kazama
İnanıyorsan denemeye değer !
Kız Kalesi ve Korykos
_________________
Kızkalesi, Erdemli'ye 23, Mersin'e 60 km mesafededir. Burasının antik adı Korykos'tur. Korykos kenti yerleşim yerinde iki kale bulunmaktadır. Bu kalelerden birisi kıyıda diğeri ise denizin içerisnde kalan bir adacık üzerinde kurulmuş olan Kızkalesi’dir. Kızkalesi ve Krykos kaleleri garnizon kenti olarak kurulan Korykos şehrini ve limanının korumak amaçlı kurulan bir kent görünümündedir. Kent ise Karakale de denilen kıyıda kurulmuş olan Korykos kalesinin doğu yamacında kurulmuştur. Denizdeki ve kıyıdaki kaleler birbirlerine bağlayan antik şerit bu gün için sular altında kalmıştır. İki kalenin uzaklığı yaklaşık olarak iki yüz metredir. Korykos şehrine on on beş km uzaklıkta kurulmuş olan sivil bir ticaret kenti olan bugünkü adıyla Ayaş antik adı ile Eliaussa Sebaste kenti kutsal bir yol işle birlerine bağlı idi. Bu kutsal yoldan Korykos'a gelene kadar uzayan yolun kuzey yamaçları nekropoller, lahitler, kiliseler, sarnıçlar, şapeller, antik evler, kaya mezarları ve su kemerleri ile doludur.
Korikos şehri, İ.Ö. 4.yy’larda, şimdi limon bahçelerinin bulunduğu yerde, Yunanistan’dan gelenler tarafından bir ticaret kolonisi olarak kurulmuş. Herodot ise, şehri GORGOS adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar. Korikos, adını, o çağlarda bu yörede çok bulunan zagferan (safran) çiçeğinden almış ve zagferanın, Yunanca karşılığı korikosmuş. Korikos halkı daha fazla, “ticaret, yolcu ve habercilerin tanrısı Merkür”e (Yunanlılar’daki Hermes) taptıkları için “Merkür Şehri” de denmiştir. Korykos’ta Yapılı İn’de, ötekisi ise Çatıören’de iki tane Hermes tapınağı vardır. Hermes’in işareti Kerykeion (kanatlı pabuç)tur ve çevredeki yıkıntıda bu sembol görülebilir.. Tapınakların kapısının üstünde ve yanında da Kerykeion (kanatlı babuç) bulunmaktadır.
Antik kentten kalan pek çok kalıntı narenciye ağaçları ve makiler arasında kaybolmuş durumdadır. Koykos ve Eliaussa Sebaste kentinin arası belki de ülkemizde en çok kaya ve lahit mezarların bulunduğu açık hava müzesi görünümündedir. Şehrin su ihtiyacı 15 km uzaklıktaki Lamos Çayı’ndan karşılanmaktaydı. Su kanallarının kalıntılarını günümüzde bile görmek mümkündür. Korikos’daki görülecek yerlerin en başında şehrin nekropolü, mezarlığı gelir. Karakale’nin kuzey tarafına yukardan gelen küçük bir dereye “Mezarlıklar Vadisi” denir. Korikos halkının bütün mezarları o derenin iki tarafındadır. Nekropoldaki lahitlerin üzerinde bolş bol yazıtlar vardır. Nekropolun kuzey ve batı kısmında daha çok, kayalara oyma, odalı mezarlar ile üzerine bukranyon ve girland işlenmiş Roma dönemi mezarlar bulunur.
Korykos ile beş on km yakınında bulunan Korykos’un sivil kenti Elaiussa-Sebaste’den Korikos’agiden kutsal yol (Via sacra) dan Nekropol’un doğu tarafına kadar yol boyunca lahitler, mezarlar, kiliseler, nekropoller, kaya mezarları, ören yerleri, sarnıçlar, su kemerleri sıralanmıştır
Korıkos veya Karakale denilen kıyıdaki kale, tipik bir Haçlı kalesi şeklindedir. İç içe geçmiş iki sıra sur ile korunan kalede üç kilise yıkıntısı bulunur. Kız kalesinin içinde ise bir kilise yıkıntısı vardır. Korykos kalesinin üç kapısından birisi doğuya ve şehir merkezine açılır. Üçüncü kapı ise, kalenin güney batı köşesindeki deniz kapısıydı ve savaş zamanında bu kapıdan gemiye binip deniz yoluyla ayrılmak için kullanılırdı. Kalenin temelleri çok önceden atıldıysa da beş ayrı değişiklikten sonra 13. asırda bugünkü şeklini almıştır.
