Emd ve L Çubuk

 

Keskingöz

Tüm Yorumlarım, Resmi Kazılar İçin Geçerlidir.
Süper Moderatör
Katılım
11 Şub 2018
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
1,994
Puanları
23
Frekansli cubuklar ya da malzemeler adına her ne denecek ise dediginiz gibi yalın cubuklara göre çok daha hassastır. Bunun kullanıcı ile hiçbir alakası da yoktur. Frekansli malzemeyi kullanan kişi donanım, malzemenin kendisi ise yazılımdır.
Yazılımda kodlanan (frekans ve frekans araligi girilen) benzes sinyallere tepki verir.

Cok güzel bir örnek vermişsin. Kemigin bilesenleri organik ve inorganik maddelerden oluşur.

Bunlarin bazıları siralarsak,
Kalsiyum fosfat,
Kalsiyum karbonat,
Kalsiyum florid,
Magnezyum florid,
Hidroksit,
Sülfat bileşikleri,
Sodyum ve potasyumdur.

Görüldüğü üzere aslında bu bileşenler çubukçuların sıklıkla yaka silktigi minerallerdir. Daha da önemlisi "mineral bileşeni"dir.
Frekansli alan taramalar bileşiklere daha duyarlıdır.
Kullanici elindeki ile sadece iskelet olan bir mezardaki kemigin enini,boyunu v.b. ölçülerini alabiliyor ve ciziyorsa bu duruma sadece doğrudur olabilir denir.
Yine bu kullanıcı, mezarda değerli metal olsa da ben sadece kemiğin sinyalini alıp çizerim diyorsa orada ciddi problem vardır.
Bu durumda bu frekansli sistemi kullanan kişi değerli metal sinyali alamadigini belirtmektedir.

Kullanici , sadece kemik üzerinden tespitleri yapmak üzere kendini dizayn etti ise en basitinden, kemikte bulunan kalsiyum basta olmak üzere, kirectasi olan arazilerde sınırsız sinyaller ve kontroller yapmak zorunda kalacaktır.

Ancak bir L cubuk kullanıcısı, ben de kemik bulurum ya da çizerim diyebiliyorsa bu çok kötü bir böbürlenme olur. Kemik bulabilen bir L çubuk kullanıcısı hayatını ve zamanını minerale adamış ve çıkmaz bir sokağın döngüsüne kaptırmış demektir.

Kabul gören ve mantığın olması gerektiği dedigi iki şey mümkündür.
1-)Boşluk var mıdır?
2-)Bosluk içinde metal var mıdır?

Bu mezarda olabilir,mahsende, çok daha küçük boyutlu seylerde.

Bir L cubuk kullanıcısı, metal ister boşlukta ister direk toprağa gömülü olsun, metalin enini boyunu,yüksekliğini ve derinligini her kosul altinda net olarak alır. Bunu isterse direk üzerinde noktaladiktan sonra ilerleyerek yapabilir, ister 200 m uzakta ayni verileri alabilir, isterse hiç yerinden kıpırdamadan yine ayni verileri çok minör sapmalarla elde edebilir.
Ayni şekilde bu verileri bosluk içinde alabilir.

Sorduğun nasıl? sorusu kullanıcının elindekinin ve emdnin kimyasını bilmesinden geçer.
Bu tespitler standarttır. Her Ademoğlu için geçerli ve tutarlidir. Keramet kullanici da değil bilgide ve bu bilgiyi kullanabilendedir.

Şunu ilave etmeliyim not olarak kalsın.
Frekansli alan taramalar standart yalın cubuklara göre çok daha hassastır.
Ancak işin ehlinde dizayn edilmis bir L çubuğun hassasligina hicbir zaman erisemezler.
Konuyu böbürlenme olarak ele almana üzüldüm açıkçası.

caka satma, fiyaka yapma amacı gütmedim.

Keza bunu yapmak karakterimde yoktur.

Yılda bir çubuk ya da radyestezi konularına yazarım ve her yazdığım paragrafın sonuna başka bir cihazla ek teyit alın derim.

Nicedir böyle bilimsel ve kaliteli bir konu görmediğim için, severek eğildim konu üstüne.

Neyse devam edelim.
*Burda frekans ile emd tepkimesini ikimiz de hassaslık olarak teyit etmiş olduk.

"Bir not: elimdeki frekanslı L çubuğu"

Örnek ve yaşanmış olay;
3 sene önce;

Metal ya da define değil de bir şehit mezarı tespit etmek üzerine çalışma yapıp etraftakilere sakın bu mezara dokunmayın müslüman mezarıdır bu demem üzerine, yanımıza gelen 2 köylü bu mezar hakkında paranormal olaylar ışıklar gördüğünü dile getirmiş idi.

Köyün daha yaşlısı buranın bir şeyh mezarı olduğunu söylemişti.

Şahsım, radyestezi konusunu sadece define ekseninde tutup çalışmamıştır.

Çubuklar ve şaküller ya da radyestezi üzerine başka cihaz vs. Vs. .. Bunların metal ayrımı konusu metali bulma konusunda hiç bir zaman net ve kesin konuşmadım.

Ayrım için yanımda taşıyıp beklettiğim ayrı bir altın götürüp gelen frekansın çokluğuna göre ve aldığım iz düşüm ya da çizime göre mineral olup olmadığını anlamaya çalışırım.

Çalışmalarımda %100 kesinlik var mı? Hayır! bu sebeple ek teyit hususunu hep yazarım.

işin ehlinden çıkmış bir L çubuğun bir iskelet çizimi yapıp yapmadığı hususunda net cevap alamadım.

eğer net cevap yoksa ve böyle veri alınamamış ise, frekanslı L hassasiyet nedeniyle 1 adım öndedir diyebiliriz.

bir karşıt görüşüm var bu arada. bir nokta 200 m öteden tespiti ve ölçümün aynı olması anadolu topraklarında imkansız gibi bir şeydir. frekans-dalga çarpışması buna engeldir. nokta ile 200 m arasında başka bir veri buna engel olur.

2. soru, toprak katmanlarına ulaşım.
elinizdeki çubuklar ile tespit ettiğiniz (***frekans-dalga çarpışması yaşanmadan) yapıda minör sapma ile kaç katman olduğunu tespit edebilir misiniz ?

cevap evet ise ayrı hayır ise ayrı ele alacağız.

son yorumunu şimdi gördüm. tartışmak hakaret etmek değildir. tartışma kültürü ülkemizce hep yanlış tanımlanmıştır. o cümleni de beğenmedim. çok güzel bir uslüp ile devam edelim isterim.

