Araştırmacı-yazar Talha Uğurluel, 2. Beyazıd'ın, depreme karşı önlem olarak, yerin altında biriken gazı yerin üstüne vermek amacıyla, şehrin muhtelif yerlerine 2 bin deprem kuyusu açtırdığını belirterek, ''Osmanlı'da ahşap ev, fay hattı üzerinde bulunan İstanbul için bilerek tercih edilmiş. Osmanlı'nın ahşap eve yönelmesi gelenek ve görenekten değil, depremdendir'' dedi.
Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'un fethinden sonra meydana gelen iki büyük deprem, 2. Bayazıd'ın hükümdarlığı dönemine denk geldi. Kentte 10 Eylül 1509 günü, gece saat 04.00'te meydana gelen deprem, İstanbul için çok yıkıcı oldu. ''Kıyamet-i Sugra'' yani ''Küçük Kıyamet'' olarak adlandırılan depremden sonra padişah Edirne'ye gitti.
İnsanlar ne olduğunu anlayamadan bütün şehir harap oldu. 1509 İstanbul Depremi, ''1000 yılından sonraki dönemde Doğu Akdeniz'de meydana gelen en büyük deprem'' olarak nitelendirildi. Bolu'dan Edirne'ye kadar kendini hissettiren depremde şehir halkının yaklaşık yüzde 10'u deprem sonucu ya öldü ya da yaralandı.
Deprem en büyük hasarı camilere verdi. 109 cami tamamen yıkılırken ayakta kalanların da tümünün minaresi tahrip oldu. 1070 ev yıkıldı, surlar zarar gördü, burçlardan 49'u yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Ayasofya Camisi'nin ise fetihten sonra yapılan minaresi yıkıldı. 2. Bayazıd'ın Topkapı Sarayı'ndaki yatak odası da depremden çöktü, ancak padişah birkaç saat önce odadan ayrıldığı için zarar görmedi. Depremden sonra toplanan Divan-ı Hümayun, depremin izlerini silebilmek için her evden 22 akçe ek vergi toplanmasına karar verdi.
Şehrin yeniden imar edilmesi için imparatorluk çapında harekete geçildi. Anadolu'dan 37 bin, Rumeli'den 29 bin işçi ve usta İstanbul'a getirildi. Şehrin imarı için işçi ve malzeme temini zaman aldığından İstanbullular 1509 kışını derme çatma yapılarda büyük zorluklar içinde geçirdi. İstanbul'daki imar faaliyetlerine 29 Mart 1510'da başlandı ve çok kısa bir sürede 1 Haziran 1510'da bitirildi. ALINTIDIR....
Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'un fethinden sonra meydana gelen iki büyük deprem, 2. Bayazıd'ın hükümdarlığı dönemine denk geldi. Kentte 10 Eylül 1509 günü, gece saat 04.00'te meydana gelen deprem, İstanbul için çok yıkıcı oldu. ''Kıyamet-i Sugra'' yani ''Küçük Kıyamet'' olarak adlandırılan depremden sonra padişah Edirne'ye gitti.
İnsanlar ne olduğunu anlayamadan bütün şehir harap oldu. 1509 İstanbul Depremi, ''1000 yılından sonraki dönemde Doğu Akdeniz'de meydana gelen en büyük deprem'' olarak nitelendirildi. Bolu'dan Edirne'ye kadar kendini hissettiren depremde şehir halkının yaklaşık yüzde 10'u deprem sonucu ya öldü ya da yaralandı.
Deprem en büyük hasarı camilere verdi. 109 cami tamamen yıkılırken ayakta kalanların da tümünün minaresi tahrip oldu. 1070 ev yıkıldı, surlar zarar gördü, burçlardan 49'u yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Ayasofya Camisi'nin ise fetihten sonra yapılan minaresi yıkıldı. 2. Bayazıd'ın Topkapı Sarayı'ndaki yatak odası da depremden çöktü, ancak padişah birkaç saat önce odadan ayrıldığı için zarar görmedi. Depremden sonra toplanan Divan-ı Hümayun, depremin izlerini silebilmek için her evden 22 akçe ek vergi toplanmasına karar verdi.
Şehrin yeniden imar edilmesi için imparatorluk çapında harekete geçildi. Anadolu'dan 37 bin, Rumeli'den 29 bin işçi ve usta İstanbul'a getirildi. Şehrin imarı için işçi ve malzeme temini zaman aldığından İstanbullular 1509 kışını derme çatma yapılarda büyük zorluklar içinde geçirdi. İstanbul'daki imar faaliyetlerine 29 Mart 1510'da başlandı ve çok kısa bir sürede 1 Haziran 1510'da bitirildi. ALINTIDIR....