Bir ermeni mezar taşi görsel.

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

nik

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
2,351
Tepkime puanı
1,327
Puanları
17
Yaş
64
[FONT=&quot][h=1]Tekirdağ’da Yol Çalışması Sırasında Ermenice Mezar Taşları Bulundu[/h]




193


[/FONT]

[FONT=&quot]
Tekirdağ’ın Malkara İlçesi’nde belediyenin yol düzenlemesi çalışmaları sırasında 8 mezar taşı bulundu.
Malkara İlçesi’nde Camiatik Mahallesi Hürriyet Caddesi’nin belediyenin yaptığı çalışmalar sırasında, yaklaşık 1.5 metre derinlikte 8 mezar taşı buldu. Belediye ekiplerince çıkartılan mezar taşları, kamyona yüklenerek bir depoya götürüldü.
Malkara Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Nazif Balcı, “Hürriyet Caddesi üzerinde yapılan kazıda bulunan ve Ermeni mezar taşları olduğu düşünülen 8 mezar taşı bulundu. Ekiplerimiz tarafından çıkarıp Kültür Sarayı’nda koruma altına aldık. İlçede çalışmalar devam ediyor. Belki bu mezar taşlarından daha çok var, bilemiyoruz. Bu nedenle kazı çalışmaları bitinceye kadar çıkan mezar taşlarını toplayıp Kültür Sarayı’nda muhafaza edeceğiz. Daha sonra da Anıtlar Yüksek Kurulu’na veya Müzeler Müdürlüğü’ne vereceğiz” dedi.
Kazı çalışmasının yapıldığı caddede esnaf olan Necdet Tekgöz de ilçede daha önce Ermeni ve Rum ailelerin yaşadığını ifade ederek, “Belediyenin mezar taşlarına tarihi eser olarak sahip çıkmasına sevindik” şeklinde konuştu.

:20:


[/FONT]
 

nik

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
2,351
Tepkime puanı
1,327
Puanları
17
Yaş
64
Samsun’da 2 Bin 300 Yıllık Anıt Mezar Bulundu

[FONT=&quot][h=1]Samsun’da 2 Bin 300 Yıllık Anıt Mezar Bulundu[/h]
[/FONT]

[FONT=&quot]
Samsun’un Bafra ilçesindeki İkiztepe Höyüğü’nde Helenistik döneme ait kral veya bir komutanın olduğu düşünülen anıt mezar bulundu.
Bafra ilçesindeki İkiztepe Höyüğü’nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları sırasında 2 bin 300 yıllık anıt mezar bulundu. Helenistik dönem mezarının bir krala veya komutana ait olduğu düşünülüyor.
İkiztepe Höyüğü’nün üzerine biriken bitki örtüsü nedeniyle bir nevi korunduğunu belirten kazı başkanı Prof. Dr. Önder Bilgi, bu nedenle define avcıları tarafından çok az tahrip olduğunu söyledi. Höyükteki kazılarda ortaya çıkan anıt mezarın ise o dönemde soyulduğuna dikkati çeken Bilgi, “Bu tür tümülüs mezarlar toprak altında olmakta. Bu mezarı galeri tekniğiyle yapmışlar. Üzerinde biz hiç kazı izine rastlamadık. Doğrudan doğruya kapıyı bulup oradan içeri girmişler. Kilit taşını çözünce bütün mezar olduğu gibi göçmüş. Çoğu kaçmış ama iki kişi mezarın kapısında kalmış. Bize ışık tutacak altın sikke bırakmışlar.” dedi.