*** Frekans çarpışması:
Bir radyestezi ölçüm tespitin, ilerisi ve ya gerisinden yayılan kuvvetli başka bir emd'nin ölçüm ve mesafelerde yanılsamalara sebep olmasıdır. bu tanım şahsıma aittir.
 

Avni Abi

Yeni Üye
Katılım
5 Tem 2022
Mesajlar
27
Tepkime puanı
70
Puanları
3
Konum
İstanbul
Konuyu böbürlenme olarak ele almana üzüldüm açıkçası.

caka satma, fiyaka yapma amacı gütmedim.

Keza bunu yapmak karakterimde yoktur.

Yılda bir çubuk ya da radyestezi konularına yazarım ve her yazdığım paragrafın sonuna başka bir cihazla ek teyit alın derim.

Nicedir böyle bilimsel ve kaliteli bir konu görmediğim için, severek eğildim konu üstüne.

Neyse devam edelim.
*Burda frekans ile emd tepkimesini ikimiz de hassaslık olarak teyit etmiş olduk.

"Bir not: elimdeki frekanslı L çubuğu"

Örnek ve yaşanmış olay;
3 sene önce;

Metal ya da define değil de bir şehit mezarı tespit etmek üzerine çalışma yapıp etraftakilere sakın bu mezara dokunmayın müslüman mezarıdır bu demem üzerine, yanımıza gelen 2 köylü bu mezar hakkında paranormal olaylar ışıklar gördüğünü dile getirmiş idi.

Köyün daha yaşlısı buranın bir şeyh mezarı olduğunu söylemişti.

Şahsım, radyestezi konusunu sadece define ekseninde tutup çalışmamıştır.

Çubuklar ve şaküller ya da radyestezi üzerine başka cihaz vs. Vs. .. Bunların metal ayrımı konusu metali bulma konusunda hiç bir zaman net ve kesin konuşmadım.

Ayrım için yanımda taşıyıp beklettiğim ayrı bir altın götürüp gelen frekansın çokluğuna göre ve aldığım iz düşüm ya da çizime göre mineral olup olmadığını anlamaya çalışırım.

Çalışmalarımda %100 kesinlik var mı? Hayır! bu sebeple ek teyit hususunu hep yazarım.

işin ehlinden çıkmış bir L çubuğun bir iskelet çizimi yapıp yapmadığı hususunda net cevap alamadım.

eğer net cevap yoksa ve böyle veri alınamamış ise, frekanslı L hassasiyet nedeniyle 1 adım öndedir diyebiliriz.

bir karşıt görüşüm var bu arada. bir nokta 200 m öteden tespiti ve ölçümün aynı olması anadolu topraklarında imkansız gibi bir şeydir. frekans-dalga çarpışması buna engeldir. nokta ile 200 m arasında başka bir veri buna engel olur.

2. soru, toprak katmanlarına ulaşım.
elinizdeki çubuklar ile tespit ettiğiniz (***frekans-dalga çarpışması yaşanmadan) yapıda minör sapma ile kaç katman olduğunu tespit edebilir misiniz ?

cevap evet ise ayrı hayır ise ayrı ele alacağız.

son yorumunu şimdi gördüm. tartışmak hakaret etmek değildir. tartışma kültürü ülkemizce hep yanlış tanımlanmıştır. o cümleni de beğenmedim. çok güzel bir uslüp ile devam edelim isterim.

*** Frekans çarpışması:
Bir radyestezi ölçüm tespitin, ilerisi ve ya gerisinden yayılan kuvvetli başka bir emd'nin ölçüm ve mesafelerde yanılsamalara sebep olmasıdır. bu tanım şahsıma aittir.
Syn. Ustam,
İletişim de beden dili %85, sözler %15 etki eder.
Bu bilimsel bir yayından alıntıdır.
Beğenmedim dediginiz her bölümü yanlış anlamışsınız. Oysa ki ben ne kadar yanlış anlaşılmasın diye dikkat etsem de, görüldüğü üzere %15 lik kısım çok işe yaramıyor.

İlk kirginliginiza değinelim.
Sizin iskeleti frekanslı alan tarama ile tespit ettiginizi söylediğinizi düşündüm.Ki bu yazınızda bu tespiti frekanslı bir L cubuk ile tespit ettim diyerek beni onayliyorsunuz.
Ben Sadece L cubuk (frekanssiz,yani frekanssizdan kastimda elektronik olmayan) düz çubuk kullanıcısı iskeleti çiziyorum diye boburlenmemeli dedim.
Siz o değilsiniz. Siz frekanslı ile tespit ediyorsunuz.
Bunun da cok tabii olduğunu,bunun nedenine ilk konuda metal frekansinin girilmesinin neden mümkün olmadığını izah ettim.
Boburlenmenin muhatabı siz değilsiniz önce bunu kenara koyalım.
Ama frekanssiz ,elektronik olmayan bir çubuk ile iskeleti bulurum ve de şeklini çizerim diyen var ise, ve bu çubukla da değerli metal aradığını da iddia ediyorsa onun vay haline dedim. Sanirim burada netiz.

işin ehlinden çıkmış bir L çubuğun bir iskelet çizimi yapıp yapmadığı hususunda net cevap alamadım.

Yapmamalı. YaPtirilabilir mi? Elbette bu çok zor değil. 1 günlük balans ile bu mümkün. Sadece kemikte bulunan minerallere duyarli hale getirilir,sinyal alınır, kilitlenir,noktalar ve tek çubukla da bunu cizdirebilirsiniz. Ama ölümüne sadece kemiğe duyarlıdır diye kimse iddia edemez.
Ama neden minerale duyarlı bir çubuk yapmak icin bir uğraş verilsin ki?
Bakin kemiğe demiyorum özellikle üstüne basa basa minerale diyorum.
Siz sadece kemiğe duyarlıdır cubugum diye bir sav öne sürebilir misiniz? Bunu derseniz eğer olay çok farklı yerlere gider ve çok değişik soruları size yöneltmem gerekir.

eğer net cevap yoksa ve böyle veri alınamamış ise, frekanslı L hassasiyet nedeniyle 1 adım öndedir diyebiliriz.

