Definecilerin Bilmesi Gerekenler, Tüm Define Konuları

Koray Kor

Admin
Administrator
Katılım
9 May 2017
Mesajlar
567
Tepkime puanı
950
Puanları
11
Define, Hazine, Gömü, tarihi eser siz ne derseniz deyin, bu yola baş koymuş insanların bir çoğu hayal kırıklığı ile sonuçlanmış olarak lanse edilse'de kendini belli etmeyen zengin olmuşları'da çoktur. Kırsal kesimde yaşayan, define bulan kişilerin bir çoğu işaretleri çözerek değil sadece nasip meselesi dediğimiz deyimin baş aktörleridir. İşini profesyonel şekilde yürüten define zenginleri, güçlü makineler ve arkeologlar eşliğinde hareket eder. bunlar içinde deveyi hamuduyla götürenler ata sözü yakıştırması yapılabilir.


Bu zenginler illegal yollarla zengin oldukları için çaktırmadan para aklama yöntemlerine baş vurmaya başlar. yaptıkları işten her zaman kar elde eder gibi gösterip sürekli büyümeye başlar. ilk etapta yavaş hareket eden bu şahıslar ortalama 4-7 yıl sonra akladıkları paralarla ciddi yatırımlar yapmaya başlar, bir bakarsın 7 yıl önce yiyecek ekmek bulamayan vatandaş artık ciddi derecede mal mülk sahibi olmuş, istihdam sağlamaya başlamıştır. yakın çevresindeki dedikodular ise buna buldu diyorlardan öteye gitmez.


Kırsal kesimde yaşayanlar ise arazi ve traktör alımları her yıl devam eder, hasat zamanı verimi her daim yüksek aldığını söyler; Araziye yapılan giderleri bulunan defineden harcayıp gelirleri direk bankaya aktararak parayı aklamış olur. direk bankaya yatırılan paranın kaynağı sorulacağı için bu yöntemle kaynağın tarladan çıkan ürün şeklinde göstererek para aklanmış olur.


Define bularak zengin olan insan sayımız sandığınızdan çok fazla olduğunu bilmeniz için yazdım, okuduğunuz için tşk ederim.


Defineden Çıkanlar


Defineler, içerisinden çıkan şeylere göre birkaç gruba ayrılmaktadır.


1) Altın sikkeler: definede bulunan altınlar ve altın sikkeler aslında definecilerin en fazla aradıkları definede bulunan değerli eşyalar arasındadır. Özellikle roma, bizans, osmanlı ve selçuklu sikkeleri ülkemizde en fazla bulunan değerli materyaller arasındadır


2) Gümüş ve bronz paralar: Altın sikkeler kadar değerli olmasalar de bol olarak bulundukları için en yaygın şekilde definede bulunan para türleridir. Tarihi eser olarak kabul edilenleri, kültür ve turizm bakanlığının verdiği rayiç üzerinden müzelere satılabilir.


3)Süs eşyaları: Geçmişte kullanılan süs eşyaları oldukça iyi para etmektedir. Bir de elmas, zümrüt, yakut ve altın işlemeleri varsa servet değerindedir.


4) Küçük lahitler: Özellikle eski uygarlıkların tapınma veya tılsım amacıyla kullandukları put veya totem benzeri altın lahit ve heykellere paha biçilemez.


5) Tarihi değeri olan diğer eşyalar: Şayet binlerce yıl öncesine ait bir çömlek dahi bulabildiyseniz bunun değeri milyonlarca tl edebilir.


Defineden çıkanları yasalar dahilinde muhakkak devlete teslim ediniz.


Definecilikte Pusula


Denizcilik terimlerinin çoğu gibi pusula sözcüğü de İtalyanca Bussola kelimesinden Türkçeye girmiştir. Yerküre’nin demir-nikel karışımı çekirdeğindeki etkiler nedeniyle oluşan manyetik alanının yönü ve konumu uzun süreli değişimler (seküler) ihmal edildiğinde, sabittir ve bu yönü/konumu kolaylıkla belirlenebilir. Pusula, yerküre’nin manyetik alanının manyetik cisimleri etkileyerek bu cisimlerin yönünü kendi yönüne çekme özelliğine dayanılarak yapılmış, yön belirlemeye yarayan bir ölçü aletidir. Pusulalar kullanım yerlerine göre değişik isimler alabilirler (yerbilimci pusulası, madenci pusulası, gemici pusulası vb.).


Dünya'nın neresinde durursanız durun, elinizde bir pusula varsa size kuzey kutbunu gösterir. Okyanusun ortasında olduğunuzu düşleyin; her taraf sularla çevrili, hava da bulutlu ve güneş görünmüyor. Elinizde bir pusulanız yoksa yönünüzü nasıl tayin edeceksiniz? GPS uyduları ve diğer ileri teknoloji seyir aletleri icat edilmeden önce insanoğlunun en kolay ve en ucuz yönlendirme aleti pusulalardı.


MANYETİZMA


Magnetizma ya da manyetizma sözcüğü, mıknatısları ve manyetik alanları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Manyetizma, mıknatıslanmış maddelere ilişkin özelliklerin tümünü ve mıknatısların özelliklerini, inceleyen bir fizik dalıdır. Bu terimin kökeni, Türkiye'de, Aydın yakınlarında kurulmuş olan ve magnetit (mıknatıs taşı) mineralinin ilk bulunduğu yer olarak tanınan, antik Magnesia (Manisa) kentine dayanır.


MIKNATISLAR VE ÖZELLİKLERİ


Magnetik oksit denen; bir demir oksidi (Fe3O4) içeren bazı minerallerin, demir tozunu çekme özellikleri vardır. Mıknatıslanmaları zayıftır. Bu nedenle uygulama açısından kullanışlı değildirler. Yapay mıknatıslarsa, genellikle sert çelik ya da ferrittendir.


Mıknatıs olayının temeli, şöyle açıklanabilir. Maddeleri oluşturan atomların elektronları, rastgele yüklü ve her yöndedirler. Yani düzensizdirler. Tekdüze sıralanmazlar. Mıknatısların elektronları ise, tek bir yönde yüklüdür. Örnek verirsek; çelik çubuk, mıknatıslandığında moleküller, tıpkı geçit törenlerindeki askerler gibi,sıraya dizildiğinden; birinin kuzey kutbu öbürünün güney kutbuna döner. Böylece, bütün moleküllerin manyetik etkisi, birbirine ekleneceğinden, çelik çubuk, güçlü bir mıknatısa dönüşür. Eğer bu çubuk, çekiçle dövülür yada iyice ısıtılırsa, moleküllerin düzeni, yeniden bozulacağı için, çelik çubuk ta, mıknatıslığını yitirir.


