- Katılım
- 22 Şub 2015
- Mesajlar
- 2,459
- Tepkime puanı
- 1,454
- Puanları
- 17
- Yaş
- 64
[FONT="]↠Orta Asya'dan Mezopotamya'ya SÜMER göçleri VE KÜLTÜREL ETKİLERİ
[/FONT]
[h=2]ANA damgasının izinde![/h][FONT="]tarihinde yayınlandı Şubat 7, 2015by Bahtiyar Tuncay
Eski Türk damgalı yazı sisteminde yer alan bazı geometrik şekiller işaretler nedense çok zaman unutularak, türk alfabesinin harfleri sırasında göstÉ™rilmir.Onlardan biri de "n" ve "nq" seslerini belirten romb biçimli işarettir.
Türk yazı kültürünün piktroqrafiyadan ideoqrafiyaya, ideoqrafiyadan fonetik yazıya kadar bütün evrim aşamalarını izlemeye imkan veren bu Damganın ilk izlerine 10-15 bin yıl önceye ait kaya simgelerde ve Ulu Ana kultunu seciyyelendiren heykÉ™lciklÉ™rin üzerinde rastlıyoruz.
Bilindiği gibi, Ulu Ana motifi ilk taş devrinden başlayarak insanların mitolojik düşünce sisteminde sağlam yer alan tapınaqlardan sayılır. Söz konusu kult göre verimlilik, bolluk ve bereketin koruyucusu olarak hareket edip, başka bir deyişle, ulu atalarımız onu yerin ruhu veya tanrıçası olarak kabul ettiler. Bu tanrıça bizlerde Nene (Ana-Ana) olarak da bilinir ve çoğu zaman ona "Han Nene", "Nine Hanım", "Karı Nene" diye söz edilir.
Eski Türk yaratılış miflÉ™rinin birinde o, "Ağ anne" gibi hatırlanır ve Tanrıdan üstün tutulur. Hatta Tanrı dünyayı onun emriyle yaratır:
"Bir zamanlar sadece Tanrı Siyah Han ve su vardı. Siyah Han'dan başka gören ve sudan başka görünen yoktu. Beyaz ana göründü. O, Siyah hane "oluştur" deyip yeniden suya daldı. Bunu duyan Kara Han bir kişi yarattı. Siyah xanla kişi intehasız suyun üstü ile iki siyah kaz gibi uçuyorlardı. Fakat halinden memnun olmayan kişi, Siyah Han'dan daha yüksekte uçmak istiyordu. Onun istediğini bilen Siyah Han kişiden uçmak kabiliyetini aldı. Erkek dipsiz suya yuvarlandı. Elediyinden pişman olup Tanrı Siyah xandan bağışlanmasını istedi ... "
Bazı figürlerin üzerinde romb işareti dikkat çekiyor ve bu işaret kadın cinsel organının açılmış biçimini temsil ediyor.
İran yaylasında romb biçimli işaret, piktroqrafik yazı işareti gibi kaya ve kil tabletlerde henüz m.ö 3100 yıllardan göze çarpmaya başladı. Bu işaret N sesini belirtti ve "anne" kelimesini bildirir. Belirtmek gerekir ki, "ana" veya "nine" (nana) köküne bir çok eski dillerde (Elam, xatt vb.) Bulunur ve Türkçe aynı kök kelime bu günÉ™qÉ™dÉ™r aynı anlamı ifade edir.Mixi yazıdan önceye ait Proto- Elam alfabesinde da bu işaretin "n" sesini ifade hepsine tanık oluyoruz:
"Ana" kelimesinin nasıl oluştuğunu ve hangi evrim aşamalarından geçtiğini anlayabilmek açısından onun etimolojisi büyük ilgi taşımaktadır. Bunun için insanlığın en kadim uygarlıklarından sayılan ve elde bulunan yazılı metinleri geçmişimiz konusunda nispeten aydın tasavvur yaratan Sümerlerde bu kelimenin izini aramaya ihtiyaç var. Sümerlerde Ana kultunu seciyyelendiren tanrıçalar biri ve en yaygın olanı "İnanna / inanmak" (İn + Ana) denir. Görüldüğü gibi bu tanrıçaya "Ana" diye hitap edilmiştir.