Frekanslı L de metalin frekansını giremediginiz ve de titresim sayısını olcemediginiz için metale olan hassasiyetini maalesef konuşabilmemiz mümkün değil. Ama kalsiyum gibi minerallere daha hassas değil mi diye sorarsanız evet kesinlikle diye cevap verebilirim.

bir karşıt görüşüm var bu arada. bir nokta 200 m öteden tespiti ve ölçümün aynı olması anadolu topraklarında imkansız gibi bir şeydir. frekans-dalga çarpışması buna engeldir. nokta ile 200 m arasında başka bir veri buna engel olur.

Size bir sır vereyim. Ama bu sır tüm emd'lerin ozelliklerinde net olarak yazar. Frekans, dalga çarpışması diye bir sey yoktur. EMD yani elektromanyetik dalgalar yüksüzdür. Ve asla hicbir manyetik alandan etkilenmeden yoluna devam ederler. Kırınım,ışınım,yansıma ve sogurulma olabilir. Seconder ışında olusturabilirler.
Hatta ve hatta girişim ve yıkıcı dalga da olusturabilirler. Ancak bunun oluşabilmesi icin ya aynı fazda ya da aralarında sabit bir faz olmalıdır.
Hepsinin toplamında metalden çıkan EMD tertemiz,yalın bir şekilde etliye sütlüye bulaşmadan ışık hızıyla çıkar ve göz açıp kapayıncaya kadar kadar dünyanın etrafını 7 kere dolasabilir. Dolaşır mı? Hayır. Oraya girip konuyu dagitmayalim.

O yüzden, emd ler yüksüz olduğundan ve hiçbir manyetik alandan da etkilenmediginden ötürü (kaynak tüm quantum fizik kitap ve makaleleri) enerjinin gücüne göre 200 metreden de 400 metreden de aldigin veri ile 1 metreden aldığın veri ile aynıdır. Birbiriyle birebir örtüşür. Bunun fiziki ispatını o kadar çok yaptim ki sadece bunu başarabilen denesin ve tek ayak boyu bile fark çıkarsa hem sen hem tüm fizik yalancısın diye yazsin. Daha ne diyeyim.
Bu arada değil Anadolu istenirse buzullarda bu ölçüm yapılsın, bunun Coğrafya ile ilgisi yoktur.

2. soru, toprak katmanlarına ulaşım.
elinizdeki çubuklar ile tespit ettiğiniz (***frekans-dalga çarpışması yaşanmadan) yapıda minör sapma ile kaç katman olduğunu tespit edebilir misiniz ?


Şahane soru..
Dedigim gibi ben ve fizikte carpisma yok.
Eğer kastiniz örneğin 5 m derinlikte olan odanin üzerinde kac farkli yapıda katman var olduğunu tespit ise, yani odanin üstüne mesela 1 metre kille kapamislar, sonra 2 metre micir taş koymuşlar, sonra 2 metre kepir toprak koymuşlar ve burada 3 katman olduğunu tespit etmek ise ya da 2 metrede gömülü bir küp var. Ustunde 1 metre horasan, 1 metre sari toprak 2 katman var bunu metraj ile tespit etmek ise,doğrusu bunu tespit edebilen bir çubuk ile tespite güvenim maalesef çok zayıf olurdu.

Mümkün mü? Elbette mümkün. Ama;
2 metrede küpü tespit ettin. Metraji aldın. Ebatlari aldın. Sonra da bir usulle bu katmanlari teyit ettin.
Katmanları teyit ettigin şey ne?
Bu veriyi sana kim verdi?
Küp mü? Küpün içinde ki mi? Küpün içindekinin davranışı belli zaten. Verdigi , verecekleri de belli. Alacagin 4 veri. Ne 3 ne 5.
Kullanıcının elindeki çubuklar, küpten ve icindekinden bağımsız olarak, farkli katman yani farklı elementteki mineral bileşiklerine sahip bu katmanları,küpe rağmen sana veriyorsa o çubuk kullaniciyi ummadığı yerlerde,ummadığı şekilde yanıltır.
X bir hedefin üzerinde kac katman olduğunu bilmek için alacagim riske benim için değmez.
Benim için net metraj ve ebat vermesi kâfidir. Kac katman olduğunu acinca anlarsın zaten.

Illa tespit yaptığım ayni cubukta ben bunları da öğrenmek istiyorum dediğinde,ama kablo üstünde ama düz yürüme de alacagin ara sinyaller,ama ters ama düz yürüme de, kullanicinin çubuğunun asıl hedefe olan duyarlılığının zayıflığının alametidir.
Hassaslik, neye karşı hassas oldugu ile yakından ilintilidir.

*** Frekans çarpışması:
Bir radyestezi ölçüm tespitin, ilerisi ve ya gerisinden yayılan kuvvetli başka bir emd'nin ölçüm ve mesafelerde yanılsamalara sebep olmasıdır. bu tanım şahsıma aittir.


Yukarida ki tanim size ait evet.
Fizik diyor ki ;
EMD' ler yüksüzdür. Işık hızıyla hareket ederler.
Hicbir manyetik alandan ve elektrikten yuksuz oldukları için etkilenmezler.
Yüklü taneciklerin ivme kazandirilmasiyla elde edilse de, EMD elde edilirken bu yük kullanılarak yüksüz hale gelir.
Elektrik alan yükü olmadigi için de Elektriksel ve Manyetik Kuvvette SAPMA olmaz.

Taniminizi tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum.
Zira bilim ile hele hele fizik ile inat olmaz.

Kimseyi incitmek gibi bir tavrım olamaz. Bunu yazımı sonlandirirken ayrica belirtirim.

Esenlikler dilerim.
 

Keskingöz

Tüm Yorumlarım, Resmi Kazılar İçin Geçerlidir.
Süper Moderatör
Katılım
11 Şub 2018
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
1,994
Puanları
23
Syn. Ustam,
İletişim de beden dili %85, sözler %15 etki eder.
Bu bilimsel bir yayından alıntıdır.
Beğenmedim dediginiz her bölümü yanlış anlamışsınız. Oysa ki ben ne kadar yanlış anlaşılmasın diye dikkat etsem de, görüldüğü üzere %15 lik kısım çok işe yaramıyor.