Mıknatısların, demiri, ya da bazı metalleri çekmekten başka, önemli özellikleri de vardır. Eğer bir demir ya da çelik parçası, ard arda birkaç kez bir mıknatısa hep aynı yönde sürtülürse, sonunda bu parçada mıknatıslanır. Yani, bir mıknatıs haline gelir. Mıknatısların bir başka özelliği de, kutup'larının olmasıdır. Bunlar mıknatıslık özelliğinin en güçlü olduğu noktalardır. Düz çubuk biçimindeki bir mıknatıs, demir tozuna batırılıp çıkarılacak olursa, demir tozunun mıknatısın uçlarına yapıştığı, çubuğun ortasında, hiç bir toz toplanmadığı görülür. İşte bu uçlar, çubuk mıknatısın kutuplarıdır. Mıknatısların çok önemli özelliklerinden biride, serbestçe dönebilecek biçimde asıldıklarında, ya da bir sıvının üzerinde yüzdürüldüklerinde, her zaman kuzey-güney doğrultusunu göstermeleridir.


Serbestçe dönebilecek biçimde asılmış iki mıknatıs, birbirine yaklaştırılırsa, kuzeyi gösteren kutupları (kuzey kutupları) birbirinden uzaklaşır ve her birinin kuzey kutbu öbürünün güney kutbuna yaklaşacak biçimde döner. Fizikte, bu olguyu tanımlamak için, "karşıt kutuplar birbirini çeker, benzer kutuplar birbirini iter" denir. Mıknatısların ilginç bir özelliği daha vardır. Bir mıknatıs parçalara ayrıldığında, bu parçalardan her biri, kuzey ve güney kutupları olan küçük bir mıknatıs haline gelir.


Pusulamızı Nasıl Yaparız?


Eğer bir pusulanız yoksa, yüz yıl önce insanlar nasıl kendi pusulalarını yapmışlarsa, siz de kendinize bir pusula yapabilirsiniz. Pusula yapmak için aşağıdaki malzemelere gereksinim var:


Bir iğne, ya da ince demir bir çubuk, hatta düzeltilmiş bir kağıt atacı bile olur.


Bir mantar parçası, bir küçük köpük, bir parça plastik gibi, yüzen küçük bir şey.


İçinde 2,5 cm kadar su olan 20-30 cm çapında, örneğin kek kalıbı gibi bir kap.


İlk adım, iğneyi mıknatısa dönüştürmek. Bunun en kolay yolu, iğneyi, mıknatısa 10-20 kez sürtmek. Bir mıknatıs bulamıyorsanız, her evde bulunan bir konserve açacağını kullanabilirsiniz.


Yüzer parçayı, şekildeki gibi su dolu kabınızın ortasına yerleştirin. Manyetik iğnenizi tam orta yerine yerleştirin. İşte size sürtünmesiz bir yatak. Çok yavaş bir şekilde dönerek kuzeyi gösterecektir! İşte çok basit bir pusula yaptık...


Definenin yerinin belli olması için bırakılan işaretler


Ülkemizde hemen hemen her bölgede kayalar üzerine yontulmuş değişik şekillerde figürler,izler, çizgiler, yazılar ve canlılara ait resimlere rastlamak mümkündür. Bu şekilde geçmiş medeniyetlerin bıraktıkları bu izlerin ne anlama geldiği merak edilmiş yıllarca araştırılmış, tartışılmış bazıları hakkında bir takım kanaate varılmıştır. Bu medeniyet izlerinin hepsi define yada gömü gibi anlamak yorumlamak yanlıştır. Bunların bir çoğu define değildir. bizi ilgilendiren konu bunlardan hangileri direkt olarak gömüyü gösterir olanıdır.

Unutmayalım ki gömüyü yapan insan kendisinden başka birinin bu gömüyü alma imkanı olmasın, kendi açısında rahat ve kolay olsun, işaret dediğimiz bu tür düzeneklerin yapım mantığı budur. O zaman bu işaretler nasıl çözülecek? sorumuza aşağıda kısaca cevap vermeye çalışacağız.
Öncelikle aşağıdaki konulara dikkat edelim!


İşaretin bulunduğu bölge yaşamaya elverişli ve yaşanmış olduğuna dair kalıntı ve izler olması,
İşaretin yapıldığı kaya iri yerli sabit olması,
İşaretin oyma yada kabartma olması,
İşaretin derin kalın biçimde yapılmış olması,
Aynı alan içerisinde manalı bir bağlantı ile birden fazla olması,
İşlendiği kayanın bir çok afetlere karşı dayanıklı sağlam olması
İşaret yapılan kaya su yatakları kenarında olmamalı (kimse su kenarlarına gömü saklamaz)
Bu niteliği taşıyan işaretler gömü olma ihtimali yüksektir. Bu özellikleri taşımayan figüranlar üzerinde durup uğraşmayalım.


İşaret çözümünde öncelikle tarihi bilgimizi yoğunlaştırmak, işaretin bulunduğu bölgenin tarihini öğrenmek, yapılan figüranın özelliklerini bilmek(örneğin bir yılan yılanın özellikleri birer ip ucudur) işaretin bulunduğu doğal coğrafyaya aykırı, çukur,tümsek,işaretli kaya gibi unsurları değerlendirmek, En önemlisi arkeolojik metotlara baş vurarak çözüm yollarını aramakla sonuca varılır.


Define İşareti Nedir


Define işareti bir tür şifreleme yöntemidir, Sakladığı varlıkları, değerleri herhangi bir tehlikeye karşı korumak ve sonrada gelip almaya yarayan şifrelemedüzeneği ile birlikte bir çeşit anlatım ve bir dildir. Bunlar oyma kabartma ve boyalama şeklinde günümüze kadar ulaşmıştır. Kayalara yapılan her figürün motifin mutlaka bir anlamı vardır. anlamsız manasız hiç bir emek sarf edilemez. ancak her kaya damgası da define için değildir. Direkt gömünün işareti .


