- Katılım
- 20 Haz 2017
- Mesajlar
- 227
- Tepkime puanı
- 7
- Puanları
- 3
Mezarlıklar ve Mezarlık Bahçeleri
Romanın kırsal kesimlerinde zengin veya fakir Romalılar birbirinden uzakta
ve çok basitten çok gösterisliye kadar farklı mezarlarda kremasyon ya da
inhumasyon ile gömülmüslerdir. Ancak Roma kentlerinde, ölüler kamuya ait bir
nekropolis içinde gömülmüs ve bu nekropolisler kentin çevresinde kendilerine yer
bulmuslardır . Cicero’nun Kanunlar ile ilgili eserinde de
belirttigi üzere Roma kanunları kentin mezarlık bölgesinin, kent surlarının dısında
yer alması konusunda çok katıdır
Ulasım imkanlarının kolay olması nedeniyle yolların yakınında
konumlanmıslardır. Yolların kenarlarına yapılan bu mezarlar ve mezar anıtları yerine
bazı yerlerde çok sistemli ve yaygın bir yol agı bulunan nekropolisler de Roma
dünyasında gözlenmektedir. çerdikleri etkileyici mezar yapıları ve eserler toplulugu
ile pek çok Roma nekropolisi düzenli olarak kullanıldıgı dönemlerde çok göze
çarpıcı mekanlar olmustur. Ancak yine de mezarlıkların tümüyle planlanmıs ve bu
plana sadık kalarak büyüyen yerler oldugunu düsünmek her zaman da dogru
olmayacaktır. Tek bir mezarlık alanında dahi birbirinden çok farklılık gösteren ve
herhangi bir rasyonel kullanımı gözetmeyen genislemeler de sıkça gözlenmektedir.
Roma dünyası ile ilgili pek çok yazılı metinde mezarlık bahçelerinin çiçekler
ve meyve veren bitkiler ile donatılmıs oldugu bildirilmistir. Bu bahçelerde su
kuyuları, havuzlar ve yemek odaları gibi imkanlarla mezarlıgı ziyarete gelenlere hos
bir ortam sunulmustur. Bu bahçeler Romalıların hem bahçelere olan düskünlügünü
yansıtmıs hem de mezardaki ölünün bahçede gezerken bu deneyimi yasamakta
oldugu inancını ortaya koymustur
Mezarlıklarda gözlenen mezar tasları iki grup içerisinde degerlendirilmistir.
Bunlar “mezar rölyefi” ve “mezar steli”dir. Mezar rölyefleri kare ya da dikdörtgen
taslardan yapılırdı ve yüksekliklerine göre daha genistiler. Bunun yanı sıra portre
büstleri ve figür sahneleri içermekteydiler. Mezar steli ise tek baslarına duran ve
çogunlukla genisliklerinden daha uzun olan taslardı. Genellikle iki boyutlu olan bu
taslarda önem ön tarafa verilmistir. Nadiren yuvarlak olanlarda bulunmaktadır.
Ancak yine de mezar rölyefleri ve mezar stelleri arasında yapılan ayrımın yeterli
oldugunu söylemek mümkün degildir. Birbirlerinin karakteristik özelliklerini tasıyan
rölyef ve stelleri de görülebilmektedir
Atina mezar taslarına göre biraz daha fazla detay içermekle birlikte Roma
dönemindeki mezar taslarında büyük çogunlukla sadece ölenin ve tası yaptıranın adı
ve öldügü yılki yası yer almaktadır . çerdekileri bilginin çok
fazla bir derinlik tasımaması nedeniyle kendi basına mezar tasları ve mezar
stellerinin yorumlanması Roma dönemi ölü gömme adetlerini detaylı biçimde
anlamamızda yeterli olmayacaktır.
Roma mezar tasları ve ilintili anıtlar Roma mparatorlugu’ndaki demografik
yapıyı aydınlatmak için yeterli olmamakta ancak toplumdaki sosyal statüyü ve sosyal
hareketliligi tespit etmek için bilgi verici olmaktadır. Roma döneminden günümüze
250,000 den fazla yazılı tasın ulastıgı düsünülmektedir. Bu tasların dörtte üçü gibi bir
oranının mezarlar ve ölüm ile ilgili oldugu tahmin edilmektedir. Yazılı tasların
görülme sıklıgı Roma çagının tüm zamanları için aynı degildi. Yazılı tas sayısı M.S.