Dilbilimcilerin kanaatine göre bu söz ŞümercÉ™dÉ™ "Gök Hanımı" (nin-an-ak) anlamına gelir. İlginçtir ŞümerdÉ™ ana sözünü bildiren "AMA" sözü, grafik formda bir yıldız ve onun etrafında een geometrik figürden ibarettir:
Yıldız işareti "AN" okunarak esasen yıldız, gökyüzü ve tanrı anlamındadır:
Ama ŞümerdÉ™ sadece kadın cinsini eklemek için başka karakterden kullanmışlardır:
Böylece Ana kelimesinin kökünü An olarak kabul edebiliriz. Bu söz, kanaatimce, İran yaylasının ilk sakinleri olan prototürklÉ™rin dilinden alinma bir kelimedir.
Daha sonraları bu bölgede başka bir kadın tarıçasına tapındığının görüyoruz. Bu tanrıçanın adı "ANAİDİ" (Yunan-Rum metinlerinde Anaidis, "Avesta" da ise Anahita) denir ve esasen su tanrıçası olarak kabul edilir. Bu tanrıçanın adı yazılı kaynaklarda ilk kez ÆhÉ™mÉ™ni şahı II ÆrdÉ™şirin (m.ö 404-358) yazıtlarında çekilir, ancak Med döneminde de var olduğunu tahmin edilebilir. "Avesta" da bu tanrıçaya kurban verenlerin sırasında Turan hakanı Ofrasiyabın (Alp Er Tonga) da adı çekilir. Görüldüğü gibi, ANAİDİ (ANA + İDİ) ana ve eski Türkçe "koruyucu ruh" anlamında olan "idi" (idi // izi // iye // eye) kelimelerinden oluşmuştur. Bu tanrıça ile ilgili en ilginç noktalardan biri de odur ki, "Avesta" da bu su tanrıçasına edilen bir dua veya istek, biraz bozulma olsa da, eski türkcdÉ™dir: " ArÉ™dvÄ« Sura Anahita" ( Arati sula, Anaidi). Dilbilimci alimler bu bir cümleyi düzgün başa düşmeyerek oardakı " ArÉ™dvÄ« şura" (Arati sula) ifadesini Anaidinin leqeblerindendir biri olarak yorumlamışlardır ( ArÉ™dvÄ«sÅ«ra).
"Oğuzname" nin Uygur seçeneğinde Ay Tanrı (Ay Tenqri) Oğuz Han'ın annesi rolünde görür. ŞumerdÉ™ bu tanrı kadın değil, erkek cinsine ait edilse de, onun adı (Nanna) ile Anaidanın adı arasında yakınlık dikkat çekmektedir. Belki de bu tanrının da adı bölgedeki prototürklÉ™rdÉ™n kaynaklanmıştır.
7000 yıl önceye ait kemikten yontulmuş Kolyesi ay biçiminde ve karnında bitki ile ana işareti romb olan Ana tanrıça - bulunma yeri İtalya'nın Kuzey
Ulu ana kültü Ön ve Orta Asya'da çok zaman keçi ile çift tasavvur edilmiştir. Keçinin cinsiyetini eklemek için keçi resminin önünde romb işareti çizilmiş veya boynuzları romb biçiminde tanımlanmıştır. Azerbaycan Türklerine ait folklor örneklerinde keçiye bazen "Nine" diye muraciÉ™t olunması, bizce tesadüfi değildir:
ŞumerlÉ™r qutsal sandıkları qaşqa keçileri "Maş" (baş) adlandırmışlar. Günümüze orta Farsça ulaşmış "BondÉ™heş" kitabında ilk kadının adı "masan" (Maş + Ana) olarak kaydedilmiştir. Sasaniler dönemin miflÉ™rinin kendisinde toplayan bu kitapta bildirilÉ™nÉ™ göre, rÉ™vÉ™nd (Farsça Rivas) bitkisinden oluşan ilk insanlar Maş (erkek) ve masan (kadın) adlanirlar. Onları beyaz tüylü bir keçi É™mizdirÉ™rÉ™k süt verir. Mifin eski Türk mitolojisinden kaynaklandığı hiçbir şüphe oyatmır.
Ana damgası ile bezenmiş bir boyalı seramik kap (Soyuqbulaq, Müşlan tepe m.ö IV-I bin yıllık)
Ana damgası ve onu koruyan Umay quşü- Balta başı (iran yaylası m.ö 2000 -Elam?)
