Başımızdan geçen bir olay

AmiralGold

Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2018
Mesajlar
26
Tepkime puanı
7
Puanları
3
Merhaba değerli arkadaşlar, ustalar. Foruma yeni üye oldum ancak buradaki sıcak ortam ve bilgi paylaşımı sizlere çok çabuk ısınmama vesile oldu. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum bu konuda.

Anlatmak istediğim bir konu var. Yaşanmış ve rahmetli babaannemin başından geçen bir olay.

Kütahya'nın a ilçesine bağlı b köyündeniz aslen. Kendimiz ilçe merkezinde yaşadığımız için köye bayramdan bayrama veya piknik, eğlence gibi durumlar dışında pek gitmeyiz. Köyde dedem ve rahmetli babaannemin birlikte yaşadıkları ev var. Bu evin 10 metre altında, tahminimizce 1840 ya da 1850 yıllarında yapıldığını düşündüğümüz babaannemin dedesinin evi var. Ev zamanın aşırı lüks, şimdiki zamanın da dubleks villası diyebileceğimiz bir konumda.

Evin sahibi olan babaannemin dedesi olan Hacı dedem köyün en varlıklı kişisiymiş. Hayvan satar, civar köylere borç para verir, daha sonra süresi gelince alacaklarını toplamaya gidermiş.

Yine birgün yüklü miktarda alacağını toplayıp geldikten sonra bunları evin alt katındaki sofa bölümünde tepsiye koymuş ve altınları tek tek silerek küpün içine yerleştirmeye başlamış. Daha sonra küp dolunca evin altında hayvanların bulunduğu dam a girmiş ve ahar (hayvan sulanan yalak) ı duvardan çekip duvardan bir kaç taş çıkartmış ve küpü içine yerleştirmiş. Sonra üstünü sıvayla kapatırken hacı dedemin çobanı olan yine bir akrabamız bunu görmüş. Hacı dedem çobanın gördüğünü farkedince küpü yerinden çıkartmış ve başka bir yere koymuş. Ertesi gün ise köyde çıkan bir kavgada vurulmuş ve ölmüş. O gün bu gündür küpün nerde olduğunu, bulunup bulunmadığını bilen yok.

Buraya kadar herşey normal. Asıl önemli olay buradan sonra başlıyor.

Dedem ve babaannem 1993 yılında hacdan geldiler. Dedem emekli babaannem de ufak tefek tarla bahçe işleriyle ilgilenirdi. Köyde bu evin hikayesini bilmeyen yok tabi.

1998 senesinde bir akşam telefon geldi. Babaannemin şeker komasına girdiğini ve felç geçirdiğini söylediler. 2 sene kadar babaannem böyle kaldı sonra iyileşti. Tabi biz perde arkasında yaşananları bilmiyoruz.

Olayı bana amcam anlattı.

Dedem ve babaannem de defineyi bulmak için evi aramaya giriyorlar. Ancak tılsım ve cinlerden korktukları için bir tane bu işlerden anlayan hoca bulup geliyorlar. Hoca eve girip okuyor üflüyor daha sonra gitmeden önce bunların eline okumaları gerek duaları verip ayrılıyor. Ayrılırken de diyor ki: "Sakın ola tek kişi kazmayın, illa ki iki kişi olsun. Biriniz okusun biriniz kazsın. Tek kişi kesinlikle girmeyin"diye tembihliyor.

Hoca gittikten sonra bir gün dedem okuyor babaannem kazıyor, ertesi gün babaannem okuyor dedem kazıyor. Baya sağı solu iyice eşeliyorlar. Tabi birşey bulabildikleri yok henüz.

Bir gün dedem ikindi vakti namaza gittiğinde, olacak iş bu ya, babaannem tek başına kazmaya karar veriyor ve eve giriyor. Tabi babaanemin düşüncesi, dedem camiden gelene kadar bir taraftan okuyup bir taraftan kazmak. Ama hayatta herşey beklendiği gibi olmuyor.

Babaannem bir taraftan okuyup bir taraftan kazarken kazmayı daha önce bahsetmiş olduğum ahar tarafına vuruyor. Vurmasıyla birlikte topraktan kum gibi karınca çıkıyor ve babaannemin vücudunu sarıp yere yatırıyor. Babaannem bu sırada nefes almada sıkıntı çekiyor ve vücudu uyuşuyor.

Daha sonra babaannemi saran karıncalar toplanıp kara bir kedi halini alıyor ve evin yanında bulunan 35-40 metre yükseklikteki kavak ağacına tırmanıp saz çalmaya başlıyor.

Belki size komik gelebilir. Ama babaannem bu olay yaşandıktan sonra 2 yıl boyunca sadece KAVAKTA diyebildi. Konuşabildiği tek kelime buydu.

Daha sonra ilaçlar hocalar derken 2 yıl içinde iyileşti. O sıralar amcaoğluyla eve define aramaya gidelim diye konuşurduk kendi aramızda. Babaannem bu konuşmalara denk gelirse gözlerini fal taşı gibi açar kafasını sallardı.

İnanıp inanmamak size kalmış arkadaşlar. Herkesin fikrine düşüncesine saygımız sonsuz.

Ha bu arada evin üzerine 93 ya da 94 yılında kavak ağacı devrildi. Ev hala yıkılmadı ancak yıkılması an meselesi. Bana gelince ben bu hikayeden dolayı mı yoksa başka birşeyden dolayı mı bilmem, evin yakınından bile geçmek istemem. Hazine bulundu mu bulunmadı mı bu da tabi ayrı bir muamma.

Okuyan herkese teşekkürler.
Kardeşim çok güzel anlatmışsın senin yapacağın şey benim gibi iki tane gözü kara defineci bul ortaklık şartıyla yaparlar cinler haricinde olayı anlat adamlara ki emin olarak yapsınlar madem sen yapmıyorsun faydalan en azından :)
 

AmiralGold

Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2018
Mesajlar
26
Tepkime puanı
7
Puanları
3
Üç harfliler korurmuş altın yada defineyi ondan olabilir
Tılsım ya da büyü olmadığı sürece o dediğin şey mümkün değil dinimizde de öyle bi konu kesinlikle yoktur o dediğin cümle üç kağıtcı hocaların pay alabilmek için uydurduğu ve eğitimsiz defineciler arasında yaygınlaşan bir cümledir “ 100 yılı geçtikten sonra cinler defineyi sahiplenir ve korur” işi gücü bırakmış onu görev edinecek kendine allah onları çok farklı görevler için yarattı emin ol içlerin de bu yok :)
 

alaçamlı

Bilgili Üye
Katılım
13 Mar 2016
Mesajlar
244
Tepkime puanı
82
Puanları
7
istersen adresi ver .bi bakalım beraber.yanlız ben değil cin ifrit benden korkar.sebebini sorma.ama hikaye gerçekse.yanlız cinler benden korkar bense insanlardan korkarım.zira her türlü kötülük gelir insandan.ciddiyim varsa öyle bir şey, tespiti benim için çocuk oyuncağı.iki dakika sürmez bulurum.tabi sarıyı görünce niyeti bozmayacaksan.bak sana bir hikaye anlatayım.kötülüğü ile meşur bir adam ve kötülükleri ile meşur dört cin bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış.adam demiş ki nefret ettiğiniz bir insana ne yapardınız.biri demiş içtiği suya işerdim.diğeri gece rüyasına girer korkuturdum.biri gece gündüz izler bir ayıbını arardım.buldum mu dedikodu yayardım.bir diğeri kılık değiştirir dalga geçerdim,kandırırdım.sonra cinler adama sorarlar.sen peki.sen ne yapardın.adam demiş ki,gece evine girer tüm ailesiyle birlikte onu da öldürürdüm.öldürmeden öncede gözü önünde tüm ailesine türlü işkenceler yapardım.eşinin, kızının ırzına geçerdim.tüm ailesini yavaş yavaş keserdim.ailesiyle işim bittimi sıra ona gelirdi.önce tüm parmaklarını tek tek kırardım,sonra kollarını,en son da bacaklarını.sonra onun gözlerini oyardım.karnını deşerdim.boğazını keser,kafasını gövdesinden ayırırdım.sonra tüm parasını alıp evini ocağını yakar kül ederdim demiş.cinlerin büyüğü kalkın demiş.gidelim insanoğlu ahlakımızı bozmasın..........yani cinin insana yapmayacağı şeyi insan insana yapar.ben daha bir insanı öldürdüklerini duymadım.a çok kızdırırsan çarpar.ancak başka bir insanın zorlamasıyla bir insana zarar verebildiklerini duymuştum.yanlız bizim bi hoca var cinlerle çok haşir neşirdir.bir gün ona sordum.dedi ki cinler istese insanları bir gecede tek ferdi kalmayacak şekilde yok edebilirmiş.ancak ister kafir ister müslüman olsun tüm cinler Allah adını duydumu elektriğe tutulmuş gibi zangır zangır titrermiş korkudan.hoca dedi ki insan Allahtan öyle korksa vallahi bir tanesi bile cehenneme girmezdi.
 

_Mithra_

🇹🇷 M¡₺ŕ@ 🇹🇷
Moderatör
Katılım
5 Haz 2018
Mesajlar
1,897
Tepkime puanı
1,224
Puanları
20
Yaş
51
Konum
İstanbul
hikaye güzel ama çelişkiler de yok değil hani
ustanın dediği gibi al eline dedektörü kontrol et varsa var yoksa yok
 

sepetkaya

Editör
Katılım
14 Mar 2016
Mesajlar
528
Tepkime puanı
38
Puanları
4
İşin sonduru ne oldu acaba.. ustalar bilgi paylaşımıniz için teşekkürler..benim merakım ise bu konuda, durumları iyi olan dedelerinden konu sahiplerine hiçbir şey intikal etmemiş mi veya konu sahibinin dedesine babaannesi ne arazı arsa davar v s....
 
Üst