Hobidaşlar fikirlerinizi alayım.

 

Hookook

Aktif Üye
Katılım
20 Nis 2020
Mesajlar
193
Tepkime puanı
153
Puanları
7
Öncelikle Selamun Aleyküm dostlar.
Bizim köyde bir tarla vardı tarlayı uzun süreler ektik herhangi bir emareye rastgelmedik bizim 2 sene once kiraya verdiğimiz tarlayı eken kişi tarladan bazı degerli şeyler bulmuş nasiptir ya hani biz onca sene ektik bişey çıkmadı neyse bu adam bulduklarını nakit paraya cevirdi şu bir iki sene içinde malı mülkü 10 a katladı Lakin oğlu gecen sene askerde şehit oldu annesi ciddi hastalanmış vs bu olanları bulduğu mülke yoruyorlar sizce bütün bu aksilik ve musibetler tesadüf olabilir mi yoksa cidden bulunan definenin kötü şans ve bela getirmesi mümkün müdür ? Saygılar.
 

The Thing

C*
Süper Moderatör
Katılım
27 May 2017
Mesajlar
4,608
Tepkime puanı
6,935
Puanları
24
Bana soracak olursan bunların her biri Rabbimin taktirinde olan şeylerdir,
Kazaya kadere inanmak ve rızık meselesidir.
Şimdi diyeceksin ben bulsaydım banada aynısını olurmuydu, bunu kimse bilemez,
en iyisini Rabbim bilir.
 
Katılım
16 Nis 2018
Mesajlar
43
Tepkime puanı
28
Puanları
3
kimin tarlasından bulduysa onada verseydi doğru olurdu. tabiki başına gelenler kaderdir. benimde aklıma geldi konuyu görünce bizimde tarladan bir arkadaşım gömü bulmuş. tarlayı sür diye para vermiştim. arkadşım çok zengin oldu ama başına gelmedik kalmadı aikesinden çok kişi cinayete kurban gitti. Herşey Allahın takdiri
 

Metalicvoice

Operatör
Katılım
29 Ocak 2019
Mesajlar
1,320
Tepkime puanı
1,857
Puanları
23
Konum
Merkez
Gömü bulmayan Bir çok kişinin oğlu şehit düştü.
Gömü bulmayan bir çok kişinin annesi de çok hasta...

Buna benzer bir Gömü bulunması durumunda bulutunun durumuna göre arazi sahibine uygun bir pay ve ayrıca 1/5 zekatı verilirse doğru yapılmış olur ve sıkıntı da yaratmaz inşaallah...
 

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,211
Puanları
24
Gömü bulmayan Bir çok kişinin oğlu şehit düştü.
Gömü bulmayan bir çok kişinin annesi de çok hasta...

Buna benzer bir Gömü bulunması durumunda bulutunun durumuna göre arazi sahibine uygun bir pay ve ayrıca 1/5 zekatı verilirse doğru yapılmış olur ve sıkıntı da yaratmaz inşaallah...
Kardeslerim,
Bir tarla icara verildiyse, tarlanin icinden -topragin altindan- cikan hersey tarla sahibinindir. Misal Bir kese altin ciksa tarlanin tapusu kimdeyse onundur.

İcara verirken ustude senin alti da senin seklinde icara verildiyse o zaman tarladan cikanlar icarlayana aittir.

Meshur bir olay, gercek bir hikaye,
Mesele daha iyi anlasilir insallah:

Alintidir- Bilmeyenin duymayanin okumasinda fayda var:

FATİH SULTAN MEHMET VE 2 PAPAZ

İstanbul’un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkumları serbest bırakmıştı. Fakat bu mahkumların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için hapse atılmışlardı. Onlar da bir daha hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdi.
Durum Hazreti Fatih’e bildirildi. O, asker göndererek, papazları huzuruna davet etti. Papazlar hapisten niçin çıkmak istemediklerini Hazreti Fatih’e de anlattılar. Fatih o dünyaya kahreden iki papaza şöyle hitap etti:

– Sizlere şöyle bir teklifim var: Sizler İslam adaletinin tatbik edildiği memleketimi geziniz, müslüman hakimlerin ve müslüman halkımın davalarını dinleyiniz. Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz, hemen gelip bana bildiriniz ve sizler de evvelki kararınız gereğince uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunu isbat ediniz.

