7 Sene Sonra ÇATALHÖYÜKÜ gezdim Elhamdülillah

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,204
Puanları
24
Selamün Aleyküm Kardaşlarım.

7 sene sonra bir vesile ile Çatalhöyük'ün yakınından geçeken araçı çevirdik oraya.
Hızlı da olsa bir tur atmış olduk. Kendi gözümüzden fotograflar çektik.
Araziye dikkat ediniz. Hergün üzerinizden geçtiğiniz tepelik Höyük olabilir. :)))
Aşağıda da Çatalhöyükle alakalı yazılan 3-4 alıntı yaptım.

NOT: 61 adet fotoğraf var. Parça parça yükleyeceğim inşallah fırsat buldukça.

Catalhoyukun giris kapisi.
Girisler ucretsiz.
Gorevlileri mevcut=
Ekli dosyayı görüntüle 240346


Ekli dosyayı görüntüle 240347

Ekli dosyayı görüntüle 240348

Ekli dosyayı görüntüle 240349

Ekli dosyayı görüntüle 240350

Ekli dosyayı görüntüle 240351

Ekli dosyayı görüntüle 240352

Ekli dosyayı görüntüle 240353

Ekli dosyayı görüntüle 240354

Ekli dosyayı görüntüle 240355











 
Son düzenleme:

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,204
Puanları
24
[h=2]Çatalhöyük Mimarisi[/h]
[FONT=&quot][/FONT]Konya ovasında yer alan Çatalhöyük, binlerce yıllık tarihi boyunca üst üste inşaa edilmiş binalar sayesinde yapay bir tepe olmuştur.Binalarda kullanılan ana malzemeler; kerpiç, kamış ve ağaçtır. Güneşte kurulmuş kerpiç ve kiraç sıvalardan yapılan binaların temelleri derine inmiyordu. Binaların kolonların ana malzemesi ağaçtır. Kolonların taşıdığı, tavan ise, sıkıştırılmış kil ve kamıştan inşa ediliyordu.
Çatalhöyük'te yer alan evler genelde 2 oda, depo, kiler ve mutfaktan oluşmaktadır. Evlerin planları birbirinin aynıdır. Yapılan kazılarda evlerin pencerelerinin olmadığı keşfedilmiştir. Binaların iç yüzleri sıvanmış olduğu tespit edilmiştir. Bu sıvalı yüzeylerde, kırmızı, pembe, kahverengi ve siyah renklerde geometrik desenler, av sahneleri ve hayvan kabartmalarına rastlanmıştır. Dini anlam taşıyan boğa figürü binaların duvarlarında sıkça kullanılmıştır. Ayrıca birçok evde gerçek boğa başlarının kille sıvanması ile yapılmış kabartmalar bulunmuştur.
Evler bitişik olarak inşaa edildiğinden dolayı kapıları yoktur. Evlere giriş çıkışlar damdan açılan bir delik sayesinde gerçekleşiyordu. Bitişik düzenden olayı şehirde sokaklar mevcut değildi. Şehir içinde ulaşım evlerin damlarından sağlanıyordu.
 

Mal bulanındır

BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Katılım
27 Nis 2018
Mesajlar
7,967
Tepkime puanı
9,649
Puanları
23
Konum
Yaşamın olduğu her yer
Yaa iste boyle.. insan emekli olup elegini asinca gezmesi bile bi baska oluyor.. BulursamKader25 ustam bize bi yol verseler siteden halisaha takimi gibi bi takim kurup urfa adiyaman sinirlarina gitmeliyiz..dunya gozuyle bunu yapmak icap eder.
 

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,204
Puanları
24
Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya)

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 2012
Liste Sıra No: 1405
Listeye Alınma Kriterleri: (II), (IV)
Kategori: Kültürel
Yeri: İç Anadolu Bölgesi, Konya İli, Çumra İlçesi

İnsanlığın gelişiminde önemli bir evre olan yerleşik toplumsal hayata geçişle birlikte, tarımın başlangıcı ve avcılık gibi önemli sosyal değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük Neolitik Kenti, Güney Anadolu Platosu’nda yaklaşık 14ha.lık bir alan üzerinde yer almaktadır. İki höyükten oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin daha uzun olan Doğu Höyüğü, M.Ö. 7400 ve 6200 yılları arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından oluşmaktadır. Söz konusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır. Batı Höyüğü ise M.Ö. 6.200 ve 5.200 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Döneme ait kültürel özellikler göstermektedir. Bu özellikleriyle Çatalhöyük, aynı coğrafyada 2000 yıldan fazla bir süredir var olan köylerden kentsel hayata geçişin de önemli bir kanıtıdır.