Kaya damgaları mutlaka bize bir şey söylüyordur, yapım amacıda bu olmalı, örneğin kayalarda çoğunlukta gözüken yuvarlak oymalar mezarı işaret eder, bu oymanın yapılış amacı; Mezarın yanında ki kayaya oyularak içine yağ dökülüp yakılıyordu, Bu günkü mezarların üstünde yakılan mumlar gibi biz buna mumyalık desek daha mantıklı olacak.


Yapılan bazı İşaretler


Yılan, K. Ayı, B. Ayı =polaris, Pegasus, Kaplumbağa, Akrep, Aslan, Avcı, Kartal, Domuz, Keçi, Köpek, Kupa, Kılıç, Balt a,Baston, Deve, Dirgen, El,Eğer, İbrik, Geyik, Karaca, Salyangoz, Topalayı, Güvercin, Tavus,Doğan, Şahin, Zincir, Çarık, Çiçek, Gül, Papatya, Hamile kadın, Çıplak kadın, Üzüm, Üçgen, Tabanca, Tüfek, Kertenkele, Güneş, Boğa, Koç Ejderha, Balık, Tavuk, Kuğu, Haç, Ayak, ok, W, V, L, oymalar vs.) hepsi yıldız sisteminde bir sıra ile bulunan ve yönleri ana yolları gösteren bir sistemdir.


Ekli dosyayı görüntüle 249155


Bunları bilmeden Definenin yerini bulmazsınız. Ancak resimleri, heykelleri işaretleri tahrip eder zarar verirsiniz. Formlarda dolaşan ve kopyala yapıştır ile yapılmış hep aynı şeyler. Şekillerin yorumları. Arkadaşlar yapılan bir çok tanımlar ve hesaplamaların çoğunun gerçekle alakasıyok. Çünkü neden? Arazide İşaretin boyutunu görmeden hiçbir şey söylememek gerekir. Yani bir pegasusu adam öyle bir yapmış ki 10 m yükseklikte. Bir kartalın büyüklüğü 2cm. baktığı yön 15m ilerisi. yani Büyük ayı ters durabliyor. Bazen Tarlaya bakıyorsun 4 tanetaş yamuk şeklinde ve kuyruk kısmını orda duran ağaca vermiş. Bir yol aslanın kuyruğu olabiliyor. Ve Kablumbağa 1cm den alında 20 m lik olanını bile görmek mümkün. İşaretleri görmek ve ona göre adımlamak (Ölçmek) ve orantılamak gerekir. Eski adamların kafası çok iyi çalışıyormuş,


Defineci Nasıl Olmalıdır. HER ŞEYDEN ÖNCE PROSEDÜRE UYMAK ŞARTTIR RESMİ MERCİLERDEN GEREKLİ BİLGİ VE İZİNLER ALINMALIDIR...


1- Sözü doğru olmalıdır.


2- Tecrübelerini paylaşma işini bir görev saymalı


3- Çözemediği işaretleri korumalı , kırmamalıdır.


4- Yasal sınırları aşmamalı, kaçak kazı yapmamalıdır.


5- Tarihi bilgisi üst seviyede olmalı.


6- Bu alanda kullanacağı teknolojiyi iyi tanımlıdır.


7- Nefsine düşkün tamahkâr olmamalıdır.


8- Definecilik bir geçim kaynağı olarak görmemeli. Bir hobi şeklinde yapmalıdır.


9- Tarihi izleri korumalı, müze ve yetkili mercilerle temas halinde olmalıdır.


10-Bir defineci bir arkeolog kadar bilgili ve becerikli olmalıdır.


11- Yapacağı işleri bir plan dahilinde yapmalıdır.


12- Her bulduğu veriyi kayıt etmeli, sonrada yorumlamalıdır


1- size gelen define haberinin doğruluğunu araştırmalısınız...


2-bahsi geçen konuyu doğru teşhis etmeli, definedenmi bahsediliyor yoksa başka branşmı bu önemli...

3-define bilgi bulgu ve gerektrir, anlatılan rivayetleri ise yaşlı yöre halkından bahsettiğimiz veriler ışığında itibara almalıyız göz önünde bulundurmalıyız...

4-elinizde arazi hakkındaki resmi kayıtlar yöre insanının bilgileri ve defineye dair bilgi bulgu va leri tamamladıktan sonra doğru yerde ve doğru zamanda olmalıyız...resmi kayıttan kasıt aranması yasak olan yerlerin bilgisidir sit alanları şahıs arazileri gibi,doru zaman ise gündüz olacak hava şartları müsait olacak gerekli alet edevat mevcut olacak...

5-define aramaya gideceğiniz insanlar mutlak güvenilir olacak daha önce hiç tanışmadığınız kişilerle yola çıkmayınız çünki definecilik spor olduğu gibi aynı zamanda dayanışmada ister fedakarlık ve özveride ister dağda başınıza gelen bir kaza olabilir veya arama esnasında bir bulguya sinyale rastlayabilirsiniz yanınızdaki kişinin güvenirliliği burada çok önemlidir...

6-gideceğiniz yola ve yapacağınız masrafa dikkat etmelisiniz proğramınızı baştan doğru yaparak çalışmalarınızın yarım kalmamasına özen göstermelisiniz iş planında kaç günlük iş varsa ona göre hazırlık yapılmalıdır...

7-define arayacağınız mevkiiye geldiğinizde orada önce kamp vaziyeti alarak hertürlü ihtiyacınızı görebileceğiniz ortamı sağlamak,defineci rahat olursa o derece başarılı olacaktır,gerekli hazırlık yapılmadan gidilirse bıkkınlık ve bezginlik getirir çekilen zahmet ve masrafta boşa gider...

8-arazinin doğal yapısıyla farklılık arzeden detaylar hesaba katılarak yol su ana kaya ve belirgin varlıklar göz önünde bulundurularak harita varsa pusulayada bakılarak harita doğru yönde tutularak bahsettiğim belirginlikler baz alınarak tespit yapılmalı alanı böylece daraltmalıyız...

9-eğer işaretle gidilmişse işaretin mevki önceden bilerek gidilmeli ve mevkiye gelindiğinde işaretin diline göre arama yapacağimız alanı daraltmalıyız ancak unutmamak gerekirki işaretler tek ...

