- Katılım
- 27 May 2017
- Mesajlar
- 4,608
- Tepkime puanı
- 6,935
- Puanları
- 24
Aga deme yaa
Kıssadan Hisse
- Konbuyu başlatan The Thing
- Başlangıç tarihi
- Katılım
- 7 Ara 2017
- Mesajlar
- 1,562
- Tepkime puanı
- 1,143
- Puanları
- 20
arabayla mı çarptın ustam; bir arkadaş öyle gece yolun ortasında duran eşeğe çarptı arabası pert gibi 0ldu yani, eşek aracın motor kısmına yıkılınca mahvettti, öyle bir şey mi?
Kamhi Leonard
PiSaGoR
He vallah he billahAga deme yaa
Kamhi Leonard
PiSaGoR
Araba olsaydı zaten eşşeğe gerek kalmazdı
Çok uzun süre once
Yayladayız ...
halam bizim eşek şu tarafa gitti sen De üstten git onu çevir gelsin diye seslendi uzaktan dere yatagiydi
o biçim akar su ....
karşıya geçme şansı yok essegin
ama daha sonra olacakları bilseydi belki o suda yaşamak için şansını denerdi ..
bende koşarak gittim
eşşeğe kavuştum
ama epey yukarıdayım aşağı inme şansım yok ancak sesle önüne taş atarak cevire bilirdim ..
1.2.3.4.5.6 derken salladigim taşları baktım tınlamıyor
dedim ulan eşşek sen dur
iyi bir taş seçtim yus yuvarlak misket gibi
o yaşta gücümün yeteceği uzağa firlatacagim büyüklükte
taşı essegin tam boynuna denk getirdim can damarı dedigimiz bir kısma denk geldi ...
eşşek sen dön dön dön... pat yere düş ...
köy yerinde o eşşek Bmw yerine geçer
onca sütü kim taşıyacak köye kadar bekle bekle eşşek kalkmadı bende aklıma bir plan kurup koyun sağılan yere gitim
halam seslendi la nerde PAKIZER
Dedim pakizerin önüne taş attım döndü bu tarafa geldi bende geldim hala
eee... yok dedi ...
halamın kocası dedi ben suna bi bakayım
gitti yarim saat sonra bende o tarafı dikizliyorum bu arada baktım
halamın kocası essegin semerini atmış sırtına geliyor saklandım uzaktan seyretmesi güzel oluyor hararetli hararetli birşeyler konuşuyorlar sonrası malum
eşşek mefta ama hiç aklından çıkmıyor nasuz kendini bana zorla öldürttü
- Katılım
- 7 Ara 2017
- Mesajlar
- 1,562
- Tepkime puanı
- 1,143
- Puanları
- 20
geçmiş olsun diyelim ustam, @Kamhi Leonard benim de eşşekle bir hikayem var ama benimki farklı, beni de yayla da komşunun eşşek kayboldu komşunun hanımı gönderdi git bulabilirsen getir oğlum dedi, bizim de eşeğimiz falan yok , ilk defa eşekle uğraşacağım, ben de gittim belki yalan olmasın 4-5 km. yürüdüm eşeği buldum, sene 1980 ortaokul 2. sınıfta okuyordum, gittim eşek bir dişi eşek bulmuş ayrılması mümkün değil, yaa dişi eşeşk çiftleşme zamanı değil ardında sıpası da var, vermek istemiyor, ama bu komşunun erkek eşeği ha bire hayvanın üzerine atlıyor eşleşmek istiyor, bu şekilde dişi hayvan tekme vura vura bizim komşunun eşeğinin ağzı dudakları param parça olmuş kanıyor ama vazgeçmiyor, ölümüne atlıyor, gittim eşeği bağladım iple ama çekerim gelmez, ardına düşerim gitmez, gücüm de yetmiyor hayvan a, neyse rampa aşağı eşekle cebelleşerek ovaya düzyola indirdim, ordabiir amca rast geldi eşşek gitmiyor, dediki, gel dedi sana biir iyilik yapayım, eşeğe bağladığım ipi eşeğe çift taraflı yular yaptı ve herhalde ağzına da geçirdi yuları, sonra üstüne bin dedi, gönnnnülsüz de olsa eşeğe bindim ama eşek geri gitmek için hayatını atıyor hem yorulmuş, tekme yiye yiye bir taraftan acıyorum eşeğe, biraz gittim komşunun eşeğin sahibinin oğlu geldi eşeği ona teslim ettim ama adam üstüne bindi eşeğin hiç acımıyor, sopayla bir taraftan vuruyor, eşeği koşturarak gitmeye başladı, bana sen de bin diyor ama ben eşeğe acıyorum yine neyse akşam olddu yattım yaylada ilk defa hayatımda eşeğe binmişim ya, bacak aralarımı ağrıtmış eşek, semer falan yok ya çıplak bindim, yataktayken eşek üstündeyim zannediiyorrum hep, ayaklarım havada gibi bir zaman uykum gelmedi............ hiç unutmuyorum,Araba olsaydı zaten eşşeğe gerek kalmazdı
Çok uzun süre once
Yayladayız ...
