- Katılım
- 22 Şub 2015
- Mesajlar
- 2,463
- Tepkime puanı
- 1,456
- Puanları
- 17
- Yaş
- 64
OSMANLI MEZAR TAŞLARI-4
Semboller ve anlamları...
Osmanlı mezar taşlarındaki şekiller, semboller ve kabartmalar eski Türk Balbal, Kurgan ve Bengütaşlar kültürünün bir yansımasıdır ve Türklerin tarih sahnesine çıkışından beri kullanılmaktadır. Dünyanın her bölgesindeki Türk topluluklarında da bu gelenek hala tüm ihtişamı ile devam etmektedir. İslam da mezar taşı dikme âdeti olmamasına karşın, Türkler bu köklü defin kültürlerini devam ettirmişler ve bu kültür Osmanlı döneminde önemli bir sanat dalı olmuş ve çok sayıda meslek erbabının ekmek yediği bir sanayi haline gelmiştir. Osmanlı hanedan üyelerinin ve devlet memurlarının mezar taşları saray tarafından yaptırılmış ve çok sıkı kurallara bağlanarak sanat yönü ve estetik standartları korunmuştur.
Genellikle kadın mezar taşları semboller, şekiller ve kabartmalarla donatılmıştır. Ancak 19.yy dan itibaren erkek taşlarında da kullanılmıştır. Osmanlı hiçbir şeyi mezar taşına süs olsun diye nakşetmemiştir. Her şeyin bir sebebi ve anlamı vardır. Her biri usta bir hakkakın ve nakkaşın elinden çıkan bu zarif estetik bezemeler kadına verilen önemi yansıttığı gibi ayni zamanda Türk düşüncesinin binlerce yıllık uygulamalarından imbikle süzülen inci taneleridir. Kendine has anlamı olan, binlerce sözcük içeren ifadeleri bir tek sembolle anlatan ve ziyaretçilerin hayranlıkla seyrettiği bu bezemeler bugün kadim medeniyetimizden bize intikal eden eşşiz emanetlerdir. Çok zengin bir halk kültürü olan büyük Türk milleti, Osmanlı eliyle bu sembolleri ölümsüzleştirmek için mezar taşlarına kazıyarak çağlar ötesinden bugünkü nesillere mesaj göndermekte ve ne kadar büyük bir medeniyetin mirasçıları olduğumuzu adeta gözler önüne sermektedir.
Osmanlı mezar taşlarındaki her sembol, şekil veya obje bir mesajı belirtir. Mezar taşlarında sık kullanılan bitki, meyve ve vb. objelerin Türk halk kültüründeki anlamları taşlara nakşedilmiştir. Örneğin lale çiçeğinde Allah ın birliğini, azametini ve Allah sevgisini, Gül de Hz. Peygamber sevgisinin boyutlarını, Servi ağacında yüce yaradana boyun eğmeyi ve tevekkül içinde kadere rızayı, hançer motifi ile mevtanın çok kısa bir ömür sürdüğünü veya salgın bir hastalıktan öldüğünü, Hurma meyvesi ile ahirette cennette olmayı, üzüm salkımı ile bereketi ve bolluğu ve Hayat ağacı ile dünyadan göğe yükselmeyi ve yaşarken asil bir soya mensup olunduğunu anlarsınız.
Bilhassa 1730 Lale devrinden itibaren klasik sanatlarımızda başlayan bozulma ve batı etkisi mezar taşlarına da yansımıştır. Geleneksel bezemelerle birlikte bazı meslek remizleri taşlara nakşedilmiş ve hatta heykel boyutlarında anıtsal eserler yapılmıştır. Çapa ile mevtanın denizci ,Ay-yıldız ile vatanını çok sevdiğini, Kılıç kabartması ile subay, Top arabası ile topçu, Barutluk ile Harbacı, Osmanlı arması ile yüksek rütbeli devlet memuru olduğunu hemen anlarsınız. Bu semboller, Yeniçeri ordusu bölük remizlerinin 19.ve 20. yy.da şekil değiştirip mezar taşlarına yansıtılmasıdır. Ayrıca binlerce senelik bazı motifler mezar taşlarında kullanılmıştır. Çark-ı felek çileli bir ömrü, Mühr-ü Süleyman ile Allah ı en güzel ismi ile anmayı, Duvak motifi ve Ters lale ile evlenemeden ölen genç kızı, Cami kabartması ile dindarlığı ve Kandil ile kabirde nur içinde yatmayı anlar ve derin tefekküre dalarsınız.
Kısacası Osmanlı mezar taşlarındaki bu bezemeler çok kapsamlı bir araştırmayı gerektirir. Sayılarını tam olarak bilinmeyen yüzbinlerce Osmanlı mezar taşları incelenirse muhteşem bir medeniyetin azameti ve zenginliği tüm yönleri ile ortaya çıkarılabilir. Özellikle Yeniçeri mezar taşları üzerinde yapılacak derin ve ilmi araştırmalar tarihimizin bu çok tartışılan özel askeri sınıf üzerindeki yanılgıları ve peşin yargılı hükümleri de ortadan kaldıracaktır. Yeniçeri mezar taşlarındaki askeri remizler ise ayrı bir yazı konusu olacak ve -Yeniçeri mezar taşları adlı yazımızda detaylı bilgiler verilecektir.