Hazreti Fatih’in bu teklifi papazlar için çok cazip gelmişti. Hemen Padişahtan aldıkları tezkere ile İslam beldelerine seyahate çıktılar. İlk vardıkları yerlerden biri Bursa idi… Bursa’da şöyle bir hadiseyle karşılaştılar:

Bir Müslüman bir yahudiden bir at satın almış, fakat hiçbir kusuru yok diye satılan at hasta imiş. Müslümanın ahırına gelen atın hasta olduğu daha ilk akşamdan anlaşılmış. Müslüman sabırsızlıkla sabahın olmasını beklemiş, sabah olunca da erkenden atını alıp kadının yolunu tutmuş. Fakat olacak ya, o saatte de kadı henüz dairesine gelmemiş olduğundan bir müddet bekledikten sonra adam kadının gelmeyeceğine hükmederek atını alıp ahırına götürmüş. Atını alıp götürmüş ama at da o gece ölmüş.

Hadiseyi daha sonra öğrenen kadı, atı alan müslümanı çağırtıp meseleyi şu şekilde halletmiş:

– Siz ilk geldiğinizde ben makamımda bulunsa idim, sağlam diye satılan atı sahibine iade eder, paranızı alırdım. Fakat ben zamanında makamımda bulunamadığımdan hadisenin bu şekilde gelişmesine madem ki ben sebep oldum, atın ölümünden doğan zararı benim ödemem lazım, deyip atın parasını müslümana vermiş.

Papazlar islam adaletinin bu derece ince olduğunu görünce parmaklarını ısırmışlar ve hiç zorlanmadan bir kimsenin kendi cebinden mal tazmin etmesi karşısında hayret etmişler.

Mahkemeden çıkan papazların yolu İznik’e uğramış. Papazlar orada şöyle bir mahkeme ile karşılaşmışlar:

Bir müslüman diğer bir müslümandan bir tarla satın alarak ekin zamanı tarlayı sürmeye başlar. Kara sabanla tarlayı sürmeye çalışan çiftçinin sabanına biraz sonra ağzına kadar dolu bir küp altın takılmaz mı? Hiç heyecan bile duymayan Müslüman bu altınları küpüyle tarlayı satın aldığı öbür müslümana götürüp teslim etmek ister;

– Kardeşim ben senden tarlanın üstünü satın aldım, altını değil. Eğer sen tarlanın içinde bu kadar altın olduğunu bilseydin herhalde bu fiata bana satmazdın. Al şu altınlarını, der.

Tarlanın ilk sahibi ise daha başka düşünmektedir. O da şöyle söyler:

– Kardeşim yanlış düşünüyorsun. Ben sana tarlayı olduğu gibi, taşı ile toprağı ile beraber sattım. İçini de dışını da bu satışla beraber sana verdiğimden, içinden çıkan altınları almaya hiçbir hakkım yoktur. Bu altınlar senindir dilediğini yap, der. Tarlayı alanla satan anlaşamayınca mesele kadıya, yani mahkemeye intikal eder. Her iki taraf iddialarını kadının huzurunda da tekrarlarlar.

Kadı, her iki şahsada çocukları olup olmadığını sorar. Onlardan birinin kızı birinin de oğlunun olduğunu öğrenir ve oğlanla kızı nikahlayarak altını cehiz olarak verir.

Papazlar daha fazla gezmelerinin lüzumsuz olduğunu anlayıp doğru İstanbul’a Hazreti Fatih’in huzuruna gelirler ve şahit oldukları iki hadiseyi de aynen nakledip şöyle derler:

– Bizler artık inandık ki, bu kadar adalet ve biribirinin hakkına saygı ancak İslam dininde vardır. Böyle bir dinin salikleri başka dinden olanlara bile bir kötülük yapamazlar. Dolayısıyla biz zindana dönme fikrimizden vazgeçtik, sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inanmış bulunuyoruz, derler.
 

Karaskal1453

Member
Katılım
18 Tem 2020
Mesajlar
72
Tepkime puanı
30
Puanları
5
Yaş
37
Evet böyle şeyler olabiliyor Allah’ın taktiri bizim Burda dere yatağında komşu 1 küp buldu yeni ev temeli attı 1. Kata gelmeden vefat etti ev hala o şekilde duruyor başlarından baya olaylar geçti herkes bulduğu gömüye yordular
 
Üst