Eskiden büyüklerin anlattığı/yaşadığı üç harfli hikayeleri

uçanhollandalı

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
7 May 2014
Mesajlar
1,181
Tepkime puanı
1,622
Puanları
20
Hatırlıyorumda ben çocukken,köyde yaşarken üç harflilerle ilgili ne kadar çok hikaye anlatılırdı.o zamanlar cep telefonu yok,internet yok,televizyonda tek kanal var.televizyon o zamanlar mahallede bir evde bulunurdu genelde.çok lüks bir aletti ve çok pahalıydı.televizyonu olmayanlarda akşamları televizyon olan evde toplanırdı.Köyde nüfus kalabalık,köy yaşamı aktifti.ulaşım yoktu.insanlar uzak yerlere bile patika yollardan giderdi.ben bile ilkokula 2 km lik patika yoldan tek başıma gidip geldim.sık sık elektrik gider bazen günlerce gelmezdi.geceleri büyükler oturur uzun uzun muhabbet ederlerdi.bu muhabbetlerin temel konularından biride üç harflilerdi.

O zamanlardan aklımda kalan bazı hikayeleri anlatmadan önce bu konuyla ilgili kafamdaki bazı soru işaretlerini belirtmek istiyorum.

Eskiden bu kadar üç harfli görülmesinin sebebi neydi? kırsal bölgede yaşayan insan sayısının fazla olması ve bu insanların sık sık ıssız bölgelerde tek başına bulunmasıyla bir bağlantı kurulabilir mi? insanların kendilerini böyle şeylere şartlandırmış olmalarının psikolojik etkileri olabilir mi? mesela gece yarısı bir ormandan tek başınıza geçeceksiniz,yolda birşey görürmüyüm diye aklınızdan geçirirsiniz mutlaka.

Gelelim hikayelere;

Mahallemizin büyüklerinden bir amcamız(kendisi rahmetli)daha ilkokul yaşlarındayken her sabah erkenden kalkar,uzaktaki başka bir köye Kuran-ı Kerim öğrenmeye giderdi.gittiği yol,sadece gidiş 5 km den fazla ve tamamen ormanlık patika yoldu.
Bir sabah yine giderken yolda bir derenin kenarındaki ceviz ağacına yaslanmış 4-5 metre boyunda fötr şapkalı bir adam görür. bir süre korkudan donup kalır.sonrasında yaşadığı şoktan derde kalır.bizim burada üç harflilerin uzun etkilerine maruz kalmaya derde kalma denir.bazen köye gittiğimde o ceviz ağacını hala görürüm.ve bu hikaye aklıma gelir.

İkinci hikaye ise bu amcamızın oğluna ait.kendisi değerli bir abim olur.kendisi yine babasının yaşadığı olayın bölgesine yakın bir yerde,sabah vakti bir yere giderken önüne birden şişman bir kadın çıkar,oldukça ürkütücü bir görüntüsü vardır.gözleri parlıyor gibidir.elinde de bir orak vardır.herhalde buraya ot falan biçmeye geldi diye düşünür.yanından geçip gider.sonra geriye bakınca görür ki kadın hala aynı şekilde duruyor olduğu yerde.ama ayakları ters.tabii oradan nasıl kaçtığını hatırlamıyor bile :)

Üçüncü hikaye ise bir kadın akrabamızdan.gece bir ziyaretten gelirken,tam dereden geçerken yukarıdan bir atlı araba gelip dereye aşağı uçup gitmiş.kendisi bu konularda metanetli olduğu için durumu anlamış ve şoka girmeden yoluna devam etmiş.

Bu yaşanan olayların ortak tarafı,hepsi aynı bölgede,bir vadi içinde ve dere kenarında gerçekleşmiştir.

Ben ise bugün aynı vadide birkaç işaretin peşindeyim :)
 

gurcumansur

Member
Katılım
21 Ara 2015
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Valla hocam 3 harfliler kırsal bölgelerde genelde ağaçlık alanlarda özellikle kavaklık varsa kavaklıkta ve dere kenarında bulunurlar. Mesela annemin amcasının oğlu kundakta iken bunu kundağı ile birlikte alıp giderlermiş evden sonra sabah namazına yakın evin 50 m ilerisindeki derede en yakın söğüt ağacının yanına bırakırlarmış.
 
Üst