halam bizim eşek şu tarafa gitti sen De üstten git onu çevir gelsin diye seslendi uzaktan dere yatagiydi
o biçim akar su ....
karşıya geçme şansı yok essegin
ama daha sonra olacakları bilseydi belki o suda yaşamak için şansını denerdi ..
bende koşarak gittim
eşşeğe kavuştum
ama epey yukarıdayım aşağı inme şansım yok ancak sesle önüne taş atarak cevire bilirdim ..
1.2.3.4.5.6 derken salladigim taşları baktım tınlamıyor
dedim ulan eşşek sen dur
iyi bir taş seçtim yus yuvarlak misket gibi
o yaşta gücümün yeteceği uzağa firlatacagim büyüklükte
taşı essegin tam boynuna denk getirdim can damarı dedigimiz bir kısma denk geldi ...
eşşek sen dön dön dön... pat yere düş ...
köy yerinde o eşşek Bmw yerine geçer
onca sütü kim taşıyacak köye kadar bekle bekle eşşek kalkmadı bende aklıma bir plan kurup koyun sağılan yere gitim
halam seslendi la nerde PAKIZER
Dedim pakizerin önüne taş attım döndü bu tarafa geldi bende geldim hala
eee... yok dedi ...
halamın kocası dedi ben suna bi bakayım
gitti yarim saat sonra bende o tarafı dikizliyorum bu arada baktım
halamın kocası essegin semerini atmış sırtına geliyor saklandım uzaktan seyretmesi güzel oluyor hararetli hararetli birşeyler konuşuyorlar sonrası malum
eşşek mefta ama hiç aklından çıkmıyor nasuz kendini bana zorla öldürttü
Kamhi Leonard
PiSaGoR
Boşuna dememisler eşşek dayaktan anlar
Eşşek sakat sıkıntılıdır
Çıplak binilirmi eşşeğe ??
Hiç birşey bulamazsanda ceketini montunu birşey atmamış binen vay haline
Alışkın olanlar hariç ama ilk binene kabus olur ilk 2 gün ??
Iyi bir ani olarak kalmış birde o yönden düşün
???
Kamhi Leonard
PiSaGoR
Valla ne yapsa sasirmam bu saatten sonraYasa cikmaz İnsallah essege binmek icin ozel src belgesi cikarmak
Moderatör tarafında düzenlendi:
- Katılım
- 27 May 2017
- Mesajlar
- 4,608
- Tepkime puanı
- 6,935
- Puanları
- 24
Bir gurup sarhoş,
Arkadaşlarından birini eve bırakacaklardı.
Şoför olanının annesi,
Dikkatli olmaları konusunda uyardı onları ve
“ Allah sizinle olsun “dedi.
O da döndü annesine dedi ki (!)
“ Allah’ın yeri yok arabamızda…
Eğer Allah bizimle gelmeyi çok istiyorsa
Arabanın bagajına girsin der“
Ve kahkahalar atarak uzaklaştılar oradan...