İlk kirginliginiza değinelim.
Sizin iskeleti frekanslı alan tarama ile tespit ettiginizi söylediğinizi düşündüm.Ki bu yazınızda bu tespiti frekanslı bir L cubuk ile tespit ettim diyerek beni onayliyorsunuz.
Ben Sadece L cubuk (frekanssiz,yani frekanssizdan kastimda elektronik olmayan) düz çubuk kullanıcısı iskeleti çiziyorum diye boburlenmemeli dedim.
Siz o değilsiniz. Siz frekanslı ile tespit ediyorsunuz.
Bunun da cok tabii olduğunu,bunun nedenine ilk konuda metal frekansinin girilmesinin neden mümkün olmadığını izah ettim.
Boburlenmenin muhatabı siz değilsiniz önce bunu kenara koyalım.
Ama frekanssiz ,elektronik olmayan bir çubuk ile iskeleti bulurum ve de şeklini çizerim diyen var ise, ve bu çubukla da değerli metal aradığını da iddia ediyorsa onun vay haline dedim. Sanirim burada netiz.

işin ehlinden çıkmış bir L çubuğun bir iskelet çizimi yapıp yapmadığı hususunda net cevap alamadım.

Yapmamalı. YaPtirilabilir mi? Elbette bu çok zor değil. 1 günlük balans ile bu mümkün. Sadece kemikte bulunan minerallere duyarli hale getirilir,sinyal alınır, kilitlenir,noktalar ve tek çubukla da bunu cizdirebilirsiniz. Ama ölümüne sadece kemiğe duyarlıdır diye kimse iddia edemez.
Ama neden minerale duyarlı bir çubuk yapmak icin bir uğraş verilsin ki?
Bakin kemiğe demiyorum özellikle üstüne basa basa minerale diyorum.
Siz sadece kemiğe duyarlıdır cubugum diye bir sav öne sürebilir misiniz? Bunu derseniz eğer olay çok farklı yerlere gider ve çok değişik soruları size yöneltmem gerekir.

eğer net cevap yoksa ve böyle veri alınamamış ise, frekanslı L hassasiyet nedeniyle 1 adım öndedir diyebiliriz.

Frekanslı L de metalin frekansını giremediginiz ve de titresim sayısını olcemediginiz için metale olan hassasiyetini maalesef konuşabilmemiz mümkün değil. Ama kalsiyum gibi minerallere daha hassas değil mi diye sorarsanız evet kesinlikle diye cevap verebilirim.

bir karşıt görüşüm var bu arada. bir nokta 200 m öteden tespiti ve ölçümün aynı olması anadolu topraklarında imkansız gibi bir şeydir. frekans-dalga çarpışması buna engeldir. nokta ile 200 m arasında başka bir veri buna engel olur.

Size bir sır vereyim. Ama bu sır tüm emd'lerin ozelliklerinde net olarak yazar. Frekans, dalga çarpışması diye bir sey yoktur. EMD yani elektromanyetik dalgalar yüksüzdür. Ve asla hicbir manyetik alandan etkilenmeden yoluna devam ederler. Kırınım,ışınım,yansıma ve sogurulma olabilir. Seconder ışında olusturabilirler.
Hatta ve hatta girişim ve yıkıcı dalga da olusturabilirler. Ancak bunun oluşabilmesi icin ya aynı fazda ya da aralarında sabit bir faz olmalıdır.
Hepsinin toplamında metalden çıkan EMD tertemiz,yalın bir şekilde etliye sütlüye bulaşmadan ışık hızıyla çıkar ve göz açıp kapayıncaya kadar kadar dünyanın etrafını 7 kere dolasabilir. Dolaşır mı? Hayır. Oraya girip konuyu dagitmayalim.

O yüzden, emd ler yüksüz olduğundan ve hiçbir manyetik alandan da etkilenmediginden ötürü (kaynak tüm quantum fizik kitap ve makaleleri) enerjinin gücüne göre 200 metreden de 400 metreden de aldigin veri ile 1 metreden aldığın veri ile aynıdır. Birbiriyle birebir örtüşür. Bunun fiziki ispatını o kadar çok yaptim ki sadece bunu başarabilen denesin ve tek ayak boyu bile fark çıkarsa hem sen hem tüm fizik yalancısın diye yazsin. Daha ne diyeyim.
Bu arada değil Anadolu istenirse buzullarda bu ölçüm yapılsın, bunun Coğrafya ile ilgisi yoktur.

2. soru, toprak katmanlarına ulaşım.
elinizdeki çubuklar ile tespit ettiğiniz (***frekans-dalga çarpışması yaşanmadan) yapıda minör sapma ile kaç katman olduğunu tespit edebilir misiniz ?


Şahane soru..
Dedigim gibi ben ve fizikte carpisma yok.
Eğer kastiniz örneğin 5 m derinlikte olan odanin üzerinde kac farkli yapıda katman var olduğunu tespit ise, yani odanin üstüne mesela 1 metre kille kapamislar, sonra 2 metre micir taş koymuşlar, sonra 2 metre kepir toprak koymuşlar ve burada 3 katman olduğunu tespit etmek ise ya da 2 metrede gömülü bir küp var. Ustunde 1 metre horasan, 1 metre sari toprak 2 katman var bunu metraj ile tespit etmek ise,doğrusu bunu tespit edebilen bir çubuk ile tespite güvenim maalesef çok zayıf olurdu.

Mümkün mü? Elbette mümkün. Ama;
2 metrede küpü tespit ettin. Metraji aldın. Ebatlari aldın. Sonra da bir usulle bu katmanlari teyit ettin.
Katmanları teyit ettigin şey ne?
Bu veriyi sana kim verdi?
Küp mü? Küpün içinde ki mi? Küpün içindekinin davranışı belli zaten. Verdigi , verecekleri de belli. Alacagin 4 veri. Ne 3 ne 5.
Kullanıcının elindeki çubuklar, küpten ve icindekinden bağımsız olarak, farkli katman yani farklı elementteki mineral bileşiklerine sahip bu katmanları,küpe rağmen sana veriyorsa o çubuk kullaniciyi ummadığı yerlerde,ummadığı şekilde yanıltır.
X bir hedefin üzerinde kac katman olduğunu bilmek için alacagim riske benim için değmez.
Benim için net metraj ve ebat vermesi kâfidir. Kac katman olduğunu acinca anlarsın zaten.

Illa tespit yaptığım ayni cubukta ben bunları da öğrenmek istiyorum dediğinde,ama kablo üstünde ama düz yürüme de alacagin ara sinyaller,ama ters ama düz yürüme de, kullanicinin çubuğunun asıl hedefe olan duyarlılığının zayıflığının alametidir.
Hassaslik, neye karşı hassas oldugu ile yakından ilintilidir.

*** Frekans çarpışması:
Bir radyestezi ölçüm tespitin, ilerisi ve ya gerisinden yayılan kuvvetli başka bir emd'nin ölçüm ve mesafelerde yanılsamalara sebep olmasıdır. bu tanım şahsıma aittir.