Kral ya da komutan mezarı olabilir
Bilgi, kalıntının önemli bir anıtsal mezar olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Bu aslında tümülüs tipi mezarın mezar odası. Uzun bir koridor ve iki odadan oluşuyor. Kesme taşlar kullanılmış. Taşları birbirine tutturmak için demir çubuklar ve eritilmiş kurşun kullanılmış. Odaların üzeri tonoz beşik şeklinde, koridorun üzeri ise taşlarla kapatılmıştır. Mezar oluşturulduğu zamandan bir müddet sonra soyularak tahrip edilmiş. Mezar girişinde ele geçirilen altın sikke mezarın tarihini bize verdi. Helenistik dönem, M.Ö. 330’lu yıllara tarihlenebilen bir yapı. Sikke ise İstanbul’da darp edilmiş. M.Ö. 281 yılına ait. İstanbul o zamanlar Byzantium yani kralın ismiyle anılıyor. Sikkenin üzerinde İskender başıyla tanrıça Artemis gösteriliyor. Bölge kralı Lizimaus’un mezarı da olabilir. Bilemiyoruz. Onun komutanlarından ya da bölgesel bir kralın mezarı olabilir.”
Kazılar sırasında mezarın küçük çapta bir restoreden geçirildiğini ancak oluşturulan arkeopark projesi kapsamında mezarın onarımdan geçirilerek turizme kazandırılacağını ifade eden Bilgi, “Mezarın üzeri cam çatıyla örtülecek. Duvarları yıkık taşlarla tekrar tamamlanmaya çalışılacak. Yaklaşık 150 bin lira maliyetle inşallah tamamlayarak halkın ve turizmin hizmetine sunacağız. Kızılırmak Vadisi içinde kaya mezarları var. Ama onlar sıradan mezarlar. Bu tür mezarlar Batı’da çok var ama bu kadar güzeli yok.” ifadelerini kullandı.
Bilgi, mezarın yapım tekniğinin de dönemine göre önemli olduğunu söyledi.


[/FONT]
 

mayhem

Co Admin
Co Admin
Katılım
18 Eki 2015
Mesajlar
5,762
Tepkime puanı
5,311
Puanları
24
emeğine sağlık usta demekki boş çıkmış mezarlar olsun daha çok varmış nasılsa birinden biri doludur herhalde.
 

nik

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
2,351
Tepkime puanı
1,327
Puanları
17
Yaş
64
Alacahöyük’te 4 Bin 300 Yıllık Gizli

[FONT=&quot][h=1]Alacahöyük’te 4 Bin 300 Yıllık Gizli Geçit Bulundu[/h]
521


[/FONT]

[FONT=&quot]



Hitit medeniyetinin önemli merkezlerinden, Türkiye’nin ilk milli kazı alanı unvanına sahip Alacahöyük’teki arkeolojik kazı çalışmalarında, yaklaşık 4 bin 300 yıllık gizli geçit bulundu.

Ankara Üniversitesince yürütülen Alacahöyük’teki kazı çalışmalarına başkanlık yapan Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, AA muhabirine, Hititlerin dini başkenti olarak bilinen Alacahöyük’te, ilk kez 1907 yılında Osmanlı arkeoloğu Makridi Bey tarafından kazı çalışması gerçekleştirildiğini söyledi. Çınaroğlu, Alacahöyük’te 1935’te Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ve verdiği bir miktar parayla yeniden başlatılan kazıların yıllardır devam ettiğini belirtti.
Bu sezon kazı çalışmalarına yaklaşık 1 ay önce başladıklarını ifade eden Çınaroğlu, 8’i arkeolog 24 kişilik heyetle yürütülen çalışmayı eylül sonuna kadar sürdürmeyi planladıklarını dile getirdi. Kazılarda bu sezon 2014’te açığa çıkarılan bir mabette yoğunlaştıklarını anlatan Çınaroğlu, çalışmalarda mabede açılan gizli bir tünelin ortaya çıkarıldığını bildirdi.
Geçidin 23 metresine ulaşıldı
Hititlerin başkenti Hattuşaş’ta birden fazla gizli geçidin bulunduğuna dikkati çeken Çınaroğlu, şunları kaydetti: “Bulduğumuz bu yeni poternle, Alacahöyük’te de birden fazla poternin varlığı ortaya çıktı. Şu anda kazı çalışmalarımızı sürdürüyoruz ancak henüz sonuna ulaşamadık. Mabede açılan kapıdan başladık, surların sonuna doğru şehrin dışına çıkacak şekilde açmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 4 bin 300 yıllık bir potern. Şu ana kadar 23 metre uzunluğa ulaştık. Uzunluğun daha da artacağını düşünüyoruz. Burada daha önce ortaya çıkarılan potern gibi uzun bir geçide benziyor. Hem kazı ve hem temizlik çalışmalarımız devam ediyor. Sonunda ne çıkacak göreceğiz. Potern, hiç şüphe yok ki şehrin kalesinin üzerine oturmuş ve içine doğru girmiş. Buradaki mabette önceki yıllarda çivi yazılı bir tablet bulmuştuk. Tablette, kral, rahiplere bir törende ne yapacaklarını sırasıyla anlatıyordu. Mabede açılan bu gizli tünelin de belki bir kutsal işlevi olabilir.”
“Heyecanlandıran bir buluş”
Gizli geçidi “heyecanlandıran bir buluş” olarak nitelendiren Çınaroğlu, “Bu sezon ağırlığımızı buraya verdik. Bu geçit, Hitit mimarlığı açısından büyük bir keşif” dedi.
Alacahöyük’te, İlk Tunç Çağı’nın çok güçlü bir iskanı bulunduğuna dikkati çeken Çınaroğlu, “Bu iskanın en güzel eserleri, sözde Hitit güneş kurslarının çıktığı, Hititlerden 350-400 yıl öncesine ait Hatti dönemidir. Buradan sonra o tabakada çalışmaya başlayacağız çünkü bu topraklarda İlk Tunç Çağı’nın aydınlatılması gereken birçok problemi var. İlk Tunç Çağı’nın üzerine Hitit şehri gelip yerleştiği için bugüne kadar çok kısıtlı alanlarda kazılar yapıldı. Biz bunu geliştirmeye ve daha bilimsel metotlarla o döneme ulaşmaya çalışacağız.” ifadelerini kullandı.