Çok değil, birkaç saat sonra haber geldi Anne’ye…
“ Oğlun kaza geçirdi ve öldü “
İlginç olan ise…
Araç paramparça olmuş ama (!)
Bir tek bagajına hiçbir zarar gelmemiştir.
Hatta bagajda bulunan bir sepet yumurtadan
Bir tanesi bile kırılmamıştır…
Arkadaşlarından birini eve bırakacaklardı.
Şoför olanının annesi,
Dikkatli olmaları konusunda uyardı onları ve
“ Allah sizinle olsun “dedi.
O da döndü annesine dedi ki (!)
“ Allah’ın yeri yok arabamızda…
Eğer Allah bizimle gelmeyi çok istiyorsa
Arabanın bagajına girsin der“
Ve kahkahalar atarak uzaklaştılar oradan...
Çok değil, birkaç saat sonra haber geldi Anne’ye…
“ Oğlun kaza geçirdi ve öldü “
İlginç olan ise…
Araç paramparça olmuş ama (!)
Bir tek bagajına hiçbir zarar gelmemiştir.
Hatta bagajda bulunan bir sepet yumurtadan
Bir tanesi bile kırılmamıştır…
- Katılım
- 27 May 2017
- Mesajlar
- 4,608
- Tepkime puanı
- 6,935
- Puanları
- 24
KARGA...
Mâlik bin Dînâr "rahmetullahi aleyh" hazretleri anlatır:
Hacca gitmek üzere yola çıktım. Çölde giderken ağzında bir parça ekmek olan bir karga gördüm. Bunda bir iş var, deyip takip ettim.
Bir mağara önünde durdu. İçeri girdi. Ben de öyle yaptım. İçeride elleri ayakları bağlı sırt üzerine yatmış birisi vardı. Karga getirdiği ekmekten parça parça gagasıyla onun ağzına veriyordu. Daha sonra uçup gitti. Bir daha da dönmedi.
Adama bu ne hal, dedim. O da; "Hacca gidiyordum. Hırsızlar yolumuzu kesti ve bütün malımızı aldılar sonra gördüğünüz gibi bağladılar ve bu mağaraya attılar. Beş gün aç susuz bu halde kaldım.
Sonra Rabbime duâ ettim. Bana bu kargayı gönderdi. Her gün yedirip içiriyordu." dedi. Sonra adamcağızın bağlarını çözdüm. Yola koyulduk. Yolda çok susadık. Yanımızda su yoktu.
Çölde bir kuyu gördük. Orada ceylanlar vardı. Allahü teâlâya hamd ettik ve işte bir kuyu bulduk diye sevindik. Yaklaşınca, bu sırada kuyunun suyu dibe çöktü. Ceylanlar da uzaklaştılar.
Yanımızda ip ve kova yoktu. Biz; "Yâ Rabbî! Ceylanlara ihsan ettin. Biz yüz zira' uzunluğunda ipe ve kovaya muhtacız." dedik. O zaman bir ses duyuldu;
"Ey Mâlik! Ceylanlar bize tevekkül etmiştir. Biz onları sularız. Siz ise ipe ve kovaya tevekkül etmişsiniz. Siz de onunla su içersiniz" buyuruldu.
Mâlik bin Dînâr "rahmetullahi aleyh" hazretleri anlatır:
Hacca gitmek üzere yola çıktım. Çölde giderken ağzında bir parça ekmek olan bir karga gördüm. Bunda bir iş var, deyip takip ettim.
Bir mağara önünde durdu. İçeri girdi. Ben de öyle yaptım. İçeride elleri ayakları bağlı sırt üzerine yatmış birisi vardı. Karga getirdiği ekmekten parça parça gagasıyla onun ağzına veriyordu. Daha sonra uçup gitti. Bir daha da dönmedi.
Adama bu ne hal, dedim. O da; "Hacca gidiyordum. Hırsızlar yolumuzu kesti ve bütün malımızı aldılar sonra gördüğünüz gibi bağladılar ve bu mağaraya attılar. Beş gün aç susuz bu halde kaldım.