Denizdeki adacık üzerine kurulmuş olan Kız kalesi ise Korikos ve limanına denizden gelecek bir saldırıya karşı, 1210 yılında Ermeni Kralı 2. Leon tarafından yaptırılmıştır. Bir baştan bir başa 250 metre olan kalenin dıştan çevre uzunluğu 900 metre civarındadır.
Kızkalesi Nekropol alanından çıkarılan eserlerden burada ilk yerleşimin MÖ 4. yüzyıla ait olduğu anlaşılmıştır. MÖ l. yüzyılda kendi adına sikke darb ettirmiştir. Kızkalesi, tarih içinde Selevkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Ermeniler, Fransızların (Kıbrıs Krallığı), Karamanlılar ve Osmanlılar'ın hâkimiyetinde kalmış önemli bir yerleşim bölgesidir. Yapılan ilk kazılarda buraya ilk yerleşimin MÖ. 4. yüzyıla ait olduğunu gösteriyor. Ünlü tarihçi Herodot, bu şehri Georges adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar.Seleukhos Nikator Silifke kentini kurduğunda, Korykos’u yönetimi altına almıştır. Milattan sonra 72 yılında Roma hâkimiyetine giren Kızkalesi, 450 yıl Roma yönetimine bağlı kalmıştır. Bu dönemde zeytincilikte büyük bir gelişme göstermiş ve zeytin yağı ihraç merkezi olmuştur. Bizanslılar döneminde Arap saldırılarına karşı çevresi surlarla çevrilmiştir. Daha sonra burası Selçuklular'ın ve Kilikya Ermeni Krallığı'nın eline geçmiştir. Ermeniler'in 14. yüzyılda artan Karamanoğlu saldırıları nedeniyle Kıbrıs Krallığı'na sattığı ve önemli bir ticaret limanı olan Kızkalesi, 1448 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından ele geçirilmiş ve yeniden imar edilmiştir. 1471'de Osmanlılar'ın eline geçen Kızkalesi bu dönemde önemini kaybetmeye başlamıştır. Cem Sultan, 1482 yılında, Rodos Şövalyeleri'nin yolladığı gemiye binmeden önce bir süre burada kalmıştır.
Kızkalesi'nde adım atılan her yer tarihi dokuya sahiptir. Bugün, Kızkalesi'ndeki ören yerlerinde kalelere, kiliselere, sarnıçlara, su kemerlerine, kaya mezarlarına, lahitlere, taş döşemeli yollara rastlanılmaktadır. Kıyıdaki kalenin 500 metre açığındaki küçük bir adacık üzerine kurulu kaleye, Kızkalesi denilmektedir. Son yıllarda restore edilen Kızkalesi, sekiz kuleyle korunmuştur. Kalenin dış çevre uzunluğu 192 metredir.Kızkalesi'nde eski dönemlerden kalma 4-5 tane kilise bulunmaktadır. Su kuyuları ve sarnıçların yanında, Lemas çayından su kemerleri ile getirilen sular, Kızkalesi'nin su ihtiyacını karşılamaktadır. Büyük kiliseye giden taş döşeli Kutsal Yol'da, yol boyunca dizilmiş irili ufaklı lahitler görenleri hayrete düşürmektedir.
Kızkalesi'nin 10 km kuzeyinde yer alan vadinin yükselen kayalık yamacına oyulmuş ve Adamkayalar adı verilen insan kabartmaları bulunmaktadır. Dönemin yönetici ve soylularını simgeleyen kabartmalardaki figürlerde, kimi elinde üzüm salkımı, kimi kanepeye uzanmış haldedir. Roma döneminden kalma toplam 13 tablodan oluşan Adamkayalar, Şeytanderesi'ne hakim bir yerdedir.
