarım aletleri, ev eşyaları ve kitaplar gibi materyaller yer alıyor.

21 YIL ÖNCE BAŞLADI
Demirsöz, Üçbölük Köyü Kültür ve Sanat Merkezi binasının 21 yıl önce kendilerine atıl olarak verildiğini söyledi.
Binanın onarıldığını ve çevre düzenlemesinin yapılmasının ardından müze olarak hizmet vermeye başladığını ifade eden Demirsöz, "Ben isterim ki her köyde böyle bir etnografya müzesi olsun. Çevremizde böyle kalıntılar var. Genelde define avcıları bunları tahrip ediyor, onları kurtarıp getirdim. 21 yıldır kendi çabamla burada müzecilik yapıyorum" dedi.

PAFLANGONLAR VE ERKEN BİZANS'A AİT KALINTILAR
Genelde çevrede tarihi kalıntıların bulunduğunu aktaran Demirsöz, şunları kaydetti:
"Buraya 2 bin 500 yıl önce Paflagonlar gelmiş, ardından Erken Bizans, sonra Rumlar. Fakat Rumlardan herhangi bir kalıntısı yok burada. Genelde Paflagonya ve Erken Bizans dönemine ait kalıntılar var. Rumlar ev düzenine geçmişler, onların bıraktıkları herhangi bir şey kalmamış. Paflagonlar, Karabük tarafından girmişler, burada bağcılığı geliştirmişler."

YILDA 200-300 ZİYARETÇİSİ VAR
Tarihi kalıntıların define avcıları tarafından tamamen tahrip edildiğini vurgulayan Demirsöz, "Bende uçları falan kaldı. Diğerleri de tarım aletleri. Üniversitenin arkeoloji bölümü tarafından buralara araştırma yapılıyor. Burada ilk önceleri yadırgandı. Zamanla herkes alıştı. Senede 200-300 ziyaretçi alıyordum, bu virüs dolayısıyla fazla giden gelen olmuyor" diye konuştu.
Demirsöz, emekli maaşı ile geçindiğini, müzenin çatı problemi olduğunu, bunun onarımını yapmakta zorlandığını sözlerine ekledi.

Not: Neden el konmamış, neden işlem yapılmamış anlayamadım. Her isteyen bulduklarından müze açabilir mi ?