[/FONT]
 

nik

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
2,351
Tepkime puanı
1,327
Puanları
17
Yaş
64
[h=1]Sakarya’daki İnşaat Alanında 20’den Fazla Mezar Bulundu[/h]
271



Sakarya’nın Pamukova ilçesinde bir cami inşaatının temel açma çalışmaları sırasında 20’den fazla kiremit mezar bulundu.

Pamukova ilçesi Elperek Mahallesi’nde bir cami inşaatının temel açma çalışmaları sırasında kiremit mezarlar ortaya çıktı. Bunun üzerine çalışmalar durdurularak, Sakarya Müze Müdürlüğü’ne bilgi verildi. Görevlilerin yaptığı incelemede, mezarların Roma dönemine ait kiremitten yapılma mezarlar olduğu tespit edildi. 20’den fazla mezarın olduğu tahmin edilirken, mezar kalıntıları arasında çok sayıda insan kemiğine rastlandı.
Mezarlarda bazı kişisel eşyalar da bulunurken, arkeologlar çalışmalarını sürdürüyor.


 

nik

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
2,351
Tepkime puanı
1,327
Puanları
17
Yaş
64
[FONT=&quot][h=1]Şanlıurfa’da Kızılkoyun Mağarası’nda 61. Kaya Mezarı Bulundu[/h]
3227


[/FONT]

[FONT=&quot]
Şanlıurfa’nın Haleplibahçe Mahallesi’nde bulunan Kızılkoyun mağaralarında 61’inci kaya mezarına rastlanıldı.
Kentin tarihi dokusunu korumak ve tarih turizmini canlandırmak için çalışmalarını yürüten Büyükşehir Belediyesi’nin ’Eski Urfa’ olarak adlandırılan Haleplibahçe Mahallesi’nde başlattığı ’Kızılkoyun Projesi’nde 61’inci kaya mezarına ulaşıldığını bildirdi. Titizlikle süren çalışmaların bulunduğu havzada Roma Dönemine ait her geçen gün yeni bulgulara rastlanırken, alanda temaslarda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, tarih turizmine yönelik projelere büyük önem verdiklerini söyledi.
Kazı alanında gelerek yüklenici firma yetkililerinden bilgi alan Çiftçi, burada yaptığı açıklamasında, “Her geçen gün yeni bir gelişme ile karşılaşmak bizleri de heyecanlandırıyor” diye konuştu.


[/FONT]
 

Amisos

Bilgili Üye
Katılım
1 Şub 2017
Mesajlar
484
Tepkime puanı
217
Puanları
7
bu taşın kabristanında yatan terzi imiş sanırım abi
 

nik

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
2,351
Tepkime puanı
1,327
Puanları
17
Yaş
64
[FONT=&quot][h=1]İstanbul’da Bronz Çağına Ait 5 Bin Yıllık Kurgan Tipi Mezar Bulundu[/h]
8466


[/FONT]

