Öncelikle Selamlar herkese. İlk çubuk bilgisini bu siteden alan biri olarak ilk konunun başlangıcından sonuna kadar bilgilerini paylaşan herkese teşekkür ederim. Çubuğu ilk duyduğumda öncelik bu site ve diğer internet yazılarının hepsini okudum. Ustalara sorular sordum. kendimce çeşitli çubuklar yaptım. sonuçları görmek için daima gerçek arazide testler yaptım.
Bir kaç tecrübemi paylaşayım. Bunlar konunun başında belirtildiği gibi sadece benim doğrularımdır. Herkeste bu şekilde olacaktır iddiam olamaz.
Çubuğun prinç, aleminyum, ağaç(gül dut fındık ceviz vs...) elektrot radyo antenleri, bakır gibi her türlü maddeyi denedim. boylarını uzattım kısalttım. Numuneli numunesiz denemelerim oldu. ama bun denemeleri daima gerçek sahada yaptım.
Boşlukta her türlü boşluğu boşluğun boyutunu bulmam mümkün oldu. Boşluk için elekrot en verimli oldu. Kaya dezleri köstebek yolları başta beni zorladı , şimdi ise bunları anlamam çok kolay oluyor. arazide kurşun demir bakır prinç buldum ve hepsinin hareketlerini kaydettim ve yukarıda anlatılanlardan çok farklı tecrübelerim olsa paylaşırdım. ustalarımın sunduğu sonuçlara genellikle ulaştım. Sadece boşluk konusunda belki bende böyledir. Boşluğu uzak bir noktadan tesbit edemiyorum sadece boşluğun üzerin egelince boşluk sinyali alıyorum ve niteliğini çözebiliyorum. Kısacası boşluk 10-20 metre uzaklıktan sinyali alınıp gidilen bir özellik taşımıyor. üzerine gelinince algılanıyor. belki bir kaç metre daha fazlası olmadı.
Arazide bulduğum metaller bakır, kurşun, demir, gümüş, gibi madenlerdir. Bunların ortak özelliği oksitleniyor olması yani paslanma özelliğinin olması. Nedendir bilmiyorum mineralle karşılaşmadım. 20 sinyal aldığım yerden 18 adedinde bahsettiğim metaller çıkmıştır. 2 sinde de toprak içinden el dedektörüyle aradığımı bulamadım diyebilirim. El dedektörü veya normal dedektör olmadan zaten aldığınız sinyal yerinde işlem yapsanızda bir para bile olsa bulmanız imkansıztır küçük bir taç parçası diye atarsınız.
Çubukların hangi metalden olması boyu vs hiç önemli değil sadece taramayı yaptığı uzaklığı etkiliyor. prinç çubuğu çok tercih etmiyorum bir çivi başına dahi yöneliyor. Oldukça hassas. Bu hassaslık dez avantaj oluyor çoğunlukla.
Gelelim asıl konuya. Altın... Hiçbir zaman kanepede halı altında saklanan çeyrek altınla deneme yapmayın. diğer metallerle yaptığım denemelerde evde yaptığım bir bakır denemesi ile gerçek arazide toprakta bulduğum nesne arasında çubuğun verdiği tepkinin uzak yakın alakası yok. Arazide verilen tepki çok farklı.
Bu çalışmaları paylaştığım fizik ve kimya hocalarımız ortak kanısı şudur ki. Gerçek arazide boşluk nasıl boşluğun üstüne gelince sinyal alınıyorsa altında da aynı olayı yaşayacaksın Sadece üstüne geldiğinde sinyal alacaksın ama tepki boşluk tepkisinden farklı olacak.
Bu tez doğru mudur? Altını bulduğumda yazacağım. Yok yanlış diyen altını bulan varsa tecrübesini yazabilir
Saygılarımla...
Tebrik ederim.
Calisma yapanin yazdiklariyla masa basinda yazanlarin yazilari hemen anlasiliyor.
Asil sorunumuz; Usta-Cirak iliskisi.
Calismalarimizi kendi kendimize yaptigimiz icin bazi seylerin anlasilmamasi ve aşilmamasi gayet dogal bir sonuc.
Her zaman verdigim bir ornek var;
Yuzme kitabi okumakla yuzmeyi ogrenemezsiniz, lakin yuzme hakkinda cok sey ogrenirsiniz.
Cubukda da durum farkli degildir.
İlla bir bilenle calismak gerekir.
Geleyim sorulariniza:
Cubuk da 2 eylem var
1-Yon vermesi.
2-İsaret vermesi, yani boslugun veya metalin.
Kendi bilgi ve tecrubeme gore;
40 metreden hem boşlugun hemde metalin sinyalini alarak hedefe dogru gitmek mumkundur....
Bu yazacaklarimi asla unutmayiniz;
Bosluk veya metal, sinyalini (altin dahil) en fazla 40 metreye kadar atabiliyor. Burada metalin hacminin cok fonksiyonu olmuyor (genel olarak).
1 gram ile 1000 gram ayni hareketi yaptirir. Hacim baska bir sekilde kendini belli eder, bu baska bir kitap konusu, detaya girmiyorum.
Bu nedenle eger cubuk, bulundugunuz yerden bir metalin sinyalini aldiysa biliniz ki en fazla 40 metre uzaktadir.
41 degil. İlk bileceginiz husus bu.
Sayet bilgi ve tecrubenizle bir sistem gelistirdiyseniz oldugunuz yerde dairesel hareketlerle dolastiginizda o metalin sinyalini alir ve metale-bosluga ait isaretini yapar cubuk.
Burada en onemli olan husus ise;
Alinan bu isaret hakikaten islenmis metal haline getirilmis misal bakirdan mi geliyor, yoksa bu bakir isaretini yaptiran, henuz metal haline gelmemis mineralden mi geliyor? Bir avuç kil dahi cubuk kullanicisina kultur fizik hareket leri yaptirir. Alinan sinyalin mineral mi metal mi oldugunu anlamak...!
İste biz buna ustalik diyoruz.
Buda calismaya ve tecrubeye bağli.
Minerali cozen meselenin %98 ini cozmus demektir.
Cubuk boylarinin uzun veya kisa olmasinin etkisi vardir. Cinsinin de etkisi vardir. Bu etkiyi anlamak icin birkac sefer degil, bir kac yil arge yapmak gerekir.
Sadece tam uzerine geldiginizde cubuk kisa da olsa uzunda olsa ayni isareti yapar.
Ciddi olarak arazide calisan kardaslarimiz basina bir sapka, agiza burna da bir maske takip, tespitlerini nasil yapiyorlarsa; 2-3 dakikalik bir video cekip siteye yuklerlerse kendilerine daha fazla faydamiz olur.
Cubuk tutusu nasil?
Yuruyusu dogru mu?
Bileklerini bukuyor mu?
İsaret aldiginda ne yapiyor?
Vs.vs. onlarca konuda bildiklerimizi aktaririz insallah.
1 kere gormek 50 kere duymaktan dafa faydalidir.
Yillar icerisinde arazide onlarca cubukcu ile karsilastim. Yillardir cubukla dolasan bazilarinin daha cubugu nasil tutacagini bilmedigini gordum. Bir kisi haric kimseyede birsey demedim. Genc bir arkadasti. Sen eline cubuk alma dedim. Sozumu dinledi. Artik cubuk tutmuyor. Olan bana oldu, abi gel deyip duruyor 2 senedir. Mecburen gidiyorum geziyoruz bizim koylerde, yakin yerlerde
)