Misya

C

caution

Misafir
Mysia'daki Antik Kentler



Mysia bölgesi,günümüzde yaklaśik olarak Balikesir ilinin tümünü,Manisa ilinin kuzey,Ìzmir ilinin kuzeybati,Bursa ilinin güneybati,Kütahya ilinin bati ve Çanakkale ilinin de dogu uç bölümünü kapsiyordu.
KYZÌKOS:Belkis
ARTAKE:Erdek
PROKONNESOS:Marmara Adasi
HALONE:paśa Limani
OPHÌOUSSA:Avśa
MÌLETOPOLIS:Melde Bayiri, Karacabey
POÌMAENON:Eski Manyas
ARTAMIA/KONANA:Gönen
ERGASTERÌA/PERÎKHARAKSÌS:Balya
ARGÌZA/ARGESÌS/ARGYRÌA:pazarköy
HÌERA GERME:IlIca
HADRIANEÌADursunbey
TÌBERÌOUPOLÌS:Emet?
ANKYRA:Kilise/Bogazköy
SYNAOSSimav
HADRÌANOUTHERAÌ:Balikesir?
PERSÌDegirmenli
ÌRVANA:Ìkitepe,Köseler höyügü
MENDEHORE:Balikli
ATANAS:Ovaköy
KÌLLE:Çay üstü
BLAUDOS:Hisarköy,Bigadiç
KERASEÌS/KERASASavaśtepe/Giresun
ÌSKRA:Ovabayindir
KERGE:?
MASTAURA:Bereketli
EFTELÌA:pamukçu
DASKYLEÌON:Ergili/Hisartepe
DASKYLEÌON:Eśkel Lìmani
ADRAMYTTEÌON:Ören,Burhaniye
ÌOLLA:Çoruk?/Ören
TRARÌON:Kaplan Sivrisi Akropolü, Kuyumcu, Burhaniye
THEBE/THEBAÌ:Havran,Tepeoba,Kumluca
ASTYRA:Güre
LYRNESSOS:Büyükdere?
ANDEÌRA:?
KYTONÌON:?Tifillar?
KÎLLA:? Zeytinli? (Aiolis)
KHRYSA:Akçay?
AURALÌANE:Havran
KÌSTHENE:Gömeç,Kiz Çiftligi
KORYPHANTÌS:Gömeç,Keremköy yakini
HERAKLEÎA:Çakalya Burnu, Ayvalik
ARGÌSTRI:Çiçek Adasi
PYRRHA:Karaagaç,Bademlì Burun
KARENE:Nebiler Köyü, Dikili
PERPERENE:Kozak,Aśagibey köyü
ATARNEUS/ATARNADikili,Agiltepe/Kaletepe
TEUTHRANÌA:Kalargatepe
KANAÎ:Bademlì,Killik,Dikili
ATTAEA:Bahçeliköy,Seyitler
PERGAMON:Bergama
APOLLONIA:Asartepe
HALÌSARNA:Bergama yakini
ALLÌANOÌ:paśa ilicasi,sular altinda bogulan,antik Hydro Terapi merkezi
PARTHENÌON:Çaltikoru
GAMBREION:KInIk,PoyracIk
ASPORDENE NEMRUT KYBELE TAPINAGI: Karadere, Kinik, Yund dagi
TRAKHOULASarkale/AltInlI
GERMESoma
SANDAINA:YIrca/Yirce
KALAMOS/KALANBA:Gelenbe
STRATONÌKEÌASiledik
HEKATONESSOÌ ADALARI:AyvalIk adalari
ARGÌNOUSSAÌ ADALARI:Garip ve Kalem AdalarI
 
Son düzenleme:
C

caution

Misafir
MYSİA BÖLGESİBugünkü Karesi Vilayeti tamamen Küçük asya (asya minor)`nın Mizi ismi verilen kısmında idi.Zaman zaman büyüyüp küçülen ve esaslı bir çerçevesi olmayan Misya`nın hududunu şöyle kaydedebiliriz. Misya kıtası Küçük asya`nın kuzey-batısında bulunup kuzeyden /Propontid (propontis);Marmara denizi/ Batıda /Hellespon (hellespontus) Çanakkale boğazı/ ve Ege (aegean sea):Adalar denizi ,Güneyde lidya (lydia):Saruhan sancağı batıda Rindaküs (Ryndacus):adırnaz çayı ile çevrilidir.Bu hudutlar daha önce de belirttiğimiz gibi kesin değildi.Misya sahası bazen Lidya ,Biga ve kısmen Bitinya(Bithynia):Hüdavendigar vilayetini işgal etmiş ve bazen Bitinyalılar ile Firijyalıların (Phrigya) sürekli akınları ile daha dar bir hudut içine girerek doğuda Rindaküs ve batıda Ezopos (Aesepus) :Gönen çayı arasında kalmıştır. Kadimen Misya Kıtası iki kısma ayrılmıştı. (Olimp(Olympene):Keşiş Dağı)ndan itibaren ve Marmara denizi sahilini takiben Çanakkale boğazı`na kadar olan kısmına (küçük misya) yahut Misi hellespontik (Mysia Hellespontus)ve mütebaki kısmına da (Büyük misya) Mysia Major denirdi.Küçük misya bir zamanlar Firijya kısmına dahil olmuş ve (küçük firiji) Phrygia minor kısmını teşkil etmişti ki bu tabir sonraları genel bir şekil almıştir. Küçük Misya`nın meşhur ve maruf beldeleri şunlardır. Sizik (cyzicus) :Balkız Kapıdağ yarımadasındaki yerleşim bölgesi /belkıs harabeleri/, - Lampısak (lampscacus) :Lapseki - Perkot(percode) Burgaz(Lapseki ile nara burnu arasında hâla burgaz denilen mevki)- Abıdus(abydus) Nara burnu civarında,- milotopolis ( Miletopolis) Mihaliç, `Bilindiği gibi bugünkü Karacabey`_ Apoloni (apollonia):Apolyont gölü üzerindeki ada üzerinde olup Diana ve Apollon mabetlerine ait bazı eserler görülmektedir.-Priyapos (priabus);kara biganın kuzeyi -Pemaninos (Poemanenum):Eski manyas,- Artemea (artemis):Gönen -Zeleya(zeleia) :Sarıköy - Artas (artace) :artak `Bugünkü Erdek- ve Panurmus (panormos):Bandırma BÜYÜK MYSİA ŞEHİRLERİPergam (Pergamum): Bergama , Adramityum (Adramyttium) : Edremit , Arjiza :Balya Pazarköy , Asos (Assus) :Behramkale , Truvad (troas):Eski istanbul civarında (Yaptığım araştırmada bu isim Dalyanköy`de yaşayanların ve yöre sakinlerinin `Eski istanbul içi` diye Adlandırdıkları Alexandreia troas antik kentinin güneyinde,Gürpınar beldesindeki Smintheion kutsal alanı`nda Anadoludaki üç ünlü tapınaktan biri olan Smintheion Apollon tapınağı yer alır.) , Antandros :Edremit körfezinin kuzey sahilinde yukarı avcılar köyü civarı , Gargar (gorgara);Edremit körfezinin kuzey sahilinde Nusretli burnu civarı ,Bugünkü Bayramiç civarında , Eskemander (Scamender)Menderes nehri kıyılarında ,, Blodos :Balat:dursunbey , Adriyanuture (Hadrianutherae):Balıkesri`dir..(Balıkesir`in daha eski ismi Akirus (achyrous) yahut Akiraos`dur.) (Mesalikü`L-Ebsâr bundan galat (hata veya yanlış anlamında)olarak burayı Memleket-i Ekira diye zikrediyor.) Misya hududu bugünkü Karesi(Balıkesir ) Vilayeti haricinde bir takım araziyi yani Çanakkale ,Bergama ve Hüdavendigar`ın bir kismini havi idi.Tarihçemiz yalnız vilayet dahiline hasr ettiğimizden hariçte kalan kısımlar hakkında açıklama vermeyerek bil-münasebe zikredip geçeceğiz. Misya kıtası genel olarak beş kısmı ihtiva ediyordu. 1-Yunanistan`dan gelen eoli(Aiolis) muhacirlerine ait sevahil kısmı( Hicretten 1700 yıl evvel Mora yarımadasında Dorilerin mağlubu olan plopons (peleponnes) kıtasının ekser (en çok) ahalisi bir tarafa dağıldığından bunlardan bir kısmı Agamemnon sülalesinden Klavun ve Malavasın refakatıyla Truva ve Hellespont sahillerine gelerek Gedüs Gediz) çayı mansıbına (nasb.dan devlet hizmeti) kadar olan sahile yayılmışlardır ki (ahai) takımından olan bu muhacirlere Eolya( Aiolya) kıtasından geldikleri için Eolid(Aiolis) denirdi.Lespus (lespos) :midilli ve edremit sahili güneye doğru bunlarla meskundu. ) havalisi kısmı.2-Truvad yani Çanakkale ve havalisi kısmı 3-Yunan-ı kadim muhacirleriyle meskun olan Mizi hellespontik yahut küçük Misya kısmı (Bunlar iyonyan denilen Yunan-ı kadim akvamından idiler.Marmara sahilinde yerleşkeleri vardı.) 4-Abreten yani dahilde kirmasti(Mustafa Kemal Paşa) ve havalisi .Bir aralık Balıkesir bu kısma dahildi.5-Dolyon (Dolones)ve sizik (belkıs)kısımları
 
