Eski amma yuzlerce ornekten bitanesi altta
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki iki tarihi eser yüzünden Kültür Bakanlığı ile bu eserleri müzeye teslim eden Mahir Akkar mahkemelik oldu. Eserler hakkında "orijinal" ve "sahte" diye iki ayrı bilirkişi raporu verildi.
ADLİ bilirkişilik yapan Mahir Akkar, iki tarihi eserin "kanatlı deniz atı broşu" gibi değiştirilip satılmış olabileceğini iddia etti. Akkar, "İkinci olasılık ise Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nden (DTCF) bilirkişi heyeti müze ile danışıklı dövüş yaptı ve kasıtlı olarak ’sahte’ raporu verdi. Haklarında savcılığa suç duyurusunda bulundum" dedi. Akkar, dava sürecini şöyle anlattı:
TESADÜFEN BULDUM
Bu eserler elime tesadüfen ulaştı. Bir arkadaşımdan Roma dönemine ait bir adedi kabartmalı küçük "altar" (sunak), diğeri ile "adak steli" (kabartmalı taş levha) olarak tabir edilen iki eser olduğunu öğrendim. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Alpay Pasin’i ve sonra müzeyi aradım. Olaydan haberdar ettim. 3-4 gün sonra eserler gelince de müzeye götürdüm.
İKİ UZMAN İNCELEDİ
Oradaki iki uzman inceleme yaptı. Uzmanlar, "eserlerin orijinal olduğunu, ilk defa böyle bir figüre sahip sunak gördüklerini ve yaklaşık 2 bin yıl öncesine, Roma dönemine ait olduğunu" söylediler. Tutanak tutuldu, heykelleri 5 Şubat 2002’de müzeye teslim ettim.
150 YTL BEDEL
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı uzmanlar komisyonu toplandı ve inceleme yaptı. Eserlerin "orijinal" olduklarına karar verip rapor tanzim etti. Ancak komisyon eserlerden birine 100, diğerine 50 YTL değer biçti. Bana bu heykeller için 100 bin dolar önerilmişti. Ama asla ve asla satmadım. Sinirlendim ve "Bunların imitasyonlarını bile 150 milyona vermezler" dedim. Genel müdürlüğe dilekçe verdim. Müze müdür yardımcısı "İtiraz edin, belki 500 milyona çıkarırlar" dedi. Ben de Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde değer tespiti istedim.
BİLİRKİŞİ TESPİTİ
Mahkeme önce Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanlığı’na yazı yazdı. DTCF "Biz değer tespiti yapamıyoruz" diye yanıt verdi. Mahkemenin belirlediği 3 kişilik uzman heyet 21 Kasım 2002 tarihli raporda, iki eserin 2 bin yıl öncesine ait olduğunu ve piyasa rayiçlerine göre değerlerini 16 milyar TL olduğunu bildirdi. Ben de Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne 16 milyarın tarafıma ödenmesi için dilekçe verip noterden de ihtarname çektim.
BAKANLIK ÖDEMEDİ
Genel Müdürlük, 18 Aralık 2002 tarihinde, itiraz hakkı kullanılmadan tespit davası açtığım için ödeme yapmalarının mümkün olmadığını bildirdi. Ankara 2. İdare Mahkemesi’nde Bakanlığa dava açtım.
ÜST KURULUN KARARI
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü mahkeme kararı gereğince dava konusu tarihi eserlerin değer tespitinin yeniden belirlenmesi için üst komisyon oluşturdu. Üst komisyon da eserlerin taşınır kültür varlığı niteliğinde adak taşları olduğuna ve 600 milyon TL değer takdir edildiğine ilişkin 22 Haziran 2004 tarihli raporu verdi.
İKİNCİ BİLİRKİŞİ
Ben de idare mahkemesine yeniden dava açtım. Mahkeme, daha önce değer tespiti yapamayacağını bildiren DTCF’ye yazı yazdı. İtiraz etmeme rağmen bilirkişi olarak atandılar. Arkeoloji bölümünde görevli bulunan 2 profesör ve 1 doçentten oluşan bilirkişi "sahte" diye rapor verdi. Ben de bu kararı Danıştay’da temyiz ettim. Bilişki hakkında ise "Bilirkişilik görevini kötüye kullanmaktan" suç duyurusunda bulundum.
1969 yazı,İzmir Arkeoloji Müzesinde gece bekçisi öldürülür ve o günün parasıyla 50 milyon değerinde 118 parça tarihi eser çalınır. Kısa sürede İstanbul polisi,Alman hırsız Josep Max'i çaldığı eserlerle beraber ele geçirir.
definesohbeti.com