[FONT=&quot]
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin Silivri’de bir inşaat alanında gerçekleştirdiği kurtarma kazısında Bronz Çağına ait 5 bin yıllık kurgan tipi mezar bulundu.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin Silivri’deki kurtarma kazısında bu yılın en büyük arkeolojik keşfi gerçekleşti. Türk ve Altay kültüründe kutsal mezar olarak bilinen kurgan tipi mezar bulundu. Üzerinde mızrak ucu bulunan iskeletin önemli bir asker, savaşçı olduğu tahmin ediliyor. Kazı raporunda, “ülkemizde bulunmuş ve kazısı yapılarak tamamen ortaya çıkarılmış ilk ve en eski, 5 bin yıllık kurgan tipi mezar” tespiti yapıldı. Kurgan, Yenikapı arkeolojik kazılarından sonra İstanbul tarihine yepyeni bilgiler getirecek.
Defineciler ulaşamadı
Silivri’nin Çanta bölgesinde yazlık siteye ait sosyal tesislerin yapılacağı arsada gerçekleşen müze kurtarma kazılarında İstanbul ve Trakya tarihine ışık tutacak buluntulara ulaşıldı. Aralık 2015 tarihinde başlayan kazılar 5 ay sürdü. İstanbul 1 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na geçtiğimiz nisan ayında gönderilen rapora göre, mezarın kuzeyden gelen tunç çağında yaşamış önemli bir askere ait olduğu düşünülüyor. Arkeolojik kazılarda tümülüs (anıt mezar) öncüsü olan kurgan tipi mezarın daha önce defineciler tarafından birkaç kez deşildiği, ancak ana mezara ulaşılamadığı tespit edildi.
Ülkemizin en eski kurganı
Kurgan tipi mezarlar Orta Asya kültürü olarak biliniyor. Ülkemizde Avrasya steplerinin ölü gömme geleneğini yansıtan kurgan tipi bir mezar 1980 yılında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından Trakya yüzey araştırmaları sırasında Kırklareli’nin Asılbeyli köyü Taşlıcabayır mevkisinde tamamen dağılmış vaziyette bulunmuştu. Kurtarma kazısı sonucunda mimari yapı ortaya çıkarılamamış, demir çağına MÖ 1200 yıllarına tarihlenmiş pişmiş toprak kaplar elde edilmişti. Trakya’da bilinen kurgan tipi tek mezar da buydu. Silivri’de ortaya çıkarılan mezar bundan hem daha eski hem de tüm mimari yapısıyla ortaya çıkarıldı.
İstanbul Arkeoloji Müzesi mezarın bulunduğu alanın tescillenmesini, mezarın buluntuları ve mimari yapısıyla kaldırılarak müzeye taşınmasını talep etti. Müzenin Trakya ve İstanbul buluntuları bölümünde olduğu gibi sergileyerek bu eşsiz buluntuları ölümsüzleştirmek istiyor. Koruma Kurulu’nun vereceği karara göre mezarın akıbeti belli olacak.
Kuzey göçleriyle gelmişler
İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, Prehistorya Anabilim Dalı öğretim görevlisi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan buluntu için, “Trakya’ya kuzeyden gelen göçler var. Kurgan tipi bir mezar bu. Benim çalışmalarımda da bu tarz mezarlar var. Trakya’da çok sayıda bu tür mezarların tahrip edildiğini biliyorum. Bir tanesini kepçenin önünden kurtarmıştık. Birinci bin, demir çağına aitti. Çok sayıda mezar buluntusu elde etmiştik. Ancak buradaki mezar daha eski tunç çağı. Oldukça önemli bir keşif. Bilimsel incelemeleri sonucunda güzel veriler elde edilecektir” dedi.


[/FONT]
 

Kafkaslı

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
3 Nis 2016
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
3,654
Puanları
23
esselamualeykum

nik mübarek emeğine sağlık güzel paylaşımlar

ermeniler esnaflıkta ve zanatt ustalıkta en iyileri olmuşlardır onun için mezar sitellerinde kullandıkları eşyaları sembolize etmişlerdeir.
 
Son düzenleme:

Amisos

Bilgili Üye
Katılım
1 Şub 2017
Mesajlar
484
Tepkime puanı
217
Puanları
7
Kilit taşı kırıp kaçamayan definecilerede bir otopsi yapsalardı ya hangi dönemin soyguncularıymış icerde bulunan örnek sikkeymiş yalancı bunlar ya içeriyi boşaltık dermi zaten adam zaten soyguna gelmiş tuzağı harekete geçirmiş mezar kendini yıkmış adamlar bile kaçamamış da mal nasıl kaçmış içerden peki anlam veremedim daha çok açılacak mezar var nede olsa yav arkadaş soymadıkları yer kalmadı birde düzenleme yapılacak şukadar maliyeti var diyorlar siz vermeyecenizde aramızda para toplayıp biz mi verelim
 

nik

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
2,351
Tepkime puanı
1,327
Puanları
17
Yaş
64
[FONT=&quot][h=1]At Yarışı Kuralları İki Bin Yıl Öncesine Dayanıyor[/h]
2286


