Mal bulanındır
BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Bu eski haberi sunmamdaki amac....zararin neresinden dönersen ķârdir.zihniyetinin aslinda cokta ise yaramadigidir.cunku para agactan toplanmiyor..
arazi alıcısı görünümünde gelen kişiler, köylülerle samimiyeti ilerletince, asıl amaçlarının bir defineye ulaşmak olduğunu söylediler. Tuzcular Köyü Muhtarı Bahattin Manav da bu senaryoya inanan köylülerden biriydi. Sahte definecilerden biri, İsveç’teki ağabeylerinin "Bill Christophe" adlı çok zengin bir işadamının yanında çalıştığını söylüyordu. Anlattıklarına bakılırsa, işadamı, Bartın’da atalarından kalan defineyi bulmak için kızıyla birlikte bu iki kişiyi köye göndermişti. Zengin işadamı define bulunduğu takdirde, o kişiye ödül olarak 12 milyon Euro vereceğini söylemişti.
TARLADA ALTIN HEYKEL
Muhtar Bahattin Manav bu hikayeye önce şüpheyle yaklaşmış. Ancak bir gece yarısı kazılan tarladan bir küp dolusu altın heykelcik çıkınca, söylenenlerin gerçek olduğuna inanmış. Tarihi görünümlü altın heykelcikleri Muhtar Manav’a teslim eden sahte defineciler "İsveç’e alıcıyı getirmeye gidiyoruz" diyerek, köyden ayrılmışlar. Kısa bir süre sonra da aralarında müthiş bir telefon trafiği başlamış. Önce Ankara’daki vize masrafları için muhtardan 13 bin Euro istemişler. Milyonlarca Euro’luk ödülün hayalini kuran muhtar, hemen onların banka hesabına 4500 YTL yatırmış. Aradan birkaç gün geçince dolandırıcılar, bu kez "Biz Almanya’dan yola çıkıyoruz" diyerek telefon açmışlar. Ayrıca zengin işadamı Bill Christophe’un kendisine hediye olarak 750 bin YTL’lik bir Mercedes araba getirdiğini söylemişler. Muhtar paraların akıbetini sorunca "Merak etme, getiriyoruz. 10 milyon Euro, Christophe’un arabasındaki gizli bölmelere, 2 milyon Euro’yu da hediye Mercedes’teki zulalara koyduk" demişler...
GÜMRÜĞE PARA LAZIM
Edirne gümrük kapısında hediye arabanın resmi işlemleri için muhtarın kimlik ve vergi bilgilerini de alan dolandırıcılar, bu kez de lüks Mercedes’in vergileri için 25 bin Euro istemişler. Muhtar biraz direnmiş ama "12 milyon gelecek yerden 25 bin esirgenmez" diye düşünerek göndermiş. Böylece defineciler, gümrük kapısından Türkiye’ye girmişler!.. Ama terslik bu ya, bu kez de arabadaki paralarla yakalanmışlar!..
Film gibi senaryonun içine yavaş yavaş çekilen muhtar, bu kez kendi adına tescil edilen arabadaki kayıtdışı paranın bulunmasından korkmaya başlamış. Hatta dolandırıcılar kendisini tehdit ederek "Bu işi temizlemezsek hepimiz yanarız" demişler. Senaryonun tüm halkaları o kadar iyi işliyormuş ki, muhtar bu kez el konulan paraların 17 bin Euroluk vergisini(!) bile verilen banka hesabına göndermek zorunda kalmış.
Ardı arkası kesilmeyen para talepleri, muhtarın içinde derin bir kuşku uyandırınca Bartın’dan Edirne’ye doğru yola çıkmış, ama nafile. Ortada ne defineci varmış, ne Mercedes, ne de milyonlarca Euro!.. Telefonlarını kapatan dolandırıcılar, sırra kadem basmış. Dolandırıcılara 155 milyar lirasını kaptıran Muhtar Manav’ın dünyası kararmış.
Aynı şebeke geçen yaz aylarında Bartın’ın başka köylerinde de define hayali peşinde koşan herkesi kandırmayı başarmış. Dolandırıcıların her zaman Kuran’dan söz etmeleri, ayrıca kazıda çıkarılan sahte altın heykelleri köylülere bırakması, onlara güven vermiş. Aynı tuzağa düşerek şebekeye 80 bin YTL kaptıran köylülerden Sabri Cambeltaş, bir gün dayanamayıp heykelleri bir kuyumcuya göstermiş. Kuyumcu "Bu heykeller beş para etmez" deyince dünyası kararmış.