(devam edecek)
Semboller ve anlamları...
Osmanlı mezar taşlarındaki şekiller, semboller ve kabartmalar eski Türk Balbal, Kurgan ve Bengütaşlar kültürünün bir yansımasıdır ve Türklerin tarih sahnesine çıkışından beri kullanılmaktadır. Dünyanın her bölgesindeki Türk topluluklarında da bu gelenek hala tüm ihtişamı ile devam etmektedir. İslam da mezar taşı dikme âdeti olmamasına karşın, Türkler bu köklü defin kültürlerini devam ettirmişler ve bu kültür Osmanlı döneminde önemli bir sanat dalı olmuş ve çok sayıda meslek erbabının ekmek yediği bir sanayi haline gelmiştir. Osmanlı hanedan üyelerinin ve devlet memurlarının mezar taşları saray tarafından yaptırılmış ve çok sıkı kurallara bağlanarak sanat yönü ve estetik standartları korunmuştur.
Genellikle kadın mezar taşları semboller, şekiller ve kabartmalarla donatılmıştır. Ancak 19.yy dan itibaren erkek taşlarında da kullanılmıştır. Osmanlı hiçbir şeyi mezar taşına süs olsun diye nakşetmemiştir. Her şeyin bir sebebi ve anlamı vardır. Her biri usta bir hakkakın ve nakkaşın elinden çıkan bu zarif estetik bezemeler kadına verilen önemi yansıttığı gibi ayni zamanda Türk düşüncesinin binlerce yıllık uygulamalarından imbikle süzülen inci taneleridir. Kendine has anlamı olan, binlerce sözcük içeren ifadeleri bir tek sembolle anlatan ve ziyaretçilerin hayranlıkla seyrettiği bu bezemeler bugün kadim medeniyetimizden bize intikal eden eşşiz emanetlerdir. Çok zengin bir halk kültürü olan büyük Türk milleti, Osmanlı eliyle bu sembolleri ölümsüzleştirmek için mezar taşlarına kazıyarak çağlar ötesinden bugünkü nesillere mesaj göndermekte ve ne kadar büyük bir medeniyetin mirasçıları olduğumuzu adeta gözler önüne sermektedir.
Osmanlı mezar taşlarındaki her sembol, şekil veya obje bir mesajı belirtir. Mezar taşlarında sık kullanılan bitki, meyve ve vb. objelerin Türk halk kültüründeki anlamları taşlara nakşedilmiştir. Örneğin lale çiçeğinde Allah ın birliğini, azametini ve Allah sevgisini, Gül de Hz. Peygamber sevgisinin boyutlarını, Servi ağacında yüce yaradana boyun eğmeyi ve tevekkül içinde kadere rızayı, hançer motifi ile mevtanın çok kısa bir ömür sürdüğünü veya salgın bir hastalıktan öldüğünü, Hurma meyvesi ile ahirette cennette olmayı, üzüm salkımı ile bereketi ve bolluğu ve Hayat ağacı ile dünyadan göğe yükselmeyi ve yaşarken asil bir soya mensup olunduğunu anlarsınız.
Bilhassa 1730 Lale devrinden itibaren klasik sanatlarımızda başlayan bozulma ve batı etkisi mezar taşlarına da yansımıştır. Geleneksel bezemelerle birlikte bazı meslek remizleri taşlara nakşedilmiş ve hatta heykel boyutlarında anıtsal eserler yapılmıştır. Çapa ile mevtanın denizci ,Ay-yıldız ile vatanını çok sevdiğini, Kılıç kabartması ile subay, Top arabası ile topçu, Barutluk ile Harbacı, Osmanlı arması ile yüksek rütbeli devlet memuru olduğunu hemen anlarsınız. Bu semboller, Yeniçeri ordusu bölük remizlerinin 19.ve 20. yy.da şekil değiştirip mezar taşlarına yansıtılmasıdır. Ayrıca binlerce senelik bazı motifler mezar taşlarında kullanılmıştır. Çark-ı felek çileli bir ömrü, Mühr-ü Süleyman ile Allah ı en güzel ismi ile anmayı, Duvak motifi ve Ters lale ile evlenemeden ölen genç kızı, Cami kabartması ile dindarlığı ve Kandil ile kabirde nur içinde yatmayı anlar ve derin tefekküre dalarsınız.
Kısacası Osmanlı mezar taşlarındaki bu bezemeler çok kapsamlı bir araştırmayı gerektirir. Sayılarını tam olarak bilinmeyen yüzbinlerce Osmanlı mezar taşları incelenirse muhteşem bir medeniyetin azameti ve zenginliği tüm yönleri ile ortaya çıkarılabilir. Özellikle Yeniçeri mezar taşları üzerinde yapılacak derin ve ilmi araştırmalar tarihimizin bu çok tartışılan özel askeri sınıf üzerindeki yanılgıları ve peşin yargılı hükümleri de ortadan kaldıracaktır. Yeniçeri mezar taşlarındaki askeri remizler ise ayrı bir yazı konusu olacak ve -Yeniçeri mezar taşları adlı yazımızda detaylı bilgiler verilecektir.
(devam edecek)