Yukarida ki tanim size ait evet.
Fizik diyor ki ;
EMD' ler yüksüzdür. Işık hızıyla hareket ederler.
Hicbir manyetik alandan ve elektrikten yuksuz oldukları için etkilenmezler.
Yüklü taneciklerin ivme kazandirilmasiyla elde edilse de, EMD elde edilirken bu yük kullanılarak yüksüz hale gelir.
Elektrik alan yükü olmadigi için de Elektriksel ve Manyetik Kuvvette SAPMA olmaz.

Taniminizi tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum.
Zira bilim ile hele hele fizik ile inat olmaz.

Kimseyi incitmek gibi bir tavrım olamaz. Bunu yazımı sonlandirirken ayrica belirtirim.

Esenlikler dilerim.
Teşekkür ederim.
Sanırım, bazı noktalarda ayrışıyoruz kıymetli ustam.
Üst yorumda belirtmiştim oysa.
Radyestezi olarak adlandırdığımız çubuk çalışmasını define odağında yürüterek ilerletmedim.

Evet define herkesin aradığı şey fakat benim ilgimi çeken nokta, salt emd ve günümüz fizik biliminin ( ki manyetik enerji ve radyestezi konusunda hala çok gerideyiz.) Kuralları ile hareket etme değil.

Rezistivite gibi çalışıp toprağın görüntüsünü çekme.

Buraya daha çok odaklandım.

Klasik bir yaklaşım istiyorsan boşluk güzel bir yapıda ise tüneli varsa içinden ya da küçük bir boşluk ve değerli sinyali arıyorsan amacına ulaşmaya çok yakınsındır.

Ben işin bu kısmında değilim.

Bu bilim, sınırları hala çözümelemiş ve ucu bucağı olmayan bir derya gibidir. Bakın çok değil 20-30 yıl öncesine kadar da bilim radyesteziyi reddetmiştir en son Rusya da kürsü kuruldu ve sonrasında üniversitesiler konuya ısınmaya başladı.

Kemik konusunda ısrarla bir çubuğu bir yöne eğitip onu bulması gibi katı kurallı bir çerçeve içerisinde yüzüyorsunuz.

Bir çubuk yapayım sadece kemiğe gitsin. Biri sadece metale diğeri sadece boşluğa.

Ben elimdeki ile boşluğa da bakıyorum kemiğe de gümüş ve altın gibi değerli verilere de.

Değerli kısmında çok güvenemiyorum ama boşluk kısmında yanılma payım çok düşüktür şükürler olsun.

Daha çok bana çizdirdiği şeye bakıp elimden gelen ayrıştırmayı yaptıktan sonra ek teyit için diğer bölüme geçiyorum.

Şimdi frekans çarpışması dediğimiz olayı ele alayım.

Bakın, sadece fizik kuralları ile hareket ederseniz kısıtlanırsınız. Çünkü hala çok gerideyiz.

Çubuk tek başına mı emd' yi alıp harekete geçiyor ??
Kişinin burdaki etkisi nedir? Bazı insanların eline çubuğu verin saatlerce anlatın saha indirin çubuk tepki vermez. Çalışmaz. Bunu da gördük. "Hocam o kişi tutmayı bilmiyordur şu açı ile tutacak" kısımlarını da geçiyorum.
E şimdi o alanda emd' yoktur mu diyeceğiz?

Kaldı ki bir nokta tespit ettiniz ve derinlik mesafe almaya kalktınız.

Ben basit bakır kablo kullanırım.
Kabloyu 20 m çektiğim varsayılsın. Fakat çektiğim alanda bir mezar daha var farketmediğimiz. Çünkü o kısımda tarama yapmadık diyelim.

Kablonun olduğu alandan geçip kablo başından mesafe ölçümüne başlarsanız farketmediğiniz mezara gelince tepkime verir. İşte burda asıl noktanın derinliğinde yanılma olur.

Kablo size ilk ölçütün olduğu alan ile farketmediğiniz mezar boşluğu arasındaki ölçümü verir. Yok vermez derseniz asıl bu fizik ve bilim ile çelişir.

Yok eğer görmez derseniz bu da bu da emd'nin mantığı ile ters düşer.

Bu sebeple çarpışma derim. Aslında çarpışma kelimesi tam oturmuyor.
Karışma, önceleme gibi bir kavram tam oturur galiba

Bu konuyu daha detaylı irdelemek için sizin mesafe ölçümünde ve tarama aşamasında nasıl bir yol izlediğinizi de bilmem gerek.
Sevgilerimle.
 
Son düzenleme:

Keskingöz

Tüm Yorumlarım, Resmi Kazılar İçin Geçerlidir.
Süper Moderatör
Katılım
11 Şub 2018
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
1,994
Puanları
23
"Frekans öncelemesi" olarak tanımı düzeltiyorum.
 

Avni Abi

Yeni Üye
Katılım
5 Tem 2022
Mesajlar
27
Tepkime puanı
70
Puanları
3
Konum
İstanbul
Bazı noktalarda ayrisilmasi cok doğal.
Farkli bakış açıları fikir zenginliği doğurur.

17.yy ile 18.yy arasında radyestezi Avrupa'da cok güçlüydü. 17.yy ilk yarısında Almanya'da diploma verildiği ve çok saygın bir statüsü olduğu belgelerde kayıtlı. Maden damarlarının tespiti konusunda muazzam başarıları olduğu gözükmekte.
Bunun bir bilim yerine ilim olarak bırakılması ve otelenmesi elbette tesadüfi değil.
Kapitalizm, iki cubuk yerine gpr satmanın daha büyük rant olacağını ve büyük bir ağı besleyecegini bildiği için geri plana atılması konusunda elinden geleni yapmış her zaman ki gibi.

Ancak ben sadece bilimsel kısmıyla ilgileniyorum.
Bugüne kadar ne ile karsilastiysam, aldığım veri veya tepkinin bilimsel olarak karşılığını bulamadığım herhangi bir konu olmadı.

Meselâ sizin verdiğiniz örnekteki yanyana iki boşluğun olması ve birine kabloyu uzatıp serdiginizde diğerinin üzerine geldiğinde farkli sonuclar almanızı sağlayan ve sizin "frekans oncelemesi " tanımını yaptiginiz durum;
*Emd'lerin "Girişim " yaptigi durumdur.

