Mal bulanındır
BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Bu akşamki monotonluğu kırmak ve beyin jimnastiği için açılmış konudurrr..isimler faraazidir..içeriği gerçektir
İbrahim Asma, bu sırada çekmecesinden çıkarttığı ve 1978 yılında bir paşa tarafından kendisine verildiğini iddia ettiği Fransız haritasında Ayasofya'nın altındaki 160 ton altının yerini de tespit ettiğini söyledi. Elindeki haritanın fotokopi olduğunu, gerçeğinin ise dört yıl önce ölen ve adını vermek istemediği paşada bulunduğunu açıklayan İbrahim Asma, kendisine imkan verildiği takdirde şu anki Ayasofya ile Topkapı Sarayı arasındaki bölmede küçük caminin hemen yanında 160 ton altının yattığını söyledi.
Yılan başı yok
Haritanın ilk başta Fransız ve İngiliz askerlerin elinde olduğunu, fakat savaş sonrası Türklere esir düşen askerlerin, esirlikten kurtulabilmek için ellerindeki haritayı feda ettiklerini öne süren İbrahim Asma, eski Ayasofya'daki hazinenin varlığının bir kanıtının da bir zamanlar Sultanahmet Meydanı'ndaki iç içe geçmiş 'üç yılan' biçimindeki vazo olduğunu savundu. Asma, 'İstanbul'un fethinden önce, bu parkın içerisinde bulunan burgu şeklindeki heykelin üzerinde, iç içe geçmiş 'üç yılan' biçiminde bir vazo bulunmaktaydı. Bu vazo, kentin zenginliğini ve göz kamaştırıcı hazinelerin varlığını simgelemekteydi. Ancak 1453'de Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u kuşattığında bu hazinenin Türklerin eline geçmesine engel olmak isteyen Hıristiyan papazlar, bu yılan başını sakladılar. Şu anda bu heykel, Sultanahmet'te sergilense de yılan başı bir daha bulunamadı' dedi.
Batık altını bulmak için sponsor arıyor
Mudanya'da, batık olduğu söylenen 4 bin kilo altını arayan Avni Kuş, tutkulu bir define avcısı. Kuş, hazineyi çıkarabilmek için sponsor arıyor.
Bursa'da yıllardır saat tamirciliği yapan ve bilinen en çok ortaklı kazıyı gerçekleştiren, Türkiye'nin en önemli define avcılarından 56 yaşındaki dört çocuk babası Avni Kuş, hayallerine bir türlü kavuşamayan ama define avcılığını da bırakamayan bir kazı tutkunu. Avni Kuş, 2001 yılında gerçekleştirdiği ve "bilinen en çok ortaklı kazı" unvanına sahip define kazısının da organizatörü. Geçmişte Rum uyruklu kişilerin yaşadığı Mudanya'nın Eğerce beldesi yakınlarında, bir hafta süren kazıdaki ortakların sayısı; tam 67 kişiymiş. İngilizler'in Osmanlı Devleti'nden çaldığı, ancak Mudanya açıklarında Osmanlı gemilerine yakalanmak korkusuyla denize bıraktıkları, çelik kasa içinde bulunan 4 bin kilo altını arayan 67 ortak, denizi iş makineleriyle kazmışlar. Ama kumlara gömüldüğüne inandıkları hazine bir türlü bulunamamış. İddiaya göre; köylüler bu kasayı kumların çekildiği gel-gitlerde görüyorlarmış. Köyün yaşlılarından Yusuf Kaya 1978 yılında bu kasa göründüğünde, kapısındaki halkaya bir ip bağlayarak açmaya çalışmış ama başaramamıştı.
Avni Kuş, "Orası hâlâ rüyalarıma giriyor. İki Ermeni vatandaşı bizden önce bir harita ile gelerek balık adamlara burayı aratmış, bizim gibi başkaları da kasanın burada olduğunu biliyor. Bir sponsorum olsa, kesin o kasayı çıkartırım" şeklinde konuşuyor.....
