Hoplit
Bilgili Üye
- Katılım
- 1 Ağu 2017
- Mesajlar
- 203
- Tepkime puanı
- 427
- Puanları
- 9
Kartal kayada ise bir kartal süzülür şekilde durur, kartalın altında bir yuva vardır, bu yuvada on iki adet elmas ile bir kazan paramız mevcuttur. Yuva ile kartalın arasına sarı bir gül yapılmıştır, bu gülde o civarın haritası gizlidir. Kartalın arkasında iki adet tekne vardır, teknenin birisi gümüş diğeri ise altın paralarla doludur. Kartalın bulunduğu mağaranın kapısından girerken, sağda çerçeve resmi olan siyah bir taş görürüz. Bu taşın altında bir kazan altın para ve ziynet sakladık, kazanın altından çok eski dönemlere ait mahzenlere girilir. Burada bulunan kurt tuzaklıdır, buranın miktarı da hesabı da bilinmez. Ekomedya ve Bitinya krallarına aittir.
Buradaki mağaranın ağaranın ortasında sıçan çukuru vardır, bir imside sıçan çukurudur. Mağaranın tavanında bilek kalınlığında bir halka vardır. Bu halka çekildiğinde tamı tamına yirmi dört saat akacak kadar altın vardır. Bu varlığı biz on yedi günde bin iki yüz kişi ile depo ettik, halka yerden on iki arşın yüksekliğindedir. Mağaranın sağında bir kuru duvar vardır, bu duvardan içeride sene Rumi 1210 miladi 1794 te çalınan bütün darphane makineleri hesabı bilinmeyen külçe ve heykeller buraya depo edilmiştir.
Duvarın arkasında kurşunla kaplı kapılar var, buradan girmek fevkalade zordur kayanın üzerinde dört köşe bir teknenin üzerinde, matkap delikleri vardır bu tekneden rahatlıkla dört yüz basamakla bu odaya girilir, tuzaksız ve tehlikesiz kapıdır. Kartal kaya karşısında bir sivri kayada ağzı açık fırına benzer bir mağara görülür. Kapısında kabartma bir koyun çanı vardır, bu çanda beş yüz okka paramız gizlidir. Dört köşe sofranın altında yedi kat mahzen vardır, diğer yol ise berber damları önünden geçtikten sonra merkeze hükümetlik yapmış Osmanlı kasabasına gider. Bu berber damının altında dört adet oda dolu durumdadır. Bu varlık bitinyalılara aittir.
Bu yol son derece uzun bir yoldur ve daima eski yolu takip ederek, yolun sol tarafından gidersek sandık biçiminde bir mermer kayası görürüz. Bu mermer sandığın içinde oldukça çok ziynet vardır, bu yol boyunca çok aldatıcı işaretler ve putlar yaptık. Birbirini takip eden çok rezilane nişanlarımızı göreceksiniz, bu yolla hakiki kurt veya çatal tepeye çıkarız. Çıkarken de kesme kayalar arasında tepenin orta kısımlarında yolun dibinde yatar bir kayada büyük bir kurt resmi var. Kurdun ağzı açık ve salyaları akar vaziyettedir, bu kurt ana mahzen kapağıdır, buraya yakın bir dibek taşı içinde Wolçanın mühürlü putu birde insan kafası vardır, bir kılıç resmi yapılmıştır, bu dibek taşından kurt tepenin mahzenine inilir. Bu kapıda tuzaksızdır, karşısındaki yolu takip edince, doğru tepe üzerine çıkarız.
Burada sivri bir mezar vardır, bu mezarda karışık altın ve ziynetle doludur, buradan bir kuyu açılarak bir mahzene inilir, Hersek komutanının bütün zenginliği buradadır. Aynı yolu takip edersek merkeze hükümetlik yapan, Osmanlı şehri HÜDAVENDİGAR kasabasına gideriz. Deve bağırtan yokuşunu tırmanırız, bu yokuş HÜDAVENDİGARA bir buçuk saat çeker. Bu yokuşun hakim bir yerinde üç deve resimleri vardır, biri çuval yüklü ikincisi sandık yüklü üçüncüsü semersiz arkasına bakar vaziyette. Her iki devenin yükleri doludur.