Çatalhöyük’teki içlerine çatılardan girilen birbirine bitişik evler ile sokağı olmayan yerleşim ünik bir özellik sergilemektedir. Ortadoğu ve Anadolu’da diğer Neolitik alanlar bulunmuş olmasına rağmen, Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu, güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değer taşımaktadır.












 

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,204
Puanları
24
[h=1]EŞİTLİKTEN EŞİTSİZLİĞE ÇATALHÖYÜK[/h][h=2]( 58. SAYI - EŞİTSİZLİĞİN KÖKENİ)[/h][FONT=&quot]Günümüzden yaklaşık 9 bin yıl önce iskan görmüş Çatalhöyük, yüksek yoğunluklu bir nüfusun tabiatı gereği hiyerarşik olması gerekmediğini, bu tür bir toplumun eşitlikçi de olabileceğini gösterir.
Günümüzden yaklaşık 9 binyıl önce (MÖ 7100- 6000) yerleşim görmüş olan Çatalhöyük, yoğun nüfusa sahip bir erken tarımcı topluluğunu incelemeye olanak sağlaması açısından eşsiz bir yerleşmedir. Orta Doğu’nun kesintisiz iskan görmüş ender mega yerleşmelerinden biri olan Çatalhöyük, yaklaşık iki bin yıllık iskan süresi ile Çanak Çömleksiz Neolitik ile Çanak Çömlekli Neolitik dönemleri arasındaki geçiş sürecini yansıtması bakımından da büyük önem taşır. Birbirine çok yakın mesafede konumlanan konut birimlerinde yaşayan ve sayıca en fazla 8 bine kadar ulaşabileceği düşünülen bir nüfusa sahip bir toplum nasıl oldu da bu kadar uzun bir süre boyunca bir arada kalabildi? Çatalhöyük’te yaşamış bu Neolitik Dönem topluluğunun temelini oluşturan toplumsal örgütlenmeyi maddi kültürüne bakarak nasıl aydınlatabiliriz?

Sayısı binlerle ifade edilen bir nüfusa sahip bir kenti aklımıza getirdiğimizde, gözümüzde merkezi bir yönetim çevresinde yapılanmış bir toplum canlanabilir. Bu tür bir yönetim, düzeni sağlamış ve topluluk içerisindeki gerilimleri en aza indirgemiş olmalıdır. Bu toplumun, çeşitli sınıf ve mevkilere mensup kişilerden oluşan katmanlı bir toplum olduğu varsayılabilir. Bu tür bir kent tanımlamasının, kalabalık nüfus ve karmaşıklık arasında bir ilişki olduğunu varsayan kültürel evrimsel altyapılar ile bağlantılı olduğu varsayılabilir. Bu tür altyapılar genellikle, nüfus yoğunluğu ve artışının rekabeti teşvik edeceği ve bunun sonucunda merkezileşmiş bir siyasi yapının ortaya çıkacağı iddiasındadır. Bu tür sosyalevrimsel yaklaşımlar, pankültürel bir bakış açısı ile tüm toplumların basitten karmaşığa, ilkelden medeniye, kabileden devlete doğru gelişimsel bir yol izlediğini savunur.

