Mal bulanındır
BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
ANTİK DEĞER TAŞIDIĞINI BİLMİYORDUK
1968 yılında Güneli köyü yakınlarındaki Aktepe tümülüsünde yaptıkları kazı ile hazineleri bulduklarını belirten Kemal Çakar ise “O dönem herkes kaçak kazı yapıyordu. Bazı Tümülüslerde 80 kişilik kazılar yapılıyordu. Ahmet Bülbül adlı arkadaş Aktepe tümülüsünde hazine olduğunu söyledi Kazmaya karar verdik ve Karun Hazineleri’ni bulduk” dedi.
Hazineleri bulduktan sonra jandarmanın baskın yaptığını ve 28 gün hapis yattıklarını da belirten Kemal Çakar, “ 5 arkadaş gittik, öğleden sonra kazıya başladık ve gece 03.30 sıralarında antikalara ulaştık. Mezarın içerisinde maket gibi bir yer vardı. Cesedin etrafına koymuşlar hazineleri. Yaklaşık 200 parça vardı. Bulduklarımız arasında Deniz Atı görünümlü altın broş, pelitli kolye, belizikler vardı. Bir adet çıplak vazo da vardı. Biz hazineleri daha sonra Dinarlı bir antikacıya sattık.
Hazineleri Ahmet Bülbül, Nurullah Bülbül, İsmail Bülbül ve Yakup Karaköse ile birlikte bulmuştuk. Ahmet Bülbül Dinarlı bir antikacı ile irtibat kurdu. Biz antikacıdan hazineler için o günün parasıyla 100 bin TL istedik. Adam derin bir oh çekti ve 50 bin TL fiyat verdi. Yapılan pazarlıklar sonucu hazineyi 78 bin TL’ye sattık. Parayı 5 kişi paylaştık. Biz bu işin yasak olduğunu bilmediğimiz gibi bulduğumuz mücevherlerin antik değer taşıdığını da bilmiyorduk. Hazineleri bulduktan sonra jandarma baskın yaptı ve 28 gün hapis yattık.
Hazinelerin çok değerli olduğunu Uşak vilayetini en az iki kez satın alacak durumda olduğunu öğrendiğimizde iş işten çoktan geçmişti. Hazineler daha sonra yurt dışına kaçırıldı. Uzun uğraşlar sonucu hazineler geri getirildi. Kazım Akbıyıkoğlu Müze Müdürü iken hazineleri ziyaret etmiştim” dedi.
1968 yılında buldukları hazinelerin çoğunun ABD’den geri getirildiğini ancak bazı önemli parçaların getirilemediğini de iddia eden Kemal Çakar, “ Biz hazineleri bulduğumuzda 3 adet krem kutusuna benzer eserler vardı. Bu eserler altındı ve sallayınca sallanıyordu. O üç nadide parçayı bizim Uşak Müzesi’nde göremedim. Sorduğumuzda onların ABD’den gelmediğini söylediler. Som altın denizaltı Broşunun 2005 yılında müzeden sahtesiyle değiştirilip. çalındığını duymuştum şimdi de bulunduğunu öğrendik ve çok sevindim. Hazineleri bulan 5 kişiden hayatta kalan sadece ben varım. Diğer arkadaşların hepsi vefat etti. Broş Uşak’a tekrar getirilirse ziyaret edip yeni müzede görmek isterim” demiş.. Dayyıı naaptıın sen yaa kendinide bitirdin bizide ahh dayım ahhh
1968 yılında Güneli köyü yakınlarındaki Aktepe tümülüsünde yaptıkları kazı ile hazineleri bulduklarını belirten Kemal Çakar ise “O dönem herkes kaçak kazı yapıyordu. Bazı Tümülüslerde 80 kişilik kazılar yapılıyordu. Ahmet Bülbül adlı arkadaş Aktepe tümülüsünde hazine olduğunu söyledi Kazmaya karar verdik ve Karun Hazineleri’ni bulduk” dedi.
Hazineleri bulduktan sonra jandarmanın baskın yaptığını ve 28 gün hapis yattıklarını da belirten Kemal Çakar, “ 5 arkadaş gittik, öğleden sonra kazıya başladık ve gece 03.30 sıralarında antikalara ulaştık. Mezarın içerisinde maket gibi bir yer vardı. Cesedin etrafına koymuşlar hazineleri. Yaklaşık 200 parça vardı. Bulduklarımız arasında Deniz Atı görünümlü altın broş, pelitli kolye, belizikler vardı. Bir adet çıplak vazo da vardı. Biz hazineleri daha sonra Dinarlı bir antikacıya sattık.
Hazineleri Ahmet Bülbül, Nurullah Bülbül, İsmail Bülbül ve Yakup Karaköse ile birlikte bulmuştuk. Ahmet Bülbül Dinarlı bir antikacı ile irtibat kurdu. Biz antikacıdan hazineler için o günün parasıyla 100 bin TL istedik. Adam derin bir oh çekti ve 50 bin TL fiyat verdi. Yapılan pazarlıklar sonucu hazineyi 78 bin TL’ye sattık. Parayı 5 kişi paylaştık. Biz bu işin yasak olduğunu bilmediğimiz gibi bulduğumuz mücevherlerin antik değer taşıdığını da bilmiyorduk. Hazineleri bulduktan sonra jandarma baskın yaptı ve 28 gün hapis yattık.
Hazinelerin çok değerli olduğunu Uşak vilayetini en az iki kez satın alacak durumda olduğunu öğrendiğimizde iş işten çoktan geçmişti. Hazineler daha sonra yurt dışına kaçırıldı. Uzun uğraşlar sonucu hazineler geri getirildi. Kazım Akbıyıkoğlu Müze Müdürü iken hazineleri ziyaret etmiştim” dedi.
1968 yılında buldukları hazinelerin çoğunun ABD’den geri getirildiğini ancak bazı önemli parçaların getirilemediğini de iddia eden Kemal Çakar, “ Biz hazineleri bulduğumuzda 3 adet krem kutusuna benzer eserler vardı. Bu eserler altındı ve sallayınca sallanıyordu. O üç nadide parçayı bizim Uşak Müzesi’nde göremedim. Sorduğumuzda onların ABD’den gelmediğini söylediler. Som altın denizaltı Broşunun 2005 yılında müzeden sahtesiyle değiştirilip. çalındığını duymuştum şimdi de bulunduğunu öğrendik ve çok sevindim. Hazineleri bulan 5 kişiden hayatta kalan sadece ben varım. Diğer arkadaşların hepsi vefat etti. Broş Uşak’a tekrar getirilirse ziyaret edip yeni müzede görmek isterim” demiş.. Dayyıı naaptıın sen yaa kendinide bitirdin bizide ahh dayım ahhh