tüm küçük asya karadeniz sahil şeridi...tüm trakya bölgesi..ayrıca bugünkü bulgaristanın tamamı.genellikle keçi ve koyun sürüleriyle gezen bi arkadaş.kendisine göçebe türkmen süsü verirdi..çetesinde bir çok türk vardı..basacağı köylere önce konar-göçer olarak gelir bi kaç ay oyalandıktan sonra kimin nesi var nesi yok öğrenmek için köylere casus gönderirdi.casusları bazen çerçi,bazen bohçacı,bazende nalbant,kalaycı,demirci olurdu.bazende pazara keçi ,koyun,süt,peynir götürürdü..köyde kim var kaç erkek var,kaç tüfek var hepsini öğrendikten sonra bi gece baskını yapardı.ilk önce hedefinde köyün en zengini olurdu.kendini bi şekilde oraya davet ettirirdi..ardından köyü adamları basar tüm ahaliyi esir aldıktan sonra değerli tüm mallara el koyardı. bütün köyde onu tanıyan,yüzünü gören kim varsa öldürtüyordu..arkasında tanık bırakmayı sevmeyen bi arkadaş.zaten yüzünü gören yaşamıyor..kendi çete üyeleri dahil..bu kırk senelik eşkiyalık süresince çetesinden tek bir kişi bile sağ kalmamıştır...bi kısmını düşmanları,kalanlarını ise bizzat kendisi temizlemiş...avukatların dediği gibi tanık yoksa ,ceset yoksa suçta yoktur...yanına gelip bi şekilde yüzünü gören hiç kimse sağ kalmamıştır..bu şekilde hiç tanınmadan kırk sene boyunca eşkiyalık yapmıştır..dediğim gibi kendisini göçebe bi türkmen aşiret lideri olarak tanıtıp bi bölgeye yerleşiyor..ardından çevredeki tüm köyleri soyuyor..yüzünü gören kim varsa hepsi öldürülüyor..