TOKAT işi deyince;
çok önceleri, ben Tokat'ta yapılıyor, orada imal ediliyor sanıyordum.
Halbuki Kemal Sunal'ın TOKATÇI filmini de 3-5 izlemişliğimiz olmasına rağmen.
Bazan jeton hiç düşmüyor. kahkaha
İlkokul ve Ortaokul yıllarımda da camilerimizden sela verilir, misal:
Ahmet Şahin'in AİLESİ vefat etmiştir. Öğlen namazından sonra .... kabristanlığına defnedilecek dendiğinde de;
Çoluk çocuk hepsini ölmüş düşünür ağlardım. Nerden bileyim ailesi deyince " Hanımı " kastediliyor.
Edeb çok farklı birşey. Kelam-ı Kibar çok nezih, çok tatlı.
Herşey çok çabuk değişiyor.
Dedemin ebemi ismiyle çağırdığını hiç duymadım.
Ebemde dedeme ismiyle hitap etmezdi.
Aşkım, aşkım diye ortada bağıranların aşkı 1 sene sürmüyor.
Soluğu mahkemede alıyorlar. Bu nasıl bir aşk..?
Bu işte bir yanlışlık var, karışıklık var.
Dedem öldüğünde, geride 58 senelik bir yuva bırakmıştı.
Bana geri kafalı diyorlar, varsın desinler:
Oğullarıma ve gelinime benim yanımda kesinlikle birbirinize "aşkım" demeyeceksiniz diye ültümatonu verdim.
Ben babamın anamın yanında somyaya-kanepeye hiç uzanarak yatmadım.
Çocuklarımı da yanımda uzanıp yatmasına asla müsaade etmedim.
Herkesin odası var, yatacak olan gitsin odasında yatsın.
Çocuğum ile arkadaş oldum diyen herkes bunun bedelini acı şekilde ödedi.
Baba babadır, evlat evlattır ve candır. Ölçüsü olmayanın- ölçüsünü korumayanın derdi çok oluyor.
Adam patron olmuş, 30 işçisi-elemanı var, sabah işe kahvaltı yapmadan geliyor.
Kahvaltı hazırlayacak hatun yok evde. Bu nasıl bir hayat, bu nasıl bir ölçü..?
Bazan kafam çatlayacak kadar ağrıyor....
Yahu Tokattan girdik, dertlerimizle bitirdik.:S:
Bu kadar yazmışım, silmeye kıyamadım.
Artık bizi de böyle kabul edin inşallah.
Hayırlı cumalarınız olsun.
Allah cc maddi manevi tüm sorunlarımızdan bizi halas eylesin. Amin.