Girişim, iki ya da daha fazla dalganın çakışması sonucu yeni bir dalga sekli olusmasidir. Eğer alanlar ayni yönde bileşenler içeriyorsa "yapıcı girisim" ayrı yonlerde ise "yıkıcı girisim" yaparlar.

Frekans ve Emd ile baginti kurmak isteyenlere minik bilgiler olması açısından konuyu biraz daha açarsam, notlarımdan cümleler aktarabilirim;

İki veya daha çok dalga birbirinden bağımsız şekilde ayni ortamda ilerleyebilirler. Fakat iki farkli dalga ayni anda, ayni uzay noktasında bulunursa buna dalganın üst üste binmesi, süperpozisyon denir.

Girisim, iki veya daha fazla dalganın üst üste binerek yeni bir dalga şeklinde sonuç vermesidir. Elektrik ve manyetik alan vektörleri, vektörel olarak toplanabildigi için girisim yaparlar. Girisim sonucu yeni bir elektrik ve manyetik alana sahip yeni bir dalga oluşur.

İki dalga boyunun dalga boyları birbirine yakın değerde ise genis bir uzay bölgesinde yapıcı (kuvvetlendirici) girisim, ya da yıkıcı (yok edici) girisim yaparlar.

Iki farkli kaynaktan gelen dalgaların girisim olusturabilmesi için kaynaklar uyumlu olmalıdır. Yani ya ayrı fazda ya da aralarında sabit bir faz olmalıdır. Ve kaynaklar tek dalga boylu olmalıdır.

Tepeleri ve çukurları birbiriyle örtüşen dalga ise yapıcı girisim oluşur.
20220720_093008.jpg

Ancak tepeleri ile çukurları cakisik ise bu defa yıkıcı girisim oluşturur ve dalga kendini siler.

20220720_093419.jpg

Binlerce yil önce insanların değerli eşyalarını neden bölerek sakladıkları konusunda da bu konu fikir verebilir.

Velhasil kelâm cokta uzatmaya gerek yok.
Kablo ugrastici geliyor gerek duymuyorum. Ki gerçekten gerekli de değil. Sermeye yer ara,yön ara,üzerinde yürümeye calis hepsi ayrı bir dert.
4 yönden ve istediğim uygun yerden zaten her istediğimi alabiliyorum.

Kablo kullanmak topraga ve eğim açısına bağlı kalmayı zorunlu kılar. Kullanici burada yol ayrimindadir. Havadan mı karadan mı?
Karadan seçeneği yani kabloyu secerse sinyali alıp bir yöne uzatır. Eğim yanıltabilir. Her yönden ayni metraji alamayabilir. Serdigi yönde cok farkli toprak karakteristiği olabilir. Bunlar hep risktir.
Ama havadan tabir ettigim kablosuz ölçüm de eğim açısından tutun da genis ferah alanda ölçüm yapmanın konforu bambaşkadır.
Meselâ 50 derecelik bir eğimde bile hatasız veri alırsınız. Cunku aldığınız veri sizin bulunduğunuz ayak bastığınız alanla ilgili değil, hedef sinirlari içinde kalan alan ile ilgilidir.
Bu hem bosluk için,hem metal için,hem bosluk içindeki metal için geçerlidir. Tüm verileri istediğiniz yerden istediğiniz şekilde alırsınız.

Örneğin hava çok rüzgarlı ruzgarsiz kuytu yerden verileri alırsınız.
Hedef tepede görünen yerdedir soteye gecer verileri alırsınız.
Hedef dikenli telle çevrili arazide, hiç iceri girmeden verileri alırsınız.

Sayılamayacak kadar avantaj yaratır.
Aldiginiz verilerde ne bir karışıklık ne de bir sapma yaşarsınız.

Arazide ilk başınıza geldiğinde önce nasıl yani? sorusunu kendinize sorarsınız. Sonra onlarca defa teyit ,test edersiniz. Yine inanmaz onlarca farkli bölge ve hedefte tekrarlarsiniz. Her tekrarda balyoz gibi yüzünüze vurur. Verilerden, veri alim şeklinden emin olursunuz.
Sonra bu veriyi neyin,nasıl, neden,ne ile verdigini çözmek için doktora tezlerine kadar karıştırmaya başlarsınız.
Okursunuz,okursunuz, okursunuz...
Okuduklarınız baştan hicbir sey anlam ifade etmez.
Sonra kırıntılar birleşmeye, anlam kazanmaya,fluluk netlesmeye başlar.
En sonunda dan diye ışıl ışıl olursunuz. Kural ve prensiplerle bunu kendinize bilimsel olarak ispat eder sırtınızdaki yükten kurtulursunuz.

Müthiş zevklidir. Sadece maddiyat için yapılacak iş hiç değildir.
Her hafta araziye çıktığınızda size yeni bir şey sunar. Asla aklınızı boş bırakmaz. Sürekli öğretir.
Bunun hiç bitmeyecek bir döngü olduğunu anlar ve okyanusta bir su damlasının zerreciği bile olamadığımiz gerçeği ile tebessüm eder yolumuza devam ederiz...
Bu kadar kâfi.
Sohbet için teşekkür ederim.
 

Asya26

Member
Katılım
12 Eki 2020
Mesajlar
72
Tepkime puanı
102
Puanları
6
öncelikle bilgiler için teşekkür ederim bilgi paylaşıldıkça guzeldir bir işe sebep olan onu yapan gibidir hadisini hepimiz biliriz buralarda yazılan ufak ayrıntılar başka birisinin ufkunu açıp bir adım ileri götürebilir... muhabbete münazara ufak tartismalara devam :)
yukarida diamanyetik çubuklarla diamanyetik metalleri yakalayamiyacagimizi yazmışsınız biraz altında ferromanyetik çubukların (Miknatis çubuğa yapisiyorsa, o cubuklar sana sadece dert olur. Miknatis tutan çubuk iş yapamaz.) demişsiniz. ne ile arayalım?
Birde emd dalga boyları ve enerjileri uzerinde hava sıcaklığı, yer cekimi kuvveti ,med cezir, yükseklik ,güneşin açısı sabah öğlen akşam gibi olumlu olumsuz etkileri varmı soruları aklıma geldi cevaplarsanız sevinirim
 

Keskingöz

Tüm Yorumlarım, Resmi Kazılar İçin Geçerlidir.
Süper Moderatör
Katılım
11 Şub 2018
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
1,994
Puanları
23
Bazı noktalarda ayrisilmasi cok doğal.
Farkli bakış açıları fikir zenginliği doğurur.