1.yy da artmaya baslamıs, ikinci yüzyılda zirve noktasına ulasmıs ve üçüncü
yüzyılda düsüse geçmistir. Bu degisimler kisisel egilimlerden çok sosyal yapı ve
mezar tiplerindeki degisimler ile iliskili olarak bulunmustur.
Mezar taslarından edinebilecegimiz bilgiler arasında ölen kisinin sosyal
statüsü de bulunmaktadır. Roma’da özgür hale getirilen köleler pek çok haklara sahip
olabilmektedirler ancak yine de onları dogustan özgür Roma vatandasları ile ayıran
bazı sosyal sınırlar da bulunmaktadır. Mezar tasları ve rölyefleri de bu sınırlardan bir
tanesidir. Ölen özgürlesmis kölelerin mezar anıtları özel biçimler tasımaktaydı ve bu
sayede gerekli sosyal kısıtlama saglanmıs olmaktaydı.
Ancak genis bir alana yayılan, kronolojik olarak uzun süre hayatta kalan ve
bünyesinde Gal’liler, Briton’lar, Mısır’lılar ve Yunanlar gibi pek çok ulusu
barındıran Roma mparatorlugu’nda tüm vatandasların Roma adetlerini birebir
benimsedigini ve ölü gömme adetlerini de buna göre düzenledigini düsünmek dogru
olmayacaktır. Kronolojik, bölgesel ve bireysel farklılıklar bu konudaki seçimleri
beklendigi üzere etkilemistir. Ancak en temelde üzerinde Latince yazılar olan bir
mezar tası dikmenin bir Roma adeti oldugunu bilmek pek çok mezar tasını anlamak
için iyi bir baslangıç noktası olacaktır
Ekonomik durumu zayıf olanlar yanmıs kemik ve külleri ucuz toprak kaplara
veya cam siselere ya da en fazla kursun kutulara koyarken, orta ve daha üst
sınıflardan insanlar bu materyallerin daha pahalı formlarını kullanmaktaydılar.
Duvarlardaki nislerdeki columbaria’lara konmak üzere yapılmıs kül sandıklara ya da
cineraria farklı biçimlerde üretilmistir; poligonal, yuvarlak ve dikdörtgen. Bu
cineraria’ların bazıları ev ya da tapınak biçiminde yapılmıstır.
Lahitler, sosyal sınıf farklılıklarının ortaya konması açısından bir belirteç
niteligi tasımaktadır. Ekonomik durumu yeterli olanlar, dısa bakan yüzleri çok çesitli
konu, kisi ve desenlerle süslenmis bir lahiti yaptırabilirken, ekonomik durumu iyi
olmayan mezar sahipleri daha sade lahitler yaptırabilmekteydi. Lahitler üzerlerindeki
stil, teknik ve kompozisyon, dizayn ve figür sahneleri ile Roma sanatının degerli bir
yansımasını sunardı. Lahitler zaman içinde her konuda degisim geçirmisler ve
Hıristiyanlıgın serpilip Roma mparatorlugunda etkili hale gelmesi ile de bu
gelisimden hem yararlanmıslar hem de bu sürece katkıda bulunmuslardır. Lahitlerin
Roma dünyasında ticarete konu olan malzemeler oldukları bilinmekte ve Anadolu’da
yapımı tamamlanmıs olanların talya gibi önemli pek çok Roma merkezinde alıcı
buldukları kaydedilmistir.