C

caution

Misafir
MYSİALILARMisyalılar ırk-i ebyazın (beyaz ırk) aryan kısmına mensup olan plasiç şubesindendir. Plajlar vatan-i aslileri olan Belh (horasan`da bir şehir) ve Herat (bugünkü afganistanın batısında irana yakın bir şehir) taraflarında bulunurlarken Arilerden ayrılarak ilk muhacir kafilesini oluşturarak kafkas yoluyla Avrupa kıtasına geçmişler ve oradan kabile kabile Trakya ,Makedonya ,İllirya (illyria)ve teselya kıtalarına doğru yayılmaya başlamışlardır. Plajların (plaj veyahut plasiç`in eski ,ihtiyar demek olduğunu ve bundan amaçla yunanîlerden evvel Yunanistan`da sakin akvamın murad edildiğini Kâmüsü`L_A`lam yazıyor) ziraat ,madencilik ve mimarlık sanatına oldukça vukufları(yetenek ve bilgi) vardı.Bunlar şehirlerıne Larisa ismi verirlerdi.Kasabalarının etrafına büyük taşlarla surlar yaparlar ve bataklıkları kurutarak araziyi kabil-i zer (önde ve ileride olan) bir hale getirmesini biliyorlardı. Plaj şubesinden olan ve şimdiki Bulgaristan`ın batısına ve kosova civarına doğru yerleşen Misyalıların bir kısmı Hicret-i seniyye`den takriben 2600 sene evvel (M.Ö 1980 )(misyalıların ekserisi trakyada kalarak Roma imparatorluğu zamanında önemli bir kavim olarak tanındı.)Bitini,birik,dardani (dardania),meon akvamı ile trakyadan küçük asyaya geçerek Propontit ve ege denizleri yani marmara ve adalar denizi sahillerine yerleştiler. Misyalılar küçük asyaya geçtikten sonra tevsi-i hudut (sınırlarının genişlemesi) ederek Setrimon denilen bitinyalıları mağlup ederek bu kıtaya hakim oldular. Daha sonra bitinyalılar ve firijyalılar mütecaviz bir kavim olan Misyalıları mağlup ederek onların taaruzlarına son verdiler. ve Misya topraklarını küçülttüler. Misyalılar trakyalılar ile de aynı ırktan idiler.Istrabon (strabon) (amasya`lı olup coğrafya ve seyahatnamesiyle maruftur.)bunu ispat için karadeniz boğazına evvelce (Misyen bosforu) mysian bosphorus denildiğini kaydediyor. Misya`nın asıl yerli ahalisi hakkında malumatımız yoktur. (Asya-ı suğra `nin en eski sakinlerinin semitik (semitic) cinsinden olduğu zannediliyor. Bu ilk kavme az zaman sonra kuzey tarafından sitik halkı iltihak etti ki bunların arasına (makron), (salip) (darı) tirabetler maryandalılar ile fenikeliler pisidyalılar suriyeliler karışarak iltihat ettiler. (küçük asya tarihi : Loba syf.215)Misyalılar ,kendilerini Ahali-i asliyeden sayarlardı. (Homer ,Asya-yı suğra`nın en eski kavimleri olarak plasıçlar (plajlar)paflagonyalılar ,halizonlar ,misyalılar ,meonlar yani lidyalılar ,karyalılar ve lisyalıları(lycia)sayıyor.) Fakat bunların lisan adet cihetiyle trakya ve makedonya`daki plasiçlarla müşabehet-i tammeleri vardı. Misyalıların küçük asyaya geçtikten sonra burada yaşayan akvam ile ihtilat ettiklerine şüphe yoktur. Misyalılar civarındaki kavimler ile hüsn-i münasebette bulunurlardı. Bunlar lidya ve karyalılar (Carialar)ile(Herodot :Misya,lidya,karyalıların(Mizus),(lidus),(kares) isimlerinde üç biraderden teşe`up ettiğini yazmak suretiyle bunları bir asla irca ediyor.) ittifak etmişlerdi. Aynı asıldan olan bu akvam bir lisan ile tekellüm (konuşmak)ediyorlardı. Misya ,Lidya ve karyalılar nişane-i ittifak olmak üzere Milet (miletos)yakınlarındaki jüpiter karyen (carian jupiter) mabedine müştereken ziyaret ederlerdi. MYSİA’LILARIN YAŞAMIMisyenler serbest yaşamayı sevdiklerinden dört duvar arasında bulunmaktan sıkılırlardı.Bununla birlikte şehirler tesis etmişlerdi.Misyalıların elbiseleri tilki derisinden bir külah ile (zeiyra) denilen bir nevi üstlükle örülmüş yelek ve ayaklarında geyik derisinden çizme ,ellerinde kısa bir harbe (Tar:Kısa mızrak tarzında bir nevi silahın adıdır.) ile bir de mızrak ve alet-i müdafaa olarak ufak bir kalkan olduğunu Ebu`l-Müverrih Herodot yazıyor. Plasıçlar ,kuva-yı tabiiyeyi tecessüm ettirerek onlara taptıklarından aynı şubeden olan Misyalılar dahi cin ve peri ve kuva-yı tabiiyenin tasavvur edilmiş eşkaline ibadet ederlerdi.En büyük mabutları Zeus;(Jüpiter) idi.Bu esastan başka ikinci ,üçüncü derecede mabutları vardı. Ezmine-i Kadime`de Misya kıtası haralarıyla meşhurdur. Meralarında pek çok Diyomed (Diomedes) kısrakları beslenirdi.Meşhur Homer İlyada`sında Misyanın meralarını çok sena eder.Eski Akiraus yani Balıkesir`de roma imparatoru meşhur Adriyen`in çiftliği vardı.Sonraları buraya (Adriyanutere)denilmişti.Bir zaman Misya kıtasına dahil olan ve daha sonra Lidya şehirlerinden sayılan Tiratira(thyateria):Akhisar beldesinin eski ismi Uhapepa (Euhippe)olup manası iyi at yetiştiren demekti.Meşhur Zelea:sarıköy ovasının hayvanları meşhurdu. MYSİA DA SİYASİ YAŞAMBir müstakil hükümet teşkiline muvaffak olamayarak müdeaddit hükümetlerin tabiiyet ve nüfuz-ı siyasisi altına giren Misyalılar bir çok siyasi tahavvülat (değişim) geçirmişlerdir.Mısır ,asur,lidya ,iran ,iskender,bergama,romalılar ve türkler bu kıtayı zaman zaman işgal ve idare ettiler. Milattan evvel 1000-1124 tarihine kadar Teselya kıtasında bulunan bir kısım Eolyanlar Asya-yı suğra sahillerinde Misya ve Karya sahillerinin bir kısmıyla limni, tenedos adalarının bir kısmında müstemlekeler tesis etmişlerdir.Daha sonraları Eolyanlar arazilerini İda dağları eteklerine kadar dahilende tevsi ettilerse de İyonyanlarla Doriyenlerin vürudunu müteakip arazilerini Sizik (Belkıs) ile hermos(hermus);gediz nehri arasında tahdit etmek zorunda kalmışlardır. Miletlilerin Asya-yı suğra sahillerinde ve ida dağı eteklerinde tesis etmişleri ticaret beldelerinin bazıları şunlardır. İda dağı eteklerinde Zelea:sarıköy,sepsis (seepsis):Bayramiç civarı , Hellespon ile civarında gargara , perkot , arizbe (arsba)(çanakkale ile lapseki arasında)abidos ,lampsak ,pesos(paesus)(lapsekiden doğuya doğru marmara denizi kenarında) , paryon (parium)(kara biga ile lapseki arasında denizkenarında şah melik mevkiinde idi.) , artase:erdek , sizik ,miletopolis , propontit ve civarında Priyapos (kara biganın kuzeyinde idi.)
 
