kazama
İnanıyorsan denemeye değer !
Dolmen Mezarlar
Dolmen nedir?
Taş Çağı mezarıdır.
Genel olarak ikisi dikine, biri de bunların üstüne konmuş üç büyük taştan meydana getir. Dikine olan taşları ikiden fazla olan dolmenlere de rastlanmıştır.
Mezar olarak kullanılan bu anıtlar önceleri 2.4 m yükseklikte ve 4 m2’lik bir odacık görünümündeyken sonraları yan yana sıralanmış dolmenlerden oluşan bir kapalı yol durumuna getirildi. Galeri biçiminde olanların uzunluğu 25 m’yi bulur.
Toprak üstünde ve toprak altında olanları vardır. Fransa’da Massif Central’de ve Bretagne’da, İrlanda’da, Balear Adaları’nda, Güney İspanya’da, Ürdün’de çok miktarda dolmen bulundu. Taş örgüyle çevrilen bir tümülüs altında kare ya da dikdörtgen biçiminde büyük taşlardan yapılmış olanlarla taşlarla çevrili bir tümülüs içinde taş sandukalar, en çok rastlanılanlarıdır.
Dolmenlerin bir bölümünün içinde ölü armağanları bulunmuştur. Bu tür mezarların yapılabilmesi için çevrede büyük taş bloklarının bulunması gerekmektedir. Bu taşların bulunmadığı yerlerde ölüler taş mezar odaları yerine toprağa ya da pithos (büyük küp) mezarlara gömülmüşlerdir. Türkiye’de çeşitli bölgelerde dolmenler görülmüşse de en çok Trakya Bölgesi’nde bulunur. Bahis konusu olan Dolmenler,* insan eliyle toplanıp üst üste koyulmuş devasa taş yapılardır. Zamanında bu taş yığınları mezarlık işlevi görüyordu ve bu tür taş mezarlar sık kullanılırdı, fakat bütün mezarlar bu türden buzul kaya (eratik blok) ya da kayaçlarla yapılmamıştır.
Bu kayalar Drenthe, Danimarka ve Kuzey Almanya'da görülür ve yaklaşık 150.000 yıl önceki buzul çağlarının birinde bu bölgelere gelmiş olmalıdır. Dolmenlerin içinde ve yakınında yapılan kazılarda insan iskeletine rastlanmamıştır. Kemikler muhtemelen binlerce yılın etkisiyle toprağa karışıp gitmiş, ama mezarda ölüyle birlikte gömülen ve ona öteki dünyada kullanması için verilen mezar hediyeleri bulunmuştur. Bu hediyeler arasında, biçimine bakılıp 'huni kupalar' olarak adlandırılan özel kaplar yer alır.
Bu ve buna benzer buluntuları temel alarak arkeologlar, bu ilk kuşak çiftçilerin yaşamlarının nasıl olduğunu anlamaya çalıştılar. Bunlar, avcı-toplayıcı tarzı yaşamı bırakıp yerleşik yaşama geçen bu bölgedeki ilk insanlardı. Kerpiçten evlerde yaşıyorlar, tahta ve taştan aletler kullanıyor ve yiyecekleri saklamak için de kaplar yapıyorlardı. Şüphesiz mal edinme ve hukuk alanında da anlaşmaları vardı, fakat bu ilk çiftçiler yazıyı bilmedikleri için, anlaşmalarının nasıl olduğu konusunda maalesef herhangi bir fikrimiz yok. Yarattıkları, yazılı kaydı olmayan, yazısız bir toplumdu.
Bu insanların, bazen ağırlığı 20.000 kiloyu bulan bu taşları makine kullanmaksızın yerden nasıl kaldırıp hareket ettirdikleri hala tamamıyla açıklık kazanmamıştır. Belki de topraktan bir rampa yapıp küçük yuvarlak kalaslar aracılığıyla bu büyük taşları yuvarlamışlardır. Taşlar yerleştirilince de, altlarındaki toprak kazılıp mezar yapılmış olabilir. Drenthe'de elliden fazla Dolmen korunarak günümüze kadar gelmiştir. Ancak Dolmenlerin sayısının bu rakamdan çok daha fazla olduğu düşünülüyor, ama örneğin inşaat işlerinde yapı malzemesi olarak kullanıldığı için bu taşların bir çoğu kaybolmuştur.
Basit dolmen
Ayakta duran iki veya birkaç taşın üstünde, yatık durumdaki büyük bir taştan oluşur. Bu ilkel dolmen, bazen bir tümülüs ile örtülüdür.
Kubbeli dolmen
Bu tip dolmende, harçsız taşlarla örtülmüş ve kilit taşıyla kapanmış bir kubbe görülür. Yunanistan'da "Tolos" denilen bu tür inşaata, Fransa ve İrlanda'da bugün dahi çobankulübeleri arasında rastlanmaktadır.
Örtülü koridor
Son çağ dolmenlerinin hepsi bu türdedir. Bütün anıt, üstü örtülü bir geçitten ibarettir. Bunun bazı kısımları delikli bir taşla ayrılır ve bazılarında rölyeflere rastlanır (Rölyef, kabartma olup, heykel sanatının bir çeşididir. Bir figürün çıkıntıları, derin bir şekilde zemine bağlı olarak çıkarılmışsa "yüksek rölyef", eğer çıkıntılar hafif bir biçimde belirtilmişse "alçak rölyef" adını alır).
Dolmen Mezar Görselleri
↓ ↓ ↓ ↓ ↓
↓ ↓ ↓ ↓ ↓