10-elimizde aradığımız definenin cinsine göre dedektör bulundurmalıyız alan tarama ve nokta tespit edebileceğimiz cihazlarımız olmalı...

11-tesbitimizi yaptıktan sonra çalışmamız gereken arazi yapısına uygun malina, kazma, kürek, ısbatula, fırça, pürmüz, yanıcı madde, eldiven, halat, makara, ışıldak, maske, uygun ayakkabı, yedek giysi, çekiç murç keski, çelik şiş, elarabası, balta, kanca, tırpan, orak, kovalar, bidonlar, cep telefonu, bıçak, kerpeten, v.s bunların hepsini değil tabiiki çalışma şekline göre alet götürmeliyiz...

12- hedefe doru varırken tuzaklıysa dikkat edecek ve can güvenliğini ön planda tutmalıyız kendimize dikkat etmeliyiz...
13- defineye ulaşınca acele etmeden sakin bir kafayla önce bir duracaksın istişare ederek malzemeye çıplak elle tutmadan odaysa odayı havalandırmadan açılan malzemenin içindeki havayı solumadan hareket edeceksin bunlara dikkat etmeli, bir çok defineci bu konulara dikkat etmediğinden bunu ya hayatıyla ya sakat kalarak sağlığıyla ödemiştir unutmayalım en büyük nimet maddi olarak sağlığımızdır...

14- son olarak aradığınız yerdeki tarihi varlıklara değer vererek onlara zarar vermemek için titiz çalışma yapmalısnız eğer zarar verirseniz bunun hem kanunen cezası farklıdır hemde kırılan parçalar değerini kaybedecektir...

15- bilinçli, araştırmacı ve yukarıda anlatılan detaylara riayet eden definecilerin başarılı olmaları umulur...

Ekli dosyayı görüntüle 249156


EKİP NASIL OLMALI.


Define yalnız aranmaz ve yalnız araştırma yapılamadığı gibi, hiç mi hiç kaçak kazı yapılmaz.Araştırma ve gözlem için bir ekibe ihtiyaç duyulur. Ekip: tarih,elektronik ve arkeolojik bilgisi olanlardan kurulmalıdır.


Ekip içinde yer alan şahıslardan olması gereken unsurlar.
Tamahkar olmamalı
İspiyoncu olmamalı
Bilgiyi paylaşmasını bilmeli
İnançlı olmalı
Uzlaşmacı olmalı,
Güvenilir ve emin insan olmalı
Yalan söylememeli
Gözü tok eli açık olmalı


Bu unsurları taşıyan insanların bir araya gelmeleri halinde zor olan şeylerin üstesinden erken gelinecektir. Sakın tanımadığınız hakkında yeterli araştırma yapmadığınız insanlarla yol çıkmayın para tatlıdır canınızdan olabilirsiniz.


Sitemizde özellikle uygulamak istediğimiz konulardan bir tanesi yapılan defineciliğin kanuni olmasıdır.


Kanunsuz ve kaçak kazılara tamamen karşıyızdır. Biz defineciler akıllı hareket etmek zorunda olan insanlarız. Çünkü değeri çok büyük olan varlıkları bulmak için hareket ediyoruz.


Kaçak kazılarda aklımıza bile gelmeyen problemlerin çıkacağını hiçbir zaman unutmamalıyız. Böyle durumlara meydan bırakmamalıyız.


Kanunsuz kaçak yapılan define arama çalışmalarında yakalanma olasılığını düşünün, meydana gelebilecek kazalar yaralanmalar, ölümler ekibi ve ailesini zor durumda bırakacağından kanunlara riayet etmekte fayda vardır. Bunlar neler olabilir, teker teker inceleyelim.


1. Polis veya jandarma ekiplerince kazı esnasında yakalanma.


2. Birileri tarafından ihbar edilme.


3. Meydana gelebilecek kazılardaki kazaların ölümle sonuçlanması.


4. Meydana gelebilecek kazılardaki kazaların ağır yaralanma ile sonuçlanması.


5. Birileri tarafından zor kullanılarak kazı sonucu çıkarılan varlığı ele geçirmek istemesi.


6. Kazıda mevcut olabilecek tuzaklara yakalanma ile mahsur kalma olasılığı.


7. Boğulma veya kaybolmalarda ani müdahalenin yapılamaması.


8. Tıbbi müdahalelerde bulunamaması veya müdahalenin geç yapılması.




Çıkarılan define kaçak olduğundan olayda direk kaçakçı muamelesi görüleceğinden kanunlarla başı derde girecektir. İstenmeyen olayların riskine hiçbir zaman ve hiç bir yerde gerek yoktur.


Olaylara kanunlar açısından yaklaşıldığında tarihi eser kaçakçılığının ağır suç kapsamında olduğunun herkes tarafından bilinmesinde fayda vardır.


İlgili ve ilgisiz kişilere farkında olmadan zarar verme olasılığının yüksek olduğu ve yasa önünde zor durumlara düşüleceği unutulmamalıdır.


Tarihi eser kaçakçılığına bilmeyerek dahi olsa yardımcı olunduğu kaçak kazılarda mevcut olunduğu göz önünde bulundurulmalıdır.


Çıkarılan define kaçak olduğundan birileri tarafından güç kullanarak veya aldatılarak el değiştirebileceğinden uzun uğraşlar sonucu elde edilen varlık boşa gitmiş olacaktır.


Bu her kazıda mevcut olur. Sadece yasal anlamlardaki kazılarda bu risk olmaz. Bunu unutmamak gerekir.


Konu araştırılırken birçok insanın şüphelenmesi, takibe alması gayet doğaldır. Bundan dolayıdır ki, hiç kimseye güvenmemeye özen gösteriniz.


Böyle durumlarda yapabileceğiniz hiçbir şeyin olmadığının bilinmesi, yapılabilecek tek şeyin hata yapmamaya özen göstermek olduğudur.


Serbest piyasada değerlendirilmeye çalışıldığından ikinci ve üçüncü ellerinde kar edeceği göz önüne alındığında gerçek değerinin altında işlem görecektir.


İlk alıcı tarafından gerçek değeri verilmeyeceği unutulmamalıdır. Çıkartılan varlığın gerçek değerini sadece devlet verir. ( % 80 ) Serbest piyasada ilk alıcılarda değerinin % 40 – 50 gibi verileceği unutulmamalıdır. Bu oranda binbir zorluklar sonucu ortaya çıkar.