Pamukçu Yokuşu
Bunun ilerisinde tatlı bir yokuş var, biz bu yokuşa PAMUKÇU yokuşu dedik. Pamukçu yokuşunda yedi adet tarafımızdan dikilmiş taşlarımız vardır. Ortadaki taşın altına bir bakır para koyduk, yokuşun üzerinde bir DAMA taşı vardır, bu dama taşının altında bir mahzenimiz vardır. Aynı dama taşının iki yüz adım uçurum tarafında iki mezar vardır. İkisi de ziynet doludur, pamukçu yokuşunun bitim noktasında, bir balık, bir ok var, balık oka bakar konumdadır. Bu işaretler dama taşı ve mezarların işaretidir. Orada bir değirmende vardır, bu dere kuru deredir ve değirmende ŞEYTAN DEĞİRMENİ dir, değirmenin altında bizden önce kalma çok büyük ve muhteşem bir mahzen var, biz bu mahzene hiç el sürmedik, bu dere karacalar köyünün yakınından ve arkasından geçer, bu derede ayrıca bir posta güvercini olduğunu görebiliriz. Bu güvercin benim bütün servetimi gösteren haritamı muhafaza eder.
Muradiye köyü yakınlarındaki kayalarda bir gelin alayı gelin atın üzerinde atın ayağı kırık yerde bir mezar vardır. Çalgıcıların önde bulunduğu bir siyah taşta susam tavası oyuklar olduğunu gayet güzel bir şekilde görebiliriz. Ortadaki taşın üzerindeki tavanın altında da yine çok büyük mahzen vardır. Burası ayı deresine yakındır, gelinin sandığında oldukça değerli ziynetler mevcuttur. Sepetindeki varlık çok eski antikadır, resimde var olan tüm kabartma kısımlar boş değildir, burasıda yine ayı deresine yakındır. Ayı deresinde çok bol miktarda resimler vardır, çoğunluğunu domuz resimleri oluşturmaktadır. Derenin orta kısımlarında su yarıntısı karşısında altın ocağı suyu karışıntısı ile sarp derenin birleştiği yerde bir burun vardır, bu burunun en sarp yerinde yüksekçe bir oturak ve bir değirmen kayası dört köşesinde dört put olduğunu gözleriz, her putta yüz er adet altın paramız vardır. Değirmen kayasının altında büyük bir mahzenimiz vardır, bu dere uzun Hasan deresidir.
Ayrıca bu derede birde değirmen var, bu dere ile aynı ismi taşır yani uzun Hasan değirmeni. Bu değirmenin üzerinde korkunç bir kaya üzerinde kurt resmi vardır, bu kurt resminede bir miktar mücevherat gizledik. Kurt resimli taş kılavuzludur, bu kaya değirmenin üzerine düşecek şekilde, değirmenin ön kısmında manda gibi siyah bir kaya var, bu kayanın üzerinde yine bir kurt resmi olduğunu görebiliriz, burada oldukça bol miktarda mücevherat vardır. Buraya çok yakın bir kayada bir topal geyiği görebiliriz, işte gerçek bölgemiz buradan başlar. Deniz generali İzmit ak meşe köyünden ermeni hacı torusun oğlu manok bey korsan çete başı Timoryanidir. Sol merkezimiz yeşil dağ dır, iskele kasabası denizden merkezimizdir. Bahsettiğimiz yerler bir yerde aranmaz araları çok menzilli ve geniştir. Bu köyler on üç kasabaya taksim edilmiştir, her bir kasabaya dörder köy düşer. Yedi baskılı kaya diye bir kaya vardır, bu kayada Wolçanın mühüründe kendisine ait bir para vardır, bu yedi baskılı kayada oldukça büyük bir mahzen vardır. Eski eserlerin tümü buraya konmuştur. Bu değirmene bin adım mesafeden bir pınar gelir, pınarın arkası kuru duvarla örülmüştür, bu duvarın arkasında üç yüz okka çeken bir kazan para konmuştur. Bu pınarın ismi doğu pınarıdır, bu değirmen üç tepenin arasında oldukça derin çukur bir yerdedir. Ortadaki tepenin üzerindeki taşlar yatan koyunlar görüntüsünü vermektedir.