C

caution

Misafir
TRUVA MUHAREBELERİ DÖNEMİNDE MYSİATruva hükümdarı Laoemedon`un oğlu Priyam (priamos)yunanîlerle meydana gelen ünlü Truva savaşında diğer bazı Asya-yı suğra akvamı gibi Misyalıları da daire-i infakına almıştı. Bu sırada Misya`daki ber vech-i ati hükümetler truva civarında silisiyen (cilician) `ler oturuyorlardı.Yunani`ler buraya geldikleri zaman silisiyenlerin Minos ve Aetyon isimlerinde iki reisleri vardı. Bunlardan birincisi lirnesos (lyrneessus) /Edremitin havran ilçesi ile burhaniye arasında imiş.tahminim küçük dere ile büyük dere köyleri civarında./ beldesinde diğeri pilakos dağı eteğinde bulunuyordu. Truva savaşından sonra Aşil silisyenlerin her iki şehrini de tahrip etmiş ve silizyenlerde Kilikyaya giderek suriyelilerden o kıtayı almışlar ve oraya yerleşmişlerdir.Yine bu sırada lalaj (leleg) kavmi silisyenlerin komşusu olarak Misyada idiler. Bunlar Adramityum (edremit) körfezinin kuzeyinde sakin olup şehirleri İda dağından inen san niyoeyiz nehri civarında pedasos (pedasus) şehri idi./Edremit körfezinin kuzey sahilindedir./ Bu şehirde Aşil`in tebe(thebe) ile lirnesos (lyrnnessus) `a hücumu esnasında onun tarafından tahrip edildi. Eski dardanos (dardanus) şehri hellespont medhalinde (girilecek taraf,dahil olanacak yer.) olup propontid`e kadar sahilde Arizbe (lapseki ve çanakkale arasında takriben (perkut:burgaz )taraflarına düşüyor.) olan küçük bir hükümet vardı. Şehir seleis (selleis) nehri kenarında olup kralı azipus (Aesepus)isminde biri idi.Azipus müttefiki priyam`ın ordularından birine kumanda ediyordu.Perkot ,praktiyun,sestus (sestos) ve abidos şehirleride bu krala aitti. Arizbe hükümetinin doğusunda Propontid sahilinde granik (granicus) nehrine doğru ve hem namı olan şehirlerden maada Apasos , Pitia şehirlerini ihtiva eden Adreste (Adrasteia) `de küçük bir hükümet vardı.(adrestea;Bu şehrin tam yerini bulamadım ama Homer bu şehrin Tire dağı üzerinde olduğunu kaydediyor.) Bu şehrin de doğusunda ve dahilde Zeleya:sarıköy `lülere ait arazi bulunuyordu.Zelea arazisinide İda dağından çıkan İzepus:gönen nehri suluyordu.Zeleyalılar Likaon (lycaon)`un oğlu Pandaros (pandarus)`un kumandasında olarak Truvalılara asakir-i muavene (Askeri yardım)olarak yardım etmişlerdir.Bu saydığımız kavimlerin İliyon (ilium) dahi denilen /Truva şehrinde asıl kalenin ismi ise de sonradan hükümete de alem olmuştur./ Truva krallarının nüfuzu altında oldukları ağleb-i ihtimaldir.(büyük bir ihtimal) Çünkü Homer;Truva kralları nüfuzunun Limni`den hellespon ve Firijya`ya kadar geçerli olduğunu kaydediyor. Misya`lılar Karesi ve havalisini yerleştikleri tarihten itibaren ilk aşiret satvetleri (aşırı kuvvet) müstesna olmak üzere tam müstakil bir devlet teşkil edemeyerek vakit vakit galip gelen devletlere tabi olmuşlardı. Misyalıların ilk devirlerinde Truva devletine tabi oldukları pek kuvvetle muhtemeldir.Meşhur Truva muharebesinde Misyalılar Truva hükümdarı Periam`a tabi ve onun müttefiki idiler.Misyalılar bu savaşa Kromis (Chromis) ve Uğurlu (onum) kumandasında olarak iştirak etmişlerdir. Yine Misya kıtasında olan Zeleya hakimi Pandaros dahi maiyetiyle bu savaşta büyük fedakarlıklar göstermiş ve bu yüzden maktûlen vefat etmiştir.Misyalılar Truva hükümetinin inkirazı (sönme,zeval bulma) üzerine güneyde tevsi-i mülk etmekte olan Lidyalıların tabiiyetine kabul eylemişlerdir.(Hicretten takriben 330 (M.S 290) sene evvel Lidya hükümdarı Kotun`un vefatından sonra Türkler küçük asyayı işgal ettiler.) Lidya hükümdarı Alyat bu çalışmaz ve fakat cengâver olan Misyalıları , hükümeti dahiline almış ve oğlu Krezüs zamanında bu tabiiyet kutlanmıştır. Lidya hükümdarı Krezüs (cresus)`e galip gelen İran hükümdarı Keyhüsrev ve halefleri zamanlarında Misya kıtası da bütün Lidya memleketleri gibi İranın hakimiyeti altına girmişlerdir. Kable`l-Milat (M.Ö) 548 Misya uzun süre yani iki asırdan fazla İranın idaresinde kaldı ve Birinci Dara zamanında Misya ve hellespuntik `in iran`a karşı gevşek olan rabıtasy bu hükümdarın satveti sonucunda arttı.Misya İran`ın küçük firijya kısmına dahildi. Atina ile Isparta arasında hegemonya meselesinden dolayı vaki olan üç defa da yirmiyedi sene süren Plopons muharebeleri esnasında Misya şehirlerinden Priyapos , Paryon , Lampsak , Reas ores ,Perkot , Arizya ,Abidos , Azeya , Dardane , Jeliz , Gergis ?, Rene , Siziyon , Jantin , Britis ,Neopolis şehirleriyle küçük misya yahut o zaman Bitinya kıtasından addedilen Sizik:Belkıs , Artase:Erdek , Perokonez;Marmara adası , ve Marmara sahilinde Dasiliyum (dascylium) şehirleri Atina ittifakına dahil olmuşlardır.Bu şehirlerden ekserisin şimdiki yerlerini belirtmeye çalıştım.Bazılarının yerlerini bulamadım.İSKENDER DÖNEMİNDE MYSİAMisya kıtası Üçüncü Dara kodaman zamanında Makedonya Kralı İskender`in eline geçti.İskender`in babası Filip yunanistan`ı emri altına aldıktan sonra bütün yunan şehirleri , üst yöneticilerden oluşturduğu bir heyetle Korint (korinth) beldesinde İran aleyhine bir antlaşma imzaladıysa da sefere hazırlanırken öldürüldü. Yerine geçen oğlu Büyük İskender ,babasının hazırladığı orduyu İran üzerine sevk etti. Milattan 334 yıl önce otuzbin piyade ve beşbin süvari ile hareket ederek 180 gemi vasıtasıyla Hellespont (çanakkale) boğazını geçti.Truva harabesine giderek İliyon denilen bölgede ,Tanrı olarak kabul ettikleri Minerva `ya diğer adıyla Atena (Athena)`ya kurbanlar kesti.(Akıl ve hikmet ,sanayi ve savaş tanrısıdır,Ünlü heykeltraş Fidyas bunun fildişinden heykelini yapmıştır.) hediyeler verdi. Eski Yunan kahramanlarından Aşil (Achilles)`in mezarına taçlar taktı. Yunanlılardan oluşturulmuş olarak İran kumandanı rodoslu Memnon`un kumandasındaki ellibin mevcutlu bir ordu Granik;kocaçay ırmağının sağ kıyısında ve Zelea arazisi dahilinde İskender ordusunu bekliyordu.İskender akşama doğru Granik;(Kocaçay veya biga çayı) nehri kenarına gelerek kendi önde olmak üzere atını nehre sürüp geçti ve nehir kenarını hücum ile zaptetti. Milattan evvel 324 yılı 21 mayısında meydana gelen Granik savaşında İskender sağ tarafa kumanda ederek hayatını bile tehlikeye koymak suretiyle İran ordusunu bozdu.Granik savaşında İran onbin piyade ,ikibin suvari kaybetti. Dara`nın kapadokya valisi Mitrobarzan ,Lidya kralı Espitridat ile Dara`nın damadı Mitridat öldüler.Küçük frigya veya hellespont frigya`nın bu kısım valisi Arsites Frigyaya kaçarak (Kısaca bir açıklama yapayım isterseniz.Frigya: Şimdiki Eskişehir,afyonkarahisar,kütahya havalisine verilen isimdir.) orada üzüntüsünden intihar etti. İskender yetmiş süvari ve otuz piyade ile arkadaşlarından yirmibeş kişi kaybetti. Ölenler adına sanatkâr İzip`e (yunan tarihinin en ünlü heykeltraşlarından biridir. İskender`in heykelini en iyi benzetmeye muvaffak olan budur.) bronzdan birer heykel yaptırıp Diyon (dionissus)şehrini donattı. Granik savaşından sonra İskender ,İran (persler) boyunduruğundan yeni kurtulan yunanlıları memnun edecek davranışlarda bulundu.Yunanlıları kendi yanına çekmek için Atena`daki Minerva Mabedine üçyüz kalkan gönderdi.Kendisi İran içlerine yürüyeceği için halkı okşamak ve asayişi muhafaza amacıyla vergileri arttırmadı ve hellespon Frikya`sının merkezi olan Dasiliyum (Simav çayının marmaraya döküldüğü yer ile mudanya arasında gelişmiş bir belde idi.) şehrini almak için kumanlarından Parmenyon (parmenion)`u gönderdi.Kendisi de Masistos Simav çayını ,İda ve Olimp dağlarını birbirlerine bağlayan Ganus dağını geçerek Kaygos (caisos)ve Hermos; Gediz vadisine indi.(İskender Granik savaşından sonra Adramityum (Edremit) ,Bergama tiyatrosundan geçerek Lidya`nın merkezi Sart (sardes) şehrine geldi.( Ünlü gezgin şarl teksiye`nin 19.yy `da yazdığı `küçük asya`adlı eserinden). Granik zaferini takip eden günlerde Misya kıtasıyla beraber Lidya , Ayasluğ (selçuk)/ ayasluğ ,Milet ve diğer yerleşkeleri İskenderin hakimiyetini tanıdılar.İskender zamanında Misya kıtası Küçük Frikya aksamındandı.İSKENDERİN ÖLÜMÜ SONRASI MYSİAİskender`in vefatından sonra Kable-l Milat 323 (M.Ö 323) kumandanları uzun süre birbirleriyle savaş yaptılar.Misya kıtası bu kumandanlarından Makedonya ve yunanistan`da hükümet ila eden Kassandr (kassandros)`ın idaresi altında kaldı.Milattan 301 sene evvel İskender kumandanları arasında meydana gelen İpsus (İpsos savaşı İskenderin kumandanlarından Batlamyus ,Lizimak ,Selefikus ,Kasandr ile antigon arasında meydana gelmiştir.İpsos :Afyonkarahisar`ında çay civarındadır.)muharebe-yi meşhuresinde Misya trakya`ya sahip olan Lazimak`ın payına düştü. Romalılarla Kartacalılar arasında devam eden İkinci pon savaşları esnasında Misya kıtası`nın bir kısmı suriye hükümdarı selefikus (selevkos)`un nüfuzu altında ve bir kısım Misya`da Bergama devletinin elinde bulunuyordu.İskender!in kumandanlarından Lizimak`ın hazinedarı olup Bergama şehrinde efendisinin dokuz bin talan (aşağı yukarı ellimilyon frank ) kıymetindeki hazinelerini saklamak için muhafız ve mutemet tayin edilen Paflagonya`lı Fileter hami ve velinimeti Lizimak`ın Selefkus`la yaptığı savaşta öldürülmesinden dolayı Efendisi Lizimak`ın bütün servetine sahiplenerek Bergama`da bağımsız bir hükümet sürmeye başladı.Hstalanmasından dolayı ölümünden evvel hükümetini yeğeni Oman`a bıraktı ve bu suretle Misya`nın bir kısmında Bergama hükümeti yerleşti , kök saldı.Bu sırada Misya ,Gulva (celt)`ların saldrılarına maruz kalmıştır.(Gulvalar yahut galler ;Galya ahalisi idiler.Yunanlılar bunlara galat adını verirler ve vahşi savaş eden galvalılardan korkarlardı.Galler`in bir kısmı küçük asyada yerleşerek Galatya (galatia):Ankara ve havalisinde bir krallık kurmuşlardır.)Gulvalar ,Makedonya ve Trakya`dan gelerek Kersunestrak (chersonesusthracia);Gelibolu Yarımadası `na kadar ilerlemişler ve Bosfor Krallığı arazisine yerleşmişler, Donanmaya önem vererek Milattan 259 yıl evvel Kalsedovan (Calchedon :Kadıköy ) o günde karaya çıkıp orayı ve Nikomadi (Nicomedia:İzmit ),.Nisse (Nicaea;İznik) ,Apama (Apameia; Mudanya) ve diğer şehirleri yağma ve talan ettikten sonra Misya`ya saldırıp Sizik (kapıdağ yarımadasında balkıs) üzerine yürümüşlerdir.O sırada Adırnaz çayı `nın taşması üzerine Sizik vahşi Gulvaların tahribatından kurtuldu ise de ertesi sene Gulvalar (Celt`ler) tekrar hücum ettiklerinden Sizik (belkıs) tamamen yağma talan edildi.Gulvalar (celtler) Efes (ephesus;Ayasluğ) ve Truva beldelerini de yağma etmişlerdir./M.Ö 259,260/
 
