-Toprakkale’nin yakınında Kınık Türkmenlerinin kurduğu tarihi bir şehir vardı.
-Kınık şehri Çukurova’da yaşanan aşiretler kavgası esnasında yakılarak yok edildi.
-1700’lü yılların başlarına gelindiğinde Kınık şehri haritadan silinmişti.
KINIK ŞEHRİNİN KURULUŞU
Günümüzde Osmaniye olarak bilinin Çukurova’nın doğusunda yer alan ilimizin tarihi süreç içinde yönetiminde şekillenmeler ve değişimler ile ilgili olarak tarihi bilgi ve belgeler yolumuzu aydınlatıyor.
Mısır’daki Memluklu Devletinin destekleri ile 1340 yılından sonra Adana yöresi Ramazanoğulları Türkmen beyleri tarafından feth edildi. Kilikya-Sis Ermeni Krallığı 1375 yılında sona ererken Adana yöresinin Çukurova’nın güney kısmında Ramazanoğulları ve kuzey kısmında da Dulkadir beyliğinin yönetiminde idi. Memluklu Devleti Çukurova’nın kontrolünü elinde bulunduruyor, bu amaçla Sis (Kozan) şehir merkezi Memlukluların askeri denetiminde bulunuyordu.
Gavurdağları ve Çukurova’ya bakan eteklerinin Türk yurdu olması kendilerine Kınıklı dediğimiz Türkmenlerin öncülüğünde olmuştur. Kınıklar aynı zamanda Selçuklu Devletinin de bağlı olduğu Oğuz-Türkmen boyudur.
Kınık kazasının merkezi TOPRAKKALE olarak di bildiğimiz 1500’lü yıllardaki Osmanlı Arşiv Tapu kayıtlarında Kara Tel Hamdun veya Kınık kalesi idi. Kalenin yanıbaşında Kınık şehri vardı. Kuzey Sınırları Sarvandi kalesine kadar uzanıyor, Batısı ise Ceyhan nehri ile birleşiyordu. Güneyinde de şimdiki Tüysüz köyü ve Lalegölü volkanik dağına dayanıyordu.
Kınık kazası suları bol topraklara sahip olduğu için çeltik üretimi ile tanınıyordu. Kanuni Sultan Süleyman adına çeltik üretilen arklar ve nehirler arasında kalan geniş bölge çeltik çiftliği idi.
Kınık kazasının doğu ve güney sınırları da Uzeyr Sancağına sınır idi. Uzeyir ise İskenderun sahilleri ve Gavurdağları eteklerini içine alıyor, stratejik merkezi olması dolayısı ile PAYAS şehri merkez durumunda idi.
Çukurova tarihinde KOVGUN DÖNEMİ olarak da adlandırılan 1600-12865 yılları arasında yaşana aşiretler-derebeyler ve valiler çatışmasında/kavgasında KINIK kazası büyük ölçüde etkilendi. Tarihi Kınık şehri saldırı ve yangınlardan nasibini alarak harabeye döndü.
MISIRLI İBRAHİM PAŞA’NIN GAVURDAĞLARINA GELİŞİ
Mısırlı İbrahim Paşa, Osmanlının en zayıf anında ordusu ile Antakya üzerinden Payas’a ve oradan da Adana’ya gelip Torosdağlarına kadar olan bütün Çukurova’yı işgal edince, Doğıu Akdeniz bölgesi dünya diplomasisinin gündemine geldi. Mısır hakimi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, oğlu İbrahim’i Adana üzerine gönderirken Gavurdağları hakkında bir tavsiyede bulunmuş:” Oğlum Gavurdağları ahalisine dikkat et, onları hoşnut et” demişti. İbrahim Paşa, Payas ve Gavurdağları yöresinde bir türlü hakimiyet kuramadı. Askeri harekatlar düzenlemek istemişse de kendi başına buyruk olan Ulaşlılar tarafından dağlık bölgede ağır yenilgiye uğratılmıştı.
Adana eyaletinde düzenlemeler yapılarak 1850’li yıllarda Adana ve Maraş birleştirilmişti. Bu dönemde Gavurdağlarının kilidi durumundaki Bulanık yöresinde Fettahlı beyleri söz sahibi idi. Adana valilerinin öncelikli tercihi Adana’dan yola çıkan kervanların Yılankale-Toprakkale-Bulanık kervan yolunu izleyerek güvenlik içinde Maraş’a ulaşmasını sağlamaktı.
Bu bilgi az gelmiş sana!
İsteğin özel bir şey varsa yaz kaynaklardan araştırırız
Kuran'da dahi geçer Osmaniye Osman Eli !