Çatalhöyük, bu tür bir basmakalıp görüşü izlememesi bakımından örnek niteliğindedir. 1960lı yıllarda James Mellaart tarafından yürütülen kazılar ile 1993 yılından itibaren Ian Hodder başkanlığında devam eden kazılarda, merkezi bir otorite veya yönetimin varlığına ilişkin son derece az bulguya ulaşılmıştır. Çatalhöyük’te kaynakların bir arada toplanıp, yeniden dağıtıldığı merkezileşmiş bir sistemin varlığına işaret eden arkeolojik veriler yoktur. Benzer şekilde, anıtsal yapıların inşası gibi diğer kamusal projelerin varlığını kanıtlayacak bulgular da yoktur. Kazılarda şimdiye kadar ortaya çıkarılan tüm yapılarda platform, ocak ve fırın gibi yapı elemanları tespit edilmiştir. Bu yapı elemanları ile onlarla ilişkili diğer kalıntıların hepsi (yiyecek pişirme ve tüketme işlemlerinden arta kalan maddi kalıntılar ile araç-gereç üretimine ilişkin bulgular) bu yapıların konut işlevi taşıyan mekanlar olduğunu gösterir. Bu doğrultuda tüm yapıların konut olduğu - Mellaart’ın öne sürdüğü gibi dini yapılar olmadığı- anlaşılmıştır. Mezar hediyeleri, nitelik ve nicelik bakımından sosyal sınıfın göstergesi olan buluntulardır. Çatalhöyük’te bulunan mezar hediyeleri üzerinde

Meskell ve Nakamura tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, farklı yaştaki bireylerin mezarlarında bir farklılık görülmemiş, kadın ve erkek mezarları arasında ise ufak farklar olduğu tespit edilmiştir. Genele bakıldığında Çatalhöyük halkının farklı grup veya sınıflardan oluşan bir toplum olmadığı, uzun iskan süresinin büyük bir bölümünde yerleşmede büyük ölçüde eşitlikçi bir toplumun faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, Çatalhöyük’te ele geçen bulgular yerleşme halkının tamamen eşitlikçi, basit bir toplum olduğu ve sosyal farklılaşmanın mevcut olmadığı anlamına gelmez. Aynı şekilde, bin yılı aşkın iskan süresi boyunca hiç değişmeyen bir toplumsal yapıya sahip olduğu da söylenemez.

Çatalhöyük’te yapılan kazılarda ortaya çıkarılan ve iskan süresinin başlangıcından orta dönemlerine kadarki süreyi (MÖ yaklaşık 7.100- 6.500) kapsayan maddi kültür, belirgin bir hiyerarşik yapıdan ziyade, bireyler ve gruplar arasındaki bir yatay sosyal farklılaşmaya işaret eder. Bu yatay farklılaşma en belirgin olarak evsel alanda kendini gösterir. Boyut ve dekoratif unsurlar bakımından farklılık gösteren evlerin bazılarında duvar resimleri, sıva kabartmalar ve/ veya hayvan kalıntılarından oluşan yerleştirmeler görülürken, bazılarında hiçbir dekoratif öğenin yer almıyor oluşu dikkati çeker. “Tarih evleri” olarak tanımlanan bazı yapıların aynı yerde en az dört kez yeniden inşa edildiği ve içerisinde bulunan insan ve hayvan kalıntılarından anlaşıldığı üzere, bu evlerin gömü ve ritüellerin gerçekleştiği mekanlar olduğu anlaşılmıştır. Evler içerisinde bulunan ender hayvan türleri ve taksonlarında değişkenlik gözlenmektedir. Aynı şekilde, evlerde biçimsel ve faunal boynuzların yer alıp almaması konusunda da değişkenlik görülmektedir. Bu değişkenlik, sosyal farklılaşmanın evler içerisindeki yabani ve tehlikeli hayvanların maddileştirilmesi ile çok yakından ilişkili olduğu yorumunu desteklemektedir.

Çatalhöyük evleri, iç içe geçmiş bir sosyal örgütlenme sisteminin bir bileşenidir. Bireyler haneleri, haneler ise topluluk içi grupları oluşturur. Her yapının kendine ait fırın, ocak, yaşam alanı, depo ve faaliyet alanları gibi birimlere sahip oluşu, her konutun en azından temel bir dereceye kadar kendi kendine yetebilen bir birim olarak işlediğini göstermektedir. Bununla birlikte, bu konutlar aynı zamanda yerleşme içerisindeki daha büyük toplulukların özerk yapı ve bileşenleridir. Örneğin,

Çatalhöyük’ün erken aşamalarındaki mimari, birbirine bitişik olarak inşa edilmiş evlerden oluşan kümelenmiş mahalleler şeklindedir. Evlerden bazıları başka evlerde yaşayan bireylerin gömü alanları olarak kullanılmıştır. Evlerin tümü, görece birbirine benzer bir yerleşim planına sahiptir. Bu plana göre evler, ana yaşam birimleri ile bu birimleri çevreleyen daha küçük yan odalardan oluşur. Yan odalar depo ve yemek pişirme faaliyetleri için kullanılan alanlardır.