Yaklaşık 1500 haneden oluşan Kızkalesi'nin nüfusu 8139'dur (2000 yılı nüfus sayımına göre). Yaz mevsimi geldiğinde yazlık nüfusu 30000 civarına çıkmaktadır. Kızkalesi bugün Mersin ve Erdemli turizminin sembolü haline gelmiştir. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken kaleye, kıyıdan balıkçı motorları ile geçilmektedir. Yaz mevsiminde büyük bir turizm yoğunluğu yaşanan Kızkalesi'nde 15000 yatak kapasitesi vardır. Mevcut turizm tesislerinden bütün yıl boyunca faydalanmak mümkündür. Kızkalesi'nde yerli ve yabacı turistlerin güvenle girebileceği biri 300 metre, diğeri de 1200 metre uzunluğunda iki plaj vardır. Kızkalesi, yerli ve yabancı turistlerin güvenle tatil yapabilecekleri bir yer haline gelmiştir. Eğlence ve alışveriş merkezleriyle dikkatleri çekmektedir. Yaz sezonunda kasabada yapılan kültür, turizm ve spor festivalleri kasabaya canlılık getirmektedir.
Yerli halkının büyük kısmı Ayaş Türkmenleri tarafından oluşturulmuştur. Türkmenler konar-göçer hayattan yerleşik hayata geçmişler ve çiftçilikle uğraşmışlardır. Yaz mevsimi geldiği zaman Avgadı ve Akpınar(Pınarbaşı) yaylalarına çıkarlar. İçme suyu problemi olmayan Kızkalesi kasabasında, sulama suyu Lemas çayından cazibe yoluyla getirilmektedir. Bu su yeterli olmadığı için sondaj kuyuları ve kuyulardan da istifade edilmektedir. Kasabada halk geçimini tarım ve turizmden sağlamaktadır. Hayvancılık artık can çekişmektedir.
Kızkalesi'nde Akdeniz iklimi hüküm sürer. Konar-göçer hayatı yaşayan Yörükler ise (özellikle Sarıkeçili Yörükleri) kış mevsimini kasaba ve çevresinde geçirirler. Tarımda yetiştirilen ürünerin başında domates, salatalık, fasulye, marul, ıspanak, kayısı ve narenciye başta gelmektedir. Seralardan çok açıkta sebzecilik yapmak gelişmiştir. Yaylalara çıkan Yörükler yaylalarda da sebze yetiştiriciliği ile uğraşmaktadırlar.
Kız Kalesi
____________
Kızkalesi, Mersin'in en popüler tatil merkezidir. Adını aldığı kale, deniz içerisinde olup karadan 200mt. Korykos kıyı kalesinin 200 m açığındaki küçük adacık üzerindeki kaleye Kızkalesi denilmektedir. Büyük bölümü ayakta olan Kızkalesi’nin kuzey ve güney uçları sekiz kuleyle korunmuştur. Kalenin dış çevre uzunluğu 192 m dir. Kızkalesi ile kıyıdaki kale denizden bir yolla bağlanmış, denizden gelecek saldırılara karşı önlem alınmıştır. Karamanoğlu ibrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi bugün Mersin turizminin sembolü haline gelmiştir. Turistlerin yoğun ilgisini çeken kaleye, kıyıdan balıkçı motorları ile geçilmektedir.uzaklıktadır. Deniz kalesi dışında bir de deniz kalesi ile aynı paralel de karakalesi yer almaktadır. Kızkalesi ile ilgili bir çok hikaye olmakla birlikte koyun stratejik konumu nedeniyle saldırılara karşı önlem amacıyla denizkalesinin yapıldığı bu kalenin saldırıya karşı ilk savunma noktası olması ve ardından kara kalesinde savunma için desteği amaçlanmıştır.
Kızkalesi Efsanesi
______________________
Korikos'ta yaşayan Krallardan biri, bir kız çocuğu olsun diye gece gündüz Tanrıya yakarmaktadır. Sonunda dileği yerine gelir ve kız büyüdükçe güzelliği ve yardımseverliği ile herkesin sevgisini kazanır. Günlerden bir gün kente bir falcı gelir. Kral onu saraya çağırtır, kızının geleceğini öğrenmek ister. Falcı prensesin eline bakınca irkilir ama bir şey söylemez. Kral zorlayınca, Kralım Kızınızı bir yılan sokacak, bu yazgıyı hiçbir şey bozamayacak, siz dahi engel olamayacaksınız deyip oradan ayrılır. Kral, kıza birşey söylemez ama düşüncelere dalar. Sonunda kıyıya yakın üçük bir adacık üzerinde, ak taşlardan bir kale yaptırmaya karar vererek kaleyi yaptırır ve kızını buraya kapatır. Olan biteni bilmediğinden kızı üzülmekte, günden güne eriyip gitmektedir. Günün birinde saraydan kaleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılan kızı sokar ve öldürür.