Roma Döneminde görülen bu mezar çesitlilige, mezarların süslemesinde
görülen çesitlilik de eklenince mezarlara verilen önemde anlasılmaktadır. Mezar
süslemesinde kullanılan ilginç unsurlardan biriside bogalar, çok iri av köpekleri,
panter ve leoparlar, çesitli boyutlarda zürafalar hatta kediler gibi hayvanların
heykellerinin kullanılmasıdır. Bunları kullanarak mezarlarını hem
güzellestirdiklerine hem de koruduklarına inanmıslardır. Helenistik ve Roma
dönemine ait hayvan heykelleri çok sayıdadır ancak ilham aldıkları M.Ö.4.yy
eserlerinin kopyaları olmaktan da öteye geçememislerdir
Ekli dosyayı görüntüle 175269
Romanın kırsal kesimlerinde zengin veya fakir Romalılar birbirinden uzakta
ve çok basitten çok gösterisliye kadar farklı mezarlarda kremasyon ya da
inhumasyon ile gömülmüslerdir. Ancak Roma kentlerinde, ölüler kamuya ait bir
nekropolis içinde gömülmüs ve bu nekropolisler kentin çevresinde kendilerine yer
bulmuslardır . Cicero’nun Kanunlar ile ilgili eserinde de
belirttigi üzere Roma kanunları kentin mezarlık bölgesinin, kent surlarının dısında
yer alması konusunda çok katıdır
Ulasım imkanlarının kolay olması nedeniyle yolların yakınında
konumlanmıslardır. Yolların kenarlarına yapılan bu mezarlar ve mezar anıtları yerine
bazı yerlerde çok sistemli ve yaygın bir yol agı bulunan nekropolisler de Roma
dünyasında gözlenmektedir. çerdikleri etkileyici mezar yapıları ve eserler toplulugu
ile pek çok Roma nekropolisi düzenli olarak kullanıldıgı dönemlerde çok göze
çarpıcı mekanlar olmustur. Ancak yine de mezarlıkların tümüyle planlanmıs ve bu
plana sadık kalarak büyüyen yerler oldugunu düsünmek her zaman da dogru
olmayacaktır. Tek bir mezarlık alanında dahi birbirinden çok farklılık gösteren ve
herhangi bir rasyonel kullanımı gözetmeyen genislemeler de sıkça gözlenmektedir.
Roma dünyası ile ilgili pek çok yazılı metinde mezarlık bahçelerinin çiçekler
ve meyve veren bitkiler ile donatılmıs oldugu bildirilmistir. Bu bahçelerde su
kuyuları, havuzlar ve yemek odaları gibi imkanlarla mezarlıgı ziyarete gelenlere hos
bir ortam sunulmustur. Bu bahçeler Romalıların hem bahçelere olan düskünlügünü
yansıtmıs hem de mezardaki ölünün bahçede gezerken bu deneyimi yasamakta
oldugu inancını ortaya koymustur
Mezarlıklarda gözlenen mezar tasları iki grup içerisinde degerlendirilmistir.
Bunlar “mezar rölyefi” ve “mezar steli”dir. Mezar rölyefleri kare ya da dikdörtgen
taslardan yapılırdı ve yüksekliklerine göre daha genistiler. Bunun yanı sıra portre
büstleri ve figür sahneleri içermekteydiler. Mezar steli ise tek baslarına duran ve
çogunlukla genisliklerinden daha uzun olan taslardı. Genellikle iki boyutlu olan bu
taslarda önem ön tarafa verilmistir. Nadiren yuvarlak olanlarda bulunmaktadır.
Ancak yine de mezar rölyefleri ve mezar stelleri arasında yapılan ayrımın yeterli
oldugunu söylemek mümkün degildir. Birbirlerinin karakteristik özelliklerini tasıyan
rölyef ve stelleri de görülebilmektedir
Atina mezar taslarına göre biraz daha fazla detay içermekle birlikte Roma
dönemindeki mezar taslarında büyük çogunlukla sadece ölenin ve tası yaptıranın adı
ve öldügü yılki yası yer almaktadır . çerdekileri bilginin çok
fazla bir derinlik tasımaması nedeniyle kendi basına mezar tasları ve mezar
stellerinin yorumlanması Roma dönemi ölü gömme adetlerini detaylı biçimde
anlamamızda yeterli olmayacaktır.
Roma mezar tasları ve ilintili anıtlar Roma mparatorlugu’ndaki demografik
yapıyı aydınlatmak için yeterli olmamakta ancak toplumdaki sosyal statüyü ve sosyal
hareketliligi tespit etmek için bilgi verici olmaktadır. Roma döneminden günümüze
250,000 den fazla yazılı tasın ulastıgı düsünülmektedir. Bu tasların dörtte üçü gibi bir
oranının mezarlar ve ölüm ile ilgili oldugu tahmin edilmektedir. Yazılı tasların
görülme sıklıgı Roma çagının tüm zamanları için aynı degildi. Yazılı tas sayısı M.S.