El değiştirme yasal olmadığından birçok olayda ilk satıcı yani definecinin zarar göreceği, belki de hiç para kazanamayacağı unutulmamalıdır.


Serbest piyasada değerlendirilen varlıklar üçüncü ve dördüncü elden yurt dışına çıkarılacağından ülkemizin değerli kültür varlıklarının tükenmesine yardımcı olunarak vicdanen rahatsız ve huzursuz olacaksınızdır.


Çıkarılan varlığın serbest piyasada gerçek alıcısı o varlığa ait uygarlığın torunları olduğu devlettir. Örneğin; Yahudi tarihi eserlerinin gerçek alıcısı İsrail veya İngiltere – Amerika’daki büyük iş adamları ve İsrail adına çalışan lobi faaliyetlerini yürüten büyük şirketlerdir. Diğerleri aracı veya tarihi eser kaçakçılarıdır.


Anadolu'nun üzerinde sayısız uygarlıklar kurulduğu ve bu uygarlıklara ait tarihi eserlerin bir sel gibi yurtdışına tarihi eser kaçakçıları tarafından çıkartıldığı bunun çok azının yakalandığı gerek basında, gerek siyasi ağızlarda, gerekse defineciler arasında telaffuz edildiği bilinmekte veya tahmin edilmektedir.


Bu konuda yazılı basında görsel veya işitsel basında sürekli haberler çıktığı panel, brifing, sunuş veya konu ile ilgili uzman kişilerin görüş ve önerilerinin sunulduğu programlar yapılmaktadır.


Yurdumuzun doğal güzellikleri sayılan kültür varlıklarının yurt dışının büyük kazançlar sağlayarak tarihi eser kaçakçıları tarafından çıkarılması biz definecileri ve bizim gibi düşünen insanları huzursuz etmektedir. Bunun önüne geçmenin en büyük şekli yapılacak kazıların kanuni olmasıdır.


Yaptığınız işten çok para kazanacağınızdan ekip içi, yakın arkadaş grubu, kamu görevlileri ve güç odaklarının gözü her zaman üzerinizde olacaktır. İhbar suretiyle çalışmalarınız boşa gidip ilgisiz insanlara para kazandırmanız böyle bir olayda doğal sayılır.


Yapılan kazı faaliyetleri kanuni değilse insanların veya kolluk güçlerinin size her zaman şüphe ile bakacaklarının bilinmesinde fayda vardır.

Defineciler için en önemli konu hiç kuşku yokki Taşları tanımaktır.



Sadece yunanlılarda 30 farklı taşa saygı gösterildiğini biliyormuydunuz. hatta bazıları kutsallaştırılmıştır. mezarlar üzerine taş atarak öbekler haline getirmek. yada yol kenarlarında olan öbekler yol gösterici veya yolcuları koruduğu inanılırdı. Demekki dağlardaki taşlara, taş deyip geçmemek gerekir.

Hayatın ve tarihin bütün macerası taşların gizil sırrında saklıdır.


Dünya durdukça duran taşlar, en kalıcı belgelerdir. Çünkü taşlar biçimlendirilerek oluşturulan eserler ve insan eli ile üzerine işlenen izler, tarihe ışık tutan geçmişten geleceğe uzanan sağlam köprülerdir. Anadolu’nun çeşitli kültürlerindeki taşla ilgili inançlar incelendiğinde tarih öncesi devirlerde taşın önemli bir yeri vardır.


Anadoluda yaşamış medeniyetlerin kültürlerinde yer alan ve önemli işlevler üstlenen taş, Anadolu’da Hititlerde ve daha sonraki kültürlerde hep vardır. Hititlerde kutsallığına inanılan Havaşi taşı, Anadolu’da Havaş – Taşları adı verilen taşlar fetiş anlamında kullanılmıştır. Friglerde görülen Ana Tanrıça Kybele’nin de başlangıçta bir meteor taşıyla ilgisi olduğu bilinmektedir.


Çevrelerine belirli tesirler yaydıklarına inanılan bazı taşlara eski uygarlıkların kültürlerinde tılsımlı taşlar adı verilmiştir. Sihirli asalarla ilgili inanç da bu konuyla ilgilidir. Bu asalar birtakım enerjileri çeken, toplayan, dönüştüren taştan yapılmış bir alet konumundadır. Önce Atlantis’te sonra da Mısır’daki inisiyelerin ellerinde görülen bu sihirli asalardan birinin en son Musa Peygamber’de görüldüğü üzerine çeşitli anlatılar bulunmaktadır.


Kutsallığına inanılan, hakkında efsaneler anlatılan bazı taşlarla ilgili uygulamalardan taşı ziyaret; çevresinde dolanma, taşa el sürme, vücuda sürtme, taşı öpme, üstte taşıma, evde saklama, yerinden alıp belli bir süre sonra alındığı yere bırakma vb. biçiminde yapılmaktadır. Taşla ilgili efsane motiflerinin en önemlisi taşa dönüşmedir.


Define Taşları


Dünya durdukça duran taşların insan hayatında önemli bir yeri vardır. taşlar tarihe ışık tutan en kalıcı belgelerdir.


Özellikle hıristiyanlardaki taşlara olan inanç neredeyse tüm yapılarda karşımıza çıkar. taşı kutsallaştırma ,taş yığınları oluşturma gibi benzer inançlar vardır. Araziye çıktığınızda size göre her taraf taş kayadır fakat içlerinden bazıları vardır sırlarla doludur, Defineciler sırra kadem basmış taşların hangileri olduğunu bilmeden arazide dolaşırsa sonuca ulaşması mümkün değildir.


Biz sizlere define taşlarından bahsedeceğiz.


1- Vari taş;
İşte bu en can alıcı taş modelidir, aslında hiç bişey değildir sadece benzetilip bırakılır, genelde hayvan figürlerine bemzetilir, bazen muskaya benzetilir, ama muska değildir, bazen yere saplanmış kaya gibi sivrisi yukarı gelecek şekilde bırakılır, önce doğal sanarsın, hayır değil der inceler 2 arada bi derede kalır bırakıp gidersin. işte bu aslında vari taştır, çoğu define işaretleri, krokiler ve belgelerde bu taş vardır ama kimse bilmez halbuki defineye en yakın taş budur.