_________________
Kızkalesi, Erdemli'ye 23, Mersin'e 60 km mesafededir. Burasının antik adı Korykos'tur. Korykos kenti yerleşim yerinde iki kale bulunmaktadır. Bu kalelerden birisi kıyıda diğeri ise denizin içerisnde kalan bir adacık üzerinde kurulmuş olan Kızkalesi’dir. Kızkalesi ve Krykos kaleleri garnizon kenti olarak kurulan Korykos şehrini ve limanının korumak amaçlı kurulan bir kent görünümündedir. Kent ise Karakale de denilen kıyıda kurulmuş olan Korykos kalesinin doğu yamacında kurulmuştur. Denizdeki ve kıyıdaki kaleler birbirlerine bağlayan antik şerit bu gün için sular altında kalmıştır. İki kalenin uzaklığı yaklaşık olarak iki yüz metredir. Korykos şehrine on on beş km uzaklıkta kurulmuş olan sivil bir ticaret kenti olan bugünkü adıyla Ayaş antik adı ile Eliaussa Sebaste kenti kutsal bir yol işle birlerine bağlı idi. Bu kutsal yoldan Korykos'a gelene kadar uzayan yolun kuzey yamaçları nekropoller, lahitler, kiliseler, sarnıçlar, şapeller, antik evler, kaya mezarları ve su kemerleri ile doludur.
Korikos şehri, İ.Ö. 4.yy’larda, şimdi limon bahçelerinin bulunduğu yerde, Yunanistan’dan gelenler tarafından bir ticaret kolonisi olarak kurulmuş. Herodot ise, şehri GORGOS adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar. Korikos, adını, o çağlarda bu yörede çok bulunan zagferan (safran) çiçeğinden almış ve zagferanın, Yunanca karşılığı korikosmuş. Korikos halkı daha fazla, “ticaret, yolcu ve habercilerin tanrısı Merkür”e (Yunanlılar’daki Hermes) taptıkları için “Merkür Şehri” de denmiştir. Korykos’ta Yapılı İn’de, ötekisi ise Çatıören’de iki tane Hermes tapınağı vardır. Hermes’in işareti Kerykeion (kanatlı pabuç)tur ve çevredeki yıkıntıda bu sembol görülebilir.. Tapınakların kapısının üstünde ve yanında da Kerykeion (kanatlı babuç) bulunmaktadır.
Antik kentten kalan pek çok kalıntı narenciye ağaçları ve makiler arasında kaybolmuş durumdadır. Koykos ve Eliaussa Sebaste kentinin arası belki de ülkemizde en çok kaya ve lahit mezarların bulunduğu açık hava müzesi görünümündedir. Şehrin su ihtiyacı 15 km uzaklıktaki Lamos Çayı’ndan karşılanmaktaydı. Su kanallarının kalıntılarını günümüzde bile görmek mümkündür. Korikos’daki görülecek yerlerin en başında şehrin nekropolü, mezarlığı gelir. Karakale’nin kuzey tarafına yukardan gelen küçük bir dereye “Mezarlıklar Vadisi” denir. Korikos halkının bütün mezarları o derenin iki tarafındadır. Nekropoldaki lahitlerin üzerinde bolş bol yazıtlar vardır. Nekropolun kuzey ve batı kısmında daha çok, kayalara oyma, odalı mezarlar ile üzerine bukranyon ve girland işlenmiş Roma dönemi mezarlar bulunur.
Korykos ile beş on km yakınında bulunan Korykos’un sivil kenti Elaiussa-Sebaste’den Korikos’agiden kutsal yol (Via sacra) dan Nekropol’un doğu tarafına kadar yol boyunca lahitler, mezarlar, kiliseler, nekropoller, kaya mezarları, ören yerleri, sarnıçlar, su kemerleri sıralanmıştır
Korıkos veya Karakale denilen kıyıdaki kale, tipik bir Haçlı kalesi şeklindedir. İç içe geçmiş iki sıra sur ile korunan kalede üç kilise yıkıntısı bulunur. Kız kalesinin içinde ise bir kilise yıkıntısı vardır. Korykos kalesinin üç kapısından birisi doğuya ve şehir merkezine açılır. Üçüncü kapı ise, kalenin güney batı köşesindeki deniz kapısıydı ve savaş zamanında bu kapıdan gemiye binip deniz yoluyla ayrılmak için kullanılırdı. Kalenin temelleri çok önceden atıldıysa da beş ayrı değişiklikten sonra 13. asırda bugünkü şeklini almıştır.