Son düzenleme:
C

caution

Misafir
BERGAMA KRALLIĞI VE MYSİA’NIN REFAH ZAMANLARIBergama kralı Oman`ın amcazadesi ve halefi birinci Attal (attalus) Gulvalarla suriye krallarına karşı başarılar kazandığından şöhreti artarak civar yaşayanları kendi egemenliğine aldığı sıralarda Eolid ve Misyalıların bir kısmı dahi itaat gösterdiler.kable-l Milad 197-241 (M.Ö 197-241) Attal`ın halefi zamanında da (M.Ö 159-197) Misya`nın geri kalan kısımlarıda Bergama krallığına ilhak edildi.(Balıkesir nahiyelerinden giresun (Bu gün bigadiç`e bağlı bir yerleşke) kuzeyinde bergamalılara ait hudut ve kale harabeleri mevcuttur. Bunlardan birisi Akpınar diğeri Çınar dağı civarında üçüncüsü de Hacı eşler tarafındadır.Bunlardan başka yine bergama zamanına ait olmak üzere (Bigadiç -giresun nahiyesinin danişment köyünün civarında ve iki km. mesafede bir kale harabesidir.) Misya`nın en parlak zamanı ve refah devri (Attalid)zamanıdır. Romalıların müttefiki olmasından yararlanarak ve onların destekleriyle Toros dağlarına kadar büyüyen Bergama krallığı üçüncü attal plometor (attalus philometer)`un vefatından sonra (M.Ö 132-137) Romanın işgali altına girmiştir. Çünkü Attal ölümünden evvel yalnız bütün mallarını Romalılara vasiyet etmiş ise de Romalılar bunu bahane ederek Bergama krallığının tamamen roma`ya ilhak olunduğunu açıklamışlardır.Her ne kadar ,Attal`ın gayri meşru oğlu Aristonik babasının tahtını kurtarmaya çalıştı ise de başarılı olamadığından esir ve daha sonra katledilerek (M.Ö 129) Bergama ile birlikte Misya arazisi de tamamen Roma`lılara dahil edildi. Romalılar ,Bergama ,Misya ,Doridi (doria), Kari (caria),İyoni (ionia) , Lidya (Lydia) ,Eolid ,frikya kıtalarının bir kısmına Asya prokonsülar (proconsular Asia) ünvanı verilerek Asya vilayetini meydana getirdiler.Bu kısmın yani Asya prokonsülar`ın idaresi Roma kanunlarına tabi tutuldu.Roma`nın lejyonlar zamanındaki bu gelişimlerinden dolayı Asya vilayetlerine Küçük asya ismi verilmiş ve bu isim sonraları bütün Anadolu`ya uyarlanmıştır.ROMALILAR ZAMANINDA MYSİAMisya ; Roma`lılar zamanında Pont (pontus) ve Diyoklesyen (diokletion) zamanında trakya ile beraber bir ruhani merkezi kabul edildi.Doğu Roma yani Bizans imparatorlarından Konstantin porfiruye Nidos zamanında küçükasya bir takım Tem (thema)yani mevakıa (mevkiler) ayrılmıştı (Bizans imparatorlarından Konstantin Bogonat devrinde Aparahya ismi verilen eyaletler küçültülerek Tem denilen daha küçük eyalet teşkilatı kabul edildi.temlerin başında Stratek (strategos) namı verilen bir askeri kumandan bulunur. Ve o Tem`in mülki ve askeri idaresi bu kumandana verilirdi)./Encümen`in Osmanlı tarihi syf.368/ Bu taksime göre Misya`nın çoğunlık kısımı Opsekyum (opsekion) dairesinde idi.(Merkezi Nise :İznik olan opsekyum ismi Bizans saraylarındaki Evamir (emirler) katibine verilen ünvandır.) İmparator Herakliyus zamanında da Misya aynı teşkilatı koruyordu.(M.S 610-641) 675 senesinde Arap dünyası İstanbul kuşatmasından dönerken Misya`nın sizik beldesini yağma ve tahrip etti. Bizans zamanında opsekyum dairesinin ünlü şehirleri şunlardı.;Kotyayum (cotiaeum):Kütahya ,Dorile (dorylaeum) ;Eskişehir ,Apama ;Mudanya , Sizik :Kapıdağ ,lampisak ,paryum (parium);Kara biga civarında il.(Ünlü tarihçi Şarl teksiye bu taksimat meyanında Bergama`yı saydığı halde Bergama hakkında açıklama yaparken burayı Bizans`ın Opsekyum`una katıyordu.Halbuki Bergama Trakya taksimatına dahildi.(Mütercim nüsha cilt 1 syf.25 ve 383)Opsekyum dairesinin reisi kont ünvanı taşırdı.Misya`nın kuzey kısmı Trakya taksimatına dahildi. 716-718 yıllarında İstanbul`un ikinci kuşatmasında Sıriye sahillerinden hareket eden islam donanması İstanbul önüne geldiği zaman Müsleme bin Abdülmelik kumandasındaki yüzyirmi bin mevcutlu bir islam ordusu da Umuriye ve Bergama`yı zaptederek İstanbul üzerine yürümüşlerdir.(Hicri 98-100)M.S 720. Anadolu`da Selçukî devletini kuran Sultan Süleyman bin kutalmış İznik`i hükümet merkezi yaptıktan sonra yüksek seviyeli subayları Çanakkale ,Adalar (ege)denizi,Lidya ,İyonya ve Karya taraflarını zaptediyorlardı. Sultan Süleyman (Hicri 469) M.S1076 senesinde Sizik ve Aydıncık`ı alarak Bizans`a karşı bir gözdağı verdi.Çanakkale ve havalisi Türk idaresi altına girdi.Süleyman`ın Halep`i kuşatması esnasında Selçuklu ailesinden Suriye valisi Tutuş`a mağlup olarak intihar etmesi üzerine Anadolu`da bıraktığı veziri Ebu-l Kasım ve diğer yüksek rütbeli subaylar bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ebu-l Kasım Süleyman`ın hükümetini korumaya çalıştı.Adalar (Ege)denizine kadar fetihlerle Marmara denizi sahillerine de geldiler.Ebu-l Kasım birkaç parça kayık ile Sakız adasına hücum etti.MYSİA’NIN TÜRKLEŞMESİKapadokya tarafından Türklere yardıma gelen Emir Hasan kuvvetini İzmir ,Alaşehir ;Bergama vesair taraflara dağıttığından rumlara fazla bir şey yapamadı. Türkler 1115 yıllarında ve Aleksi Komnen`in son zamanında İznik ,Bursa ve apalonyod`u ele geçirdikten sonra Sizik (Belkıs) üzerine yürüdüler.İmparatorları Türklere karşı Kampic adında bir kumandan gönderdiler. İslamlar aleyhine tertip ettikleri Haçlı seferlerinde (Miladi 1189 ) Almanya imparatoru Frederik Barbarosse askerini Çanakkale boğazından Asya`ya geçirerek Misya yoluyla Konya`ya doğru sevk etmiştir. Bu sıralarda Edremit körfezinden İznik`e doğru çekilen hatt-ı mailin (Sınır çekmek) doğu ve güney-doğu tarafları Anadolu Selçukî devletine tabi bulunuyordu.Misya`nın büyük bir kısmı Bizans devletinin idaresi altında duruyordu.Bununla birlikte bundan sonra Haçlı seferleri ve selçukluların birbirleriyle uğraşmasından istifade ederek Bizanslılar doğuya doğru hudutlarını genişlettiler. Miladi ;1206 Hicri ;603 senesinde Misya arazileri merkezi İstanbul olarak meydana getirilen Latin İmparatorluğuna tabi olmuştu.Bununla birlikte Türkler eski ülkelerine akınlardan geri durmuyorlardı.Anadolu Selçuklu devletinin son zamanında Misya kıtasının bir bölümü Anadolu selçuklu devletinin eline geçmişti. Miladi ;1295 Hicri:691 tarihinden sonra Batı Anadolu`daki Selçuklu üst rütbeli subaylarından uç beyleri doğrudan doğruya Selçuklulara tabi yerlerdeki Moğolların mezaliminden azade bulunmak için Selçuklu ilişkilerini ihtiyaç duyarak kendi kendilerini feshederek bağımsızlıkları ilan etmişlerdir.(Encümen`in Osmanlı tarihi syf.469) Miladi:1296 `dan itibaren Marmara ve Çanakkale sahilleri Bizans imparatorluğuna tabi olarak şimdiki Balıkesir ve havalisinde Karesi beyliği oluşturulmuş ve biraz sonra Karesi Beyleri sahilde Biga ve bazı kısımlar doşında olmak üzere Akdeniz ,Çanakkale ve Marmara sahillerine kadar olan topraklarıda işgal ederek ülkelerinin sınırlarını genişletmişler ve bir donanma meydana getirmişlerdir.
 