[/FONT]
[/FONT]
[h=2]ANA damgasının izinde![/h][FONT="]tarihinde yayınlandı Şubat 7, 2015by Bahtiyar Tuncay
Eski Türk damgalı yazı sisteminde yer alan bazı geometrik şekiller işaretler nedense çok zaman unutularak, türk alfabesinin harfleri sırasında göstÉ™rilmir.Onlardan biri de "n" ve "nq" seslerini belirten romb biçimli işarettir.
Türk yazı kültürünün piktroqrafiyadan ideoqrafiyaya, ideoqrafiyadan fonetik yazıya kadar bütün evrim aşamalarını izlemeye imkan veren bu Damganın ilk izlerine 10-15 bin yıl önceye ait kaya simgelerde ve Ulu Ana kultunu seciyyelendiren heykÉ™lciklÉ™rin üzerinde rastlıyoruz.
Bilindiği gibi, Ulu Ana motifi ilk taş devrinden başlayarak insanların mitolojik düşünce sisteminde sağlam yer alan tapınaqlardan sayılır. Söz konusu kult göre verimlilik, bolluk ve bereketin koruyucusu olarak hareket edip, başka bir deyişle, ulu atalarımız onu yerin ruhu veya tanrıçası olarak kabul ettiler. Bu tanrıça bizlerde Nene (Ana-Ana) olarak da bilinir ve çoğu zaman ona "Han Nene", "Nine Hanım", "Karı Nene" diye söz edilir.
Eski Türk yaratılış miflÉ™rinin birinde o, "Ağ anne" gibi hatırlanır ve Tanrıdan üstün tutulur. Hatta Tanrı dünyayı onun emriyle yaratır:
"Bir zamanlar sadece Tanrı Siyah Han ve su vardı. Siyah Han'dan başka gören ve sudan başka görünen yoktu. Beyaz ana göründü. O, Siyah hane "oluştur" deyip yeniden suya daldı. Bunu duyan Kara Han bir kişi yarattı. Siyah xanla kişi intehasız suyun üstü ile iki siyah kaz gibi uçuyorlardı. Fakat halinden memnun olmayan kişi, Siyah Han'dan daha yüksekte uçmak istiyordu. Onun istediğini bilen Siyah Han kişiden uçmak kabiliyetini aldı. Erkek dipsiz suya yuvarlandı. Elediyinden pişman olup Tanrı Siyah xandan bağışlanmasını istedi ... "
Ana Tanrıça. Gobustan, Mezolitik dönemine ait resimQayaüstü tarif ve heykÉ™lciklÉ™rdÉ™ Ana resmi"Şila Na Gig" Kelt ana kültüAna tanrıça figürleriAna tanrıça heykelciğiNeolitik dönemine ait ana tanrıça heykÉ™li- Viyana Doğal Tarih MüzesiKukuteni-Tripoli (Neolitik-Eneolit ​​dönemi) Ana TanrıçaAzerbaycan'da ana kultuna ait heykelcikler (Zakatala bölgesi)Kucağında bebek tutmuş "Basut Açış" (şefkat ana)
Ana kultunu yansıtan heykelcik ve kaya resimleri çeşitli dönem ve mekanlarda taşıdıkları işlev ve içerik çok da fÉ™rqlÉ™nmÉ™sÉ™lÉ™r de, çeşitli şekiller almışlardır. Onlar çoğu zaman şehvet arttırıcı jestlerle tecessüm ediliyorlardı. Onların çoğunluğuna büyük ve sarkık memeler, şişkin kalça ve karın hastır.Bazı figürlerin üzerinde romb işareti dikkat çekiyor ve bu işaret kadın cinsel organının açılmış biçimini temsil ediyor.
