Ne kadar garip kalmış bu köşe.
İlmi isteyene Malı zenginliği istediğime veririm sözünün İslamla Alakası diyelim başlığa inşaallah. = İsteyene ahiret nimetlerini, isteyene de dünya nimetlerini veririz.) [Şura 20] ( Yalnız dünya için yaşamak, eğlenmek isteyenlerin çalışmalarının karşılığını, hiçbir şey esirgemeden [sağlık, mal, para, makam, şöhret gibi] bol bol veririz. Bunlara ahirette yalnız Cehennem ateşi vardır. Emekleri hep boşa gider. Yalnız dünya için yaptıkları işlerine, ahirette bir karşılık verilmez.) ( Hud 15, 16 ) Not:
İstemek, lafla olmaz. Sebebe yapışmak, yani çalışmak lazımdır. Allahü teâlâ, dünya nimetlerine ve Âhiret nimetlerine kavuşmak için çalışanlara, dilediklerini vereceğini vaat ediyor. (Müslüman olsun, olmasın, dünya nimetlerini, beğendiğim gibi çalışan herkese, veririm) buyuruyor. O halde, ilim olsun, mal olsun, çalışan karşılığına kavuşur. Tabiyki Bu isteğimizi Allahu teala dilerse yaratır verir dilerse vermez konuyu biraz daha açalım örnek teşkil edicek ayeti kerimeler ile. ( Dilediğime Sayısız Rızık Veririm. Kulillahimumme malikel mülki Tü'til mülke men teşau.....Ali imran 27), ( Allah dilediğine rızkı genişletir ve dilediğine daraltır. rad' 26 ) Görüldüğü üzere İrade-i cüzziyye ile çalışmaya bağlı kılıyor Rabbimiz. Lâkin dilerse çalışmaksızında kuluna zenginlik bahşedebilir.
Meseleyi bide Hadisi Şerifler ile ele alıp noktalayalım inşaallah. “Allah, malı sevdiği kimseye de sevmediği kimseye de verir. Fakat imanı yalnız sevdiği kimselere verir. Allah kime imanı vermişse mutlaka onu sevmiştir."(bk. Kenzu’l-Ummal, 2032) Farklı bi rivayet “Muhakkak ki Allah, dünyayı sevdiğine de sevmediğine de verir. Fakat dini yalnız sevdiklerine verir. Allah kime dini verdiyse mutlaka onu seviyor, demektir.” (Mecmau’z-Zevaid, 1/53; Kenzu’l-Ummal, h. No: 43431) Allah-u teala Cümlemizi tembellikten muhafaza eylesin. Umduklarımızı hakkımızda hayırlı eylesin, sebeplere sarılıp umduklarımıza nail, korktuklarımızdan beri eylesin.