C

caution

Misafir
SELÇUKLULAR ZAMANINDA MYSİASüleyman Bin Kutalmış`ın oğlu Kılıç Aslan babasının yerine gelince Ebu`-l-Kasım`ın kardeşi olan Ebu`l- Gazi`den İznik`i zaptederek kendisine başkent yaptı.Babasının yüksek rütbeli subaylarını toplayarak Adalar (ege) denizinden gemiler tedarik ederek Çanakkale karşısındaki midilli`yi ve bazı adaları ele geçirdi.(Hicri 485-Miladi 1092) Birinci Kılıç aslan ülke dahilinde sükuneti sağlayınca Malatya taraflarına savaş yapmaya gitti.İznik`te bıraktığı üst rütbeli subaylardan Helkan rumlarin şehirlerine akınlar yaptı.Apolonya ve Sizik gibi meşhur beldeleri tekrar türklerin eline geçti.Rum imparatoru Aleksi Komnen Türklere karşı savaş etmek üzere Oferbenus Alexandır`ı gönderdi.Alexandır apolonyad`ı kuşatarak Kumandan Helkan`ıiç kaleye çekilmeye mecbur etti.Bu sırada Türklere imdat geldiğinden Kumandan Oforbenus Alexandr çekilmeye teşebbüs etti ise de Türk kumandanı Apolyond gölünün çıkışını kapadığından rumlar kaçamayarak zorunlu olarak karaya çıktılar ,vukua gelen kargaşada rumlar tamamen perişan oldu.Kaçmak isteyenler de gölde boğouldular ve bir kısmı da esir düştü. Bizans İmparatoru bu zayiatı telefi için yeni bir ordu gönderdi.Bu ordu sahilde olan Sizik`i aldı.Apolonyad`ı kuşatarak barış yoluyla kaleye girdi.Türk kumandanı esir düştü.(Dökini`nin tarihi. cilt 4 syf. 23 ve 24) Kılıç Aslan marmara`da bizans`a karşı hafiyyen (gizli ,mestur) gemiler yapmaya başladı.Amacı İstanbul`un zaptı idi.İstanbul`u almak için Bizans donanmasına denk donanma yapmak lazımdı.Rumlardan aldığı esirler arasında gemi yapmasını bilen ustaları ayırdı.Bizans imparatoru bulunan Aleksikomnen ,Kılıç aslan`ın girişimini duydu.Kendinden evvel selefi Mihal dukas`ın yaptığı gibi o da Papa`ya müracaat ederek işin önemini anlattı ve zaten islamlara diş bilemekte olan Avrupa tarafından tertip edilmek üzere ehl-i salip (Bayrağında haç bulunan ülkeler) yani Haçlı ordusu harekâtı kendini göstermeye başladı.( H.489 :M.S 1095) Haçlı ordusu öncülerini Kılıç Aslan tamamen imha etti ise de birinci haçlı ordusu ile başa çıkamadı.Bu ordu Selçukî memleketlerini ikiye ayırmıştı.İznik rumların eline geçti.Rum imparatoru Aleksi Komnen önce boğaz dışındaki adaları ,daha sonra deniz sahilindeki yerleri Türklerden alarak iç kısımlara saldırı için hazırlanıyordu.Adalar ve Misya`daki halk direnmekten aciz kaldılar ve vatanlarını terk ederek takım takım Kılıç Aslan`ın yanına hicrete başladılar.(Miladi 1099) Kılıç Aslan`ın 1106 yılında vefatı üzerine Rum imparatorluğu kaybettiği şehirleri ve beldeleri geri almaya başladı. Menderes ırmağı boyunca Akşehir`e kadar Türk İli`ni istila etti. Kılıç Aslan`ın oğlu Rüknettin Mesut babasının şehirlerini hemen tamamen ele geçirdi ise de sonu gelmedi. Aşağı yukarı 1110 yılında Bizans imparatoru Aleksi Komnen Asya şehirlerini onarmak için Filokales`i göndermişti.Adramityum :Edremit ve sair bazı şehirlerin tamirleri esnasında Filokales Türk ordusunun Lamipsık civarında karargâh kurmuş olduklarını haber alarak gönderdiği bir müfreze ile Türkleri maülup etti.Rumlar ,Türklere karşı enva-ı mezalim icra ettiler.Vahşi ve hunhar Rumlar Türk çocuklarını kazanlarda kaynatacak derecede vahşet eseri gösterdiler.Kendi müverrihleri Alexandr Komnen bile bu sahneleri seyredemedi.Bu mezalim sebebiyle Türkler matem tuttular.Herkes intikam almak istiyordu.Büyük Misya Şehirleri DİDİ MOTİHE (Bigadiç)Hisar köy (Asar köy) Bigadiç ; Balıkesir merkez iline bağlı gelişmiş büyük bir ilçe olup Balıkesir`in güney-doğusuna tesadüf eder. Burada bizans devrine ait kale harabesi vardır.Bigadiç`in eski ismi Didi Motihe`dir .Bigadiç evvelce (1875 veya 1880`den önce)ilçe olarak idare edilirken yönetimi nahiyeye çevrilmiştir.(1942 Depreminden sonra imar edilerek 1943`de ilçeye çevrilmiştir..) Hisar Köy;Köylüler tarafından Asar köy denilen bu köy mevkiinde eski bir şehir kalıntısı vardır.Hisar Köy ,Bigadiç ilçesinin köylerinden olup Yağcılar köyü ile Bigadiç arasındadır.Hisar Köy önünde tahminen bir buçuk dönüm kadar daire şeklinde bir meydanlık ve bunun etrafında duvar harabesi hâlâ mevcuttur.Meydanlıkta kırılmış dört mermer sütun kalıntısı vardır.Bundan başka köyün bir taraf duvarı harabe kalıntısıdır.Bu camii avlusuda büyük bir bina kalıntısıdır.Üç metre uzunluğunda kalan bir sütun köylü tarafından bir merdiven dayanmak süretiyle minare yapılmıştır.Ilıcasıyla tanınan bu köyün hamam kısmından köy dışına kadar akan sıcak suyun üzerine taştan pek mükemmel ve bugün bile hayret edici kemer yapılmış ve inşaatta burada bolca bulunan kara taştan istifade edilmiştir.Kemer olarak kullanılan taşlardan birinin tülûu iki metre ve kalınlığı yirmi santimetredir.İnşa tarzı kiklopiktir.(Dev taş bloklarla, harçsız yapılan inşaat biçimi) Bigadiç ilçesine bağlı Alan Köyünün karşısında yüksek bir mevkiide hisar kalıntıları ile tuğla ,kesme mermer taşlar görülmektedir.Bu köy Bigadiç yürüyüşle on saat mesafede Poyraz deresindedir.Hisarın üstü tahminen yirmi dönümlük tarladır.Bigadiç`in sekiz kilometre kuzeyinde Simav çayının sol sahilinde Orak harabeleri vardır.ZELEİA (Gönen)Gönen kazasına bağlı Sarıköy Nahiye merkezinin eski ismi Zeleya (Zeleia) `dır.Bu şehir Truva savaşlarından evvel mevcut olup bir kral tarafından idare edliyordu.Zeleya ,Truva meşhur savaşında diğer komşuları gibi (Daha evvel bahsettiğim Truva ve Misya bölümü) Truva hükümdarı Priyam`a destek veriyordu.Bu sırada Zeleya kralı Likaon`un oğlu Pandaros isminde bir şahıs idi.Homer`in İlyada (İliad) isimli eserinde Zeleya (Zeleia) halkının çalışkan olduğu ,ova hayvanlarının meşhur bulunduğu bilinmektedir.Zeleya halkı Ezopos;Gönen çayının suyunu içerlermiş.