2- Kara Taş: Hristiyanlıktan öncesinden başlayıp sonraki dönemlerde dahil kutsal kabul edilmiş taş modelidir, O dağa ait olmayan kara taş bulursanız önce altına sonra çevresine bakmayı unutmayın, kara taşın üzerinde her hangi bir oyma kabartma figür aramanıza gerek yoktur. kendisi bizzat işarettir.


3- Beyaz Taş: Ruh ve tılsımlarla alakalıdır, genelde ibadet yerlerinde olur, hatta bazı yapılarda biraz çıkıntılı durur öpülerek saygı gösterilir. arazide ise o dağa ait olmayan çakıl taşları vardır bu taş buraya nereden gelmiş dersiniz, işin aslı çakıl taşı değil beyaz olmasıdır, İster çakıl olsun ister diğer taş gurubundan beyazsa definecilerin ilgi alanındadır.


4- Ark Taşı: Oluklu taştır, olukların uç ve uç yanlarına bakılır.


5- Yalak taşı: Buna suluk taşıda denir, çeşmelerde olur, bu şçeşmede define varsa yerini bu taş bilir.


6- Kuyu Taşı: kuyu ağızlarında olur, tolan sığacak şekilde yapılır buna yayvan taşta denir bunada iyi bakın.


7- Ayak taşı: Merdivenlerin ilk basamagına yapılan ayak taşlarıda iyidir altına bakın bir miktar para alınabilir.


8- binek taşı, oturak taşı, koltuk taşı, çakmak taşı, fırın taşı, dilek taşı, sunak taşı, arazide rastladığınız o dağa ait olmayan taş, bunların hepsi defineciler için önem arz eden taş guruplarıdır. defineci yüzey araştırması yaparken bu taşları bilmesi gerekir. bu taşlar ve aklımıza gelmeyip buraya yazmadığımız taşlar konusunda bilgi sahibi olmayan defineci defineye yaklaşmak yerine sürekli uzaklaşır.


9- Kılavuz taşı; kılavuz taşı tıpkı harita gibidir, çözülmesi zordur.



Antik çağın unutulmaz diğer taşları;


ark taşı (oluk), kuyu taşı (Kuyu ağızlarına tolanın sığacağı büyüklükteki yayvan taş), suluk, çeşmelerde yalak taşı, düven altında çakmak taşı, merdivenlerin ilk basamağı olarak yapılan ayak taşı, binek taşı, fırın taşı, dilek taşı, siğil taşı, göbek taşı, musalla taşı ve mezarlıkta bulunan sunak taşı aklımıza ilk gelenlerdendir.

Tüm bu taşları tanımadan define aramak samanlıkta iğne aramaya benzer.


Define Haritaları


Harita dediğimiz deri yada eski kağıtların üzerine çizlen şifreli şekillerdir. Deri haritalar çoğunlukla Sahtiyan , Maroken , Keçi , Koyun derilerinden yapılırdı. Kağıtta ise en popüler olan papirüs kağıdıdır. En çok kullanılan yazı kalemi de stilus’tu. stilus’lar geniş
köşeli, kama şeklinde ve ucu kesiktir. Elinize bir harita geçtiğinde bu haritanın sahte yada gerçek olduğunu kalem kağıt üzerinde testler yaparak kolayca anlayabilirsiniz.


Haritayı çözerken doğru bölgede olduğunuzu anlamanız için dağlar, dereler, yaşlı ağaçlar, dikili taşlar, belirgin tepeler, patika yollar, varsa eski köprüler hatitadaki çizim ile ile uyumlu olmalıdır, acak bu şekilde doğru coğrafyada olduğunuzu anlarsınız.


Günümüzde eski haritaların meşru modern reprodüksiyonları (aslına uygun kopyası) ve faksimile ( bir yazının, desenin, tablonun ve benzeri bir şeyin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan, her yönden aynı olan basımı) örnekleri oldukça fazladır.
Önceleri bu sahte haritaları elle yazarak hazırlayanlar için şimdi online olarak hazırlayan siteler ve programlar mevcuttur. İnandırıcı olsun diye İbranice Yunanca ağırlık olarak yazı karakterlerini. kullanmaktadırlar.


Eski Bir Haritanın Sahte veya Gerçek Olduğunu Nasıl Anlarız



Evet çizilen kağıt ve diğer objeler bize eski görünebilir.Ama gerçek define haritasında özellikle kağıdın kenarlarında hafif kızarma olmak zorundadır.


Kağıt üzerinde buruşukluk, delik, kirlenme alt köşelerde parmak lekeleri gibi her zaman bir miktar aşınma pas ve renkli lekeler muhakkak gözle görülür olmak zorundadır. bu lekelere ve işaretlere foxing denir



Çizim yapılan Kağıda ışıkta baktığımız zaman Yakın aralıklı yatay çizgilerden oluşan ( Chain lines) Zincir hatlarını görmek zorunda ve Haritanın katlanma yerlerini gösteren hatlara dikkat etmemiz gereklidir.


1-Çizilen Haritanın Saklanmasındaki Amaç araştırılmalı veya biliniyorsa teyit edilmelidir.


2-Harita Çiziminde Mutlak suratle belirgin noktalar gizlide olsa gösterilmiş olmalıdır ( Örnek olarak gerçek haritada Kuyu işareti iç içe iki yuvarlak şekil olarak çizilir Kilise yapısı + işaretiyle gösterilir.)


3-Haritaları Kimler neden çizme gereği duymuştur bilinmeli ve araştırılmalıdır.


4-Deri veya Kağıt üzerinde Harita çizimi Nasıl olur araştırılmalıdır.


5-Saklanmış Kağıt veya deri haritalar günümüze kadar asla pürüssüz ve tertemiz gelemez.Deri ve kağıtlar belli bir zaman sonra üstündeki baskı ve hava değişiminden dolayı saklandığı yerde yıpranır renk değiştirir.Bu hususlara mutlaka dikkat edilmelidir.


6-Harita nasıl korunur nerede nasıl saklanır araştırılmalı ve bilgi sahibi olunmalıdır


7-Kullanılan kağıt yapısı incelenmeli ve araştırılmalıdır.


8-Kağıt veya Derinin Kokusuna dikkat edilmelidir.


9-Çizimde kullanılan mürekkep kokusuna ve kalem yapısına dikkat edilmelidir.