İran yaylasında romb biçimli işaret, piktroqrafik yazı işareti gibi kaya ve kil tabletlerde henüz m.ö 3100 yıllardan göze çarpmaya başladı. Bu işaret N sesini belirtti ve "anne" kelimesini bildirir. Belirtmek gerekir ki, "ana" veya "nine" (nana) köküne bir çok eski dillerde (Elam, xatt vb.) Bulunur ve Türkçe aynı kök kelime bu günÉ™qÉ™dÉ™r aynı anlamı ifade edir.Mixi yazıdan önceye ait Proto- Elam alfabesinde da bu işaretin "n" sesini ifade hepsine tanık oluyoruz:
Proto-Elam alfabesiEski kültürlerde N yazı işaretinin karşılaştırılmasıProto-Elam yazı örneğiKonar Sandaldan (İran yaylas) bulunmuş yazılı kil levha (m.ö III binyıl)Harappa kültürüne ait mühürMohenco-Daro mührühttps://bextiyartuncay.files.wordpress.com/2015/02/19.jpgTeymÉ™rÉ™ qayaüstü yazısı (İran yaylası)Gümüş tabak üzerinde Manna yazısıKarefto mağara tapınağı (Güney Azerbaycan)
Hakkında bahsettiğimiz damga-işarete eski Mezopotamya'da elde edilmiş bazı oyma ve mühürler üzerinde de rastlanır. 1910 yılında William Hayes Vard tarafından Amerika'da basılmış "Batı Asya'nın Silindir mühürleri" (The Seal CYLINDERS of Western Asia) adlı kitapta da romb biçimli karakterden kadın amblemi gibi söz edilir."Ana" kelimesinin nasıl oluştuğunu ve hangi evrim aşamalarından geçtiğini anlayabilmek açısından onun etimolojisi büyük ilgi taşımaktadır. Bunun için insanlığın en kadim uygarlıklarından sayılan ve elde bulunan yazılı metinleri geçmişimiz konusunda nispeten aydın tasavvur yaratan Sümerlerde bu kelimenin izini aramaya ihtiyaç var. Sümerlerde Ana kultunu seciyyelendiren tanrıçalar biri ve en yaygın olanı "İnanna / inanmak" (İn + Ana) denir. Görüldüğü gibi bu tanrıçaya "Ana" diye hitap edilmiştir.
Dilbilimcilerin kanaatine göre bu söz ŞümercÉ™dÉ™ "Gök Hanımı" (nin-an-ak) anlamına gelir. İlginçtir ŞümerdÉ™ ana sözünü bildiren "AMA" sözü, grafik formda bir yıldız ve onun etrafında een geometrik figürden ibarettir:
Yıldız işareti "AN" okunarak esasen yıldız, gökyüzü ve tanrı anlamındadır:
Ama ŞümerdÉ™ sadece kadın cinsini eklemek için başka karakterden kullanmışlardır:
Böylece Ana kelimesinin kökünü An olarak kabul edebiliriz. Bu söz, kanaatimce, İran yaylasının ilk sakinleri olan prototürklÉ™rin dilinden alinma bir kelimedir.
Daha sonraları bu bölgede başka bir kadın tarıçasına tapındığının görüyoruz. Bu tanrıçanın adı "ANAİDİ" (Yunan-Rum metinlerinde Anaidis, "Avesta" da ise Anahita) denir ve esasen su tanrıçası olarak kabul edilir. Bu tanrıçanın adı yazılı kaynaklarda ilk kez ÆhÉ™mÉ™ni şahı II ÆrdÉ™şirin (m.ö 404-358) yazıtlarında çekilir, ancak Med döneminde de var olduğunu tahmin edilebilir. "Avesta" da bu tanrıçaya kurban verenlerin sırasında Turan hakanı Ofrasiyabın (Alp Er Tonga) da adı çekilir. Görüldüğü gibi, ANAİDİ (ANA + İDİ) ana ve eski Türkçe "koruyucu ruh" anlamında olan "idi" (idi // izi // iye // eye) kelimelerinden oluşmuştur. Bu tanrıça ile ilgili en ilginç noktalardan biri de odur ki, "Avesta" da bu su tanrıçasına edilen bir dua veya istek, biraz bozulma olsa da, eski türkcdÉ™dir: " ArÉ™dvÄ« Sura Anahita" ( Arati sula, Anaidi). Dilbilimci alimler bu bir cümleyi düzgün başa düşmeyerek oardakı " ArÉ™dvÄ« şura" (Arati sula) ifadesini Anaidinin leqeblerindendir biri olarak yorumlamışlardır ( ArÉ™dvÄ«sÅ«ra).
