Şeriati garrayi muhammediyye kaldirilirken,hilafet lâv edilirken,milletin dini elinden alinmak istenilirken,ALLAH demek yasaklanirken,bir kahramin ciktigi yerdir iskilip.İlle ALLAH diyen adam
Kimisi deli derdi onun için , kimisi veli . Bıçak biler , hamallık yapar helalinden kazanırdı rızkını .Küçük bir kulübede yaşardı . Bir bisikleti vardı . Onunla dolaşırdı . Bisikleti ile hacca gittiğini söyleyenler vardı.
Memlekette herkes tanır ve severdi onu . En çok da küçük çocuklar severdi . Onlara selam verir ilgilenirdi . İlle Allah dedirtirdi. Kelimeyi şehadeti öğretir şeker verirdi . Çocuklar onu görünce ona doğru koşar ille Allah , ille Allah diye bağırırdı .
Bu çocuklar içinde kardeşim de vardı . Çok severdi onu . Çocukken hep koşardı yanına, onu görünce .
Yıllarca evlenmedi bekâr yaşadı . ileri bir yaşta evlendi . Maalesef bu evliliği uzun sürmedi . Yangında karısını , kulübesini , eşyalarını kaybetti . Kendisi de bu olaydan sonra birkaç sene ancak yaşadı . Namaz kılarken , yanlış hatırlamıyorsam öğle namazında secdede ruhunu teslim ettiğini duydum .
Öldüğünü duyunca kardeşim çok üzüldü . Onunla ilgili üç anım var dedi ve anlattı :
_ Birincisi , oniki onüç yaşlarında İdim . Sıcak bir yaz günü idi. Cuma namazına gitmiştim . Bu ağabey koşturarak geldi yanıma durdu . Çalışıyor yük taşıyordu haliyle terlemiş . Burnuma ter kokusu geldi . Kendi kendime dedimki ;
_ Eğer bu adam veli olsaydı böyle ter kokmazdı . O anda birden ter kokusu gitti . Her taraf gül kokmaya başladı .
İkincisi , orta okula gidiyordum . Doksanlı yıllar . Her yerde geçim sıkıntısı var . Bir bayram günü idi . Evinin önünden geçerken dur şu ille Allah diyen ağabeyi ziyaret edeyim . Kimi kimsesi yokmuş sevinsin dedim .
Gerçekten de çok sevindi . Öyle iltifat gösterdi anlatamam . Ben ona zahmet vermemek için kalkmak istedim . Abisinin bir çay içelim öyle gidersin dedi . Tamam dedim ama bir yandan da üzülüyorum ona zahmet verdiğim için .
Sonra elinde bir tepsi ile geldi ki !
O zaman için en zengin evde bile bulunmayan çeşit çeşit ikramlıklar vardı . Çarşıdaki en lüks çerez satan yerlerde bile bu çerez ve ikramlıklardan yoktu . Nerden buldu ,nerden aldı? hâlâ hayret ederim .
_ Üçüncüsü dayımın kızının düğününde akşam misafirler sofraya oturacak ekmek bitmiş . Beni mahalle bakkalı olan Ali bakkala ekmek almaya gönderdiler .O yıllarda akşam hiç bir yerde ekmek kalmazdı . Hele Ali bakkalda öğleden sonra bile ekmek bulunmazdı . Belki bayat mayat kaldıysa ne bulursan al getir dediler . Onlarında benimde hiç umudum yoktu ekmek bulunacağından .
Ekmek almaya giderken ille Allah diyen ağabeye rastladım . Selam verdi aldım . Artık ben ona bir veli gözüyle bakılıyordum . Allah'ım şu adamın hürmetine ekmek bulayım ne olur dedim .
Bakkala bir gittim ki ! Her taraf ekmek dolu . Hemde o saatte taptaze yumuşacık . Bir kucak aldım getirdim . Herkes hayret etti . Bu saatte bu kadar ekmek hayret dediler durdular . Dedi kardeşim .
Aşağıdaki resim kendi resmidir. 2015 yılında vefat etti. Mezarını yaptırmışlar çok sevindim. Kim yaptırdıysa Allah razı olsun. Kıyamda geçirdiği ömrünü secdede tamamladı.
Rahmetli Mahmut abinin ölümüde bir başka güzel olmuş. O gün mahallede kapı önünde oturan yaşlı teyzelerin yanına nur yüzlü bir dede yaklaşmış onlara:
Mahmud'a hiç baktınız mı? Hali nicedir? diye sormuş. Sonra da ortadan kaybolmuş.
Teyzelerden biri eve girer,bakarki Mahmut abi secdede ruhunu teslim etmiş.
Ben O'nu uzaktan tanırdım. Hemşerim olur. Memleket ÇORUM İskilip. İsmi Mahmut Civek'miş. Ben de sonradan öğrendim, öldükten sonra yani.
Memlekette adını pek bilen olmaz ama «İllallah» kimdir desen herkes bilir. Herkes O'na İllallah derdi. Allah rahmet eylesin . Mekanı cennet olsun. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.
Ne demişler «harabat ehlini hor görme şakir , defineye malik viraneler var».
Not:Bu paylaşım tamamen bana aittir. Ben bu paylaşımı yaptıktan sonra İskilip sayfaları yayınladı.
Mahmut ağabeyin Zöhre teyzenin oğlu olduğunu yorumlardan öğrendim. Zöhre teyze ben çocukken anneanneme gelirdi, çok tatlı bir kadındı. Oğlunun bir kız sevdiğini, ailesinin vermediğini, yataklara düşüp hastalandığını anlatırdı.
Hatta kızı vermek şöyle dursun doktor kızın giydiği bir kıyafeti getirin verin koklasın demiş. Kadıncağız kızın ailesine yalvarmış ama kıyafeti de vermemişler.
Aynı kişimiydi?
Aynı kişi olduğunu düşünüyorum çünkü yerel sayfalardaki yorumlarda gençliğinde başından büyük bir aşk hikayesi geçtiği yazıyordu.
İçinizde hemşehrilerim vardır, bilen var mı?
Rahmetli Mahmut Ağabey ile başka hatıraları olanlar var mı?
Gene bu yorumlardan öğrendim bıçak bileyince:
_ borcumuz ne? diyene:
Bir ekmek parası dermiş rahmetli. Hiç fiyat söylemezmiş.
Ruhuna el Fatiha
Ruhu şad mekani cennet olsun iskilipli atif hocamizin.