17.yy ile 18.yy arasında radyestezi Avrupa'da cok güçlüydü. 17.yy ilk yarısında Almanya'da diploma verildiği ve çok saygın bir statüsü olduğu belgelerde kayıtlı. Maden damarlarının tespiti konusunda muazzam başarıları olduğu gözükmekte.
Bunun bir bilim yerine ilim olarak bırakılması ve otelenmesi elbette tesadüfi değil.
Kapitalizm, iki cubuk yerine gpr satmanın daha büyük rant olacağını ve büyük bir ağı besleyecegini bildiği için geri plana atılması konusunda elinden geleni yapmış her zaman ki gibi.

Ancak ben sadece bilimsel kısmıyla ilgileniyorum.
Bugüne kadar ne ile karsilastiysam, aldığım veri veya tepkinin bilimsel olarak karşılığını bulamadığım herhangi bir konu olmadı.

Meselâ sizin verdiğiniz örnekteki yanyana iki boşluğun olması ve birine kabloyu uzatıp serdiginizde diğerinin üzerine geldiğinde farkli sonuclar almanızı sağlayan ve sizin "frekans oncelemesi " tanımını yaptiginiz durum;
*Emd'lerin "Girişim " yaptigi durumdur.

Girişim, iki ya da daha fazla dalganın çakışması sonucu yeni bir dalga sekli olusmasidir. Eğer alanlar ayni yönde bileşenler içeriyorsa "yapıcı girisim" ayrı yonlerde ise "yıkıcı girisim" yaparlar.

Frekans ve Emd ile baginti kurmak isteyenlere minik bilgiler olması açısından konuyu biraz daha açarsam, notlarımdan cümleler aktarabilirim;

İki veya daha çok dalga birbirinden bağımsız şekilde ayni ortamda ilerleyebilirler. Fakat iki farkli dalga ayni anda, ayni uzay noktasında bulunursa buna dalganın üst üste binmesi, süperpozisyon denir.

Girisim, iki veya daha fazla dalganın üst üste binerek yeni bir dalga şeklinde sonuç vermesidir. Elektrik ve manyetik alan vektörleri, vektörel olarak toplanabildigi için girisim yaparlar. Girisim sonucu yeni bir elektrik ve manyetik alana sahip yeni bir dalga oluşur.

İki dalga boyunun dalga boyları birbirine yakın değerde ise genis bir uzay bölgesinde yapıcı (kuvvetlendirici) girisim, ya da yıkıcı (yok edici) girisim yaparlar.

Iki farkli kaynaktan gelen dalgaların girisim olusturabilmesi için kaynaklar uyumlu olmalıdır. Yani ya ayrı fazda ya da aralarında sabit bir faz olmalıdır. Ve kaynaklar tek dalga boylu olmalıdır.

Tepeleri ve çukurları birbiriyle örtüşen dalga ise yapıcı girisim oluşur.
Ekli dosyayı görüntüle 302241

Ancak tepeleri ile çukurları cakisik ise bu defa yıkıcı girisim oluşturur ve dalga kendini siler.

Ekli dosyayı görüntüle 302242

Binlerce yil önce insanların değerli eşyalarını neden bölerek sakladıkları konusunda da bu konu fikir verebilir.

Velhasil kelâm cokta uzatmaya gerek yok.
Kablo ugrastici geliyor gerek duymuyorum. Ki gerçekten gerekli de değil. Sermeye yer ara,yön ara,üzerinde yürümeye calis hepsi ayrı bir dert.
4 yönden ve istediğim uygun yerden zaten her istediğimi alabiliyorum.

Kablo kullanmak topraga ve eğim açısına bağlı kalmayı zorunlu kılar. Kullanici burada yol ayrimindadir. Havadan mı karadan mı?
Karadan seçeneği yani kabloyu secerse sinyali alıp bir yöne uzatır. Eğim yanıltabilir. Her yönden ayni metraji alamayabilir. Serdigi yönde cok farkli toprak karakteristiği olabilir. Bunlar hep risktir.
Ama havadan tabir ettigim kablosuz ölçüm de eğim açısından tutun da genis ferah alanda ölçüm yapmanın konforu bambaşkadır.
Meselâ 50 derecelik bir eğimde bile hatasız veri alırsınız. Cunku aldığınız veri sizin bulunduğunuz ayak bastığınız alanla ilgili değil, hedef sinirlari içinde kalan alan ile ilgilidir.
Bu hem bosluk için,hem metal için,hem bosluk içindeki metal için geçerlidir. Tüm verileri istediğiniz yerden istediğiniz şekilde alırsınız.

Örneğin hava çok rüzgarlı ruzgarsiz kuytu yerden verileri alırsınız.
Hedef tepede görünen yerdedir soteye gecer verileri alırsınız.
Hedef dikenli telle çevrili arazide, hiç iceri girmeden verileri alırsınız.

Sayılamayacak kadar avantaj yaratır.
Aldiginiz verilerde ne bir karışıklık ne de bir sapma yaşarsınız.

Arazide ilk başınıza geldiğinde önce nasıl yani? sorusunu kendinize sorarsınız. Sonra onlarca defa teyit ,test edersiniz. Yine inanmaz onlarca farkli bölge ve hedefte tekrarlarsiniz. Her tekrarda balyoz gibi yüzünüze vurur. Verilerden, veri alim şeklinden emin olursunuz.
Sonra bu veriyi neyin,nasıl, neden,ne ile verdigini çözmek için doktora tezlerine kadar karıştırmaya başlarsınız.
Okursunuz,okursunuz, okursunuz...
Okuduklarınız baştan hicbir sey anlam ifade etmez.
Sonra kırıntılar birleşmeye, anlam kazanmaya,fluluk netlesmeye başlar.
En sonunda dan diye ışıl ışıl olursunuz. Kural ve prensiplerle bunu kendinize bilimsel olarak ispat eder sırtınızdaki yükten kurtulursunuz.

Müthiş zevklidir. Sadece maddiyat için yapılacak iş hiç değildir.
Her hafta araziye çıktığınızda size yeni bir şey sunar. Asla aklınızı boş bırakmaz. Sürekli öğretir.
Bunun hiç bitmeyecek bir döngü olduğunu anlar ve okyanusta bir su damlasının zerreciği bile olamadığımiz gerçeği ile tebessüm eder yolumuza devam ederiz...
Bu kadar kâfi.
Sohbet için teşekkür ederim.
Asıl ben teşekkür ederim. Kalemine yüreğine sağlık.
 