Denizdeki adacık üzerine kurulmuş olan Kız kalesi ise Korikos ve limanına denizden gelecek bir saldırıya karşı, 1210 yılında Ermeni Kralı 2. Leon tarafından yaptırılmıştır. Bir baştan bir başa 250 metre olan kalenin dıştan çevre uzunluğu 900 metre civarındadır.
Kızkalesi Nekropol alanından çıkarılan eserlerden burada ilk yerleşimin MÖ 4. yüzyıla ait olduğu anlaşılmıştır. MÖ l. yüzyılda kendi adına sikke darb ettirmiştir. Kızkalesi, tarih içinde Selevkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Ermeniler, Fransızların (Kıbrıs Krallığı), Karamanlılar ve Osmanlılar'ın hâkimiyetinde kalmış önemli bir yerleşim bölgesidir. Yapılan ilk kazılarda buraya ilk yerleşimin MÖ. 4. yüzyıla ait olduğunu gösteriyor. Ünlü tarihçi Herodot, bu şehri Georges adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar.Seleukhos Nikator Silifke kentini kurduğunda, Korykos’u yönetimi altına almıştır. Milattan sonra 72 yılında Roma hâkimiyetine giren Kızkalesi, 450 yıl Roma yönetimine bağlı kalmıştır. Bu dönemde zeytincilikte büyük bir gelişme göstermiş ve zeytin yağı ihraç merkezi olmuştur. Bizanslılar döneminde Arap saldırılarına karşı çevresi surlarla çevrilmiştir. Daha sonra burası Selçuklular'ın ve Kilikya Ermeni Krallığı'nın eline geçmiştir. Ermeniler'in 14. yüzyılda artan Karamanoğlu saldırıları nedeniyle Kıbrıs Krallığı'na sattığı ve önemli bir ticaret limanı olan Kızkalesi, 1448 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından ele geçirilmiş ve yeniden imar edilmiştir. 1471'de Osmanlılar'ın eline geçen Kızkalesi bu dönemde önemini kaybetmeye başlamıştır. Cem Sultan, 1482 yılında, Rodos Şövalyeleri'nin yolladığı gemiye binmeden önce bir süre burada kalmıştır.
Kızkalesi'nde adım atılan her yer tarihi dokuya sahiptir. Bugün, Kızkalesi'ndeki ören yerlerinde kalelere, kiliselere, sarnıçlara, su kemerlerine, kaya mezarlarına, lahitlere, taş döşemeli yollara rastlanılmaktadır. Kıyıdaki kalenin 500 metre açığındaki küçük bir adacık üzerine kurulu kaleye, Kızkalesi denilmektedir. Son yıllarda restore edilen Kızkalesi, sekiz kuleyle korunmuştur. Kalenin dış çevre uzunluğu 192 metredir.Kızkalesi'nde eski dönemlerden kalma 4-5 tane kilise bulunmaktadır. Su kuyuları ve sarnıçların yanında, Lemas çayından su kemerleri ile getirilen sular, Kızkalesi'nin su ihtiyacını karşılamaktadır. Büyük kiliseye giden taş döşeli Kutsal Yol'da, yol boyunca dizilmiş irili ufaklı lahitler görenleri hayrete düşürmektedir.
Kızkalesi'nin 10 km kuzeyinde yer alan vadinin yükselen kayalık yamacına oyulmuş ve Adamkayalar adı verilen insan kabartmaları bulunmaktadır. Dönemin yönetici ve soylularını simgeleyen kabartmalardaki figürlerde, kimi elinde üzüm salkımı, kimi kanepeye uzanmış haldedir. Roma döneminden kalma toplam 13 tablodan oluşan Adamkayalar, Şeytanderesi'ne hakim bir yerdedir.