10-Harita üzerinden teknolojik cihaz yardımı almadan fotokopi makinasıyla cep telefonuyla kopyalama yapılıp içerik çıktısı alınmaz.Alınmış olsa dahi net bir şekilde okumak kesinlikle mümkün değildir.Bu gibi kopyalar sahtedir.


11-Orjinal haritayı veya objeyi görmeden gerekli kontrolleri yapmadan veya bir uzmandan destek almadan kesinlikle kopya üzerindeki bilgilere itimat etmeyiniz.


12-Orjinal olan bir harita asla internet ortamında paylaşılmaz dolaştırılmaz.(Paylaşılmamış ve Dolaştırılmamıştır)


13-Her harita define yerini anlatmaz.


14- Haritalarda asla derinlik ölçüsü verilmez


15-- 20 metrelerde 30 metrelerde bu gömüler asla olmaz.Haritada üzerinde asla belirtilmez yazılmaz.


16- Çizimi yapan sakladığını geri gelip alıcak veya aldırıcaktır. bu gömüler 20 / 30 metrelerde değil sadece haritanın çözümüyle noktayı buldugunuzda biter.bu bilgi kesindir.Nettir.


Çok nadir de olsa günümüzde orjinal haritalar mevcuttur. Bu haritalar asla sıradan insanların elinde dolaşmaz.Bu insanlar evet savaş zamanı ülkeyi terk ederken sakladıkları altınların yerlerini çizmişlerdir.Ama bu çizimler Haritayı çizenin torunları akrabaları diğer aile bireyleri gibi aile içindeki insanlarda bu haritalar olur.


Bir Uzman Yardımı Almadan Kesinlikle Tarafınıza Gelen Define Haritası Adı Altındaki Kağıtlara veya Objelere İtimat Etmeyin


Antik çağda en çok kullanılan yazı malzemeleri şunlardır.


Ağaç kabukları, ağaç yaprakları, levhalar, kil tablet, keramik vazo parçaları, topraktan yapılmış kaplar, taşlar, çeşitli madenler, keten bezi, fildişi, kemik, hayvan kabukları ve organları, bazı bitki kabukları, papirüs, parşömen ve kağıt. Bu çok çeşitli yazı taşıyıcıları kitabın temellerini oluşturmuştur.


En popüler olanı papirüstür. Papirüsten önce; çanak-çömlek parçaları, yassı taşlar, bronz, kurşun, kalay, bakır, gümüş ve altın madenlerinden yapılan levhalar kullanılırdı. Bunların yanı sıra bitki kökleri ve yapraklarından yapılan yazı malzemeleri, balmumu ile sıvanmış tahta levhalar, fildişinden yapılan levhalar ve keten kamışından yapılan organik yazı malzemeleri de kullanılmıştır.


Ancak bunların hiçbiri papirüs kadar etkili, önemli ve kalıcı olamamıştır. Papirüs ilk defa M.Ö. 3300’lü yıllarda Eski Mısır’da yapılarak kullanılmıştır. Daha sonra tüm Akdeniz ülkelerine yayılarak kullanılmaya başlanan ve en geniş kullanım alanına sahip yazı malzemesi olmuştur. Papirüs kâğıdı önemimi M.S. XI. yüzyıla kadar korumuştur. Papirüs kâğıtları beyazlığına, inceliğine, boyutlarına ve cilasına göre değişik renklerde, farklı cins ve kalitede oluyordu. Papirüs kâğıdı kalite, uzunluk ve benzeri özelliklerine göre farklı fiyatlarla satılırdı. Papirüs kalınlığına, genişliğine, rengine ve kullanım alanlarına göre ayrı ayrı isimler alıyordu. Bu isimler hem papirüsün kalitesini gösteriyor, hem kullanım alanlarını belirtiyor, hem de fiyatlarını yansıtıyordu.

Papirüsün üzerine matematik, astronomi, tıp, sihir, büyü ve dinselmetinler, kral listeleri, coğrafi listeler, şehir listeleri, ölüler kitapları ve okul kitapları, mitolojik yazılar, macera ve coğrafya yazıları gibi bilimsel ve edebi yazılar yazılırdı. Yazı ile doldurulan papirüs, rulo ve kodeks fleklinde, kutu ve deri kılıflara konularak saklanır ve taşınırdı.

Mağara ve mahzenler

Mağara: En belirgin mağara işaretleri D, U, C şeklinde sıralanabilir. U ters ise kapalı mağara düz ise açık mağaranın habercisidir. d işaretleri her zaman kapalı mağara derken C işaretleri bazen açık bazende kapalı olarak karşımıza çıkar.


Mahzen: Mahzenlerin özel bi işareti var demek zordur, şu var kilise haçları çok zaman mahzen girişlerinin habercisidir, yine bayan figürleri mahzen girişleri olabilir bunlarla beraber, üçgen işaretleride mahzen girişi habercisidir. Burada unutmamanız gereken mağara ve mahzenler tuzakların en çok karşılaşıldığı define arama noktalarıdır. Özellikle mahzenlerde zehirli gaz olması tuzağa gerek kalmadan canınızdan olmanıza sebep olabilir.


Mitolojide toprak ananın rahmi olarak bilinen mağaralar definecilikte önemli bir yer tutar. Banka, kasa, sandık, saklama yeri görevi gören mağaralar çok sık kullanılmıştır. bazı ölülerin mağaralara gömüldüklerini de biliyoruz. Bundan dolayı mağaralarda gördüğümüz her işareti veya sembolü define diye algılamak yanlış olur.


-Mağaranın üst kısmı 1-3 metre kadar kalın ise define tabanda değil tavanda saklanmış olabilir. Gömü sayısı birden fazla olabilir. İçten veya dıştan oyulduktan sonra saklantı yerleştirilip horasan ile sıvanmıştır. Genelde mağara girişinin sol yanında ve 10-30 cm. toprağın altında bir işaret olmalıdır.


-Mağaralar bazen darphane bazen de maden ocağı olarak kullanılmıştır. Bu durumda yakınlarda antik kent olabilir. İçinde oturan insanların daima gözetleme yapmaları için mağaranın tam karşısı da dikkate değerdir. Mağara veya mahzen işareti mağaranın veya mahzenin hep batısında durur. Yani mağara işaret batıda mağara doğudadır.