İlyada`da geçen Truva savaşlarından bahsedilirken Zeleya kralı Pandaros`a dair geçen mitolojinin bilgilerine dayanarak kaydediyorum. Truva`nın bir ucunda İda dağının eteğinde Zeli`de oturan Ezepos (Ezop)`un derin sularıyla beslenen zengin arazi ve kavim Likaon`un meşhur oğlu ve bizzat Apollon tarafından yetiştirilmiş olan usta asker Pandaros`a tabii idi.Truva savaşında Pandaros Yunanîlerin meşhur kumandanlarından Diyomed (Melenaos veyahut Diomedes) `e zehirli bir ok atıyor.Bu ok Pandaros`a hücum etmekte olan Diyomed`in sağ koluna isabet ederek zırhını deliyor.Silahlığı üzerine kanlar akıyor.Bu durumdan memnun olan Pandaros Truvalılara bağırıyor."İleri Truvalılar ,kahraman süvariler ;ben Yunanîlerin kahramanını yaraladım,O ıstıraplarına daha fazla dayanamaz,Sözüme inanınız,İleri. diyor.Fakat Diyomed (Melenaos)`i öldüremiyor.Bu sırada Stenelas (Stehenelaus) isminde diğer bir kumandan arabasından atlayarak Diyomed`in sağ omuzundan oku çıkartıyor.Bunu haber alan mabut Minerva yarayı iyi ederek Diyomed`in eski kuvvetini iade ediyordu.Bu defa da Yunanîler Truvalılara şiddetle hücum ediyorlar ve Diyomed bir kaç Truva kahramanını öldürüyor ve hasmı olan Pandaros`u arıyor. Bu sırada Ene (Enyo )adında bir Truvalı Pandaros`u tanıyor ve ona "Pandaros ok ve yayların nerededir ? Şan ve şerefini unutuyormusun? Jupiter`e dua etmek üzere ellerini kaldır ve Truvalılara müthiş zarar vermekte olan Diyomed`e bir ok at". Pandaros savaşa atılıyor ve Diyomed`e "Seni madem zehirli okum korkutmadı şimdi de mızraklarımızı tecrübe edelim "Diyor ve attığı mızrak Diyomed`i göğsünden yaralıyor.Diyomed bundan da kurtuluyor ve karşılık olarak Pandaros`un üzerine mızrağını atıyor ve bu mızrak Mizve mabedinin yardımıyla Pandaros`un burnuna ,gözlerinin yanına isabet ediyor ve sivri uç dişleri geçerek dilinin ucunu kesiyor.Çenesinin altından çıkıyor.Pandaros arabasından cansız halde yere düşüyor.Zelaya`lılar daha sonra Pandaros`un cesedini alarak merkez hükümete getirip gömüyorlar. Zeleya (Zeleia)` da Öyücek denilen bir tepe vardır.Bunun üstünde bir dede ziyaret ediliyor.Bunun eski mezarlardan olduğuna şüphe yok.Burada evvelce gizlice kazı da yapılmış. Bu tepeciğin önündeki tarlada ,yol üzerinde ve daha ilerideki dutluk arazide temeller görülmektedir.Temeller taş ve horasanla (İçerisinde yumurta ,kiremit tozu da bulunan harç)yapılmıştır.Yine burada eski paralar bulunmaktadır.Bu paraların tunç ve bakırdan on iki parçası Sarıköy eşrafından KuşcubaşıoğluMehmet ağanın dutluğunda bulunmuş olup Mahmut ağa`da mahfuzdur. Paralar eski yunanca olup bir çokları silinmiş okunamıyor.Bunlardan bazılarının şekilleri şöyledir.;Paranın bir tarafında E . A . N harfleri olup yunanca bu üç harf bir araya gelirse "bir" manasında olup diğer yüzünde ise kadın başı ve sağında `Ana` kelimesi yazılmıştır.para tunçtandır.Sarıköy ile Keçi Dere arasında temellere ve bazı eski kalıntılara rastlanıyor.Artemea şehri şimdiki şehrin ılıca kısmı ile karşısındaki kabristan ve tarla ile Pomak Hasan bey Köyü arasında olup temelleri ve eski kaldırımları görülmektedir.Kasabanın ötesinde berisinde kabristan duvarlarında eski devirlere ait büyük basit surette işlenmiş taşlar görülmektedir.Eski Yunanîlere ait ve cenaze ziyafetini zihinde canlandırarak yapılmış ve sofra başında yemek yemekte olan üç şahsı görülen bir metre uzunluğunda bulunan bir mermer levha teftişim esnasında banyo bahçesinde görülerek Gönen ikmal Okuluna nakil edilmiştir.Gönende Milattan sonra ikinci yüzyıla ait ve cenaze ziyafetini gösterir. "Nikoforos Galikonis`in mezar taşı İstanbul müzesinde altıncı salondadır.Gönen`in batısında granit kayasından yapılmış "Baba Yaka" kale harabesi vardır.Bundan başka yine Gönen`in Güney-batısında "Atıcı Baba" kale harabesi ve kale altında eski mezar yeri görülür.Bu mezarlar nısıf (yarım)tuğla kemerle yapılmıştır.Çınar Pınar ile Atıcı oba arasındaki mevkiide eski bir kasabanın kemerleri görülüyor.Burada kale duvarının içinde sofra başında yan yatmış yemek yiyen iki şahıs ile bir bir beygir kafası görülmüştür.Bu tarz süslemeler eski yunanî `e ait olduğu bilinmektedir.Atıcı oba ve Baba kaleleri Kiklop( Dev taş bloklarla yapılan harçsız duvarların örgüsüne ve bu duvarlarda kullanılan taşlara verilen isim.) tarzındadır. "Atıcı Baba " harabesi "Alaca Oluk" köyü civarındadır,Gönen civarındaki harabeler hakkında beni aydınlatan Gönen belediye mühendisi Alman tebaasından muhterem "Yuan" Efendinin 1/1000 mikyasındaki Atıcı Oba kalesine ait planını göstermiştir.Gönen mıntıkasında Ala dağ `da Porta denilen mevkii de iki metre Boy bir metre irtifa ve yarım metre kalınlığında bir granit taşın üzerinde süslemeli yazı vardır.Yazıların çoğu silinmiş olduğundan köylülerin anlattıklarına göre " Maden Dağı" yazılı imiş. Gönen`in Bey Oğlu Köyü civarında iki eski kasabanın temelleri mevcut olup dışarıdan görülebilir.Mevkii şimdiki ormanlık halindedir.Bu iki kasabadan birinin şimdiki ismi " Fırınlık" diğerinin adı " Gâvur şehri"dir.Bazı boş küpler elde ediliyor.Gönen`in doğusunda Keçeler köyünde eski temellere rastlanılmaktadır
 
C

caution

Misafir
CYDONİA (Ayvalık)Kidonya (Cydonia) ; Ayvalık ismi verilen kazanın evvelce Cunda ;(Alibey) adası mevkiinde olduğu söyleniyor.Sonradan ada ikamet edenleri şimdiki mevkiiye geçerek Ayvalık kasabasını tesis etmişlerdir.Ayvalığın karşısındaki küçük mesk adalarında bazı bizans eserlerine rastlanılıyor.Ayvalığın eski adı Sistene` (Cisthene)`dir.Burası tarihte Yunan emellerine hizmetiyle ünlüdür.( Ayvalık rumlarının Mora isyanına katılmaları ve Miladi 1821 (Hicri 1236) senesinde Rum izbandit kayıkları ile isyana katıldıkları bilinmektedir.Tarihi verilen senede sadir (görülen ,bilinen) fermanda Ayvalıklıların cezalandırılması için Denizli Voyvodası (Açıklayalım:Reis ,subaşı ,ağa gibi çeşitli anlamlara gelen bir tabirdir.Yoyvodalık Osmanlılarda 17.yy`da başlamıştır.Eyalet valileri ve sancak mutasarrafları uhdelerine tevcih olunan eyalet ve sancakların kazalarına halkın kendi isteği ile yerlilerin ileri gelenlerinden birini Voyvoda tayin ederlerdi.) memur kılınmıştı.Voyvodanın vürudundan (gelmesinden evvel) gailenin (bu sıkıntının) def-i ahalinin nefir-i âmm (Bütün askerlerin savaş için hazırlanmalarına dair olan farisi kökenli ferman) suretiyle bunları tedip (kelime anlamı ;uslandırma, terbiye etme) etmeleri emir olunmuştur.Ayvalık`da bulunmuş olan Roma imparatoru Mark Orel heykelinin başı İstanbul müzesinin onsekizinci salondadır.PROKENEZ ( Marmara )Marmara denizi adalarının en büyüğü olan ve onüç kilometrekare ölçülerinde olan Prokonez adası ,Sizik yarımadasının Kuzey-batısı tarafındadır.Evvelce Fenikeliler tarafından imar edilen bu adaya Alekonezos ismi verildi.Bilahare buraya yerleşmek üzere gelen Rumlar aynı isimde iki adayı ayırarak eski ve yeni Perokonezos dediler."Pelin " bu Marmara adalarının isimlerini şöyle anıyor.;Sizik önündeki adalar ; Noris namıyla da anlatılan Elakonezos ve Sizik mermerlerinin çıkarıldığı Prokones ve bunlardan sonra Ofisya kısımlarını teşkil eden Akantos (Aretonnesus ),Feb , Skopel ,Porfiriyotes , Halon , ve bir şato ile Delfasi , Polidor , ve şehri olan Artaseon (Artace ) adalarıdır.Bu isimlerdeki adaları bulmak ve ayırmak zordur.Yalnız Perokonez ; Marmara adası ,Halon ;Paşa limanı ,Ofisya ;Avşa- Mea arablar adalarında yerleşim olmuştur.Marmara Adasında pek kıymetli mermer çıkartan büyük bir ocak vardı.Sizik ve havalisi anıtları ,heykelleri ,çanakkale ve marmara sahillerindeki eski yunan kolonileri.Halikarnas ;(Bodrum)`un ünlü Mozol sarayının mermerleri buradan çıkarılan mermerlerle kaplanmıştır.Londrada Biritish Museum da sergilenen Halikarnas (Halicarnassus) Mezarlarıda aynı mermerdendir.Bu ada da evvelce Perokonez isminde çok güzel bir şehir vardı.Bu şehir yunanîlere ait olduğu için ünlü İran hükümdarı Dara`nın emriyle Fenikeliler tarafından yıkıldı.Sonraları Sizik halkı burasını zapt ile halkını zorla Sizik (Kyzikos)`e naklederek ikâmete zorunlu kıldılar.Sizik mermerleri diye ünlü olan mermerler (Perekonez) marmara adasının mermerleridir.Adanın mermer ihracatının ünlü olması en ziyade romalılar zamanındadır.Adanın kuzeyinde Balatya tarafında Bizans imparatoru Jüstinyen`in sarayı harabesi vardır.Şair Ariste bu Perekonez (Marmara adası) Adasında doğmuştur.(Tarihi bir şahsiyet olan Ariste yahut Aristeas tarihçi ve şairdi.Milattan evvel sekiz yüz senesindePerekonez adasında doğmuş.ve ünlü tarihçi Homer`e hocalık etmiştir.? Tanrı sevgisinden bahis ederek Azimasib ve Sevidas`a dair üç kitaptan oluşan destanını yazmıştır.Ariste`nin Asyanın merkez ve kuzeyinde sakin uluslar hakkında coğrafya bilgileri içeren bir eseri daha vardır.Tarihçi (Müverrih) Heredot bu eserden faydalanmıştır.Eski alışkanlıklara göre güya Ariste birkaç defa ölmüş ve sonra dirilmiştir.Hiristiyanlığın zuhuru anında bunun mucizeleri ileri sürülür ve İsa`nın mucizelerinden yüksek olduğu söylenirdi.) Bu ada daha sonraları Peropontit (Marmara ) Denizine ismini vererek mermere resmiye edilmiştir.Marmara ,mermer ocaklarında çalışan işçi ,ebediyen taş ocağında kalmaya mahkumdu.İmparatorluk döneminde Romanın pek aşırıya kaçan derecede mermer madenlerini temin için amele pek ağır kanunlarla çalışmaya mahkum edilirdi.İmparator Teodos bu kanunları yumuşatmaya çalıştı.PANORMOS (Bandırma)Eski Zamanlarda Sizik taraflarında önemli ve emin bir liman idi."Panormos " isminin emin liman anlamına geldiğine bakılırsa buranın eskiden beri ünlü olduğu anlaşılır.Asıl eski kasaba denizden on , onbeş dakika uzakta ve şimdiki kasabanın kuzey-doğusuna tesadüf etmekte idi.Kasabanın methalinde (girişinde ) Bandırma-Balıkesir şosesi yapılırken seksen santim tül ve kırkbeş santimetre genişliğinde üzerinde kabartma olarak gitara çalan kadın resmi kazınmış bir mermer levha bulunmuştur.Bu kısmın tab`ı esnasında Bandırma`da bulunmuş cenaze ziyafetini gösteren bir levhanın fotoğrafını İlk Tedrisat müfettişi Osman Rahmi bey gönderdi ise de pek silik olduğundan kitabe okunamadı.Bandırma Osmanlı devleti zamanında Galata kazasına tabi nahiye merkezi olup ithalat ve ihracat mahalli idi.Bir aralık Erdek Liva kaymakamlığına da bağlı bulunmuştu. İstanbul müzesinde Bandırma`ya ait olmak üzere her eski döneme ait eserler vardır.1055 numarada ve altıncı salonda ermeni köyünde bulunmuş olup Pitoros ve Pites`in mezar taşı. On yedincisalonda 836 ve 850 numaralarında eski çağ ait Zeus`a ithaf olunmuş nezri levhalar.Yine aynı salonda milattan evvel birinci yüzyıla ait 837 `de ve 854 `deki nezri levhalar Bandırma`da bulunmuştur.854 numaralısı Apollon ve Artemis`e ithaf edilmiştir.Üçüncü salonda Bandırma`dan gelmiş üzeri resimlerle süslenmiş ufak mezar taşı da vardır. Bandırma ilçesinin nahiyelerinden Aydıncık (Edincik) kasabası Türkler tarafından tesis edilmiştir.Burası Türklerin imarından evvel bir köy halinde imiş. Civarında eski mezarlık vardır.Burada çeşme mahzeni yapılmış olan bir hayli mermer lahit vardır.Bunların tülleri iki ,yüksekliği birer metredir.Bu lahitlerden biri Çullu meydanlığında diğerleri Künbet dede ve Semiz İlyas camii önündedir.Semiz İlyas camii `nin yanındakinin üzerinde yunanca kitabe varsa da okunmuyor.Çullu meydanında olan lahidin üzerinde yalnız "Lakbi" kelimesi okunuyor. Aydıncık (Edincik ) kasabasının pek yakınındaki Sizik harabelerinden getirttiği malzeme ile Türk ümerasından Emir Aydın yaptırmış ve buraya kendisine Üssü`l-hareke ittihaz etmiştir.Bu kasaba Emir Aydın`ın arkadaşlarından biri tarafından verilen isim üzerine Aydıncık adı konmuştur.(Türk asyası cilt 2. syf.294) Aydıncık (Edincik)`da mevcut kitabeler yerinde bulunmaktadır.Milattan evvel birinci yüzyıla ait olarak Aydıncikda bulunmuş olan bir levha İstanbul müzesinin onyedinci salonundadır.Levha gitare çalmakta olan Apollon`u gösterir.ADRESTEA (Biga)Adrestea ,Adresteia ,Adrastia ,Adresteu ,Adrastea , Adastreia -Paryom ,Parium ,Parion , Paryun , Paryon -Priyapos ,Priabus ,Priabus ,- (Açıklama yapalım.; Bu kavramlar Kısa bir araştırma sonunda karşıma çıkan ,aynı yerlere ait isimlerdir.Doğrusu hangisidir ? buna karar verecek olan tarihçilerimizdir.) Marmara denizi sahilinde Ezopos =Gönen çayı çevresi ile aynı sahilde Aksas burnu denilen ve Kara Biga civarından olan sahil kısmına kadar uzayıp giden araziye ve diğer bir rivayete göre Biga çayının suladığı Çan ova kısmını ihtiva eden araziye eskiden Adrestea denilirdi.Bugün hala mahalli bilinmeyen Adrestea şehri ile Şah melik civarında Paryom ve Kara Biga`da Priyapos eski beldeleri Adrestea `ya tabi idiler. Paryom şehri; Mile , Eritre , Paros halkı tarafından imar edilmişti."Pelin"`e göre Homer`in anlattığı Adrestea burasıdır.Paryom`un önem kazanması Roma imparatoru Mark Orel zamanındadır.Burada kazılar yapılırsa önemli bazı eski eserlere tesadüf edilebilir.Ehram (Piramit) şeklinde ki mezbah burada idi.Paryom harabesinin bulunduğu yer Kamaros adı ile bilinir.Su kemerleri kalıntıları ,sarnıçlar ,toprak altında kalmış eserler buranın eskiden pek gelimiş olduğunun delilidir. Priyapos şehrine gelince Milezyalılarla Sizikliler tarafından tesis edildi.Bir zamanlar denizcilerin durağı idi.Bu şehir güya Yunanistanın Korint şehrine yakın Ornea`daki bahçeler mabudu olan Priyap`ın ismiyle tevsim edilmiştir.(Priyap ;Bahçeler ,üreme ve seyahat eden gemilerin koruyucusu olan bir mabud olup Diyonisos ile Afrodit`in oğludur.Bazıları da Diyonisos ile Giyon`un veyahut Afrodit (Aphrodite) ile Adonis`in veya Hermes`in oğludur diyorlar.Priyap`a ibadet etmek fikri küçük asyadan yunanistan ve italyaya kadar gitmiştir. Priyana ismi verilen Priyab ayinleri kadınlar tarafından idare olunurdu.Priyap ,toprağın , bolluk ve bereketin bahçelerin hamisi sayılırdı.Roma imparatorları zamanında Priyab Avam tiyatrosunun mukaddes bir şahsiyeti olmuştur.
 