"Oğuzname" nin Uygur seçeneğinde Ay Tanrı (Ay Tenqri) Oğuz Han'ın annesi rolünde görür. ŞumerdÉ™ bu tanrı kadın değil, erkek cinsine ait edilse de, onun adı (Nanna) ile Anaidanın adı arasında yakınlık dikkat çekmektedir. Belki de bu tanrının da adı bölgedeki prototürklÉ™rdÉ™n kaynaklanmıştır.
7000 yıl önceye ait kemikten yontulmuş Kolyesi ay biçiminde ve karnında bitki ile ana işareti romb olan Ana tanrıça - bulunma yeri İtalya'nın Kuzey
Metsopotamiyadan bulunmuş başında hilal olan ana tanrıça Ana damgası (romb) ile süslenmiş tanrıça El Uzza
İran yaylasının ilk sakinlerinden olmuş prototürklÉ™r en eski çağdan kendilerine has kosmoqonik ve totemistik düşünceye sahip olmuş ve çok zaman zoomorfik simvolikadan kullanmışlardır. Bu simvollaşmış düşüncenin izlerini kaya çizimlerde, taş ve tunç heykÉ™lciklÉ™rdÉ™ açık şekilde gözlemlemek mümkündür. Sohbet sakrallaşmış boğa, keçi, kuş, yılan, vb. hayvan tasvirlerinden gidiyor.Ulu ana kültü Ön ve Orta Asya'da çok zaman keçi ile çift tasavvur edilmiştir. Keçinin cinsiyetini eklemek için keçi resminin önünde romb işareti çizilmiş veya boynuzları romb biçiminde tanımlanmıştır. Azerbaycan Türklerine ait folklor örneklerinde keçiye bazen "Nine" diye muraciÉ™t olunması, bizce tesadüfi değildir:
Nenem o benekli keçi,Memesi ballı keçi.Yüce kaya başındaTutubdu yallı keçi.
Bu gelenek Türklerden başka halklara da geçmiştir. Örneğin. ingililslÉ™r dişi keçiyi "Nanny goat" (büyükanne keçi) adlandırırlar.ŞumerlÉ™r qutsal sandıkları qaşqa keçileri "Maş" (baş) adlandırmışlar. Günümüze orta Farsça ulaşmış "BondÉ™heş" kitabında ilk kadının adı "masan" (Maş + Ana) olarak kaydedilmiştir. Sasaniler dönemin miflÉ™rinin kendisinde toplayan bu kitapta bildirilÉ™nÉ™ göre, rÉ™vÉ™nd (Farsça Rivas) bitkisinden oluşan ilk insanlar Maş (erkek) ve masan (kadın) adlanirlar. Onları beyaz tüylü bir keçi É™mizdirÉ™rÉ™k süt verir. Mifin eski Türk mitolojisinden kaynaklandığı hiçbir şüphe oyatmır.
İran yaylası -TeymÉ™rÉ™Orta Asya Türk anıtlarıOrta Asya Türk anıtlarıKeçi maskesi ve Ana damgası ile bir kadın veya tanrıça - Etrüsk kültürüAna kültü keçi karakteri ile - Tunç heykelcik, İran yaylası m.ö. I-II bin yıllıkAna kültü keçi karakteri ile - Tunç heykelcik, İran yaylası m.ö. II bin yıllıkAna tanrıça keçilerin aralığında (Uqarit)
Ana damgası qutsallığı sembolize ederek, zaman zaman ev eşyalarını süsleyip ornamentÉ™ dönüşmüştür:Ana damgası ile bezenmiş bir boyalı seramik kap (Soyuqbulaq, Müşlan tepe m.ö IV-I bin yıllık)
Ana damgası ve onu koruyan Umay quşü- Balta başı (iran yaylası m.ö 2000 -Elam?)
Kaşkay türklÉ™riÉ™ ait Ana damga güdüsü ile bir halıAzerbaycan Türklerinin astral şirniyatıAzerbaycan Türklerinin astral şirniyatısonuc
İnsanlık tarihinin derin katlarını incelerken, Türklerin evrensel uygarlığın kaynağında durduqlarının görüyoruz. Onların "Bereketli hilal" olarak adlandırılan ilk uygarlık merkezinde karar buldukları, en eski medeniyetlere güçlü etki gösterdikleri ve bu arazi dünyanın dört bir yanına, aynı zamanda Orta Asya'ya yayıldıkları anlaşılmaktadır.[/FONT]