Hoca Denen Hoca Olmayan Sahtekarlar..!

 

odin

Editör
Katılım
26 Tem 2014
Mesajlar
712
Tepkime puanı
356
Puanları
9
Gecenlerde bir anket yapilmis en guvenilmez meslekler seklinde. Siyasetciler ve din adamlari listede ustlerde yerlerini almislar. Tesaduf olmasa gerek...
 

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,211
Puanları
24
Bugun bir yere gittim.
Yer cok guzel.
Yanina yaklasana kadar cok sey akliniza geliyor. ( siteye yanlis acidan tek foto yukleyenlerin guzel resimleri gibi.)
Yanina varinca "suratim düştü". Dolasinca ustunde, anlasildi ki; cok guzel dogal bir "seyir tepe" . Asagida ne bosluk, ne oda, ne kaya, nede katman vardi. Pamuk gibi bir toprak. Civi bile yoktu.
Sonuclari orada bulunanlara aciklayinca hepsi şok oldu. Tabir caiz; yikildilar. Uzuldum. Detayina indim sorularimla...

Bir cindere takilmislar.
Bu sahtekar sonra bir ekip cagirmis. Mala marka ile bakilmis. 11 metrede 4 adet oda var ve odalar dolu demisler. 10 ay boyunca da toplam garibanlari 40 bin lira kadar tirtiklamis maalesef.
Oyle enteresan seyler anlattilar ki; soyledikleriyle, bildikleriyle ve bildirdikleriyle şok olmuşlar ve inanmislar bu sahtekara.
Dedim, çagirin su sahtekari.
Yeri gostersin toprak karotu vurun (ellerinde var). Odayi bulamayacak. Size yeni yalanlar atacak. Guzelce bir islatin, sonra yilgin deynekle koluna bacagina, sirtina hirsiniz gecene kadar vurun, korkmayin iz kalmaz, davaci olamaz diye de bir taktik verdim.
Onceden aklima boyle seyler gelmezdi.
Yaslandikca zalimlesiyorum herhalde.
Sabirim azaliyor, dayanamiyorum artik.

Bu tipler bizim inandigimiz Allaha inanmiyor herhalde. Olmaz boyle...
 
Son düzenleme:

Trakyalı81

Yorumlarım 2863 sayılı kanun çerçevesindedir.
Katılım
18 Ocak 2019
Mesajlar
1,332
Tepkime puanı
2,815
Puanları
23
Konum
Tekirdağ
2×0,5 m2 lik toprak altında yer yapmak lazım. Elini kolunu ağzını bantlayıp bir gece yatsin zifiri karanlıkta. Gündüz gomsunler ki daha güzel etki eder.
Ertesi gün çıkarsınlar. Belki mevlâyı o vakit bulur..
 

kaynak

Yorumlarım resmi kazılar için geçerlidir.
Katılım
17 Kas 2018
Mesajlar
4,579
Tepkime puanı
6,061
Puanları
24
Yaş
55
Bu cakalin sakali bile yokmus ustam.
Kari gibi takili ve suslu imiş. Ve kulaginda kupe varmis. Şaka gibi valla.
Ve hala bundan bahsederken hala "hoca" diyorlardi.
Bunlar bana kafayi yedirecekler :((
Bu durum bize şunu göstermektedir?

Cehalet almış başını gidiyor...

Nacizane herkesin hoşgörüsüne sığınarak ifade etmeliyimki ...
O kadar anlatmama rağmen..

Bakınızı burda bilgi almak için arkadaşlar siteye geliyorlar..

Bizimle yüz yüze gelenler var...
Hala ama halaaa inatla zihnindekini bana empoze etmeye çalışan o insanlar varya...

Ben onlardan nefret ediyorum....
Bunlara doğruluğu anlatmaksa km yürümeyi tercih ederim.
 

kaynak

Yorumlarım resmi kazılar için geçerlidir.
Katılım
17 Kas 2018
Mesajlar
4,579
Tepkime puanı
6,061
Puanları
24
Yaş
55
@BulursamKader25

Papazda aynı :)
Ne denilir bu duruma ? hadi gel burdan yak:)
Papaz bana diyorki tılsımlı bir yer var...

Dedim gönder gelsin :)

Şimdi bizimkilerde sırası geldiğinde yana yana papaz arıyormu? )))

La havle...
 
Son düzenleme:

Meltun

Bilgili Üye
Katılım
4 Şub 2019
Mesajlar
398
Tepkime puanı
333
Puanları
9
Osmanlı da CİNCİ HOCA SARAYI
Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde bu sarayın adını Üsküdar'ın ünlü sarayları arasında zikretmiştir. Fakat yerini belirtmemiştir. Sarayın 1645 tarihlerinde yapıldığı sanılmaktadır. Cinci Hoca sarayının yanında, Evliya Çelebi'nin "âb-ı hayat sulu bir hamam-ı lâtiftir" dediği bir de hamamı vardı. Bu çarşı hamamı bugün mevcut değildir. Cinci Hüseyin Efendi, Sultan İbrahim (1640- 1648) zamanında şöhrete ulaşmış meşhur bir efsuncudur. Nefesinin bir sinir hastası olan Padişah'a iyi geldiği rivayet olunur. Safranbolulu Şeyh Mehmet Çelebi adlı bir zatın oğludur. 'Hâce-i Sultanî' payesiyle Anadolu Kazaskerliği'ne kadar yükselmiştir. İstanbul'a gelip, talebeliği sırasında babasından öğrendiği dualarla efsunculuğa başlamış ve şöhreti saraya kadar ulaşmıştır. Oğlunun illetine deva olur ümidiyle Mahpeyker Kösem Sultan tarafından saraya davet edilmiş ve nefesinin Sultan İbrahim'e iyi geldiği görülmüştü. Birden bire yükselmesi 'Cinci' lâkabı ile anılmasına vesile olmuştur. Saraydaki fevkalâde nüfuzuna dayanarak, Vezir-i azam Kara Mustafa Paşa'nın, 21 Zilkade 1053 (31 Ocak 1644) tarihindeki idamına sebep olduğu bilinmektedir. Devletin başına musallat olmuş olan bu Osmanlı Rasputin'i, Sultan İbrahim'in 8 Ağustos 1648'de tahttan indirilmesinden takriben üç ay sonra tevkif edilmiş ve önce Karacabey Kasabası'na sürülmüş ve sonra orada 11 Şevval 1058 (29 Ekim 1648) tarihinde idam edilmiştir.
1. 920. 000 duka altını parası ve bir çok emlâki devletçe zaptedilmiştir
. Cinci Hüseyin Efendi'nin Üsküdar'daki bu sarayından başka İstanbul'da, Sadrazam Civankapucubaşı Mehmet Paşa Sarayı'nın karşısında, 1054 (1644-45) tarihinde yaptırmış olduğu muhteşem bir sarayı daha vardı. Cinci Hoca, Evliya Çelebi ile "1058 senesi Cumadelâhirenin sonunda" (22 Temmuz 1648) yaptığı bir konuşmada: "Cenab-ı Hak, izzet-i ilim berekâtı ile bu sarayı ve Üsküdar'da, vilayetimizde ve nice yerlerde çiftlikleri" olduğunu beyan etmiştir. Cinci Hoca'nın İnadiye Semti'nde bir kuyusu vardır. Sarayının da bu civarda olduğu sanılmaktadır. Alıntıdır
 

Meltun

Bilgili Üye
Katılım
4 Şub 2019
Mesajlar
398
Tepkime puanı
333
Puanları
9
2×0,5 m2 lik toprak altında yer yapmak lazım. Elini kolunu ağzını bantlayıp bir gece yatsin zifiri karanlıkta. Gündüz gomsunler ki daha güzel etki eder.
Ertesi gün çıkarsınlar. Belki mevlâyı o vakit bulur..
Korkarım ki hazineyi ancak böyle alabiliriz diyerek yerine o toprak altına girecek birini bulur mu bulur.
 

The Thing

C*
Süper Moderatör
Katılım
27 May 2017
Mesajlar
4,608
Tepkime puanı
6,935
Puanları
24
Osmanlı da CİNCİ HOCA SARAYI
Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde bu sarayın adını Üsküdar'ın ünlü sarayları arasında zikretmiştir. Fakat yerini belirtmemiştir. Sarayın 1645 tarihlerinde yapıldığı sanılmaktadır. Cinci Hoca sarayının yanında, Evliya Çelebi'nin "âb-ı hayat sulu bir hamam-ı lâtiftir" dediği bir de hamamı vardı. Bu çarşı hamamı bugün mevcut değildir. Cinci Hüseyin Efendi, Sultan İbrahim (1640- 1648) zamanında şöhrete ulaşmış meşhur bir efsuncudur. Nefesinin bir sinir hastası olan Padişah'a iyi geldiği rivayet olunur. Safranbolulu Şeyh Mehmet Çelebi adlı bir zatın oğludur. 'Hâce-i Sultanî' payesiyle Anadolu Kazaskerliği'ne kadar yükselmiştir. İstanbul'a gelip, talebeliği sırasında babasından öğrendiği dualarla efsunculuğa başlamış ve şöhreti saraya kadar ulaşmıştır. Oğlunun illetine deva olur ümidiyle Mahpeyker Kösem Sultan tarafından saraya davet edilmiş ve nefesinin Sultan İbrahim'e iyi geldiği görülmüştü. Birden bire yükselmesi 'Cinci' lâkabı ile anılmasına vesile olmuştur. Saraydaki fevkalâde nüfuzuna dayanarak, Vezir-i azam Kara Mustafa Paşa'nın, 21 Zilkade 1053 (31 Ocak 1644) tarihindeki idamına sebep olduğu bilinmektedir. Devletin başına musallat olmuş olan bu Osmanlı Rasputin'i, Sultan İbrahim'in 8 Ağustos 1648'de tahttan indirilmesinden takriben üç ay sonra tevkif edilmiş ve önce Karacabey Kasabası'na sürülmüş ve sonra orada 11 Şevval 1058 (29 Ekim 1648) tarihinde idam edilmiştir.
1. 920. 000 duka altını parası ve bir çok emlâki devletçe zaptedilmiştir
. Cinci Hüseyin Efendi'nin Üsküdar'daki bu sarayından başka İstanbul'da, Sadrazam Civankapucubaşı Mehmet Paşa Sarayı'nın karşısında, 1054 (1644-45) tarihinde yaptırmış olduğu muhteşem bir sarayı daha vardı. Cinci Hoca, Evliya Çelebi ile "1058 senesi Cumadelâhirenin sonunda" (22 Temmuz 1648) yaptığı bir konuşmada: "Cenab-ı Hak, izzet-i ilim berekâtı ile bu sarayı ve Üsküdar'da, vilayetimizde ve nice yerlerde çiftlikleri" olduğunu beyan etmiştir. Cinci Hoca'nın İnadiye Semti'nde bir kuyusu vardır. Sarayının da bu civarda olduğu sanılmaktadır. Alıntıdır

Ustam elinize sağlık güzel yazı.
Birde Evliya Çelebinin bu cadılarla alakalı bir hikayesini duymuştum seyahatnamesinde tam olarak bilginiz varmıdır, nedir buradaki hadise gerçekmidir.
 
Üst