1.yy da artmaya baslamıs, ikinci yüzyılda zirve noktasına ulasmıs ve üçüncü
yüzyılda düsüse geçmistir. Bu degisimler kisisel egilimlerden çok sosyal yapı ve
mezar tiplerindeki degisimler ile iliskili olarak bulunmustur.
Mezar taslarından edinebilecegimiz bilgiler arasında ölen kisinin sosyal
statüsü de bulunmaktadır. Roma’da özgür hale getirilen köleler pek çok haklara sahip
olabilmektedirler ancak yine de onları dogustan özgür Roma vatandasları ile ayıran
bazı sosyal sınırlar da bulunmaktadır. Mezar tasları ve rölyefleri de bu sınırlardan bir
tanesidir. Ölen özgürlesmis kölelerin mezar anıtları özel biçimler tasımaktaydı ve bu
sayede gerekli sosyal kısıtlama saglanmıs olmaktaydı.
Ancak genis bir alana yayılan, kronolojik olarak uzun süre hayatta kalan ve
bünyesinde Gal’liler, Briton’lar, Mısır’lılar ve Yunanlar gibi pek çok ulusu
barındıran Roma mparatorlugu’nda tüm vatandasların Roma adetlerini birebir
benimsedigini ve ölü gömme adetlerini de buna göre düzenledigini düsünmek dogru
olmayacaktır. Kronolojik, bölgesel ve bireysel farklılıklar bu konudaki seçimleri
beklendigi üzere etkilemistir. Ancak en temelde üzerinde Latince yazılar olan bir
mezar tası dikmenin bir Roma adeti oldugunu bilmek pek çok mezar tasını anlamak
için iyi bir baslangıç noktası olacaktır
Ekonomik durumu zayıf olanlar yanmıs kemik ve külleri ucuz toprak kaplara
veya cam siselere ya da en fazla kursun kutulara koyarken, orta ve daha üst
sınıflardan insanlar bu materyallerin daha pahalı formlarını kullanmaktaydılar.
Duvarlardaki nislerdeki columbaria’lara konmak üzere yapılmıs kül sandıklara ya da
cineraria farklı biçimlerde üretilmistir; poligonal, yuvarlak ve dikdörtgen. Bu
cineraria’ların bazıları ev ya da tapınak biçiminde yapılmıstır.
Lahitler, sosyal sınıf farklılıklarının ortaya konması açısından bir belirteç
niteligi tasımaktadır. Ekonomik durumu yeterli olanlar, dısa bakan yüzleri çok çesitli
konu, kisi ve desenlerle süslenmis bir lahiti yaptırabilirken, ekonomik durumu iyi
olmayan mezar sahipleri daha sade lahitler yaptırabilmekteydi. Lahitler üzerlerindeki
stil, teknik ve kompozisyon, dizayn ve figür sahneleri ile Roma sanatının degerli bir
yansımasını sunardı. Lahitler zaman içinde her konuda degisim geçirmisler ve
Hıristiyanlıgın serpilip Roma mparatorlugunda etkili hale gelmesi ile de bu
gelisimden hem yararlanmıslar hem de bu sürece katkıda bulunmuslardır. Lahitlerin
Roma dünyasında ticarete konu olan malzemeler oldukları bilinmekte ve Anadolu’da
yapımı tamamlanmıs olanların talya gibi önemli pek çok Roma merkezinde alıcı
buldukları kaydedilmistir.
Roma Döneminde görülen bu mezar çesitlilige, mezarların süslemesinde
görülen çesitlilik de eklenince mezarlara verilen önemde anlasılmaktadır. Mezar
süslemesinde kullanılan ilginç unsurlardan biriside bogalar, çok iri av köpekleri,
panter ve leoparlar, çesitli boyutlarda zürafalar hatta kediler gibi hayvanların
heykellerinin kullanılmasıdır. Bunları kullanarak mezarlarını hem
güzellestirdiklerine hem de koruduklarına inanmıslardır. Helenistik ve Roma
dönemine ait hayvan heykelleri çok sayıdadır ancak ilham aldıkları M.Ö.4.yy
eserlerinin kopyaları olmaktan da öteye geçememislerdir
Ekli dosyayı görüntüle 175269