Kumpanya birlik değirmeni kapı kaya ya on dakika çeker, sarı göl kırk beş dakika çatal kaya bir buçuk saat, sarı meşelikten öküzler kırk beş dakika çeker. Bu değirmenden kırk beş dakika aşağıda yedi at bağlama yerleri mevcuttur, yedi at bağlanan yerde yedi adet yemlik ve taştan oyma yedi adet tokalarda vardır. Tabanı taş kaldırım döşelidir, ortadaki siyah taşın altında bir bakraç altın paramız gizlidir. Yedi atlı ahırın kapısına sırtımızı verirsek karşı yöndeki kayalarda Wolçan Alibey ve hanımını görebiliriz. Wolçanın kolunda bir bastonu gözleriz, bu resmin güzel yapılmış olması sebebi ile bastonun ucunun gösterdiği tam tabanda yani yerde gömülü bir kazan Bizans altın parası gizlidir.
Buradaki mağaranın ağaranın ortasında sıçan çukuru vardır, bir imside sıçan çukurudur. Mağaranın tavanında bilek kalınlığında bir halka vardır. Bu halka çekildiğinde tamı tamına yirmi dört saat akacak kadar altın vardır. Bu varlığı biz on yedi günde bin iki yüz kişi ile depo ettik, halka yerden on iki arşın yüksekliğindedir. Mağaranın sağında bir kuru duvar vardır, bu duvardan içeride sene Rumi 1210 miladi 1794 te çalınan bütün darphane makineleri hesabı bilinmeyen külçe ve heykeller buraya depo edilmiştir.
Duvarın arkasında kurşunla kaplı kapılar var, buradan girmek fevkalade zordur kayanın üzerinde dört köşe bir teknenin üzerinde, matkap delikleri vardır bu tekneden rahatlıkla dört yüz basamakla bu odaya girilir, tuzaksız ve tehlikesiz kapıdır. Kartal kaya karşısında bir sivri kayada ağzı açık fırına benzer bir mağara görülür. Kapısında kabartma bir koyun çanı vardır, bu çanda beş yüz okka paramız gizlidir. Dört köşe sofranın altında yedi kat mahzen vardır, diğer yol ise berber damları önünden geçtikten sonra merkeze hükümetlik yapmış Osmanlı kasabasına gider. Bu berber damının altında dört adet oda dolu durumdadır. Bu varlık bitinyalılara aittir.
Bu yol son derece uzun bir yoldur ve daima eski yolu takip ederek, yolun sol tarafından gidersek sandık biçiminde bir mermer kayası görürüz. Bu mermer sandığın içinde oldukça çok ziynet vardır, bu yol boyunca çok aldatıcı işaretler ve putlar yaptık. Birbirini takip eden çok rezilane nişanlarımızı göreceksiniz, bu yolla hakiki kurt veya çatal tepeye çıkarız. Çıkarken de kesme kayalar arasında tepenin orta kısımlarında yolun dibinde yatar bir kayada büyük bir kurt resmi var. Kurdun ağzı açık ve salyaları akar vaziyettedir, bu kurt ana mahzen kapağıdır, buraya yakın bir dibek taşı içinde Wolçanın mühürlü putu birde insan kafası vardır, bir kılıç resmi yapılmıştır, bu dibek taşından kurt tepenin mahzenine inilir. Bu kapıda tuzaksızdır, karşısındaki yolu takip edince, doğru tepe üzerine çıkarız.
Burada sivri bir mezar vardır, bu mezarda karışık altın ve ziynetle doludur, buradan bir kuyu açılarak bir mahzene inilir, Hersek komutanının bütün zenginliği buradadır. Aynı yolu takip edersek merkeze hükümetlik yapan, Osmanlı şehri HÜDAVENDİGAR kasabasına gideriz. Deve bağırtan yokuşunu tırmanırız, bu yokuş HÜDAVENDİGARA bir buçuk saat çeker. Bu yokuşun hakim bir yerinde üç deve resimleri vardır, biri çuval yüklü ikincisi sandık yüklü üçüncüsü semersiz arkasına bakar vaziyette. Her iki devenin yükleri doludur.
Pamukçu Yokuşu
Bunun ilerisinde tatlı bir yokuş var, biz bu yokuşa PAMUKÇU yokuşu dedik. Pamukçu yokuşunda yedi adet tarafımızdan dikilmiş taşlarımız vardır. Ortadaki taşın altına bir bakır para koyduk, yokuşun üzerinde bir DAMA taşı vardır, bu dama taşının altında bir mahzenimiz vardır. Aynı dama taşının iki yüz adım uçurum tarafında iki mezar vardır. İkisi de ziynet doludur, pamukçu yokuşunun bitim noktasında, bir balık, bir ok var, balık oka bakar konumdadır. Bu işaretler dama taşı ve mezarların işaretidir. Orada bir değirmende vardır, bu dere kuru deredir ve değirmende ŞEYTAN DEĞİRMENİ dir, değirmenin altında bizden önce kalma çok büyük ve muhteşem bir mahzen var, biz bu mahzene hiç el sürmedik, bu dere karacalar köyünün yakınından ve arkasından geçer, bu derede ayrıca bir posta güvercini olduğunu görebiliriz. Bu güvercin benim bütün servetimi gösteren haritamı muhafaza eder.