Mahzen, Dehliz


Mahzen genel olarak yer altı odası olarak bilinir, bu mezar odasından tut, hazine, kiler ve benzer amaçlara hizmet etmesi için yapılır. genelde girişi bir insan sığacak genişlikte olup bir süre dehliz (tünel) devam ettikten sonra odaya varılır, dehlizler her mahzende olmayabilir bazıları kapıdan sonra hemen odaya girilebilir. bu en çok kaya mezarlarında olur, bazı kaya mezarları çok odalı olduğu için 1. odadan 2. ve 3. odalara geçişler sadece kapılardan oluşur burada dehlize rastlanmaz.


Yani dehliz dar geçit yada tünel, mahzen ise varılan oda olarak tanımlanabilir.


Dehlizler genelde kaleler ve kale surları altında, kilise binası altında yada açık mağara köşelerine saklanmış gizli geçitler şeklinde tasarlanır, bulduğunuz dehlizlere direk girip yürümeniz tavsiye edilmez, ilerleyen bölümlerde oksijen olup olmadığından emin olmamız gerekir, bununla beraber dehlizler ciddi tuzaklarla donatılmış olabilir kısacası dehlizler tehlikelidir uzmanlardan yardım almadan gelişi güzel girilmemelidir.


mahsenin ne tür bir mahsen olduğunu anlamamız için mahsen girişlerinde bulunan kayalara yapılan figürlere dikkat etmemiz gerekir. normal ayakta, eğilerek yada sürünerek ilerlenen mahsen türleri'de vardır bu figürler mahsenin nasıl bir yapıya sahip olduğu hakkında bize önemli bilgiler verir.


Kuyu, mahzen, dehliz, mağara vb. gibi kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda riskleri ortadan
kaldırabilmek için güvenliği uygulamalarının defineciler tarafından sistemli ve koordine bir şekilde yürütülmesi gereklisir.


Düşük oksijen seviyesi veya oksijen olmaması, ya da Metan ya da nitrojen gibi gazlar oksijenle yer değiştirerek, oksijenin az olduğu ortamlar oluşturabilirler. Bu tehlikeli ortam genellikle fark edilebilir durumda olmaz ve kısa zaman dilimleri içerisinde ani değişiklikler gösterebilir.


Buna göre kapalı alanlarda yapılan çalışmaların içerdiği riskler şu şekilde sıralanabilir:



Atmosfer şartlarından kaynaklanabilecek bilinç kaybı, sakatlanma, yaralanma ya da ölüm ihtimali.


Kolayca reaksiyon verebilen gaz, toz ve buhar benzeri maddelerin tutuşması sonucu yangın veya patlama olma ihtimali.


Yaralanmış ya da baygın vaziyetteki kişinin tedavi edilmesi ya da kurtarılması sırasında yaşanabilecek zorluklar.


Oksijen yetersizliğinden kaynaklanan ya da su, kum, hububat vb. maddelerin yoğun birikintisi içerisinde kalarak gerçekleşebilecek boğulma olasılığı.


Kapalı bir mahzeni havalandırarak içeri girilebilir, fakat alandaki herhangi bir malzeme zamanla bünyesinde zehirli gaz biriktirebilir. Malzemenin içinde ya da herhangi bir bölgesinde birikmiş olan gaz malzemenin oynatılması ya da temizlenmesi aşamasında hareket kazanarak ortamda tehlikeli bir durum yaratabilir.


Ölçüm ve takibinin yapılması gereken kapalı alandaki atmosfer şartları, Çalışanın boğulma ya da yutulma ihtimali,

Çalışma alanındaki şartlarda değişiklik yaratabilecek fiil ve hareketler,

Alana giriş yapacak defineci sayısı,

Tüm alanın sağlamlık ve güvenliği ile ışıklandırma ve görüş mesafesi,

Alanın dışında ihtiyaç duyulan defineci sayısı;


Alandaki işle ilgili alet ve ekipman sağlamakla görevli defineciler,

Kapalı alana giren defineci ile iletişimi sağlayacak olan kişiler,

Acil durum prosedürlerini takip edip müdahalede bulunacak kişiler,

İlk yardım ya da ani müdahale gibi acil durumlarla ilgili olasılıklar,


Bütün temiz hava hortum girişleri, havanın sürekli olarak giriş yaptığından emin olabilmek için devamlı denetim altında tutulmalıdır.
 

toyalp

Bulaşan mazlumun ahıdır.Kainat bu yükü kaldıramaz.
Süper Moderatör
Katılım
29 Kas 2016
Mesajlar
1,712
Tepkime puanı
681
Puanları
14
Bizim memlekette ekmeği olmayıp aniden İstanbul'a göç edip 3-5 yıl içinde holding olanları çok olduğundan dolayı bu yazdıklarınıza harfiyyen katılıyorum ustam. Adam tekstil atölyesi açıyor çalışanların hepsi işçi, büyük tekstil firmaları yokluk içinde kıvranırken, adam 3-5 yılda firmaya çeviriyor. Yanında bir de oto galeri açıyor. Yetmiyor bir bakmışsın inşaat işine girmiş bir de oradan vuruyor. Kısacası al sana holding. Bakıyorsun geldiği köy Adıyaman'ın bir ilçesinin herhangi bir köyü ve bu köyler genelde tüm çevresi sit alanı olan bir bölge. Mesela benim bildiğim bir bölge tam 21 adet tümülüs hem de hepsi özel arazi içinde. adam toprak düzenleme adı altında kepçeyi sokup önce düzleştiriyor. Sonra su arama bahanesi ile ya sondaj vuruyor ya da kepçe sokuyor. Bir bakıyorsun iki üç yıl içinde trilyonluk olmuş. Yani var da var. Güzel bir paylaşım ellerine sağlık.
 

Siva

Bilgili Üye
Katılım
25 Haz 2016
Mesajlar
302
Tepkime puanı
118
Puanları
7
Gercekten kayde deger bilgiler tekrar okumakta fayda var gozume carpan ozelikleden Vari tasi bu tastan arazide tecrube ettim anlamak mumk u n degil donum noktalarini iyi yakalamak lazim araziye cikarken resim bol bol cekin videoda alin cok kez video cekin ve inceleyin . Ustam guzel bilgiler var abone oldum. Tesekkurler . Paylasimin icin.
 
Üst