İbrahim Asma, bu sırada çekmecesinden çıkarttığı ve 1978 yılında bir paşa tarafından kendisine verildiğini iddia ettiği Fransız haritasında Ayasofya'nın altındaki 160 ton altının yerini de tespit ettiğini söyledi. Elindeki haritanın fotokopi olduğunu, gerçeğinin ise dört yıl önce ölen ve adını vermek istemediği paşada bulunduğunu açıklayan İbrahim Asma, kendisine imkan verildiği takdirde şu anki Ayasofya ile Topkapı Sarayı arasındaki bölmede küçük caminin hemen yanında 160 ton altının yattığını söyledi.
Yılan başı yok
Haritanın ilk başta Fransız ve İngiliz askerlerin elinde olduğunu, fakat savaş sonrası Türklere esir düşen askerlerin, esirlikten kurtulabilmek için ellerindeki haritayı feda ettiklerini öne süren İbrahim Asma, eski Ayasofya'daki hazinenin varlığının bir kanıtının da bir zamanlar Sultanahmet Meydanı'ndaki iç içe geçmiş 'üç yılan' biçimindeki vazo olduğunu savundu. Asma, 'İstanbul'un fethinden önce, bu parkın içerisinde bulunan burgu şeklindeki heykelin üzerinde, iç içe geçmiş 'üç yılan' biçiminde bir vazo bulunmaktaydı. Bu vazo, kentin zenginliğini ve göz kamaştırıcı hazinelerin varlığını simgelemekteydi. Ancak 1453'de Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u kuşattığında bu hazinenin Türklerin eline geçmesine engel olmak isteyen Hıristiyan papazlar, bu yılan başını sakladılar. Şu anda bu heykel, Sultanahmet'te sergilense de yılan başı bir daha bulunamadı' dedi.
Batık altını bulmak için sponsor arıyor
Mudanya'da, batık olduğu söylenen 4 bin kilo altını arayan Avni Kuş, tutkulu bir define avcısı. Kuş, hazineyi çıkarabilmek için sponsor arıyor.
Bursa'da yıllardır saat tamirciliği yapan ve bilinen en çok ortaklı kazıyı gerçekleştiren, Türkiye'nin en önemli define avcılarından 56 yaşındaki dört çocuk babası Avni Kuş, hayallerine bir türlü kavuşamayan ama define avcılığını da bırakamayan bir kazı tutkunu. Avni Kuş, 2001 yılında gerçekleştirdiği ve "bilinen en çok ortaklı kazı" unvanına sahip define kazısının da organizatörü. Geçmişte Rum uyruklu kişilerin yaşadığı Mudanya'nın Eğerce beldesi yakınlarında, bir hafta süren kazıdaki ortakların sayısı; tam 67 kişiymiş. İngilizler'in Osmanlı Devleti'nden çaldığı, ancak Mudanya açıklarında Osmanlı gemilerine yakalanmak korkusuyla denize bıraktıkları, çelik kasa içinde bulunan 4 bin kilo altını arayan 67 ortak, denizi iş makineleriyle kazmışlar. Ama kumlara gömüldüğüne inandıkları hazine bir türlü bulunamamış. İddiaya göre; köylüler bu kasayı kumların çekildiği gel-gitlerde görüyorlarmış. Köyün yaşlılarından Yusuf Kaya 1978 yılında bu kasa göründüğünde, kapısındaki halkaya bir ip bağlayarak açmaya çalışmış ama başaramamıştı.
Avni Kuş, "Orası hâlâ rüyalarıma giriyor. İki Ermeni vatandaşı bizden önce bir harita ile gelerek balık adamlara burayı aratmış, bizim gibi başkaları da kasanın burada olduğunu biliyor. Bir sponsorum olsa, kesin o kasayı çıkartırım" şeklinde konuşuyor.....