Muradiye köyü yakınlarındaki kayalarda bir gelin alayı gelin atın üzerinde atın ayağı kırık yerde bir mezar vardır. Çalgıcıların önde bulunduğu bir siyah taşta susam tavası oyuklar olduğunu gayet güzel bir şekilde görebiliriz. Ortadaki taşın üzerindeki tavanın altında da yine çok büyük mahzen vardır. Burası ayı deresine yakındır, gelinin sandığında oldukça değerli ziynetler mevcuttur. Sepetindeki varlık çok eski antikadır, resimde var olan tüm kabartma kısımlar boş değildir, burasıda yine ayı deresine yakındır. Ayı deresinde çok bol miktarda resimler vardır, çoğunluğunu domuz resimleri oluşturmaktadır. Derenin orta kısımlarında su yarıntısı karşısında altın ocağı suyu karışıntısı ile sarp derenin birleştiği yerde bir burun vardır, bu burunun en sarp yerinde yüksekçe bir oturak ve bir değirmen kayası dört köşesinde dört put olduğunu gözleriz, her putta yüz er adet altın paramız vardır. Değirmen kayasının altında büyük bir mahzenimiz vardır, bu dere uzun Hasan deresidir.
Ayrıca bu derede birde değirmen var, bu dere ile aynı ismi taşır yani uzun Hasan değirmeni. Bu değirmenin üzerinde korkunç bir kaya üzerinde kurt resmi vardır, bu kurt resminede bir miktar mücevherat gizledik. Kurt resimli taş kılavuzludur, bu kaya değirmenin üzerine düşecek şekilde, değirmenin ön kısmında manda gibi siyah bir kaya var, bu kayanın üzerinde yine bir kurt resmi olduğunu görebiliriz, burada oldukça bol miktarda mücevherat vardır. Buraya çok yakın bir kayada bir topal geyiği görebiliriz, işte gerçek bölgemiz buradan başlar. Deniz generali İzmit ak meşe köyünden ermeni hacı torusun oğlu manok bey korsan çete başı Timoryanidir. Sol merkezimiz yeşil dağ dır, iskele kasabası denizden merkezimizdir. Bahsettiğimiz yerler bir yerde aranmaz araları çok menzilli ve geniştir. Bu köyler on üç kasabaya taksim edilmiştir, her bir kasabaya dörder köy düşer. Yedi baskılı kaya diye bir kaya vardır, bu kayada Wolçanın mühüründe kendisine ait bir para vardır, bu yedi baskılı kayada oldukça büyük bir mahzen vardır. Eski eserlerin tümü buraya konmuştur. Bu değirmene bin adım mesafeden bir pınar gelir, pınarın arkası kuru duvarla örülmüştür, bu duvarın arkasında üç yüz okka çeken bir kazan para konmuştur. Bu pınarın ismi doğu pınarıdır, bu değirmen üç tepenin arasında oldukça derin çukur bir yerdedir. Ortadaki tepenin üzerindeki taşlar yatan koyunlar görüntüsünü vermektedir.
Kumpanya birlik değirmeni kapı kaya ya on dakika çeker, sarı göl kırk beş dakika çatal kaya bir buçuk saat, sarı meşelikten öküzler kırk beş dakika çeker. Bu değirmenden kırk beş dakika aşağıda yedi at bağlama yerleri mevcuttur, yedi at bağlanan yerde yedi adet yemlik ve taştan oyma yedi adet tokalarda vardır. Tabanı taş kaldırım döşelidir, ortadaki siyah taşın altında bir bakraç altın paramız gizlidir. Yedi atlı ahırın kapısına sırtımızı verirsek karşı yöndeki kayalarda Wolçan Alibey ve hanımını görebiliriz. Wolçanın kolunda bir bastonu gözleriz, bu resmin güzel yapılmış olması sebebi ile bastonun ucunun gösterdiği tam tabanda yani yerde gömülü bir kazan Bizans altın parası gizlidir.