Mal bulanındır
BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Sanal alemde ve haberlerde taklacı haritacılar. aracılar ve cihazcılar. Tarafından. yemlendiğimiz
300 ton altın lafı" kesinlikle uydurmaca. Define avcıları hep böyle hayallerle yatar kalkarlar. Osmanlı'nın 300 ton altını olsa o zaman, en başta 1. Balkan Savaşı'nda biraz silah satın alırlar, Bulgarlara yenilip Edirne'yi kaybetmezlerdi!!! Veya ondan bundan borç almazlardı - ki bu borçları genç Türkiye Cumhuriyeti sonra mecburen takır takır ödemiştir. Tabiki ülkemizde kayıt altında ve korunan yerlerden haberimiz varr. Şimdi herşeyi. anlatıp ta sermayeyi burda yemeyelim.
yakaladığım en büyük açık şu: Bahsedilen dönemde altın para basan tek darphane İstanbul'dakiydi; Edirne darphanesi artık faal değildi, ve daha eskiden faalken bile sadece gümüş ve bakır sikke basıyordu.
Ayrıca hadi diyelim hakkaten 300 ton altın vardı, gömüldü. Adamlar salak mı? Geri döner Edirne'yi kurtardıktan sonra kazar çıkartırlardı
İkinci açık ise şu: bugün bile Türkiye'de bulunan (devlet hazinesi veya halkın elinde) toplam altın 300-400 ton civarında. Bu rakam bütün külçeleri ve cumhuriyet altınlarını, bilezikleri kapsamakta!!! 19. yy.dan beri altın Güney Afrika'dan ithal edilmektedir; Türkiye üretimi yıllık 1 ton bile değil ve bunların ciddi kaydı tutulmakta. O yüzden 1912 yılının Osmanlısı eğer 300 ton altına sahip olsaydı, döneminin en zengin devletlerinden biri olurdu. Bunun böyle olmadığını 1800'lerin başından beri sürekli Avrupa'dan borç almalarından biliyoruz.
Hadi madem laf definelerden açıldı ben size bilinen en büyük definelerden bahsedeyim:
1- Dünya'da ele geçen en büyük sikke definesi 1980-90 arası Afganistan'da bulunan bir definedir. 8 milyon gümüş Hellenistik dönem Baktria Krallığı sikkesinden oluştuğu rivayet edilmekte. Bunların tanesi 10 gr. civarı; yani 80 ton gümüşten bahsediyoruz. Taliban rejimi altında ele geçen bu definenin sikkeleri, Taliban tarafından uyuşturucu tacirlerine verildi ve dünyanın her tarafında koleksiyonlara dağıldı. Gelen para ile silah aldılar. Kaçakçılar antika, uyuşturucu ve silah kaçırır; bu üçlü hiç ayrılmaz birbirinden Türkiye'de de böyle....
2- Türkiye'de bilinen en büyük define Beçin Kalesi (Milas) da 1990larda arkeolojik kazılar sırasında ele geçen bir 16.yy Osmanlı definesi. 20.000 gümüş sikkeden oluşmakta. Hepsi müzede. Bu sikkeler 1 ile 3 gram arasında değişmekte. Yani 20-30 kilo gümüş sikkeden bahsediyoruz. Boşuna Beçin'e kimse para aramaya gitmesin; hepsi bulundu!!!! Zaten bunun maddi değeri öyle hayaller kurulmaya deyecek bir şey değil, emin olun. Ama tarihsel değeri oldukça fazla.. Lahit kayamezarı. Kilise manastır oda mezar. Kütahya Manisa elmalı dan İznik Kocaeli Çanakkale Urfa Adıyaman İzmir Karadeniz vs saymakla bitmez varolmasına varda işte malum sebeb ler. Bize düşen somut elle tutulur gözle görülür emare ile hareket etmek inanıyorum okadar çok bakirr yer varki herkes nasibini yermiş bakalım kimlelere neler denk gelecek. Saygılarımla.....