Türkiye çapında çalışan şebeke
Köylülere göre, şebeke Türkiye çapında çalışıyor ve halen birçok saf vatandaşı dolandırıyor. Mağdurlar şebekenin, sadece Bartın ve çevresindeki köylülere verdiği zararın 500 bin YTL’nin çok üstünde olduğunu iddia ediyor. Üstelik dolandırılan pek çok köylü, bunu hálá bir sır olarak saklıyor. Köylülerin şikayeti üzerine Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı olaya el koyup, soruşturma başlattı. Bankalardan çektikleri kredilerle ya da eş dost yardımıyla definecilere para gönderen aileler, şimdi büyük maddi sıkıntı içinde. Mağdurlar şebekenin bir an önce ortaya çıkarılmasını ve suçluların cezalandırılmasını bekliyor.
arazi alıcısı görünümünde gelen kişiler, köylülerle samimiyeti ilerletince, asıl amaçlarının bir defineye ulaşmak olduğunu söylediler. Tuzcular Köyü Muhtarı Bahattin Manav da bu senaryoya inanan köylülerden biriydi. Sahte definecilerden biri, İsveç’teki ağabeylerinin "Bill Christophe" adlı çok zengin bir işadamının yanında çalıştığını söylüyordu. Anlattıklarına bakılırsa, işadamı, Bartın’da atalarından kalan defineyi bulmak için kızıyla birlikte bu iki kişiyi köye göndermişti. Zengin işadamı define bulunduğu takdirde, o kişiye ödül olarak 12 milyon Euro vereceğini söylemişti.
TARLADA ALTIN HEYKEL
Muhtar Bahattin Manav bu hikayeye önce şüpheyle yaklaşmış. Ancak bir gece yarısı kazılan tarladan bir küp dolusu altın heykelcik çıkınca, söylenenlerin gerçek olduğuna inanmış. Tarihi görünümlü altın heykelcikleri Muhtar Manav’a teslim eden sahte defineciler "İsveç’e alıcıyı getirmeye gidiyoruz" diyerek, köyden ayrılmışlar. Kısa bir süre sonra da aralarında müthiş bir telefon trafiği başlamış. Önce Ankara’daki vize masrafları için muhtardan 13 bin Euro istemişler. Milyonlarca Euro’luk ödülün hayalini kuran muhtar, hemen onların banka hesabına 4500 YTL yatırmış. Aradan birkaç gün geçince dolandırıcılar, bu kez "Biz Almanya’dan yola çıkıyoruz" diyerek telefon açmışlar. Ayrıca zengin işadamı Bill Christophe’un kendisine hediye olarak 750 bin YTL’lik bir Mercedes araba getirdiğini söylemişler. Muhtar paraların akıbetini sorunca "Merak etme, getiriyoruz. 10 milyon Euro, Christophe’un arabasındaki gizli bölmelere, 2 milyon Euro’yu da hediye Mercedes’teki zulalara koyduk" demişler...
GÜMRÜĞE PARA LAZIM
Edirne gümrük kapısında hediye arabanın resmi işlemleri için muhtarın kimlik ve vergi bilgilerini de alan dolandırıcılar, bu kez de lüks Mercedes’in vergileri için 25 bin Euro istemişler. Muhtar biraz direnmiş ama "12 milyon gelecek yerden 25 bin esirgenmez" diye düşünerek göndermiş. Böylece defineciler, gümrük kapısından Türkiye’ye girmişler!.. Ama terslik bu ya, bu kez de arabadaki paralarla yakalanmışlar!..
Film gibi senaryonun içine yavaş yavaş çekilen muhtar, bu kez kendi adına tescil edilen arabadaki kayıtdışı paranın bulunmasından korkmaya başlamış. Hatta dolandırıcılar kendisini tehdit ederek "Bu işi temizlemezsek hepimiz yanarız" demişler. Senaryonun tüm halkaları o kadar iyi işliyormuş ki, muhtar bu kez el konulan paraların 17 bin Euroluk vergisini(!) bile verilen banka hesabına göndermek zorunda kalmış.
Ardı arkası kesilmeyen para talepleri, muhtarın içinde derin bir kuşku uyandırınca Bartın’dan Edirne’ye doğru yola çıkmış, ama nafile. Ortada ne defineci varmış, ne Mercedes, ne de milyonlarca Euro!.. Telefonlarını kapatan dolandırıcılar, sırra kadem basmış. Dolandırıcılara 155 milyar lirasını kaptıran Muhtar Manav’ın dünyası kararmış.
Aynı şebeke geçen yaz aylarında Bartın’ın başka köylerinde de define hayali peşinde koşan herkesi kandırmayı başarmış. Dolandırıcıların her zaman Kuran’dan söz etmeleri, ayrıca kazıda çıkarılan sahte altın heykelleri köylülere bırakması, onlara güven vermiş. Aynı tuzağa düşerek şebekeye 80 bin YTL kaptıran köylülerden Sabri Cambeltaş, bir gün dayanamayıp heykelleri bir kuyumcuya göstermiş. Kuyumcu "Bu heykeller beş para etmez" deyince dünyası kararmış.
Türkiye çapında çalışan şebeke
Köylülere göre, şebeke Türkiye çapında çalışıyor ve halen birçok saf vatandaşı dolandırıyor. Mağdurlar şebekenin, sadece Bartın ve çevresindeki köylülere verdiği zararın 500 bin YTL’nin çok üstünde olduğunu iddia ediyor. Üstelik dolandırılan pek çok köylü, bunu hálá bir sır olarak saklıyor. Köylülerin şikayeti üzerine Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı olaya el koyup, soruşturma başlattı. Bankalardan çektikleri kredilerle ya da eş dost yardımıyla definecilere para gönderen aileler, şimdi büyük maddi sıkıntı içinde. Mağdurlar şebekenin bir an önce ortaya çıkarılmasını ve suçluların cezalandırılmasını bekliyor.