Ana yaşam birimlerinin kullanım bakımından kuzey ve güney olmak üzere iki kesime ayrıldığı ve kuzey esimin güneye göre daha temiz bir alan olup, gömülerin bu alanda yer aldığı anlaşılmıştır. Ocak ve fırının yer aldığı güney kesim ise daha pis bir alandır. Çatalhöyük evlerinin yerleşim planındaki bu tekbiçimliliğin kolektif mülkiyete işaret ediyor olabileceği düşünülür. Kolektif mülkiyet fikri teorik bir yaklaşım olmakla birlikte, evlerin yapılış biçimindeki bu uyumun, haneler arasında iletişim ve fikir alış-verişi olduğuna ve bir tür işbirlikçi sosyal ağın varlığına işaret ediyor olabileceğini söyleyebiliriz.

Karen Wright’ın Çatalhöyük’teki bir öğütme taşı grubu üzerinde yaptığı analiz, iç içe geçmiş bir sosyal sistemin varlığını destekler. Bu çalışmaya göre, tüm evler yiyeceklerin işlenmesi için gerekli araç-gereçlere ve el aletlerine eşit erişime sahipti. El değirmenlerinin dağılımında gözlenen farklılık ise çelişkili bir durum olmakla birlikte, hanelerin birbirleriyle olan karşılıklı bağımlılığına ve öğütme gibi bazı görevlerin ortak yapıldığına işaret etmektedir.

Yazı : Lindsay DER
Yazının tamamına Aktüel Arkeoloji Dergisi 58. sayısı ile ulaşabilir, okuyablirsiniz
[/FONT]
 

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,204
Puanları
24

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,204
Puanları
24
ÇATALHÖYÜK NEOLİTİK ANTİK KENTİ - KONYA