300 ton altın lafı" kesinlikle uydurmaca. Define avcıları hep böyle hayallerle yatar kalkarlar. Osmanlı'nın 300 ton altını olsa o zaman, en başta 1. Balkan Savaşı'nda biraz silah satın alırlar, Bulgarlara yenilip Edirne'yi kaybetmezlerdi!!! Veya ondan bundan borç almazlardı - ki bu borçları genç Türkiye Cumhuriyeti sonra mecburen takır takır ödemiştir. Tabiki ülkemizde kayıt altında ve korunan yerlerden haberimiz varr. Şimdi herşeyi. anlatıp ta sermayeyi burda yemeyelim.
yakaladığım en büyük açık şu: Bahsedilen dönemde altın para basan tek darphane İstanbul'dakiydi; Edirne darphanesi artık faal değildi, ve daha eskiden faalken bile sadece gümüş ve bakır sikke basıyordu.
Ayrıca hadi diyelim hakkaten 300 ton altın vardı, gömüldü. Adamlar salak mı? Geri döner Edirne'yi kurtardıktan sonra kazar çıkartırlardı
İkinci açık ise şu: bugün bile Türkiye'de bulunan (devlet hazinesi veya halkın elinde) toplam altın 300-400 ton civarında. Bu rakam bütün külçeleri ve cumhuriyet altınlarını, bilezikleri kapsamakta!!! 19. yy.dan beri altın Güney Afrika'dan ithal edilmektedir; Türkiye üretimi yıllık 1 ton bile değil ve bunların ciddi kaydı tutulmakta. O yüzden 1912 yılının Osmanlısı eğer 300 ton altına sahip olsaydı, döneminin en zengin devletlerinden biri olurdu. Bunun böyle olmadığını 1800'lerin başından beri sürekli Avrupa'dan borç almalarından biliyoruz.
Hadi madem laf definelerden açıldı ben size bilinen en büyük definelerden bahsedeyim:
1- Dünya'da ele geçen en büyük sikke definesi 1980-90 arası Afganistan'da bulunan bir definedir. 8 milyon gümüş Hellenistik dönem Baktria Krallığı sikkesinden oluştuğu rivayet edilmekte. Bunların tanesi 10 gr. civarı; yani 80 ton gümüşten bahsediyoruz. Taliban rejimi altında ele geçen bu definenin sikkeleri, Taliban tarafından uyuşturucu tacirlerine verildi ve dünyanın her tarafında koleksiyonlara dağıldı. Gelen para ile silah aldılar. Kaçakçılar antika, uyuşturucu ve silah kaçırır; bu üçlü hiç ayrılmaz birbirinden Türkiye'de de böyle....
2- Türkiye'de bilinen en büyük define Beçin Kalesi (Milas) da 1990larda arkeolojik kazılar sırasında ele geçen bir 16.yy Osmanlı definesi. 20.000 gümüş sikkeden oluşmakta. Hepsi müzede. Bu sikkeler 1 ile 3 gram arasında değişmekte. Yani 20-30 kilo gümüş sikkeden bahsediyoruz. Boşuna Beçin'e kimse para aramaya gitmesin; hepsi bulundu!!!! Zaten bunun maddi değeri öyle hayaller kurulmaya deyecek bir şey değil, emin olun. Ama tarihsel değeri oldukça fazla.. Lahit kayamezarı. Kilise manastır oda mezar. Kütahya Manisa elmalı dan İznik Kocaeli Çanakkale Urfa Adıyaman İzmir Karadeniz vs saymakla bitmez varolmasına varda işte malum sebeb ler. Bize düşen somut elle tutulur gözle görülür emare ile hareket etmek inanıyorum okadar çok bakirr yer varki herkes nasibini yermiş bakalım kimlelere neler denk gelecek. Saygılarımla.....