Yaklaşık 1500 haneden oluşan Kızkalesi'nin nüfusu 8139'dur (2000 yılı nüfus sayımına göre). Yaz mevsimi geldiğinde yazlık nüfusu 30000 civarına çıkmaktadır. Kızkalesi bugün Mersin ve Erdemli turizminin sembolü haline gelmiştir. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken kaleye, kıyıdan balıkçı motorları ile geçilmektedir. Yaz mevsiminde büyük bir turizm yoğunluğu yaşanan Kızkalesi'nde 15000 yatak kapasitesi vardır. Mevcut turizm tesislerinden bütün yıl boyunca faydalanmak mümkündür. Kızkalesi'nde yerli ve yabacı turistlerin güvenle girebileceği biri 300 metre, diğeri de 1200 metre uzunluğunda iki plaj vardır. Kızkalesi, yerli ve yabancı turistlerin güvenle tatil yapabilecekleri bir yer haline gelmiştir. Eğlence ve alışveriş merkezleriyle dikkatleri çekmektedir. Yaz sezonunda kasabada yapılan kültür, turizm ve spor festivalleri kasabaya canlılık getirmektedir.
Yerli halkının büyük kısmı Ayaş Türkmenleri tarafından oluşturulmuştur. Türkmenler konar-göçer hayattan yerleşik hayata geçmişler ve çiftçilikle uğraşmışlardır. Yaz mevsimi geldiği zaman Avgadı ve Akpınar(Pınarbaşı) yaylalarına çıkarlar. İçme suyu problemi olmayan Kızkalesi kasabasında, sulama suyu Lemas çayından cazibe yoluyla getirilmektedir. Bu su yeterli olmadığı için sondaj kuyuları ve kuyulardan da istifade edilmektedir. Kasabada halk geçimini tarım ve turizmden sağlamaktadır. Hayvancılık artık can çekişmektedir.
Kızkalesi'nde Akdeniz iklimi hüküm sürer. Konar-göçer hayatı yaşayan Yörükler ise (özellikle Sarıkeçili Yörükleri) kış mevsimini kasaba ve çevresinde geçirirler. Tarımda yetiştirilen ürünerin başında domates, salatalık, fasulye, marul, ıspanak, kayısı ve narenciye başta gelmektedir. Seralardan çok açıkta sebzecilik yapmak gelişmiştir. Yaylalara çıkan Yörükler yaylalarda da sebze yetiştiriciliği ile uğraşmaktadırlar.
Kız Kalesi
____________
Kızkalesi, Mersin'in en popüler tatil merkezidir. Adını aldığı kale, deniz içerisinde olup karadan 200mt. Korykos kıyı kalesinin 200 m açığındaki küçük adacık üzerindeki kaleye Kızkalesi denilmektedir. Büyük bölümü ayakta olan Kızkalesi’nin kuzey ve güney uçları sekiz kuleyle korunmuştur. Kalenin dış çevre uzunluğu 192 m dir. Kızkalesi ile kıyıdaki kale denizden bir yolla bağlanmış, denizden gelecek saldırılara karşı önlem alınmıştır. Karamanoğlu ibrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi bugün Mersin turizminin sembolü haline gelmiştir. Turistlerin yoğun ilgisini çeken kaleye, kıyıdan balıkçı motorları ile geçilmektedir.uzaklıktadır. Deniz kalesi dışında bir de deniz kalesi ile aynı paralel de karakalesi yer almaktadır. Kızkalesi ile ilgili bir çok hikaye olmakla birlikte koyun stratejik konumu nedeniyle saldırılara karşı önlem amacıyla denizkalesinin yapıldığı bu kalenin saldırıya karşı ilk savunma noktası olması ve ardından kara kalesinde savunma için desteği amaçlanmıştır.
Kızkalesi Efsanesi
______________________
Korikos'ta yaşayan Krallardan biri, bir kız çocuğu olsun diye gece gündüz Tanrıya yakarmaktadır. Sonunda dileği yerine gelir ve kız büyüdükçe güzelliği ve yardımseverliği ile herkesin sevgisini kazanır. Günlerden bir gün kente bir falcı gelir. Kral onu saraya çağırtır, kızının geleceğini öğrenmek ister. Falcı prensesin eline bakınca irkilir ama bir şey söylemez. Kral zorlayınca, Kralım Kızınızı bir yılan sokacak, bu yazgıyı hiçbir şey bozamayacak, siz dahi engel olamayacaksınız deyip oradan ayrılır. Kral, kıza birşey söylemez ama düşüncelere dalar. Sonunda kıyıya yakın üçük bir adacık üzerinde, ak taşlardan bir kale yaptırmaya karar vererek kaleyi yaptırır ve kızını buraya kapatır. Olan biteni bilmediğinden kızı üzülmekte, günden güne eriyip gitmektedir. Günün birinde saraydan kaleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılan kızı sokar ve öldürür.
Son düzenleme: