@
Trakyalı81 kardeşim. kulanan arkadaşlar varsa bilgi verirler inşallah.elmas uç kısmı değişik.bu daha iyi gibime geldi.bunu takım olarak görmek veya kullananlardan iyi ve yeterli bilgileri almak önemli.bu diğer karotlar gibi kesilen numune parçasını içine almıyor zannedersem.ben kullanıyorum.yandan su girişi var.su buronun içinden aşağıya iniyor.bu baya zor.çünkü içine aldığı parça boruyu tıkıyor.ve su karotun elmas ucuna ulaşmıyor.elmas devamlı su alması gerekiyor.ve her defasındada diyelim ki 50 cm 80 cm veya 9o cm deldiniz. tüm boruları dışarı çıkarıp ,söküyorsunuz.sonra en uçtaki elmas olan kısmına ilave bi demirle içini boşaltıyorsunuz,bazen çekiçle vura vura zor çıkıyor.sonra tekrar tüm parçaları birleştirip deldiğiniz yere salıyorsunuz. bu çok zor ve zaman alıyor.borular kilitli sistem.çevirmeli.çalışırken dikkatli olmazsanız,bi ters dönünce kilitli sistem çıkıyor.sert zeminse tekrar takıp işe devam ediyorsunuz.fakat yumuşak zeminse tüm parçalar kalıyor.bir parçası 400 tl.gerisini sen düşün.bu riskli bi karot türü.kesen elmas uçları yuvarlak borunun etrafında simit gibi.kesiyo içine alıyor.
Sn. @
kabakburgiba ustam,
İçerisine numuneyi alan karot ile resimlerdeki karot uç kıyaslamasında,sizinde bahsettiğiniz gibi numuneyi içerisine almayan karot , kullanım açısından daha avantajlı görünüyor. Yaklaşık 1 m lik ucun, ilk ucundan başlayıp geriye doğru incelendiğinde,3 farklı çap kalınlığı olduğu gözüküyor. Dediğiniz gibi kırılan,aslında öğütülen taş yanlardan tahliye edilmesi gerektiği gibi,tahliye edilmeyen de yanlarda birikerek depo görevi görüyor olabilir. Çap farklılıkları bunu gösteriyor sanki.. Ucun şekli ve ergonomisi daha çok öğütüp toz haline getirmeye yönelik gibi duruyor.
Ancak bahsettiğiniz gibi,karot için hayati öneme haiz olan suyun,ciddi basınç ile verilmesi gerekiyorsa (tahliye için mantık bunu akla getiriyor ya da özel bir titreşim sistematiği ile,çıkan tozlar veya minik taşlar titreşek yanlardan yukarıya yürüyor) kullanım esnasında kaç litre su harcandığı bilgisi de ayrıca önem kazanıyor. Her metre için 100 kg su lazım denirse (tamamen atıyorum) olayın boyutu farklı bir yere taşınıyor.
Tazyikli su deposu ile birlikte ister istemez insanın aklına desibel de gelmiyor değil. 79 db olanı da var,112 db olanı da.. Desibel,bilindiği üzere logoritmik olarak artar. Yani bu şu anlama gelir. 20 db ,10 db den tam 10 kat daha şiddetlidir. 30 db ise, 10 db den 100 kat daha şiddetlidir.
180 db, bir roketin fırlatılış anındaki çıkardığı ses sesviyesine eşittir.
Velhasıl kelâm, bu meretlerin desibellerinin net olarak bilinmesi ve ileriki zamanlarda bunun bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaması için, ince eleyip sık dokumak herektiği kanaatindeyim.
Selamlar..