C

caution

Misafir
ARGİZA (Balya)Argiza (Eski şehir)Balya yakınındaki pazar köyünde eski bir kasaba idi.Bizans eserini yansıtan bazı kitabeleri vardır.Bu kasabanın eski zamanda maden ihracatıyla ünlü olan Priharaksi (Percharaxis) mevkiine yakınındaydı.Balya Kara aydın madeninin eski ismi Arkiria (Argyria) dır.Balya çırpılılar köyünün kuzeyinde bir hisar harabesi vardır.Yine Balyanın kadıköy tarafına yakın ve köyün doğusunda Manyas gölüne dökülen En Pilos (Afşar deresi) çayı diğer adı ile Kocaçay üzerinde Romalılara ait bir köprü ile köprüden iki kilometre mesafede ,Karadere civarında Kadıkale harabeleri vardır.Balya madeni Romalılar zamanında işletilmiştir ki ismi Kristiyan madenidir.Yeri Ergasteri (Ergasteria ) idi.Balya madeninin Osmanlı imparatorluğu zamanında Hicri 1135 (Miladi 1723 )senesinde beratla özel bir kişi veya özel bir kuruluşa verildiğine dair kayıt vardır.(Balya ve Bigadiç ilçelerinde olan Sim madenleri ber vech-i malikane baberat-ı alişan uhdesinden olduğundan/bahisle tecavüz edilmemesi için Mustafa adındaki biri mahkemeye müracaat ediyor) Bu madenler Üçüncü sultan Selim zamanında da faaliyette olup miladi 1800 senesinde Balya emini Yakup ağa isminde biridir. Pemaninos (Eski Manyas ) Şimdiki Eski Manyas köyü bunun mevkiini işgal eder.Eski kale harabesi Maltepe ismi verilen bir tepe üzerindedir.Eski kasaba ve civarina Pemaninum (Poemanenum) ismi verilmişti.Pemaninos bir askeri mevkii idi.Burada Apollon mezhebi ile aynı zamanda mer-i olan İskolab mezhebi vardı.Hatip Aristo Pemaninos`daki İskolab mabedini şehrin en önemli binası olarak anlatmaktadır.Burası bir zamanlar Episkopos ,Ruhani merkezi olmuştur.Pemaninos`ta hem roma ve hem de Bizans devrine ait enkaz ve kitabe parçalarına rastlanır.Manyas çayının eski ismi Tarsus `dur.Eski Manyas`ta 852numara ile müzede korunan bir kabartma levha bulunmuştur.Bu levha Milattan evvel birinci yüzyıla ait olup Apollon (Krata atos)`a takdim edilmiştir.Levha onyedinci salondadır.ARTAS (Erdek)Eskiden Artas (Artak veya artake) ismi verilen Erdek kasabası eski yerleşim yerlerinden biridir.Heredot`un anlatımına göre Mileziyenlerin merkez yerleşkesi olan bu şehri fenikeliler yakmışlardır.Çünkü erdek Ploponez savaşlarında Atinalıların müttefiki olduğundan Isparta`nın müttefiki olan İran ve onun himayesi altında bulunan Fenikeliler Atina sürekli saldırılarına karşılık verdikleri sırada burayı da ilhak etmişlerdir.Bir taraftan Sizik şehrinin önemi ve geleceği diğer taraftan Mitridat savaşları ile Artak (Erdek) önemini daha o zamandan kaybetmeye başlamıştı.Bununla birlikte Bizans imparatorları zamanında yine oldukça iyi bir mevkiye sahip olabildi.Erdek`te kazılar yapılacak(Yakın tarihte bu bölgede kazılar başlıyor) olursa bazı eski eserler kalıntılarına tesadüf edilebilirse de çoğu eski eserler Bizans devrine aittir.Erdek`in Seyid Gazi denilen kısmında Kale harabesi ile mağaralar vardır.Erdek kasabası meydanının üstündeki bir bağda beyaz mermerden yekpare bir duvar bulunarak bunun Heredot`un anlattığı zamandan evvele ait olduğunu Türk Asya`sı isimli eserinde Vital Kinet (Cilt 2 sf. 277) Erdek iskelesinin karşısındaki Zeytin Adası ismi verilen küçük adada bazı enkaz ile ılık suya sahip bir banya vardır.Erdek kasabası evvelce şimdiki yerinde değilmiş.Artas (Artak)` ın şimdiki kasabadan güneyinde Seyit Gazi burnu`nun kuzeyine gelen yerin harabenin asıl Erdek olması olasıdır.ANTANDROS (Altınoluk)Edremit Körfezi sahilinde ve Edremit`in yirmi kilometre batısında Yukarı avcılar Köyü yakınında bulunan Antandros`un halkı Eolyalı idi.Bu şehir anlatılanlara göre Simmeris ve Edonis (Adanois) ,Alike isimleri ile de tanınmıştır.Antandros Plopenez savaşları esnasında İranın idaresi altında bulunuyordu.Bir aralık Ispartalılar kendilerinin müttefiki olan İranın Ispartalılarla samimi ittifakından şüphe ederek Antandros halkını İran aleyhine kışkırtmışlarsa da İran satrabı Farnabaz bu şehri geri almaya ve asayişi sağlamayı başarmıştır..Yine Plopenez savaşları esnasında Sizik savaşını takiben Milattan evvel 410 Atinalıların Hellespon ve havalisinde nüfuzları arttığından Farnabaz zaferden ümidini kesen Ispartalıları teşvik ve cesaret vererek Antandros limanında onlara gerekli olan deniz gücü temin ile gemiler yaptırdı.Bu sırada Sirakuza`lılar ,Antandros halkına destek oldukları için fahri hemşehri ilan edildiler..ADRAMİTYUM (Edremit)Roma imparatorluğu zamanında Adramityum ,Antandros,Asos ,Gargara , Pergam şehirleri kıtasına yani İzmir merkezine tabii idi.İyonlar evvelce on kasaba ve iki adayı sahip iken Romalılar zamanında kırkbeş şehirden oluşan yönetimleriyle önem kazandı. Edremit körfezinin kuzey sahilinde Antandros`un (Altınoluk tarafları) doğusunda kutsal bir ormanda Astran Diyane`sine özel mabedin bulunduğu Astra beldesi varmış.Bu yerin tahminen Tahtalı köy taraflarına düşüyor.Bununla birlikte Akçay iskelesi civarındaki Ilıca beldesi sonunda bulunması olasıdır.Edremitin doğusunda Karaçatal ile Büyükçatal arasında Truva savaşları esnasında tahrip edilen eski Lirnesos beldesi vardır.Tebe ,şimdiki Edremit kasabası yakınlarında olup yeri belli değildir.Bu belde Priyam`ın gelini Andromak` (Andromak ;Truva hükümdarı Priyam`ın gelini ve Hektor`un zevcesi olup Kilikya hükümdarı Etyo`nun kızı idi.Eşine fevkalade aşkı ile ünlüdür.Fransız şairi Rasin ve eski yunanî şairi Oripit bu kadının faziletini esâs kabul ederek birer hazin eser yazmışlardır.) `ın babası İton (Aetion)`un tebaasından olan Kilikyalılar ile meskûndu. Truva savaşı esnasında burası Truva`nın müttefiki olduğundan dolayı Aşil tarafından tahrip edildi.Yine Aşil`in sevkıyatına sahne olan Silla ve Friza şehirleri de bu taraflarda olup Astra`nın doğusuna tesadüf eder.Bunların hemen harabeleri kalmamıştır. Edremit`e bağlı Agunya nahiyesinin Çınar köy ve Haydar oba civarında ve Çınar köyünün doğusunda Eski Şehir ismi verilen bir harabe ile Engeci (engece) köyünün Kuzey-batısında ve Koyuneli `nin kuzeyinde Asar Kale harabesi ve yine Koyuneli`nin Kuzey-batısında Ilıca`ya yakın diğer bir harabe ve onun kuzeyinde de Eğri Kabataş harabesi vardır. Burhaniye`nin kuzeyinde ve Çoruk köy güneyinde çay kenarında şose civarında Miletos harabesi vardır.(O bölgede böyle bir harabe olmadığı tahkik edildi.Sasdece Havran ovasında ve Havran ilçesine bir saat mesafede Çit köy ve Börülce köy mevkiilerinde harabeler vardır. ) Yine Burhaniye`nin Murateli ve dursunlar köyü arasında Kerem köyü yakınında Korufandis (Coruphantis) harabesi ile Burhaniye köylerinden Asar köyün doğusunda Kozak çayı köprüsü civarında Romalılara ait Teraryum (Thermoe) ve Yeni Cumali ve Tekye köy arasında Sitonyum harabeleri olduğu tarihi atlaslarda görülür. Edremit civarında Havran ilçesinin esmi ismi Freneli iken sonradan Oralian (Auerlino) ismi verilmiş ve Havran ilçesinin ismi de zamanla bundan değişmiştir.Havran çayının eski ismi Evenos`dur. Karatepe civar ve güneyinde Kohanis (Coryphantis ? )ve Ayvalık körfezinde Siten (Cisthene) şehrinin eski beldelerden olduğu haritalardan görülür.Edremit körfezindeki adalara eskiden Moskonizi yani Danalar adası ismi verilmişti.Evvelve Yunda (Cunda) denilen Alibey adası Moskonizi adalarının en büyüğüdür.Ali Bey Adası ,bu taraflarda Yunan işgaline karşı ilk silahı atan ve Mücahit muhterem Kaymakam Ali bey`in ismi ile anılır olmuştur.Eski Edremit Şehri Burhaniye veyahut Kemer kazasının batısında Karataş mevkiinde idi.Akçay mevkiinin doğu ucunda , dört kilometre güneyinde bulunan eski edremit kalıntılarından bugün ancak yerlilerce ören tepe denilen yerde bir yığın sur ve kale enkazından başka bir şey kalmamıştır.Bu tepe aşağı yukarı üç kilometrekare olup uzerinden ufak tefek çukurcuklar göz önüne alınmazsa düz ve daireye yakın bir şekildedir.Bu tepenin etrafı evvelce sur ile çevrilmiş kuşatılmış idi.Hâlâ bazı enkazı ve tepenin denize bakan kısmında kemerleri görülür. Ören tepenin kuzey-doğu eteğinde ve sur içlerinde bugün Ayaklı adıyla anılan berrak ve gayet soğuk bir su akmaktadır.Batı yönünde yani denize bakan tarafında 120 ila 150 metre çapında denizaltında kalan bir havuzla , bu havuzun güneyinde ve Karataş denilen asıl karadan 50 metre kadar uzakta tepesi deniz seviyesinden yüksekte kalmış bir kayanın civarında da etrafı taş ile örülmüş birkaç kuyu vardır.Bu yerin hemen güneyinde Hamidiye iskelesine doğru uzanan kumsal arazide kumlar içinde muntazam duvar yani sur taşları görülmektedir. "Pelin " bu şehrin Truva savaşlarından evvel yapıldığını anlatıyor.Şair Homeros`a göre burası güya Pedasos (Pedasus) adı verilen bir kasaba idi.!! (Açıklama yapalım; Pedasos ,Edremit değildi.Lalajlar (lelegler) tarafından yapılan Pedasos şehri Edremit körfezinin kuzeyinde İda dağından inen Satniyoeyis (Satmioeis) nehri(Tuzla çayı ) civarında idi.(Bildiğimiz Assos;Bugünkü adıyla Behramkale,Behramköy) Truva savaşları esnasında Pedasos meşhur Kahraman Aşil tarafından tahrip edilmiştir.(Lelegler savaşçı idiler. M.Ö 1500 ila 400 yıllarında çoğunlukla Bodrum taraflarına yerleşmişlerdir.) Misya kıtası
 

hades40

Bilgili Üye
Katılım
22 Ara 2015
Mesajlar
406
Tepkime puanı
34
Puanları
4
Emeğine sağlık güzel bir bilgi paylaşımı olmuş caution üstadım....
 

KayıBeyi

Yeni Üye
Katılım
4 Ağu 2016
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Öncelikle Emeğine sağlık ustam
Kaynak ne acaba incelemek isterim? Bazı yanlışlar ve eksiklikler gözüme çarptı.
 
Üst