- Katılım
- 8 Mar 2013
- Mesajlar
- 1,089
- Tepkime puanı
- 1,174
- Puanları
- 17
Konya’nın 8 km. kuzeybatısında yer alan Sille’deki en eski yerleşim, kuzeyde yer alan Sızma Höyüğü’dür. Burada yapılan araştırmalarda M.Ö. 8-7. yüzyıl Frig uygarlığına ait kalıntılar bulunmuştur. Antik dönemde Sylata ya da Sylla olarak isimlendirilen Sille’nin Roma döneminde iskân gördüğü, şehir içinde bulunan antik mimariye ait taş eserlerden anlaşılmaktadır. Muhtemelen kent bu dönemde, Efes’ten doğuya giden Kral yolu üzerindeki Konya’nın yakınında bir durak noktasıdır. Aynı yüzyılda Aziz Paul Konya’dan geçtiği sırada Sille’ye de uğramış olmalıdır. M.S. 4. yüzyılda Efes önemini kaybetmiş, Bizans’ın başkenti olan İstanbul önem kazanmıştır. İstanbul’dan Kudüs’e giden yol üzerinde de bulunan Konya, bu dönemde de önemini korumuş Kudüs’e giden hacıların uğrak noktası olmuştur. Aya Elenia Kilisesi’nin kitabesi, yapının bu tarihte Büyük Konstantin’in annesi Helene tarafından yaptırıldığını belirtmektedir. Bilindiği gibi ilk Hıristiyan aristokrat olan Helene yaşamı sırasında Hz. İsa’nın gerildiği kutsal haçı bulmak amacıyla Kudüs’e gitmiş, geçtiği yollarda birçok kilise inşa ettirmiştir. Aya Elenia Kilisesi Sille’nin gerçekten de bu yol üzerinde bulunduğunu göstermektedir. Bizans dönemi tarihi kaynaklarında ismi geçmeyen yerleşim, M.S. 7-10. Yüzyıllar arasında tüm diğer kentler gibi Arap akınlarına maruz kalmıştır. Önemli bir stratejik nokta olan Gevale Kalesi bu dönemde bölgeyi açık bir hedef haline getirmiş ve bu yüzden bölge sık sık işgal edilmiştir. Arap akınlarının Anadolu’da sonlanması ile kent önemli bir dini merkez olmuştur. Bölgede bulunan kaya kiliseleri ve özellikle Ak Manastır bu önemi açıkça göstermektedir. Sille’nin önemi 1071 yılından sonra Selçuklular’ın Konya’yı ele geçirip, başkent yapmaları ile artmıştır. Konya’daki Türk hâkimiyeti sonucunda şehirdeki gayrimüslimlerin bir kısmının kent dışına yerleştikleri sanılmaktadır. Muhtemelen bu dönemdeki en fazla göç Konya’nın çok yakınında bulunan Sille’ye olmuştur. 3 Temmuz 1097 yılında Sultan I. Kılıç Arslan, Konya’ya gelen I. Haçlı ordusu yüzünden şehri boşaltmış ve dağlara yerleşmiştir. Bölgeye gelen haçlı ordusu bir süre burada kalıp Konya ile beraber Sille’yi de talan etmişlerdir. Dönem kaynaklarından 1116-1118 yıllarında I. Alexios tarafından Konya’ya yapılan seferin geri dönüşünde, Konya çevresinde yaşayan birçok Rumun Bizans ordusu ile beraber İstanbul’a döndükleri öğrenilmektedir. Böylece bölgedeki gayrimüslim nüfusunun bir miktar azaldığı sanılmaktadır. 1146 yılında Bizans imparatoru Manuel, Philomelion’da (Akşehir) Selçuklu Sultanı Mesud ile yaptığı savaşta galip gelince Konya’yı kuşatmış; Selçuklu ordularıyla Gevale Kalesi eteklerinde tekrar mücadele etmiştir. Ioannes Kinnamos’un anlattığına göre bu saldırılarda Bizans ordusu Konya dışındaki yerleşim yerlerini yakmıştır. Savaşların dışında dönem dönem meydana gelen doğal afetlerde bölge nüfusunu olumsuz etkilemiştir. 1153 yılındaki Konya’da meydana gelen büyük veba salgını tarihçilerin belirttiği bu afetlerden birisidir. 1226 yılında Sultan I. Alâeddin Keykubat, Ermenistan seferi dönüşünde bir grup Hıristiyan Peçenek Türkünü Konya’ya getirip, Sille’ye yerleştirmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nden sonra Konya ve çevresi Karamanoğulları Devleti’’nin hâkimiyetine girmiştir. Karamanoğulları ile Osmanlılar arasında Gevale Kalesi civarlarında yapılan mücadeleler sonunda bölge Osmanlı toprağı olmuştur. Sille, Fatih Sultan Mehmed, II. Beyazıd, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve III. Murad dönemlerinde Konya Kazası’na bağlı bir karyedir. 17. Yüzyıldan itibaren Sille’nin idari statüsünün net olmadığı görülmektedir. Başlıca geçim kaynağı buğday, arpa ve hayvancılık olan bölgede giderek Müslüman nüfusu artmıştır. 19. Yüzyılın ikinci yarısında bölgeye gelen Charles Texier Sille’de Ermeni ve Rumların yazlıklarının olduğunu söylemektedir. 20. Yüzyılın başlarına ait Maliye ve Arazi Emlak Defterleri’nde Sille’nin nüfusunun %56’sı Müslüman, % 44’ü Gayr-i Müslüman olarak görülmektedir. 1913 yılında Konya’ya gelen Bela Horvath ise Konya’daki Rumların Sille’de özel kiliseleri olan yazlıklara sahip olduklarını ve Sille’de atmışa yakın kilisenin bulunduğunu söylemektedir. 1923 yılından sonra yapılan nüfus değişim politikası çerçevesinde Sille’deki Hıristiyan halk Yunanistan’a göç etmiştir. Sille, Selçuklu ilçesine 1989 yılında iki mahalle olarak bağlanmıştır. 1995 yılında Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından kilise, manastır ve mezarlıkların bulunduğu güney yamaçları, birinci derecede arkeolojik sit alanı, esas yerleşme alanı ise kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bugün Sille, Konya’nın önemli bir kültür ve turizm merkezidir.
(alıntıdır)
(alıntıdır)