Avni Abi

Yeni Üye
Katılım
5 Tem 2022
Mesajlar
27
Tepkime puanı
70
Puanları
3
Konum
İstanbul
öncelikle bilgiler için teşekkür ederim bilgi paylaşıldıkça guzeldir bir işe sebep olan onu yapan gibidir hadisini hepimiz biliriz buralarda yazılan ufak ayrıntılar başka birisinin ufkunu açıp bir adım ileri götürebilir... muhabbete münazara ufak tartismalara devam :)
yukarida diamanyetik çubuklarla diamanyetik metalleri yakalayamiyacagimizi yazmışsınız biraz altında ferromanyetik çubukların (Miknatis çubuğa yapisiyorsa, o cubuklar sana sadece dert olur. Miknatis tutan çubuk iş yapamaz.) demişsiniz. ne ile arayalım?
Birde emd dalga boyları ve enerjileri uzerinde hava sıcaklığı, yer cekimi kuvveti ,med cezir, yükseklik ,güneşin açısı sabah öğlen akşam gibi olumlu olumsuz etkileri varmı soruları aklıma geldi cevaplarsanız sevinirim
Merhaba,
Diyamanyetik maddeden yapılmayan ve mıknatıs tutmayan ürünlerde başarı şansı daha yüksek anlamı doğduğu gözüküyor. Kullanıcı neyi tercih etmek isterse onu seçer.
Yazarak siraladiklarinizin extrem bir etkisi olmaz.
Ancak kullanici bilgi olarak donanımlı olmak zorundadır.
Örneğin bulutlar, gündüz güneşin ışınlarını soğurur.
Yeryüzünün ısınmasını kısmi engeller. Ama ayni zamanda isinma topraktan baslar ve ısınan hava yükselir. Yükselen yani ısınan havanın yükselmesine ve atmosfere çıkmasına yine bulutlar kısmi engellediği için sıcaklık artar.
Ve her soguran cisim mutlaka ışıma yapar. Işıma yapmasının sebebi ısı artisidir. Bulutlarda ışımayı gece yapar. O yüzden bulutlu geceler yıldızlı gecelere göre daha sıcak olur.
Sistem bir bütündür..
 

Bumin Keykubat

Aktif Üye
Katılım
1 May 2021
Mesajlar
125
Tepkime puanı
156
Puanları
7
Konum
UluPAMİR ile KKTC
Yazdıklarınızdan anladığım siz taramaya uygun hava, soğurma-ışıma koşullarına göre geçiyorsunuz.
Belli bir tekniğiniz ve uygulamada ilkeleriniz var. Olmalı da elbet.
Siz neye nasıl başlayacağınıza dair referans noktanızı belirlemişsiniz.
Bu daha da gelişecektir mutlaka.

Peki, yerküre olaylarını medcezir vs ile açıklayacak devri geçtik malum, dış etkenler, deneyler, denemeler...

Sormak istediğim dolaşmaya çıkmadan iyonogram, elektromanyetik seviyeler ya da Schumann rezonanslarına da bakıyor musunuz?
 

Avni Abi

Yeni Üye
Katılım
5 Tem 2022
Mesajlar
27
Tepkime puanı
70
Puanları
3
Konum
İstanbul
Yazdıklarınızdan anladığım siz taramaya uygun hava, soğurma-ışıma koşullarına göre geçiyorsunuz.
Belli bir tekniğiniz ve uygulamada ilkeleriniz var. Olmalı da elbet.
Siz neye nasıl başlayacağınıza dair referans noktanızı belirlemişsiniz.
Bu daha da gelişecektir mutlaka.

Peki, yerküre olaylarını medcezir vs ile açıklayacak devri geçtik malum, dış etkenler, deneyler, denemeler...

Sormak istediğim dolaşmaya çıkmadan iyonogram, elektromanyetik seviyeler ya da Schumann rezonanslarına da bakıyor musunuz?
Taramaya,dolaşmaya uygun hava koşulları kriterleri şeklinde bir listem yok.
Son yazdığım mesajdan ziyade,bütünü görmek sistemi algilayabilmek önemli olan.

Ancak kullandiginiz terimlere hakimseniz, cubukta algılama üzerine tespitlerinizi yazıya dokebilirsiniz.
 

Bumin Keykubat

Aktif Üye
Katılım
1 May 2021
Mesajlar
125
Tepkime puanı
156
Puanları
7
Konum
UluPAMİR ile KKTC
Bahsettiğim hava koşulları değil.
Hava koşulları göze uygun gibi görünebilir.
Lakin arka planda neler olduğunu bilemeyiz.
Ek olarak toprağın altındaki sırlar benim hobi olarak ilgilendiğim bir alan.
Siz çubukla arazi taraması olarak ilgileniyorsunuz.
Benim durum biraz farklı. Çubukla arazide boşluk, metal ya da değerli tecrübem yok desem yeridir.
Bu işe gönül verenlerin yanında (sitedeki ağabeylerimize selam ederim) bahsimiz bile olmaz diye düşünüyorum. Fakat çubukla aram iyi diyebilirim, çubukla farklı tespitlerde bulunabiliyorum, neyse konu bunlar değil zaten.

Kimi arkadaşlar çubuk tepkimelerindeki farkın metabolizma etkenleri ile değiştiğini söylüyor. Elbette buna da katılıyorum. Lakin tek etken kendimiz değiliz. Bahsettiğim terimlerin değerlerindeki agresif değişikliklerde toplumsal olaylar daha çok yaşanıyor, trafik kazaları ve cinnet-cinayet gibi üzücü olaylar diğer zamanlara göre daha fazla oluyor. Ve elbette bu dönemlerde çubuğun karakteri de "bence" değişiyor. Bu yüzden her çubuğu eline aldığında kalk gidelim-göster bana işini doğru bulmuyorum. Yani doğru günde doğru zamanda yapılan girişim daha iyi sonuç veriyor.
 

Leksey

Yeni Üye
Katılım
5 Eyl 2013
Mesajlar
2
Tepkime puanı
2
Puanları
1
Yaş
39
@Avni Abi usta elimizdeki diyamanyetik çubuk diyamanyetik olan altını bende itiyor peki diyamanyetik olan suya neden çekim veriyor ? Paramanyetik ve diyamanyetik çubuklar demire yapışıyor dediğiniz gibi baktığımız yerler boş çıkıyor arazide ne yapmamız gerekir nasıl bir çubuk nasıl bir sistem bizi hedefe götürür saygılarımla
 
Üst