01 Nisan - 01 Ekim
Yaz Ziyaret Açılış Saati: 09:00

01 Nisan - 01 Ekim
Yaz Ziyaret Kapanış Saati: 18:40


01 Ekim - 14 Nisan
Kış Ziyaret Açılış Saati: 09:00

01 Ekim - 14 Nisan
Kış Ziyaret Kapanış Saati: 17:00


Tatil Günü :YOK
Giriş Ücreti: ÜCRETSİZ - FREE


Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km. doğusunda yer almaktadır. Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe şeklindedir. Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almıştır. Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır. Yüksek tepenin batı yamacında yapılan araştırmalar neticesinde, 13 yapı katı açığa çıkarılmıştır. En erken yerleşim katı (1) ise M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenmektedir. Stil kritiği yolu ile yapılan bu tarihleme, C 14 metodu ile de doğrulanmış bulunmaktadır. İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir. Çatalhöyük'teki yerleşimin, yani şehirciliğin en iyi bilinen dönemi 7. ve 11. katlardadır. Dörtgen duvarlı evlerin duvarları birbirine bitişiktir. Ortak duvar yoktur, her evin kendi müstakil duvarı vardır. Evler ayrı ayrı planlanmış ve ihtiyaç duyulunca yanına başka bir ev yapılmıştır. Evlerin bitişik duvarları nedeniyle şehirde sokaklar mevcut değildir. Ulaşım düz damlar üzerinden olmaktadır. Şehri sınırlayan ve koruyan sur duvarları niteliğinde herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır. Bina yapımında kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamıştır. Evlerin temel derinlikleri azdır. Duvarlar arasında ağaç dikmeler vardır. Bu dikmeler üzerine gelen kirişler düz tavanı taşımaktadır. Tavan üst örtüsü kamış üzerine sıkıştırılmış kil topraktır. Evler tek katlı olup, eve giriş damda açılan bir delikten merdivenle olmaktadır. Her ev bir oda ve bir depodan oluşur. Odaların içinde dörtgen ocaklar, duvarların ön kısımlarında taban döşemesinden yüksekliği 10-30 cm. arasında değişen sekiler ve duvar içinde dörtgen nişler bulunmaktadır. Duvarlar sıvalıdır, sıva üzeri beyaza boyandıktan sonra sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmıştır. Kutsal odalar diğer odalara nazaran daha büyüktür. Bu evlerin içindeki duvar resimleri yanında ise orijinal boğa başı, koç başı ve geyik başlarının sıkıştırılmış kil ile konserve edilmiş trofeleri duvarlara aplike edilmiştir. Bunların yanında rölyef halinde insan figürleri ile hayvan figürleri de görünmektedir. Çatalhöyük'te duvar resimleri en erken 10. en geç 11. tabakada bulunmuştur. En güzel ve gelişmişleri ise 7. ve 5. tabakalara aittir. Bu resimler paleolitik insanın mağara duvarlarına yaptığı resimlerin bir gelenek olarak devamıdır. İnanç olarak avın bereketi için yapılan resimlerdir. Geç döneme doğru duvar resimlerinde ev sahnelerinin azaldığı ve kuş motifleri ile geometrik desenlerin ortaya çıktığı görülür. Duvarlara resmedilmiş olan akbabalar tarafından parçalanan başsız insan figürlerinin ölü gömme adetleri ile ilgili olduğu sanılmaktadır. Akbabalar tarafından et kısmı yenerek temizlenen kemikler toparlanarak hasırlardan yapılmış bir örtüye sarılır ve ev içindeki şekillerin altına gömülürdü. Şekiller altında yapılan araştırmalarda çok sayıda iskelet ortaya çıkarılmıştır. Ölü hediyesi olarak kemikten yapılmış aletler, renkli taşlar, kesici aletlerden taştan baltalar, deniz kabuğundan yapılmış boncuklar konmuştur. Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler bize ana tanrıça kültürünün (tapınma) başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir. Pişmiş toprak ve taştan yapılmış bu heykelcikler 5 ila 15 cm. arasında değişen büyüklüktedir. Şişman, iri göğüslü, büyük kalçalı ve zaman zaman doğum yapar vaziyette tasvir edilmişlerdir. Bu özellikleri bolluk ve bereketi temsil etmeleri nedeniyledir. Çatalhöyük'te ele geçen alet ve malzemelerin hemen hepsi taş, pişmiş toprak, baltalar, sığ tabaklar, yüksek kabartma bereket tanrıçası motifleri ile süs eşyası olarak kullanılan bilezik ve kolyelerdir. Pişmiş topraktan iri taneli hamura sahip, çarksız siyah ve kiremit renkli kaplar ve çanaklar bulunmuştur. Ayrıca ana tanrıça ve mukaddes hayvan figürü de pişmiş topraktan yapılmıştır. Kemikten yapılmış kesici ve delici aletler ile obsidyenden yapılmış mızrak ve ok uçları Çatalhöyük'te kullanılan en önemli malzemelerdir. Çatalhöyük'te 1996 yılına kadar kazı yapılmamış; bu yıldan itibaren İngiliz Arkeoloji Enstitüsü tarafından Ian Hodder başkanlığında kazılara devam edilmiştir. Kazı buluntuları Konya Arkeoloji Müzesi'ndedir. Bunların bir kısmı teşhir edilmiş, diğerleri ise depolarda koruma altına alınmış durumdadır.
 

oguzkagan

Bilgili Üye
Katılım
3 Ara 2017
Mesajlar
347
Tepkime puanı
94
Puanları
7
Can ustam hem seni görmeyi hem de böyle kıymetli bilgilerden istifade etmeyi sağladığın için teşekkür ederim emeğine sağlık.
 

epy

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
15 Şub 2013
Mesajlar
666
Tepkime puanı
627
Puanları
14
Değerli bilgiler. ustam emeklerin için teşekkürler.
 

The Thing

C*
Süper Moderatör
Katılım
27 May 2017
Mesajlar
4,608
Tepkime puanı
6,932
Puanları
24
Eline emeğine sağlık ustam.
 
Üst