Sonra Rabbime duâ ettim. Bana bu kargayı gönderdi. Her gün yedirip içiriyordu." dedi. Sonra adamcağızın bağlarını çözdüm. Yola koyulduk. Yolda çok susadık. Yanımızda su yoktu.
Çölde bir kuyu gördük. Orada ceylanlar vardı. Allahü teâlâya hamd ettik ve işte bir kuyu bulduk diye sevindik. Yaklaşınca, bu sırada kuyunun suyu dibe çöktü. Ceylanlar da uzaklaştılar.
Yanımızda ip ve kova yoktu. Biz; "Yâ Rabbî! Ceylanlara ihsan ettin. Biz yüz zira' uzunluğunda ipe ve kovaya muhtacız." dedik. O zaman bir ses duyuldu;
"Ey Mâlik! Ceylanlar bize tevekkül etmiştir. Biz onları sularız. Siz ise ipe ve kovaya tevekkül etmişsiniz. Siz de onunla su içersiniz" buyuruldu.
- Katılım
- 27 May 2017
- Mesajlar
- 4,608
- Tepkime puanı
- 6,935
- Puanları
- 24
BORU YETMEDİ…
Ormanda araştırma yapan Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropolog yağmura yakalanmışlar. Hemen yakınlarındaki bir orman evine giderek yardım istemişler.
Ev sahibi misafirlerini güzel karşılayarak ikram hazırlamak için mutfağa geçmiş. Bu sırada ekiptekilerin gözüne evdeki soba takılmış. Soba yerden bir metre kadar yukarı konularak, altına taşlarla destek yapılmış. Ekiptekiler bu konuda kafa yormaya ve yorumlamaya başlamışlar.
Kimyacı, “Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış” der.
Fizikçi, “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş” diye yorumlar.
Jeolog, “Tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın ihtimalini azaltmayı amaçlamış.” der.
Matematikçi, “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.” derken;
Bizimkiler aralarında böyle konuşurken ev sahibi içeri girer ve hep birlikte ona sobanın böyle yukarıda olmasının nedenini sorarlar. Adamdan çok manidar bir cevap gelir.
– Boru yetmedi...
Herkesin ne yapmaya çalıştığına kafa yormayın, bazen sadece boru yetmez...
(Alıntı)
Ormanda araştırma yapan Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropolog yağmura yakalanmışlar. Hemen yakınlarındaki bir orman evine giderek yardım istemişler.
Ev sahibi misafirlerini güzel karşılayarak ikram hazırlamak için mutfağa geçmiş. Bu sırada ekiptekilerin gözüne evdeki soba takılmış. Soba yerden bir metre kadar yukarı konularak, altına taşlarla destek yapılmış. Ekiptekiler bu konuda kafa yormaya ve yorumlamaya başlamışlar.
Kimyacı, “Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış” der.
Fizikçi, “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş” diye yorumlar.
Jeolog, “Tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın ihtimalini azaltmayı amaçlamış.” der.
Matematikçi, “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.” derken;
Bizimkiler aralarında böyle konuşurken ev sahibi içeri girer ve hep birlikte ona sobanın böyle yukarıda olmasının nedenini sorarlar. Adamdan çok manidar bir cevap gelir.
– Boru yetmedi...
Herkesin ne yapmaya çalıştığına kafa yormayın, bazen sadece boru yetmez...
(Alıntı)
- Katılım
- 27 May 2017
- Mesajlar
- 4,608
- Tepkime puanı
- 6,935
- Puanları
- 24
Kurt, yavrusunu alıp, koyun sürüsünü göstererek:
Bak şu gördüklerin koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Şu gördüğün çoban, ondan uzak dur...
Bu sırada yavru kurt, köpeği göstererek:
- O kim? demiş.
Kurt; “Bizi asıl perişan eden işte o..
Bize benzeyip de bizden olmayandır.”
Bak şu gördüklerin koyundur. Etleri çok lezzetlidir. Şu gördüğün çoban, ondan uzak dur...
Bu sırada yavru kurt, köpeği göstererek:
- O kim? demiş.
Kurt; “Bizi asıl perişan eden işte o..
Bize benzeyip de bizden olmayandır.”