Tepedelenli'nin hazineleri
Tepedelenli Ali Paşa öldüğünde arkasında sayısız mal ve para bırakmıştı. Devletin el koyduğu mücevher, para ve altın 27 milyon kuruştu. Ayrıca ortalama büyüklükleri 100 dönüm civarında olan yüzlerce çiftlik de devletleştirilmişti. Ancak servetinin bu rakamların çok üzerinde olduğu konuşuluyordu. Tepedelenli'nin sorguya alınan adamları İngiliz konsolosuna verilen mücevher sandıklarından ve kaçırılmaya çalışılan paralardan söz etmişlerdi. Ayrıca mücadele uzun sürdüğü için bu arada Tepedelenli altın ve mücevherlerini saklamış olmalıydı. Ancak bunlar bulunamadı. Tepedelenli'nin ölümünden sonra paşanın adamları ile aile fertleri Yanya, Tırhala ve civarında yıllarca paşanın hazinelerini aradı. Bazılarının Tepedelenli'nin hazinelerini bulduğu rivayetleri ortaya çıktı.
Tepedelenli'nin hazineleri ölümünden 70 yıl sonra da gündemdeydi. 19. yüzyılın sonlarında II. Abdülhamid döneminde Tırhala ve Yanya'da hazine aramak için birçok kişi merkeze başvurdu. Bölgede yıllarca define arandı. Yalnız Yunanlılar değil Avrupalılar da gelip define aradılar. 1891'de Yanya'da iskelenin altında Tepedelenli'nin hazinesinin olduğuna dair İstanbul'a haberler geldi. Ancak bir netice çıkmadı.
Yunanistan ekonomik krize girince Tepedelenli'nin hazineleri tekrar gündeme geldi. 2010 yılında Tırhala ve civarında Tepedelenli'nin hazineleri aranmaya başlandı. Hâlâ da arıyorlar.
Tepedelenli Hanedanı
1744 yılında doğan Ali, Tepedelenli lakabıyla anılacak ve Osmanlı'ya Mora'yı kaybettirecekti. Ali, küçük yaşlardan itibaren çetecilik yapmaya başladı. İyi bir binici, keskin nişancı ve gözü pek birisi olan Tepedelenli Ali kısa zamanda nam saldı.
Ali, 1768'de Delvine Valisi Kaplan Paşa'nın kızıyla evlendi. Tepedelenli kendisine iyilik yapan kayınpederini hileyle ortadan kaldırttıktan sonra yerine paşa olanları da çeşitli ayak oyunlarıyla alt edip, 1784'te Delvine Valisi oldu. Başlangıçta Osmanlı yönetimine şirin görünmek için bölgedeki eşkıyaları bir bir temizledi. Böylece hızla yükseldi. 1785'te Yanya Paşalığı da idaresine verildi. Ancak hırsı yüzünden birkaç defa görevlerinden azledildi. Ancak yaptığı çeşitli ayak oyunlarıyla 1787'de tekrar Yanya Paşası oldu. Oğlu Veli Bey, Derbentler nazırlığına tayin edildi. Diğer oğlu Muhtar Paşa'ya Eğriboz ve Karlıili sancaklarının idaresi verildi. Böylece sadece Ali değil oğulları da artık paşaydı ve hayli geniş bir bölgeye Tepedelenli hanedanı hükmediyordu.
Aslen Kütahyalı
Arnavutlar sahiplense de Tepedelenli Ali Paşa Anadolulu'dur. Kütahya Mevlevihanesi'ne mensup olup Anadolu'dan Rumeli'ye göç eden Nazif adındaki Mevlevi bir dervişin torunudur. Büyük dedesi birçok yeri dolaştıktan sonra Arnavutluk'ta Voiussa Nehri'nin üzerinde bulunan Tepedelen Köyü'ne yerleşmişti. Bu sebeple de ileride torunu Ali, Tepedelenli olarak anılacaktı. Osmanlı vesikalarında ise Tepedelenli "Anadolulu Ali" diye geçer.
ALINTIDIR....