[/FONT]

[FONT=&quot]
Konya’nın Beyşehir ilçesindeki Fasıllar Mahallesi’nde yer alan yaklaşık 2 bin yıllık geçmişe sahip kaya oyma Lukuyanus Anıtı’ndaki kitabede, at yarışlarının yazılı kuralları olduğu ortaya çıktı.
Konya’nın Beyşehir ilçesinin 18 kilometre doğusundaki Tarihi Hitit Misthia kentinin üzerinde kurulu Fasıllar Mahallesi’nde Hitit, Bizans ve Roma döneminden kalma çok sayıda anıt ve harabe bulunuyor. Bir dönem Hititlerin en önemli merkezi olduğu bilinen mahalledeki en meşhur eser, 3 bin 200 yıl öncesine ait olduğu sanılan “Bereket Tanrısı” adıyla bilinen 72 ton ağırlığındaki Fasıllar Anıtı olarak ifade ediliyor.
“Kurtbeşiği Anıtı” olarak da bilinen bu anıtın 100 metre kuzeyinde, yerden 10 metre kadar yüksekteki tepecikte, kaya üzerine oyulmuş at kabartması bulunuyor. Kaynaklarda “Lukuyanus Anıtı” olarak bilinen bu yapının, Roma-pagan döneminde yapıldığı biliniyor. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar, yaptığı açıklamada, anıtın Romalı at binicisi Lukuyanus isimli gencin erken yaşta ölümü üzerine yapıldığını söyledi.
Yörede “Atkaya” ismiyle bilinen anıtın çevresinde at yarışlarının düzenlediğini anlatan Bahar, “Burası bir hipodrom. Bu anıt, Lukuyanus adlı Romalı biniciye ait. Bu kişi yarışçıdır. Bu yapıdan da burada at yarışlarının yapıldığını ve at yetiştirildiğini anlıyoruz. Hititler anıtları çevredeki kutsal olduğuna inandıkları dağlar için yapıyordu. Roma döneminde de at yarışları belki bu dağları kutsamak için yapılıyordu.” diye konuştu.
Lukuyanus, 2 bin yıllık sporcu anıtı
Bahar, at kabartmanın yanında mezar odasının yer aldığına işaret ederek, şöyle konuştu: “Lukuyanus Anıtı’nın altında ‘Savaşçı Lukuyanus, evlenmeden öldü. Kahramanımız’ deniliyor. Çok üzülmüşler ölümüne. Roma’da, evlilik çok önemli bir aşamadır. İnsanlar için çok üzücü, bekar gencin ölümü. Bu da Helenistik Roma döneminde önemli bir ayrıntı. Bölge, Roma’nın Pisidya eyaletinin doğu sınırı oluyor. Bu yapı, Pisidya dönemine ait bir kabartma diyebiliriz. Roma-pagan dönemi, 2 bin yıllık geçmişe sahip.”
At kabartmasının altında kaya üzerinde Grekçe yazılı kitabede şu kurallar yazıyor;
-Bir at birinci olduysa başka yarışlara katılamaz.
-Atın sahibi de yarışmada atı birinci olduysa ikinci atı katılamaz. Atın kendisi katılamadığı gibi sahibinin ikinci atı da katılamaz.

At yarışıkı kuralları hakkında bilgi veren Bahar, ‘Bir at, 10 kupa aldı, sahibi şu kadar kupa kazandı’ diye sevinmiyor. Aksine ‘ben birinciliği tattım, diğer insanlar ve atları da kazanmalı’ düşüncesiyle, diğerlerine de kazanma şans veriliyor. Güzel bir kaide var. Modern dünyadakilerin aksine yarışlar, centilmenlik üzerine kurulu. Spor kurallarını ortaya döken ve yarışın yapılış şekline ilişkin kuralların bulunduğu benzer bir kitabe görmedim. At yarışlarından bahseden kaynaklar var ama kurallarını ve yapılışını anlatan yok. Lukuyanus Anıtı’ndaki kitabenin, at yarışlarının kurallarını anlatan en eski kitabe olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Bahar, bölgede Selçuklu ve Osmanlı döneminde de atçılık faaliyetlerinin bulunduğunu, Lukuyanus Anıtı’nın mahalleye baktığı vadide cirit oyunları oynandığını sözlerine ekledi.


[/FONT]
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst